22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SİNA AKYOL’DAN ‘ZAMANA BIRAKILMIŞ YAZILAR’ ‘Tercihim satır aralarında anlatmak!’ Düşündüren, kederlendiren, merak ettiren, yazarının sorumluluk üstlendiği metinler… Yerine göre gülümseten, keyif veren, neşeli, coşkulu… Tıpkı yaşam gibi... Şair ve yazar Sina Akyol’un, ‘Zamana Bırakılmış Yazılar’ adlı kitabı, nabzı yaşamın merkezinde atan düzyazılarını bir araya getirdiği bir seçki. HAKAN CEM n Zamana Bırakılmış Yazılar’da, “Yazdım, Konuştum, Yanıtladım, Söyleştim” diyor Akyol. Kitabın yapısını buradan açarak başlayalım mı? Pek çok yazı, epeyi konuşma, soruşturma, söyleşi… Benden sonrasına kalsın istedim. Öyleyse çaresi bir toparlama yapmaktı. Ben de onu yaptım. Özellikle yazıları yazarken içinde bulunduğum ruh halimden söz etmek isterim: Bazıları kederliydi, ama onları yazarken dahi gülümsüyordum. Çünkü yazı yazmaktaydım, demek oluyor ki mutluydum. Gülümsemek verimli kılar insanı. Severek okuduğum kitaplar yeni şeyler yazma isteği doğurur bende. Severek yazmakta olduğum yazılar da öyle… ‘ÖZGÜR OLMAK İSTEDİM’ n Yazılanlar öznel görünse de gerek İlhan Berk’in deyişiyle yazı cehenneminin tam ortasındakilere gerekse bu cehenneme girmeye talip olacaklara, satır ve satır aralarında çok şey anlatan bir kitap, ne dersin? Öznelliğin illaki propagandasını yapmıyorum ama diyebilirim ki alabildiğine nesnel olan yaklaşımlar dahi önünde sonunda öznelliği içlerinde taşır. Devamla: Vaktiyle, rahmetli Ahmet Ada’yla, fotoğrafı da var, Mersin’de, ‘Cehennem Çukuru’nun alanına girebilmek için, üstünde “Cehennem” yazılı bir tür ‘kapı’dan, üstelik jeton da atarak, erken bir giriş yapmıştık, büyük olasılıkla önünde sonunda gireceğim mekâna. Bir başka konu: Satırlarda nasıl olsa anlatıyoruz ama daha önemli ve daha güzel olan, satır aralarında anlatmak. Tercihim böyle. Bu kitapta bunu becerebildiysem sevinirim doğrusu. n Dayatılan yazım kurallarına iltifat etmediğini söylüyorsun. “Yazı ancak böyle gelişir”i açalım mı? Kıymetli Mahmut Temizyürek’in ifadesiyle söyleyecek olursak çekiçle felsefe yapan Leylâ Erbil Hanımefendi’nin ilk kitabının, Gecede’nin ilk baskısı yazarı açısından hayli sorunludur. Yayımlandığı yılın matbaa olanaklarının sınırlılığı yüzünden Leylâ Hanım istediği noktalama imlerini ve bazı biçimsel unsurları bir türlü kullanamamıştır o kitapta. Ben de üslupçu bir yazar olarak verili olanın dışına çıkmak, özgür olmak istedim. Kitabın “Girizgâh” sayfasında anlatılan bütünüyle bu. O sayfada, “Gereği için, işbu kitabın editörüne.. bilgi için, işbu kitabın okuruna” dememin sebebi de bu. ŞİİRİNİN ARKA PLANLARI VE DOSTLAR n Arif Damar’ın deniz kabuklu kesesi, Arkadaş Z. Özger’in sesinden Adak şiiri, Coşkun Yerli’nin el yazısı mektupları, Varlık’ta Enver Ercan ve bağlanan kravatı, Aşiyan Enver Ercan’la birlikte Cemal Süreya Ödülü’nü alacaktık. Tören öncesinde, tuvalet aynasının karşısında kravatıyla boğuşuyor, fakat bir türlü beceremiyordu bağlamasını. Benden rica etmişti, bağlamıştım. Seyhan sabaha karşı telefonla arar, fakat katiyen konuşmaz, neden sonra “Allah aşkına konuş” dediğimde, “Susarsan konuşacağız elbet” diye azarlardı beni. İlhan Abi koskoca genel müdürün kendisine yaptığı nezâket ziyaretinden