Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
(17 MART 1938-27 EYLÜL 2014)
Toplumsalcı Türk Şiirinde
Cézanne’ın çağdaşı bir usta:
Metin Demirtaş!
Metin Demirtaş (17 Mart 1938-27 Eylül 2014) şiirin, Şiirlerinde “İzlenimciliğin” (Empresyonist) belirgin
ulusal yatağında yürürken düşüncesinin demir etkileri yansır. Doğa esinli tablolara, renklerin
ayağını bir pergel gibi toprağına gömüp, diğeriyle pastel tonları eşlik eder. Cézanne’da ayrıntıdan
evrensel çaplı bir daireyi dolanır. Sizi bu evrensel uzak, gösterişe düşmeden, yalın olana yöneliş,
sınırlar içinde insani olan her şeye taşır. pastel tonlarda renklerin kullanılması, fırça
Şiirlerinde dil yalınlaşır. Toplumsal temalı bir sürüşlerindeki kabalıktan uzaklaşma isteği ne ise,
şiir gerçekliğiyle buluşulur. Dilinde Karacaoğlan Demirtaş’ın şiirlerinde seçtiği sözcüklerle betimleyip
edası. Yunus’un yalın, içten söyleyişi yansır. Halk önümüze koyduğu doğa da, aynı duyarlığın
temelli bir dil örgüsünde, Türkçenin, Anadolu dil ürünüdür. Toplumsalcı Türk şiiri tarihsel belleğini
ezgilerinden, yüzünüze Akdeniz güneşi, teninize yitireli 8 yıl oldu. Aramızdan ayrılışının 8. yılında
Torosların meltem serinlikleri çarpar… anısına saygıyla…
den süzdüğü özle buluşuruz.
ALİ EKBER ATAŞ
Müziği unutmayalım. Her ne kadar Yörük edalı,
Akdeniz duyarlığı, Karacaoğlan edası taşımış olsa
TÜRK ŞİİRİNİN 45 YILLIK BELLEĞİ
da Vivaldi’nin “Dört Mevsim”inden çağrışımlar,
Toplumsalcı Türk şiiri tarihsel belleğini yi-
titreşimler yankılanır kulaklarımızda.
tireli sekiz yıl oldu. Bu sekiz yılda çok değişti.
Belleğimizde Cézanne’ın ölüdoğa (natürmortla-
Edebiyat dünyası yitirdiği her ustasıyla daha da
rı) ve manzara resimleri (peyzajları) ya da desenle-
yoksullaştı. Gidenlerin yeri dolmadı, hiçbir za-
rinden herhangi birisi canlanır:
man da dolmayacak:
Cézanne’ın (1839-1906) Eriyen Karlar adlı tablo-
Talat Sait Halman, Yaşar Kemal, Gülten Da-
sunu gözlerimizin önüne getirir. Bu benzerlik, salt
yıoğlu, Vecihi Timuroğlu, Sennur Sezer, Ta-
resim-şiir boyutunda kalmaz. İki farklı kıtanın (As-
rık Dursun K., Fikret Otyam, Ahmet Oktay, Mu-
ya-Avrupa) ayrı sanatçıları olarak yaşadıkları çağın
zaffer İzgü, Emin Özdemir, Vedat Türkali, Ül-
gelişmeleri karşısında, kendilerine özgü sergiledikle-
kü Tamer, Refik Durbaş, Mehmet Genç, İlhan
ri tutum, geliştirdikleri duyarlık ve yaşamlarının belli
Berk, Erdem Beyazıt ve Metin Demirtaş’ın ol-
dönemlerindeki benzer suskunluklara da dikkat çeker.
madığı bir edebiyat dünyası elbet ki yoksul ve
Cézanne’da ayrıntıdan uzak, gösterişe düşme-
öksüz bir edebiyat dünyasıdır.
den, yalın olana yöneliş, pastel tonlarda renklerin
Metin Abi’ye gelirsem… Onu, dört dizelik “Ha-
kullanılması, fırça sürüşlerindeki kabalıktan uzak-
zır ol kalbim/ Türküsünü söylemeye/ Derin yara
laşma isteği ne ise Demirtaş’ın şiirlerinde seçtiği
almış/Bir umudun” şiiriyle tanıdım. Şiir dünya-
sözcüklerle betimleyip önümüze koyduğu doğa da
sına yolculuğuma, bu şiiriyle başladım. Şiir der-
aynı duyarlığın ürünüdür.
yasının çalkantılı sularının yerel kıyılarında şai-
Lirizm ve hüzün iç içe. Yerel bitki dokusuyla Ak-
rin iç dünyasından yansıyan bütün inceliklerinin
deniz duyarlığı. Şiir temalarında herkes, suyu taşırma-
derin izleriyle karşılaştım. Antikiteli bir şehrin,
yan gül yaprağıdır birbirine. Şiirlerinin hemen hep-
Elmalı-Akçay sevinci Akdeniz esinli bir şair.
rak, toplum ve eğitim sorunlarına da eğilmiştir. Şiirleri, dil
sinde doğa, izlenimci betimlemelerle yansıtılır. Cézanne’ın
ile doğa ilişkisinde Akdeniz iklimine özgü sıcaklığını taşıyan
pastel renkleri, şiirlerinde alçakgönüllü ses tonlarına dönü-
ATATÜRK DEVRİMİ’NİN ÇOCUĞU
sözcüklerinde, yerel tatlarıyla buluşturur. Doğaya düşkünlü-
şür. Ne baritondur ne de tiz. Çizgiler, kaba pentüre dönüşmez.
