Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
YILMAZ GÜRBÜZ’DEN ‘ACILAR MASAL OLDU’
Mustafa Kemal’in romanı!
acılarını da ki Balkan Acı-
GÖKÇE FIRAT sı bir romanının da adıdır.
Mustafa Kemal’in
Romanı’nın birinci cildi-
ZÜBEYDE HANIM’LA BAŞLAYAN TARİH
nin adı da çok şey anlatır:
İleri Yayınları tarafından 5 cilt olarak yayımlanan Musta-
Acılar Masal Oldu. Acılar
fa Kemal’in Romanı’nın ilk cildi Acılar Masal Oldu’da Yıl-
masal olur, intikam hırsı-
maz Gürbüz, Atatürk’ün yaşamını, Türkün ve Atatürk’ün
na dönüşmez, hesaplaş-
hikâyesini bir kadınla, sadece Mustafa Kemal’in değil tüm
ma çağrısı yapılmaz, mo-
Türk milletinin anası olabilmiş Zübeyde Hanım’dan başlatıyor.
dern Türk milliyetçiliği
Mustafa Kemal’in Romanı’nda Zübeyde Hanım’ın çocuk-
geçmişe dönmez; geleceğe
luğundan başlayarak akmaya başlar hikâye. Romanın asıl
yönelir. Nitekim Yılmaz
kahramanı Mustafa Kemal değildir de Zübeyde Hanım’ın
Gürbüz ardından Cumhu-
kimliğinde Türk kadınıdır adeta. Zübeyde Hanım’ın yaşa-
riyetin romanlarını yazma-
mı Osmanlı’nın Balkanlar’ı kaybettiği acılarla dolu bir dö-
ya başlar.
neme denk gelir. Türk kadınlarının çoğu gibi bu evrede ço-
Balkan Acısı ile başlayan,
cuklarını da kaybetmiştir, eşini de. Milyonlarca Türk, evi-
Mübadiller ve Mehlika ile
ni, toprağını, tüm malını mülkünü kaybetmiştir, en önemli-
devam eden romanlarında Türkün Balkan Ergenekon’un- gelecek arasında bir köprüdür.
si de vatanını kaybetmiştir.
Acılar Masal Oldu’nun yayımlanışından 35 yıl sonra Yıl-
dan çıkışını okuruz. Yol gösteren Bozkurt Atatürk’tür ve ar-
Atatürk’ün neden milliyetçi olduğu anlatılırken genel-
tık modern bir ülke kurmak için savaşmaktadır. maz Gürbüz romanını, Atatürk’ün tüm yaşamını anlata-
likle Fransız İhtilali’nden örnek verilir oysa onu milliyetçi
cak şekilde devam ettirir ve 5 kitaptan oluşacak Musta-
Yılmaz Gürbüz, Atatürk Devrimi’nin bir neferi olarak
yapan yaşadıklarıdır, gördükleridir, duyduklarıdır.
fa Kemal’in Romanı tamamlanır. 2. cilt Çakır Mustafa, 3.
savaşanlardandır. Bir Cumhuriyet savcısı olarak ülkenin
O bir Balkan Türküdür ve milliyetçi olmadan millet olu-
dört bir yanında görev yapacaktır, eşi Ülkü Hanım ise bir cilt Selanik’ten İzmir’e, 4. cilt Gazi Paşa, 5. cilt ise Atatürk
namayacağını bir çocukluk dersi olarak öğrenmiştir. Fa-
alt başlıklarını taşır. Böylelikle Selanik’te başlayan hikâye
öğretmen olarak Cumhuriyet çocuklarını eğitecektir.
kat onun milliyetçiliğinin laik kökeni de sanırım Zübey-
Balkan Acısı’ndaki toprak düzeni ve toplumsal ilişkiler Dolmabahçe’de son bulur.
de Hanım’ın koruyucu ve yaratıcı rolünü görmesindendir.
Atatürk öldüğünde, bir millet büyük bir acıya gömülür. Mil-
artık yerini modern bir kent yaşamına bırakır. Var olmak
Türk milletinin geleceğini kadınlarda görmüştür.
için artık modernleşmek ilk şarttır, çağa ayak uyduranlar yonlarca insan Ata’sını yitirmiş ağlamaktadır. Ama Atatürk’ün
BALKANLAR’DAN CUMHURİYETE hayatta kalacaktır. Ankaralı Gelin adlı romanında modern- mirası, gözyaşı değil gülümsemedir. Nitekim Gürbüz de ilk
Yılmaz Gürbüz, Selaniklidir. Hatta aile büyükleri Musta- leşen Türk milliyetçiliğinin dönüşümünü de görürüz, geri- cildi şu cümle ile bitirecektir:
fa Kemal’in ve Zübeyde Hanım’ın ahbabıdır. Gürbüz’ün ro- ci dinci yapıların karşı devrimci rollerini de. “Onun karamsarlık ve yenilgi bilmeyen ruhu ve kişiliğiy-
manlarında 150 yıl öncesinin Selanik sokaklarını okursunuz,
Atatürkçü, milliyetçi, laik bir kuşak yetişmektedir, Gür- le Türk milletinin kötü kaderi yakın zamanda değişecek ve
köylerine gidersiniz. Balkanların sevinçlerini de okursunuz büz de hem bu kuşağın bir temsilcisidir hem de geçmiş ile Türk milleti sonsuza dek Mustafa Kemal’le gülecekti.”
n
ASA BRIGGS VE PETER BURKE’TEN
‘Medyanın Toplumsal Tarihi’
çıkmasıyla ortam alanının genişlediği dönem- gelen araçlardan bağımsız olarak da belirlenerek okurun zih-
HAKAN İSMAİL ŞİRİNER
ler ve sonrasına (telgraf, telsiz, telefon, gazete, ninde “öz”ün ortaya çıkarılmasına yardımcı oluyor.
radyo, televizyon vb.) eşitlenen ya da en azın- Söz gelimi sözlü kültürün taşıyıcı unsurları “şiir / şarkılar,
TEMEL BAŞVURU KAYNAĞI
dan yoğun olarak bu dönemlerle anılan bir talih- balatlar hatta ritüeller, imgeler” ve sonrasında gelişen “iko-
İletişim ortam ve araçlarının hızla serpildiği
sizliği olsa gerek. nografi” gibi araçlar da iletişim ortamının parçalarıdır. Daha-
20. yüzyıl ve milenyum çağında, teknik, ortam
sı yazarların alıntıladıkları Bauman, “Katolik Kilisesi’nin va-
ve araçların insan yaşamını tüm yanlarıyla nasıl
MATBAADAN MEDYAYA...
az kürsülerini ‘kitle iletişim aracı’ olarak” (s. 56) tanımlıyor.
ve ne yönde etkilediği / etkileyeceği, söz konu-
Belki de bu nedenledir ki yazarlar da kitabı,
Bu yöndeki tarihsel referanslar dolayımında, sözlü ileti-
su araçlar setinin (medya) dizginlenebilirliği, ne
terime değinerek açıyorlar: “Medya’ terimi İn-
şimden yazılı iletişime, görsel iletişime, multimedya iletişi-
ölçüde hizmet edici ne ölçüde işbirlikçi olduğu,
gilizceye 1920’lerde yerleşmiş olsa da iletişim
mine ve medyalararası iletişime doğru ilerleyen süreçte su-
bir soru(n) olarak kendini dayatmıştı.
araçlarına yönelik ilgi çok daha eskiye dayan-
nulan görünüm ile çağımızın medya dinamikleri geniş bir
Innis’ten McLuhan’a, Ong’a; Baudrillard’dan
maktadır.” (s.19)
uzanım ağıyla berraklık kazanmasına dayanak oluyor.
Postman’a Habermas’a; Frankfurt Okulu üyele-
Medyanın serüveni tam da bu “daha eski” ola-
Yine medyayı “iktidar, ekonomi, kültür, kamusal alan,
rinden Chicago Okulu üyelerine kadar pek çok
nın araştırılmasıyla başlıyor. Yazarlar McLuhan
teknoloji, propaganda, sansür ve küreselleşme” gibi ilişki-
isim de soruna neşter atmıştı.
kadar geriye, “kabile” çağlarına uzanmasalar da
ler bütünü içinde düşünmeye davet etmesi ve soruları kış-
“İletişim” çalışmalarının temel bir disiplin
Eski Yunan ve retorik geleneğine atıfta bulunup
kırtması açısından da değer kazanıyor. Kuşkusuz kitap bu
hâline geldiği ve artan bir ivmeyle akademik çalışmaların
kronolojiyi ileri sarıp matbaadan başlayarak iletişim ortam ve
yönüyle alan dışı okuyucuyu da kendisine davet etmekte.
kültür yaşamına katkıda bulunduğu günümüzdeyse medya ol-
araçları olarak medyayı açımlıyorlar.
gusunu hem kavramsal zemini üzerinden hem de tarihsel bir
Kitabın alt başlığında da adı geçen Gutenberg ve matba-
KİTABIN GELECEĞİ...
perspektif içinden yakalayarak zaman içinde temel bir baş-
aya hatırı sayılır bir önem atfedilmekle birlikte çalışmanın
Son olarak yazarların nesne olarak kitaba ilişkin iyi niyet-
vuru kaynağı ve klasik ders kitabı haline gelen, Peter Bur-
bir Matbaa Devrimi düşüncesinden hareket etmediklerini de
lerini analım. Antwerp Üniversitesi’nden bir akademisyen,
ke ve Asa Briggs’in ortak çalışması Medyanın Toplumsal Ta-
belirtmek gerekir. “Matbaanın bulunuşunu çığır açan bir
“teknolojik araçları da ele alan bir bölüm içeren çalışma, or-
rihi gözden geçirilmiş 4. Edisyon ile okur karşısına çıkıyor.
icat olarak görme fikri eskimiştir.” (s. 46)
tam olarak eski bir mecra olan basılı kitabı kullanıyor” diyor.
İlk baskısı 2002’de yapılan kitabın bu edisyonundaki çe-
“Avrupa kültürünü tek bir iletişim aracı üzerinden tanımla-
Oysa yazarlar “Bu mecrayı seçmemiz, kitabın geleceğine da-
şitli gözden geçirmelerin yanı sıra en belirgin değişiklik,
mak yanıltıcıdır” (s. 56) diyen yazarlar bu nedenle Rönesans
ir beslediğimiz iyimserliği yansıtıyor” (s. 17) diyerek önsözde
Asa Briggs’in yazdığı 8. bölümün, yazarın 2016’daki ölü-
öncesi dönemlerden de örneklerle geniş bir havzaya uzanırlar.
değiniyor buna. “Matbaa çağında el yazmalarının olduğu gi-
münün ardından güncellenmesidir.
Her ikisi de önemli kültür tarihçileri olan Briggs ve Bur-
bi kitabın da yeni iletişim biçimleri yanında varlığını sürdü-
Espen Ytreberg, 2000’ler sonrası gelişmelere odaklanan
ke, ele aldıkları konuyu karşılaştırmalı veriler altında geniş
receğine inanıyoruz.” (s. 17) Yine iki yazarlı (Eco/Carrière)
“Sosyalleşmenin Dönüşü” başlıklı bölüm ile 21. yüzyılda-
bir kültür tarihi panoraması içinden sunuyorlar. Bu nedenle
bir başka kitapta da benzer niyetleri okumuştuk. (Bkz: Kitap-
ki özellikle sosyal medya ve multimedya gibi yeni medya
kronolojik ilerleme dolayımında medya anlatımına “imgeler
lardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın)
n
oluşumlarını irdeliyor. Böylece yoğun olarak Gutenberg ve
/ ikonalar, reform, din savaşları, denizcilik, buhar gücü, de-
matbaa merkez alınarak tartışılmaya başlanan süreç, medya- mir yolu, eğlence” gibi yan değiniler eşlik ediyor. * Medyanın Toplumsal Tarihi IV. Edisyon:
nın gelişimi, yükselişi, küreselleşmesi, kitle iletişim araçları Medya tarihi ile kültür tarihi eş zamanlı ilerlemesi, okurda Gutenberg’den Facebook’a / Asa Briggs, Peter Burke /
gibi uğraklar sonrasında dijital alana varıyor. oluşacak neden ve niçin sorularının aydınlatılmasına da ön açı- Çeviren: Yasemin Karalı / Editörler: Hakan İsmail Şiri-
Medya teriminin, özellikle kitle iletişim araçlarının ortaya yor. Böylece medya denilen olgunun esas varlığı ilk elde akla ner, Nida Özdemir / Kırmızı Yayınları / 440 s. / 2023.
12 15 Haziran 2023