fevkalade rahatsız olduğunu anlatmıştı. Bendeki şiirin bütünü olmasa da hiç kuşkusuz arka planıdır bunlar. Mezarlığı’ndan Seyhan Erözçelik’in Orhan Veli’den gönderdiği selam, kıymetlimiz İlhan Berk’in kovaladığı genel müdür; sahi bunlar da şiire dahil mi? Arif Damar bir şiirimi Cumhuriyet gazetesinde ayın şiiri olarak seçip yayımlamış, telif ücreti olarak da deniz kabukları ve yanı sıra bir adet iki buçuk lira, bir adet de bir lira göndermişti. Ne var ki ekmek bile alamazdım o paralarla. Çünkü ikisi de tedavülden kaldırılmıştı. Arkadaş Z. Özger Adak adlı şiirini Basın Yayın’daki polis baskınında yediği dayaktan sonra yazmış ve bir gün müthiş bir hınçla okumuştu bana. Coşkun Yerli tam anlamıyla bir İstanbul beyefendisiydi; mektuplarını dolma kalemle, dolayısıyla el yazısıyla yazardı. ÇAVUŞ BAŞO, DURAN ADAM VE ORHAN ALKAYA... n İçselleştirebilmenin olgun deminden söz ediyorsun. Başo,“Bambuyu yazacaksan bambuya git, bambu ol” der. Ya Sina Akyol? Başo askerlik arkadaşımdı der ve ekler: Bakmayın askerlik arkadaşımdı dediğime, çavuşumuzdu kendisi. Ben mi, bitli erat sınıfındaydım. Demek istedim ki çok şey öğrendim ondan. n Kitabın dikkat çekici sayfalarından biri de Gezi olayları! Gezi’deki ‘Duran Adam’ın bambaşka bir dili getirip önümüze koyduğunu söylemişsin. Dünden bugüne bu yeni dil dikkate alındı mı? Ben dahil herkesin çok konuştuğu bu ülkede ‘susan adam’ın (aslında susmayan adamın) kıymetli dili nasıl ve niye dikkate alınsın ki! n Söyleşiler bölümünde cımbızı eline almışsın, işine gelen cümlelerini, nasıl olsa benimdir deyip?.. Hangi söyleşiyi alayım, hangisinden vazgeçeyim diye kara kara düşünürken, Orhan imdadıma yetişmişti. Parlak bir fikri vardı. Yüksek sesle, “Yoksa vaz mı geçeyim sana kıyak yapmaktan, bir gün benzer bir kitabım çıkarsa kendi kitabıma mı uygulayayım bu parlak fikri?” buyurdu. Ters baktım, sustu. Gerçekten de iyi bir çözümdü, Alkaya’ya teşekkür borçluyum. n Zamana Bırakılmış Yazılar Kâh ağırbaşlı, kâh şırılşenlik 78 mürekkep / Sina Akyol / Pikaresk Yayınevi / 264 s. / 2020. GENCO ERKAL’IN GÖRÜNTÜLÜ YORUMUYLA Nâzım Hikmet’in Kuvâyi Milliye destanı N âzım Hikmet’in külliyatını yeniden gözden geçirerek yayımlamayı sürdüren Yapı Kredi Yayınları, şairin Kuvâyi Milliye destanını usta tiyatro sanatçısı Genco Erkal’ın görüntülü seslendirmesinin yer aldığı bir DVD ile yayımladı. Nâzım Hikmet’in 1939’da yazmaya başladığı ve 1941’de bitirdiği Kuvâyi Milliye, şairin Kurtuluş Savaşı’nı bölümler halinde anlattığı bir destandır. Türkiye’de ilk defa 1965’te Kurtuluş Savaşı Destanı adıyla yayımlanan, 1968’de ise şimdiki adına kavuşan yapıt, Türk edebiyatının en önemli metinlerindendir. “Onlar ki toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çokturlar; korkak, cesur, cahil, hakîm ve çocukturlar ve kahreden yaratan ki onlardır…” sözüyle başlayan ve biten destan, “Onlar” adlı Başlangıç bölümü ve sekiz baptan oluşmaktadır. Destanda ayrıca Mustafa Kemal’in Nutuk’undan da geniş ölçüde yararlanılmış, oradaki, tarihsel bilgiler ustalıkla şiirselleştirilmiştir. n Kuvâyi Milliye Genco Erkal’ın Görüntülü Yorumuyla / Nâzım Hikmet / Yapı Kredi Yayınları / 92 s. 8 7 Ocak 2021
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle