14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MERHABA GÖNÜL ÇATALCALI’DAN ‘ÇÖP-KENTİN EFSANESİ’ ısa süre önce tek ciltte yayımlanan Bütün K Şiirleri gibi usta ya- ‘Her şey karşıtıyla vardır!’ pıtlarla aydınlatmaya de- vam eden; şairliğini hekim- Gönül Çatalcalı’yı uzun zamandır izlerim. Yazdıklarının hemen tümünü okudum. İlk romanı “İsimsiz” likle, devrimcilikle bütünleş- tirerek büyümüş, Cumhuri- hakkında, “Romanı Öykücü Yazarsa” başlıklı bir değerlendirme yazmış ve “öyküde açılmış, sivriltilmiş yet Devrimleri ile biçimlenmiş bir kalemle yazılan romanın tadı”ndan söz etmiştim. Çöp-Kentin Efsanesi (Tekin Yayınevi) de aynı Atatürkçülüğün, Aydınlanma- yetkinlikte yazılmış. Çatalcalı, kentin çöplüklerinde dolaştığı, kimsenin görmek istemediği kirli poşetleri nın, sürekli devrimin bilge- si, Adnan Binyazar’ın deyişiy- didikliyor romanında. Çöplüğün kıyısında yaşayan, çöp kamyonunu beklerken sabırsız, aç, kıskanç, le “hem düşüncesinin hem şi- yorgun insanlarla, onların tam karşısındaki zengin yaşamları şiirsel bir dilde ustalıkla kurguluyor. irinin başlangıcı” olan halkın derdini dert edinmiş büyük düşün adamı ve şair, Cemal FEYZA HEPÇİLİNGİRLER Süreya’nın deyişiyle “Ede- biyatımızın Cumhurbaşkanı” n Sevgili Gönül, kitaba konu olan “çöp” meselesini yazmaya karar Ceyhun Atuf Kansu kapağı- verdikten sonra nasıl bir çalışma yaptın? Gidildi mi çöplerin dağ gi- mızda. Öner Yağcı’nın ince- lemesi... bi yığıldığı yerlere? O derme çatma evlerde yaşayan insanlar yakın- dan gözlendi mi? Üçüncü sayfamızda, Feyza Hepçilingirler’in İzmir’deki Harmandalı vahşi depolama alanını 90’lı yıllarda görmüş- Gönül Çatalcalı’yla çöplü- tüm. 2019’da yeniden gittim. 15 yıl hedeflenerek yapılan bu yer, 30 yıl- ğün kıyısında yaşayan, çöp dır kullanılıyordu. Çöp, daha geniş bir alana yayılmış, halkın şikâyetleri kamyonunu beklerken sabır- artmıştı. Çevresi yine, ekmeğini buradan kazanan insanlarla doluydu. sız, aç, kıskanç, yorgun in- Çeşitli yerlerde sayısız atık toplayıcısıyla konuştum. Gecekondu böl- sanlarla, onların tam karşısın- gelerinde beş altı kişinin hem çöp biriktirdikleri hem yaşadıkları birkaç daki zengin yaşamları şiirsel metrekarelik odaları gördüm. Sosyal güvenceleri yoktu. Durumları yal- bir dilde ustalıkla kurguladığı nızca yoksullukla açıklanamazdı. romanı Çöp-Kentin Efsanesi Bunların dışında eski büyük çöplükleri (Halkalı, Ümraniye) araştırdım. üzerine söyleşisi yer alıyor. Çöpün kıyısındaki yaşamları anlatan yerli, yabancı belgeselleri, kısa ve Emin Adnan, Erol uzun filmleri, röportaj videolarını izledim. Çok sayıda fotoğraf biriktir- Mütercimler’in “Soykırım, dim. Bu konuda yazılmış makaleler okudum. Sömürgecilik, Kölecilik, n Romanın belkemiğini bir anlamda karşıtlıklar oluşturuyor. Çöp da- Emperyalizm, Kapitalizm” alt ğına ilerleyiş, içerikle tam bir karşıtlık oluşturacak şiirsel bir anlatım- Dünyaya bakışımız yazdıklarımızı belirliyor. Sınıflar arasındaki uçu- başlığıyla yayımlanan kaynak la verilmiş. Pisliğin oranı arttıkça dil destanlaşıyor. Çöp dağına kişilik rum gün geçtikçe derinleşiyor. Sistemin uydusu olmuş, tüketim çılgın- niteliğindeki incelemesi kazandırmak, başrol vermek, romana efsane havası katmak için miydi? lığına ve paranın şehvetine kapılmış kesimin gözleri yukarılara çevrili. Coğrafi Keşifler’i inceliyor. Bu çok boyutlu konuya hangi pencereden bakacağımı düşündüm ilkin. Baktıkları noktanın altında kalanları hor gören ya da hiç görmeyenlerle Berrin Karadeniz, Prof. Dr. Uzun bir kurgu denemesi sürecinden sonra hayali bir “çöp dağı” yarattım. dolu vahşi bir çarkın içindeyiz. Üstün Dökmen ile kökleri- Devasa dağın eteklerine kahramanlarımı yerleştirdim. Önceki romanımda İnsanca ilişkilerden söz ediyorum romanda ancak anlattığım dün- ne bir yolculuk yaptığı, de- cansız varlıkları konuşturmuştum, bu kez de böylesine heybetli bir dağı. ya her gün biraz daha ütopyalaşıyor. İyilik, kuşku ve şaşkınlık yaratı- rin analizleri, bireyden toplu- Dil konusuna gelirsek, dil bir edebiyat yapıtındaki en önemli unsur. ma uzanan psikolojik tahlil- yor! “Neden herkes bu kadar iyi” sorusu, “Bunca kötülük neden” so- Çirkinlikleri aktarırken bile dilin estetik değerleri öne çıkmalı, zengin leri ve yetkin kurgusuyla dik- rusunun önüne geçiyor. Bu algı egemen olduğu sürece iyilikleri yazma- çağrışımları olmalı. Şiir bu konuda geniş bir alan açıyor. kat çeken biyografik romanı ya devam edebilirim. Belki iyilik de virütik hastalıklar gibi Şiirin, dili sonsuz kullanım biçimlerinden yararlanıyorum. Palandöken’i konuşuyor. bulaşıcıdır, belli mi olur? n Çöplükte bir bebek bulmak, ne yazık ki fazlaca kar- Mehmet S. Aman, Özlem şılaştığımız ama sorgulamadığımız bir durum. Anlattığın KADINLAR... Özdemir ile 11 Cumhuriyet olay gerçek yaşamdan mı alındı? kadınının portresini sundu- n Romanın masalsı atmosferine gerçekler zaman za- ğu, Osmanlı’nın son ve “ka- Roman tümüyle kurmacadır. Ancak, yazdığımız her soru- man keskin bir ışık gibi düşüyor. Kadınlar bazen yardım- nun toplumda bir karşılığı bulunur. Hatta daha ilginçleri, çok dın devrimi” olanak nitelediği laşıyor bazen birbirilerine karşı düşmanca tavırlar takı- Cumhuriyetin ilk yıllarında ka- daha şaşırtıcıları. Çiçero’ya mal edilen bir söz vardır: “Gök nıyorlar. Sence kadın kadının dostu mudur, kurdu mu? dınların durumlarını incelediği kubbe altında söylenmemiş söz kalmamıştır.” Ondan 2000 Ataerkil ortamda yetişmiş, eğitim görmemiş, şiddetin, Kadınlar Cumhuriyeti-Bilimde yıl sonra, bugün ise, yazılmayan konu kalmamıştır. O neden- aşağılanmanın her türlüsünü yaşayan kadınlarda, “öteki Öncü Kadınlar’ı konuşuyor. le, bilindik bir olaydan nasıl farklı bir kurmaca gerçekliği ya- kadın”a yani istenen, beğenilen kadına karşı tepki oluşur. M. Sadık Aslankara, ratıldığı önemlidir. Olayın kendisinden çok, hangi bakış açı- Bu kadınlar, sistemin yaratmak istediği değerleri zorunlu “Sinema; yaşamda bir yer sıyla, nasıl bir dille, kurguyla anlatıldığı... olarak içselleştirirler. gösterici” başlıklı yazısında, Aşağılanmanın intikamını, kendisinin yapamadığını ya- ‘ANLATTIĞIM DÜNYA HER GÜN BİRAZ DAHA Semir Aslanyürek, Film pan, sürüden uzaklaşan hemcinslerinden almak isterler.An- ÜTOPYALAŞIYOR!’ Yönetimi Atölyesi, Eva Selin, cak ortak niyetler anlaşıldığında iki kadın aynı safta yan yana durabilir. n Çöplüğün kıyısında yaşayanların yanında, onlarla tam karşıt kö- Transmedya Kültürü-Trans- Kadına “kurt kadınlık” özelliğini yakıştıran, kadınları birbirine kırdırma- şe oluşturan yaşamları romana neyi amaçlayarak ekledin? medya Ekosistemine Eleştirel ya çalışan cinsiyetçi bakış açısının ürünüdür. Bir Bakış ve Cangül Akdaş’ın Her şey karşıtıyla vardır ve onları karşıtlarından yola çıkarak tanım- Birbirinin kurdu olma durumu erkekler arasında da vardır hatta çocuk- Türk Sinemasında Ölüm ve larız çoğu kez. Zenginlik varsa yoksulluk da vardır. Hatta zenginlik luktan başlayarak. Ancak erk onlarda olduğu için, bu rekabetçi “kurt er- Türk Sinemasında İntihar adlı yoksulluğun sırtına basarak oluşturulur. Daha ötesi, dünya pastasından keklik” olayı doğal hatta gerekli görülür. kitaplarını irdeliyor. en büyük dilimi zenginler aldığı için yoksulluk artmaktadır. n Romanı okuduktan sonra kâğıt toplayıcılara, çöplerle uğraşan- Y. Bekir Yurdakul, Lucile de Buna karşın, ışıltılı ve tertemiz görünen yaşamların içinde kirin, çir- Pesloüan’ın Arkadaşlık Bekle- lara, romanınızdan çıkıp gelmişler gibi baktığımı fark ettim. Çöpe bir kinliğin âlâsını buluruz, gözlerimiz kamaşmadan bakabilirsek. Çöplük mez ve Mehmet Atilla’nın Ha- şeyler atarken “Bunları da karıştıracak mı birileri?” diye düşünür ol- kirlidir ama içinde nice güzel insan, temiz yaşam barındırır. Karşıtlıkla- yal Rüzgârları’nı merceğe alıyor. dum. Romanın dönüştürücü etkisi diyebilir miyiz buna? rı kullanarak bu çelişkileri vermek istedim. “Değer” dediğimiz şey, her Vitrindekiler ve Mustafa Romanı kaleme alırken tam da bunu hedeflemiştim. Toplumun farklı koşulda insan olma, insan kalma gerçekliğindedir. Başaran’ın hazırladığı Bul- bir kesimini, acıları ve sorunlarıyla görünür kılmak, onların içimizden n Kötülükleri kanıksadığımız bir dünyada sevginin, iyiliğin ro- maca ile de düşün trafiği sü- manını yazmış, neredeyse bir ütopya kurgulamışsın. Asıl amacın biri olduklarını duyumsatmak. Kahramanlarımın kitap bittiğinde ara- rüyor! Çöp’ten yola çıkarak daha iyi bir dünya hayali oluşturmak mıydı? mızda yaşadığını öğrenmek çok güzel bir duygu. n İyi okumalar... l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Alev Coşkun l Genel Yayın Yönetmeni: Tuncay Mollaveisoğlu l Yayın Yönetmeni: Gamze Akdemir l Tasarım: Bahadır Aktaş l Editör: Mehmet S. Aman l Sorumlu Müdür: Aslan Yıldız l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli- İstanbul l Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Uets: 25999 - 15079 - 37611 l Reklam Genel Müdürü: Esra Bozok l Reklam Rezervasyon: Tel: 0 (212) 343 72 74 Mail: reklam@ cumhuriyet.com.tr l Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. AŞ, Yenibosna Mah. KITAP 29 Ekim Cad. No: 11A/41 Bahçelievler - İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle