06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MURAT AĞIREL İLE ‘PARSEL PARSEL’ ÜZERİNE... ‘Melih Gökçek, sebepten çok sonuç!’ VEDAT ARIK Melih Gökçek başbakan olabilmek için neler yaptı? AKP kurulmadan önce ABD ziyaretinde neler yaşandı? 30 yıl boyunca nasıl “örgüt” gibi hareket etti? Genelev patronları Ankara’da neler yaptı? Gözaltına alındığında kim kurtardı? İlk “parsel parsel” satış ne zaman gerçekleşti? ANKAPARK ihalesinin ucu hangi mafya liderine uzandı? Zekeriya Öz’ü Dubai’de ağırlayan kişinin Melih Gökçek ile ne ilişkisi vardı? FETÖ firarisini kim, nasıl korudu? 1725 Aralık’tan sonra FETÖ’ye imar rantı sağlandı mı? 15 Temmuz’dan sonra FETÖ’cü isme parsel verildi mi? Murat Ağırel, Parsel Parsel’de (Kırmızı Kedi Yayınevi), bunun gibi onlarca sorunun yanıtını veriyor... GAMZE AKDEMİR [email protected] n Metal yorgun, sistem paslı, yargı suskun, kimileri yürü ya kulum!.. Ankara’nın belediye başkanlığını yaptığı 23 yıl boyunca Melih Gökçek’in ve oğullarının ve trollerinin yürüttüğü karşı harekatın sonuçlarını, milletin cebinden peşkeş çekilen şirketlerin parsel parsel ihyasını tüm belgeleriyle inceledikten sonra sizi hâlâ en çok ne şaşırtıyor? Binlerce sayfa inceleyip okudum. Onlarca tanık ve kişiyle konuştum. Kitabı yazdım ama hâlâ yeni bir şeyler çıkıyor olması beni hala en çok şaşırtan şey. Nasıl olur da bu kadar şeyi inceledikten sonra yeni şeyler çıkabiliyor hayret ediyorum. Gökçek dönemi FETÖ’süyle usulsüzlükleriyle, kıyak çekilen ihaleleriyle, ilişkide olduğu isimlerle dipsiz bir kuyu. ‘GÖKÇEK, ÇOK DA RAHAT DEĞİL!’ n Gökçek hakkında değil soruşturma açılması ifadeye dahi çağrılmıyor malum. İstifa etmemek için de epey direndi yine malum. Sonra da kendi ifadesiyle ‘emir demiri kesti!’.. Aslında emirin demiri filan kestiği yoktu. Gökçek istese istifa etmezdi. Gemileri yakıp, istifa etmeyip devam etseydi bugün büyük ihtimal birçok davadan yargılanacaktı. Fakat “emir demiri keserek” emekliliğini ve çocuklarının “parlak geleceğini” güvence altına aldı. Belki kendisine yargılanmayacağına dair güvence verildi kim bilir! Yoksa neden bu kadar rahat olsun. Gerçi ben çok da rahat olduğunu düşünmüyorum. İktidar değişmesin, soruşturma başlamasın diye sabah akşam dua ediyor olabilir. Malum yargı sistemi maalesef iktidarlara endeksli halde. n Gökçek yargılanamaz çünkü? Çünkü FETÖ’nün siyasi ayağı başlamak zorunda kalır. Ha diyeceksiniz ki sadece usulsüzlükleri ve yolsuzluk şüpheleri yargılanamaz mı? Hayır yargılanamaz çünkü bu işlerinin birçoğu FETÖ’ye yönelik kıyaklarını oluşturuyor. n İş kitaba mı uyduruluyor? Hayır, öyle ki iktidar onda olduğu sürece yargılanmayacağını bilerek umursamazca ihaleleri dağıtıyor. İhale süreçleri bile hukuka uygun değilken, ihaleyi verdikleriyle ihaleyi veren belediye görevlilerinin aynı şirketlerde çalıştıklarını, akraba olduklarını hepsini yazdım. ‘AKP KONUSUNDA BİR ŞEY YAPMAYACAK, MECBUR!’ n Gökçek’in kurmayları ve has adamları, Ankara’yı parsel parsel sattığı döneminde en fazla ihale alan şirketler ve isimler arasında en dikkat çekenler? Kimler yok ki... Ali Okan Çam, Murat Genç, Korkutata ailesi, Muradiye Vakfı Kurucuları. Mustafa Ahmet, Hüsamettin Korkutata, oğlu Muhammed Korkutata, Serkan Korkutata, kızı Sinem Şenbaş, damadı Ali Sedat Şenbaş, Serhat Can Korkutata, Fuat Korkutata var. Melih Gökçek ve yönetimi tarafından belediye aracılığıyla özel mezar yeri tahsis edilecek kadar el üstünde tutulan Hüsamettin Korkutata ve ailesinin Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden aldığı milyonlarca liralık ihaleler var. n ANAP serüveninin sonlarına, Refah Partisi’ne geçme anlarına doğru Mesut Yılmaz’ı yuhalatmak gibi agresif tepkileri, AKP’de gösteremedi Gökçek! Sizce bundan sonraki dönemde ne yapabilir? Şu ana kadar hiçbir şey yapmadı. Yapmayacağını da düşünüyorum. Kendi durumunu değişen güç odaklarına göre hayatının sonuna kadar konumlayacak. Buna mecbur, aleyhinde büyük bir kamuoyu tepkisi ve “kötü” bir geçmişi var. ‘USULSÜZLÜK YAPACAKLAR İÇİN DE KÖTÜ ROL MODEL!’ n ANAP döneminden bu yana Melih Gökçek’in belediyecilik anlayışında göze çarpanlar... Agresif kadrolaşma azmi ve makam yordamı... Siyasette benimsediği demagog ve kavgacı dil... Bütçe takıntısı, tarikat bağları... Tökezleyene kadar partisiyle genellikle ise bireysel ilerleyişi... Değişmeyenleri... Merkez noktasında iyice yüze çıkıyor. Kitabımda tam da bu anlattığınız Gökçek karakterinin etrafında Türkiye’nin son 30 yılının siyasi tezahürünü inceliyorum. Bugünün siyaset anlayışında Gökçek, bir sebepten çok sonuç… Usulsüzlükleriyle, FETÖ bağlantısıyla ve bozuk üslubuyla tam bir eski kuşak siyasetçi profili. Kitapta da Gökçek’in yaptıklarıyla esasında yakın çağ siyasi tarihine dair bir incelemeye giriyoruz. Nasıl aday oldu, hangi araçları kullandı, yaptığı hileler nelerdi, nasıl yükseldi... n Daha da kötüsü Gökçek’in bu yönde sıkı bir rol model de sunması.. Melih Gökçek siyasetçiler için olduğu gibi ihale usulsüzlüklerine imza atacaklar için de kötü rol model! n Parsel Parsel’de ortaya koyduğunuz bağlamlardan ikisini yöntemleri bağlamında ayrıca değerlendirmenizi rica edersem... Birincisi; Melih Gökçek’in, yönetim anlayışında “para”nın sarf edilme şekli bağlamında çizdiği profil, yöntem? İkincisi; kurduğu, tıkır tıkır işlemiş düzenin tarikat dişlisini özellikle FETÖ zincirinde nasıl konumladığı? ‘HER AŞAMADA SİNİR BOZUCU!’ Birincisi, halkın parasını kendisi için umarsızca harcamış. Açıkçası ülkece bu kadar yoksulluk çekiyorken bizim paramızı kendisi için bu kadar savurganca harcaması sinirlerime dokunuyor. Objektif açıdan araştırmalarımı yapsam da her aşamada sinirlerimin bozulmadığını söylesem yalan olur. Muradiye Vakfı ile başlayan yandaş toplama ve örgütleme işini belediye şirketleri ve ihaleler aracıyla yıllar içinde etrafında örgütlemiş. Daha sonra da FETÖ’ye milyonlarca liralık rant sağlamış. 30 yılda hesaplanamayan miktarlarda çok parayı böyle adamlarına savurmuş. 30 yıl boyunca kim güçlüyse ona göre konum alarak kurduğu bu derebeylik düzenini görevden alınana kadar sürdürmüş. ‘YURTLAR KONUSUNDA ÇOK KİŞİYE ULAŞTIM FAKAT...’ n Gökçek döneminde Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu yurtlarında çocuk olmak ne demekti? Meselâ Gökçek, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun başındayken, kurumun yurtlarından 29 çocuğun bir şebeke tarafından yurt dışına satıldığı ortaya çıktı. Kitapta yazdım öyle ki o dönemde Gökçek olayı kabul etmişti. Çocukların verildiği ailelere ilişkin ellerinde Fransa’da bazı adreslerin bulunduğunu bile söylemişti. Bir süre sonra olay unutturuldu. Bu işten de ceza almadan kurtuluyor. Bu konuda çok kişiye ulaştım aslında. Anlattıkları inanılır gibi değildi. Bir soruşturma açılması durumunda, bu kişilerin anlatacakları olayları aydınlatacak. Ancak maalesef şu aşamada yazılmasını istemediler. n 14 1 Nisan 2021
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle