Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Bize kendini anlat!
Günce; okunup geçilen, gün içinde olup bitenlere, yaşananlara bakan bir bakışla yazılandır ki,
bir daha pek dönüp okumazsınız. Oysa Günlük, zamanın ruhunun kayda geçirilişidir her
anlamda. Daha kalıcı, daha etkileyicidir. Bugün, André Gide’in günlüklerinin külliyatının ilk
cildine (1887 - 1925) dönerken bu ayrımı daha iyi gözleyebiliyorum. Bunu Dostoyevski’nin
3
Bir Yazarın Günlüğü’nde de hissettiğimi söylemeliyim.
GIDE, ATAÇ, DOSTOYEVSKİ sıtan günlükleridir. Orada yazara da-
André Gide’in günlüğünden seçme- ir her bir şeyi buluruz. Yer yer bir anla-
leri¹ okumaya yöneldiğimde, Nurullah tıya dönüşür günlüklerindeki metinler.
Ataç’ın Günce’sine dönme gereğini Bir deneme, bazen bir öykü, kimi kez
hissetmiştim. Ataç, güncesinin ilk gü- de roman ucu olarak belirir:
nü, ilk satırında şunları yazıyordu: - “Buz pateni. Üstünde daha önce
“Günce, sizin anlayacağınız ‘Hatı- kimsenin kayamadığı buz. Sudan ayırt
ra Defteri’, Firenklerin ‘Jurnal’ dedikle- edilemiyor - kalleşlik - suyun üstün-
ri. Bu jurnal sözünü duyunca belki de de kayıyormuşsunuz gibi – güneş ayna
Monsieur Gide’i düşünürsünüz, benim olan buzu aydınlatıyor- kendinizi gö-
de ondan özendiğimi sanırsınız. Hayır, rüyorsunuz üstünde- öyle ki, döner-
öyle bir günce değil benimki...”² ken hızımla bedenimin eğikliği birleşin-
Ataç’ın nasıl “günce” tuttuğunu ce, boşluğa uzanıyormuş gibi hissedi-
okurken anlıyorsunuz. Bunu “kendin- yor, Narkissos gibi o yansımanın üstü-
den yola çıkarak yazmak” diye nitele- ne eğilerek kendime çok yakından ba-
sek de “günlük”le “günce” arasında kıyordum.” (s. 380)
bir ayrım olduğunu düşünürüm. - “Stendhal benim için asla bir besin
Günce; okunup geçilen, gün içinde olmadı; ama sürekli ona dönüyorum.
olup bitenlere, yaşananlara bakan bir O benim mürekkep balığı kemiğim; ga-
bakışla yazılandır ki, bir daha pek dö-
gamı bileyliyorum onunla.” (s. 697)
nüp okumazsınız. Bu yanıyla biraz da Jean-Paul Sartré’ın
5
Oysa Günlük, zamanın ruhunun kay- Tuhaf Savaşın Güncesi (1939-1940),
da geçirilişidir her anlamda. Daha kalı- Gide’e bir selam duruşu gibi gelir.
cı, daha etkileyicidir. Her koşulda yazılabilen günlükle-
Bugün André Gide’in günlüklerinin kül-
rin kayda geçer yanı ânı yazınsallaştır-
liyatının ilk cildine (1887-1925) döner- 4 maktır. İçe dönüktür yazarın sesi, an-
“İz bırakan, yara da bırakır” diyen şairi Albert Camus’nün Defterler’inde de
ken bu ayrımı daha iyi gözleyebiliyorum. latımı. Kendi duygu / düşün yolculuğu.
hatırlatır yer yer günlüğüne yansıyanlar. gözlediğimizdir. Ondaki zamanın/gü-
Bunu Dostoyevski’nin Bir Yazarın André Gide’in yaptığı da bir yanıyla
18 Mart 1890 gününün yansıttığı sözle- nün notları içtenlikli olmanın ötesinde
3
Günlüğü’nde de hissettiğimi söyle- bu, diğer yanıyla da günlük yazımını bir
rinin ardına düşüyorum bir anda. her güne taşınan yaratıcılığının kayda
meliyim. 1873-1881 yılları arasında ya-
edebi tür olarak pekiştirici kılmasıdır.
Fuat Pekin çevirisinde altını çizdiğim geçirilmesidir. İleriki zamanlara Camus
zılanlar Dostoyevski’nin yaşadığı çağı Denebilir ki bir anlatıcının bize ken-
şu satırlar: “Ömrüm beklemekle ge- anlatısını / düşünce yapısını belirleyen
nasıl kavradığını, zamanının gerçekle- dini anlattığı ilk metinlerdir günlükler.
çiyor. Hiçbir şeye başlamaya cesaret her şey bu günlüklerde belirir.
rine, meselelerine dair neleri / nasıl dü- Neyi / nasıl düşündüğünü orada göre-
edemiyorum.”
şündüğünü bize anlatır. Dostoyevski’yi bildiğimiz gibi uğraşının yan ve yönle-
Orçun Türkay çevirisinde beni şöyle kar- KENDİNİ KAPILARDAN GEÇİREN
anlamak için günlüklerinden başlamak
rini de anlamamıza kapı aralar bu tür
şılıyor: “Beklenti içinde yaşıyorum. Artık YAZARDIR ANDRÉ GIDE
en doğru seçim olabilir. günlükler.
hiçbir işe başlamaya yeltenemiyorum.” Bir bakıma Gide’in günü yazılan söz-
Benzer durumu André Gide için de André Gide okuması için bir başla-
Günlüğü buraya kadar okurken aldı- lerini çağrıştırır Camus’nün yolculu-
söyleyebilirim. Yaşanan ve ele geçiri- ma noktası olduğunu söyleyebilirim
ğım notlara dönüyorum ara ara... Ora- ğu. Zira yazınsal belleğin labirentlerin-
6
len zamanın tanıklığıdır oraya yansıyan- Günlük’ün. n
da yazarlık yolunun izleri kadar, neyi / de gezinirsiniz André Gide’in günlükle-
lar. Öyle ki André Gide bunu, kendi iç-
nasıl söyleyebileceğinin de sesini gö- rini okurken. Yaşama / yaşadıklarınıza
1
zamanının sesi olarak da yansıtır bize. Günlük, André Gide, Çev. Fuat Pe-
rebiliyorsunuz. oradan bakarsınız.
İnsanın tekilleşme halinden bi- kin, 1990, MEB. Yay., 288 s.
Çağrısı olan bir yazardır. Bunu da
2
reyleşme haline geçişin nişanesi- Günce I (1953-1955), Nurullah
GÜNLÜK’Ü GÜNCE’DEN AYIRAN neyi / nasıl yaşamanız gerektiğini his-
dir onun günlükleri. Oysa Ataç, hep Ataç, 1972, TDK Yay., 489 s.
İÇSEL YOLCULUKLAR settirerek yapar.
3
“tekilleşme”de kalandır. O nedenle hır-
Yaratıcı bakışın izleri her satırın- Onu iyi anlatıcı kılan da yaşama / Bir Yazarın Günlüğü: I-II / 1873-
çındır, yıkıcıdır, yazısını köpürtendir. 1881, F.M. Dostoyevski, Çev. Kayhan
da kendini gösteriyor. Gide, Ataç gi- düşünme / edebiyat felsefesinin olma-
bi, bize kendini göstermek için yazmı- sıdır. Ahlakçı olması, yapıtındaki dü- Yükseler, 2005, YKY, 1210 s.
4
OKUDUKÇA YAZDI, YAŞADIKÇA Defterler: 1, 2, 3 - 1935-1959, Albert
yor. Kendi olduğu, kendini yaratıcı kıl- şünsel “öz”ü gölgelemez; tam tersi ne-
ZAMANININ ‘GÜNCE’SİNE TAŞIDI dığı için içsel yolculuklarda sürekli. yi / niçin anlatıp sorguladığının bakışı- Camus, Çev. Ümit Moran Altan, 2002 /
Gide, ilk günlüğünü 4 Ekim 1887’de
Günlük’ü Günce’den ayıran da bu. Ne- nı taşır size. 2003, İthaki Yay., 193+289+276 s.
5
kayda geçtiğinde 18 yaşındadır. Işığını yi / neden yazdığını bilmenin ötesinde, Yaşama tutkusundan var olma inan- Tuhaf Savaşın Güncesi, Jean-Pa-
orada hissettirir bize.
kendi yazı ibresini hep diri tutmak is- cına dek süren bir yolculuktur onun ul Sartré, Çev. Z. Zühre İlkgelen, 2006,
Okudukça yazan, yaşadıkça da oku- teyen bir yazarın / anlatıcının aynasıdır anlatı yolu. Bir bakıma kendini kapılar- İthaki Yay., 548 s.
6
duklarından süzülüp gelenleri zamanı-
günlük. Yazıya dönük zamanının sim- dan geçiren bir yazardır Gide. Günlük (1887-1925) I André Gide,
nın “günce”sine taşıyan biri. yası asıl burada oluşuyor bence. Onun bu yanlarını bize en iyi yan-
Çev. Orçun Türkay, 2022, YKY, 1524 s.
10 14 Nisan 2022