Atatürk’süz Türkiye’ye doğmuş. Yoksul bir ailenin
ğü, doğasından. Sarı Defterden Bir Yaprak’ı okurken şu notu
Her ne kadar Van Gogh ve Monet’yi sevip, çalışma oda-
dört çocuğundan biri. Savaştan yeni çıkmış 15 yaşında bir
düşmüşüm: “10 Ocak 2008, Okulda… / Metin Demirtaş’ın şi-
sının duvarlarına resimlerin tıpkıbasımlarını assa da, şiir-
Cumhuriyetin, 13 yaşındaki çocuğudur Metin Demirtaş (17
irlerinde dil yalınlaşır. Doğa esinli tablolara, renklerin pas-
lerinde Cézanne’ın manzara resimleri, natürmortları, de-
Mart 1938-27 Eylül 2014).
tel tonları eşlik eder. Toplumsal temalı bir şiir gerçekliğiyle
senlerinden izler vardır, daha çok. Van Gogh’un sert fır-
O bir devrim çocuğudur. Atatürk’ü görmemiştir. Ne ki
buluşurum. Dilinde Karacaoğlan edası. Yunus’un yalın, iç-
ça darbeleri, aynı yoğunlukta şiddetli ışığı, burgaçlı sarıla-
o’nun kurduğu devrimci bir Cumhuriyet’le büyümektedir;
ten söyleyişi yansır. Halk temelli bir dil örgüsünde, Türkçe-
rı, Monet’nin kır esintili tabloları, kar örtülü evleri yansı-
yoksul, topraksız bir köylü ailesinin oğlu olarak.
nin, Anadolu dil ezgilerinden, yüzünüze Akdeniz güneşi, te-
maz şiirlerinde. Doğa, Cézanne’da olduğu gibi, izlenimci
Her gün serpilerek gelişip büyüyen Cumhuriyetin aydın-
ninize Torosların meltem serinlikleri çarpar…”
bir gerçeklikte betimlenmiştir.
lıkçı, devrimci ruhu ve rönesançı atılımlarıyla, nereye gitse
oraya aydınlığını da götürmektedir. O, kendisini geleceğine
ŞİİRİNDE CÉZANNE İZLENİMCİLİĞİ
ANA FİKRİN ANA FİKRİ!
götürecek olan bu sürece bir ilkokul öğrencisi olarak başlar
Metin Demirtaş’ın “Kırda” şiirinde olduğu gibi, bütün şiir-
Dünyanın neresi olursa olsun, şairin bu göçebe yaşamı,
ve ilkokulu köyünde tamamlar.
lerinde, özellikle resim sanatında ortaya çıkan “izlenimcilik”in
coğrafyadan coğrafyaya koşturması, iki ayaklı pergel gibi
Yayına hazırladığım Yasaklı Nasrettin Hoca Şenlikleri¹
(empresyonizm) belirgin etkileri yansır. Devrimci düşünce,
kullandığı bilincinin sivri uçlu ayağı yaşadığı Elmalı-Ak-
kitabındaki bütün olayları, en yakınında bulunan İbrahim
özü oluştururken doğa, “izlenimci” bir tarzda yansıtılmıştır.
çay-Antalya yerelinden ulusala, diğer ayağıyla da, ulusal-
Cingiz’le birlikte; köy köy gezerek, yaparak, yaşayarak…
Biçim öz ilişkisi, böyle kurgulanmıştır.
dan evrensel olana bir yay çizer. Sizi bu evrensel sınırlar
Metin Demirtaş’ın bir başka dikkat çeken yönüne de değin- Devrimci düşüncenin, şiir gibi bir üst dile aktarılırken şi-
içinde insani olan her şeye taşır.
mek isterim: Yayına hazırladığım çalışması bile tek başına
ire kazandırdığı devinim, yalınlığa yönelmedeki aşırı ti-
Aramızdan ayrılışının sekizinci yılında, Metin Ağabe’yi
Demirtaş’ı, Türk halkbilim alanındaki iki büyük usta Pertev
tizlik, resim sanatına soluk aldıran izlenimciliğin, devrim-
sonsuz saygı ve sevgimle anıyorum. n
Naili Boratav ile İlhan Başgöz’ün yanında anılmasına yeter. ci ruhuyla tezatlık değil, büyük bir uyum sergiler. Belleği-
1
Yeri geldi bir halkbilimci, çok kereler kendisine söyledi- Yasaklı Nasrettin Hoca Şenlikleri / Yayına Hazırlayan:
mizde canlanan tablo, bilincimizde yer eden doğanın izle-
ğim halde kabullenmese de bir sosyolog, eğitimbilimci ola- nimci tarzda verildiği bu görüntü, değişimin diyalektiğin- Ali Ekber Ataş / Kaynak Yayınları / 1. Basım: Eylül 2013.
6 29 Eylül 2022