25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OSMAN ŞADİ YENEN VE SELİM BADUR’DAN ‘PANDEMİ VE COVID 19’ Evrimin en temel ilkesi; ayakta kalmak! İki değerli bilim insanı Osman Şadi Yenen ve Selim Badur’un editörlüğünde alanının uzmanları olan yazarların bilgileriyle oluşan bir başvuru kitabı: Pandemi ve Covid 19 (Ayrıntı Yayınları). Covid 19 virüsünün dünya çapında yayılan salgını gerçekten de çok yönlü incelenmesi gereken bir olgu. Bu kitapta yaşanan olayın felsefesi, biyolojisi, sosyolojisi, ekonomisi ve politik etkileri ayrı bölümler olarak yer alıyor. Elbette, bütün dünyayı etkisi altına alan bir salgın (pandemi) bu durumu geniş bir açıdan görmeden anlaşılamaz. Kitapta yer alan her yazar, alanında çalışmaları bulunan bilim insanları olarak konuları yetkinlikle okura ulaştırıyor. ERDAL ATABEK Pandemi ve Covid 19... Pandeminin birinci yılında böyle bir kitabın okura ulaşması çok önemli. Bu bakımdan editörlüğü üstlenmiş olan Osman Şadi Yenen ve Selim Badur’u kutluyorum. Her ikisi de emekli Profesör olan editörler, alanlarının tanınmış öğretim üyeleri. Ayrıntı Yayınları da bu yapıtla büyük bir hizmeti yerine getiriyor. Kitap emekli profesör Ali Demirsoy’un ‘Yaşam Nedir?’ sorusunu açıklayan yazısıyla başlıyor: “Canlılığın bu süre içinde en büyük amacı öncelikle kalıtsal yapısını bir sonraki kuşağa en etkin biçimde iletmek olmuştur. Bunun için de olabildiğince çok yavru ya da yumurta üretmeyi başarının bir yolu olarak görmüştür. İkincisi bu amacı etkin bir şekilde gerçekleştirebilmesi için olabildiğince ayakta kalmaktır; bunun evrim dilinde çok kullanılan şekli ‘survival’dır. Ayakta kalmak için hem tür dışı hem tür içi canlılarla mücadele eder. Böylece evrimin en temel ilkesi belirlenmiş olur: ‘Ayakta kalan başarılıdır’.” Prof. Demirsoy’un belirttiği ‘ayakta kalma’ ya da ‘hayatta kalma’ ve ‘üreyip çoğalma’ bütün canlıların yaşam mücadelesinin temelidir. İşte virüsler de doğanın canlı organizması olarak bu evrimsel amacı izlemektedirler. İYİMSER OLMA YARIŞI! İnsanlık tarihinde uygarlığın gidişini etkileyen çeşitli salgınlar yaşanmıştır. Kitapta bu salgınların tarihi yer almakta, bu büyük salgınların toplumları, insanları nasıl etkilediği açıklanmaktadır. Tarihin büyük veba salgını, çiçek hastalığı salgını, grip salgını, çeşitli hastalık yapıcı etkenlerin (ajan patojen) yol açtığı sosyal etkiler çeşitli yönleriyle incelenmektedir. Toplumların, insanların bu salgınların dehşeti karşısındaki tutumları, yorumları, günah gibi, ilahi ceza gibi kabulleri ele alınmakta, çeşitli düşüncelerin, duygu çalkantılarının sonuçları irdelenmektedir. Ülkemizde yöneticiler, Cumhurbaşkanı, Sağlık Bakanı salgının her evresinde ‘başarıyla mücadele edildiğini’, ‘salgının Osman Şadi Yenen kontrol alına alındığını’ açıklayarak topluma moral vermeye çalıştılar. Ancak bu iyimser olma yarışı toplumda ‘her şeyin yoluna girdiği, tehlike olmadığı’ yolunda yanlış bir kanı oluşturdu. Bu da önlemlerin gevşemesi ile sonuçlandı ve bulaşma oranı yükseldi, hastalık sayıları arttı. ‘BAKANLIK HALKI, HALK BİRBİRİNİ SUÇLADI!’ Doç. Dr. Ümit Kartoğlu da yazısında şunları ifade ediyor: “Doğal olarak insanlar bir anlamda bu işin çözümlendiğine inandı. Her geçen gün eve kapatıldıkları günlerin acısını çıkarırcasına Ayasofya’lara, asker uğurlamalarına, kına gecelerine, düğünlere, tatillere, taziyelere gittiler, evlerde misafir ağırladılar. Her geçen gün artan vaka sayılarından kimse kendini sorumlu tutmadı. Bakanlık halkı suçladı, halk birbirini.” Bu salgında yöneticilerin güvenilir bir yol izlemediği kanısı giderek artmıştır. Maske takılmasının zorunlu olması kararının gecikmesi yanında halka maske sağlanmasındaki yöntem değişiklikleri hastalıkla mücadelenin çok da başarılı olamadığı kanısı uyandırmış, bu da önlemlere uyulmasında gecikmelere yol açmıştır. COVID 19 NASIL BİR HASTALIK? Prof. Dr. Esin Şenol bu konuda araştırmalara dayalı ölçütler vererek konuyu irdelemiştir. Covid 19, bu ad verilen virüsün hastalardan ya da kendisi hasta olmayan taşıyıcılardan ‘ağızboğazburun’ yoluyla bulaştığını, bulaştıktan birkaç gün sonra da hastalık belirtileriyle ortaya çıktığını belirtmektedir. Virüsü aldığı halde hastalık belirtisi görülmeyen ‘belirtisiz asemptomatik’ olanlardan derece derece artan hastalık belirtilerine kadar değişen tablolar görülmektedir. Hastalığın, virüsü aldıktan hastalık belirtilerinin görüldüğü süreye kadar geçen süre ortalama 5 gün (46) olduğu anlaşılmaktadır. Hastalığın görülen belirtileri ‘ateşöksürüknefes’ darlığı üçlüsüdür. Kimi olgularda öksürük olmadan da nefes darlığı ortaya çıkmaktadır. İkinci sırada; kas ağrıları, eklem ağrıları, başağrısı gelmektedir. Başağrısı, baş dönmesi kimi vakalarda ilk belirtiler olabilmektedir. Koku almada azalma, tat almada azalma olguların bir bölümünde görülmektedir. Çeşitli organlara ait belirtiler, kalp damar sistemi, karaciğer gibi organlarda işlev bozuklukları görülmektedir. Kan pıhtılaşmasında artma Covid 19 için tipik bir bulgudur, bu da çeşitli trombüslerin oluşmasına yol açmaktadır. Hastalığın çeşitli derecelerde seyretmesi olguların ‘hafifortaağırkritik’ olarak sınıflandırmasına yol açmıştır. Yaşlılarda, 65 yaşından büyük olanlarda ve çeşitli hastalıkları olanlarda daha ağır seyrettiği görülmektedir. Genel olarak solunum yoluyla akciğer alSelim Badur veollerine inen virüsün ‘kana verilen oksijenin alımını azalttığı’ bu nedenle tehlike yarattığı anlaşılmaktadır. Hastalık hafif olgularda iki, ciddi olgularda 36 haftada olmaktadır. Erken tedavi hastalık gidişini etkilemekte, iyileşme oranları artmaktadır. Ancak gene yineleyelim: Korunma her şeyden önemlidir, ‘maskesosyal mesafeel ağız boğaz burun temizliği’ en önemli koruyucu önlemlerdir. İLAÇ MI, AŞI MI? İlaç konusunu hekimlere bırakarak aşı konusunu ele alalım. Bu konuyu irdeleyen Prof. Dr. Ener Çağrı Dinleyici, ilaçlar konusunda da aydınlatıcı bilgiler vermektedir. Aşı gibi bağışıklık sistemini ciddi oranda güçlendiren bir uygulamanın bu dönemde olduğu kadar tartışması belki hiç yapılmamıştır. Aşının gerekli olup olmadığı tartışılmıştır. Aşı karşıtları her zamankinden daha etkin çıkışlar yapmışlardır. Aşılar arasında da tartışmalar yapılmış, Çin aşısı mı, PfizerBion Tech aşısı mı (Almanya menşeli), AstraZeneca aşısı mı (İngiltere) tartışmaları sürüp gitmiştir. Aşının koruyucu etkisi tartışılamaz. Bu nedenle aşılamanın mutlaka bütün topluma uygulanması gerekir. Kitabın editörlerini, yazarlarını kutlamak görevimizdir. Konuya ilgi duyan herkesin dikkatine. n 8 1 Nisan 2021
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle