Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
‘Tuhaf Kuş’u ararken Çocuk kitaplarında çizimler neden bu kadar önemli hele ki okul öncesi için olanlar bir kez daha düşündürdü Bonilla bize. Yazarı ile çizeri aynı kişi olmak zorunda değil elbette ancak “birlikte” üretim başarıldığında ortaya çıkan sonuç, çizimlerin önemini daha anlaşılır kılıyor. EMEK YURDAKUL “ S iyah kuşlar, narin cılız kuşlar, zıplayan kuşlar ve çok uzun gagalı kuşlar gördü ama hiçbiri kendisine benzemiyordu.” Ah şu Bayan Manolita, “Ne demek istedi acaba?” Alvaro’nun kafası bir hayli karışık. “Hangi kuşa benziyorum?” diye düşünüp duruyor. Aynada kendini inceliyor. Keşif çantasını sırtlanıp parkta kuşların peşine düşüyor. Oradan da bir şey çıkmayınca kütüphanede alıyor soluğu... Ne yiyordu bu kuşlar?! Yok yenecek gibi değil kuş yemi. E uçamıyor da Alvaro, en havalısından kanatlarına rağmen… Neden Alvaro kuşların peşinde? Yanaklarının sıkılmasından nefret ettiği için takındığı masum yüz ifadesinden mi başına geldi bu? İki sorunun bağlantısı Bayan Manolita, yanakları sıkıştırmaya bayılan bir komşu. O gün asansörden inerken Bayan Manolita ona, “Suratın tuhaf bir kuşa benziyor” dedi. Buna takıldı aklı Alvaro’nun. Düştü kuşların peşine… Çünkü yazarın bize karakter için aktardığı ilk cümlede olduğu gibi “Alvaro da diğer çocuklar gibi çok meraklı”. KİM ŞU ALVARO? Hikâyelerin gülmece türüne dönmesinde karakterin verimliliği de konu kadar besleyici bir öğe şüphesiz. Tuhaf Kuş’ta yazar hem son derece sıradan hem de kendine özgü bir ana karakter yaratmış ya da bize sunumuyla bu tadı hissettiriyor. Pasta yemeyi, oyuncak arabalarla oynamayı, dinozorların kükreyişini, odasında kulübeler yapmayı seven Alvaro, okulu, matematik problemlerini çözmeyi, kurumuş yaprak koleksiyonu yapmayı ve uzay hakkında düşünmeyi de seviyor. Tüm bu özellikleri, metne paralel çizimlerle destekleyerek ilerletmiş hikâyeci. Metnin ince mizahı sadece sözcüklerle geçmiyor okura; çizimlerle paydaş aktarılan hikâyede, kahramanın hallerini, Alvaro’nun ne yaptığına şaşkınlıkla bakan diğer hayvanlarla ve yan karakterlerle de bezemiş. Ek olarak çizimler bize, Alvaro’nun kendine özgü beden hareketlerini, çeşit çeşit mimiğini, çaresiz ya da şaşkın olduğu anlardaki çıkmazlarını sunuyor. Yazıp resimlediği Tuhaf Kuş’ta, Bonilla bize çok kahkaha attırdı. Ana karakterimiz çaresizken bile, hali bizi güldürdü. MANOLITA’YLA BAŞLADI, BİTTİ! Kuş kostümüyle denediği uçma girişiminden yara bere içinde dönen Alvaro’nun yanında yine Bayan Manolita var. Asansörden inmeden önce de kendine özgü tarzıyla yeni beyanını sunuyor havlayıp duran köpeği Herkül hakkında: “Aldırma ona! Sana zarar veremez! Horozun teki o!” “Alvaro, gözlerini köpek kostümü giymiş ‘horoz’a dikerek, orada öylece durdu. Bayan Manolita’nın hayvan türleriyle ilgili ciddi bir sorunu olduğuna emindi artık.” n Tuhaf Kuş / Rocio Bonilla / Çev. Halil Türkden / Günışığı Kitaplığı / 36 s. / 3+ / 2021. Dünyayı çöpe atma! Koray Avcı Çakman, “Gezegenimiz ve Biz” dizisinin bu ilk yapıtında yine o kendine özgü anlatımıyla çıkageliyor. Ve bizi geridönüşüm konusunda temel gerçekleri keşfe çıkmaya çağırıyor. RÜZGÂR CEYDA ALPAK “ H er şey kullanılıp kullanılıp atılıyor, yerine yenisi alınıyordu. Peki, ne oluyordu bunca çöpe? Her şey gerçekten çöp müydü? Bunca çöpü yerinde kullanmanın, değerlendirmenin bir çaresi yok muydu?” Kitabın arka sayfasında yer alan bu satırlar, aslında çoğumuzun zaman zaman kendine sorduğu sorulardan. Evet, bu soruları soruyoruz, yanıtlarını da biliyoruz fakat ne yazık ki çoğumuz uygulamıyoruz. Oysaki başka bir dünya gerçekten mümkün. “İnsanlara rağmen ayakta kalmaya bir hayli uğraşan dünyamız için neler yapabiliriz?” sorusunun yanıtlarını düşündüğümüzde de geridönüşümün önemini bir kez daha fark ediyoruz. Peki, şunları biliyor muydunuz? Bir ton kâğıdın geridönüşüme katılması sonucu on yedi ağacın kesilmesi önlenmektedir. Plastik ambalaj atıklarının geri kazandırılması sonucu ise petrolden tasarruf sağlanabilmektedir. Dönüşen her bir ton cam için, yüz litre petrol tasarrufu sağlanır. Daha ne olsun. Gelişmiş ülkelerde, çocuklara geridönüşüm bilgisi okuldan önce aileleri tarafından da verilmekte. Çevresindeki kişilerin, bu konudaki bilinci ve duyarlı hareket edişi de çocuklar için önemli bir yönlendirme niteliğinde tabii. Bazı ülkelerde geridönüşüm, okullarda ders olarak da işlenmekte. Keşke bizde de olsa, diye aklınızdan geçirdiğinizi duyar gibiyim. Ders olarak listede yer bulacak kadar önemsenmemesi üzücü olsa da bu durum konuya ilişkin gerekli bilinci çocuklarımıza vermek için asla engel değil. Buna evimizde atık torbaları yaparak başlayabilir, oyunlaştırarak çocuğumuzu içine çekebiliriz. Klişe de olsa söylemeden edemeyeceğim: “Ağaç yaşken eğilir.” ARDIÇ VE GERİ DÖNÜŞÜM Kitabımızın kahramanı Ardıç’a okulda verilen bir ödevle başlıyor macera. Ödevin konusu tabii ki geridönüşüm. Ardıç’a bu macerada eşlik eden ikinci karakterimizin Ardıç’ın anneannesi olması macerayı iyice keyifli hale getiriyor. Kitap, zaman zaman fabl tadında ilerliyor. Çöp kutusunun ve çöplerin arasında geçen konuşmalar, lavabonun isyanı, karganın akıl yürütmesi kitabı eğlenceli kılarken, bir yandan bilgilerin kafamızın arkasında bir yerlere yerleşmesine yardımcı oluyor. Ardıç kendi apartmanında başlattığı geridönüşüm projesiyle, tüm komşularının farkındalığını artırıyor. Koray Avcı Çakman, “Gezegenimiz ve Biz” dizisinin bu ilk yapıtında yine o kendine özgü anlatımıyla çıkageliyor. Ve aklımıza düşürdüğü “Neden sokaklarımız, park bahçelerimiz kısacası evlerimizin dışında her yer bu denli kirli?” sorusu eşliğinde bizi geridönüşüm konusunda temel gerçekleri keşfe çıkmaya çağırıyor. Son sayfadaki paragraf, etrafta böyle yetişen çocukların olması fikriyle iç ısıtıyor. “Ardıç ve arkadaşlarının çantalarında taşıdığı ve yeniden doldurup kullandıkları su şişeleri var. Ya senin?” n Dünyayı Çöpe Atma! / Koray Avcı Çakman / Resimleyen: Aysun Altındağ / Final Kültür Sanat Yayınları / 56 s. / 7+ / 2021. 16 6 Mayıs 2021