Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VİTRİNDEKİLER Voltaire ve Aydınlanma / Server Tanilli / Cumhuriyet Kitapları / 251 s. 18’inci yüzyılın bu büyük Fransız düşünür ve yazarı Voltaire’in tarihe geçmiş şu sözünü bilmeyen yoktur: “Söylediklerinizin hiçbirinde sizinle aynı düşüncede değilim; ancak onları söyleme hakkını ölünceye değin savunacağım.” Voltaire’in yolu, başta inanç ve fikir özgürlüğü olmak üzere, özgürlükler için mücadele; akıl, adalet, insan hakları ve hoşgörü için mücadele; karanlıkçılığa, bağnazlığa ve yobazlığa karşı mücadeleden geçiyordu! Bu sonuncular için “Alçağı eziniz!” diye haykırıyordu. Paul Valery, ondan söz ederken, “Voltaire yaşıyor, Voltaire devam ediyor, alabildiğine günceldir o” diyordu yarım yüzyıl önce. Günümüzde daha da geçerli olan bu eşsiz değerlendirme, büyük aydınımız Server Tanilli’nin kaleminden yıllar sonra yeni baskısıyla okurlarla buluşuyor. Augie March’ın Maceraları / Saul Bellow / Çev.: Hasan Fehmi Nemli / İletişim Yay. / 705 s. Genç ve yakışıklı Augie March; Chicago’dan Meksika’ya, Amerika’dan Avrupa’ya sürekli seyahat ederek farklı toplumsal dünyalar arasında mekik dokur. Toplumun en dibindeki yoksullar ve suçlularla vakit geçirmeyi sevdiği gibi zengin züppeler, bohemler ve siyasetçilerin hayatına da meraklıdır. Augie’nin ulusal, fiziksel ve sınıfsal bariyerleri aşan yolculuğu bir aşamada kendi bilincine yönelip modernist bir boyut da kazanır. Nobel Edebiyat Ödüllü Saul Bellow’un toplumsal baskılara bireysel özgürlük ve seyahat arzusuyla direnen romanı umut ve iyimserlik dolu önemli bir deneysel yapıt. Ben Neyim? Gönülsüz Olmaz / Ahmet Ağaoğlu / Can Yay. / 120 s. Ahmet Ağaoğlu’nun, 1936’da Cumhuriyet’te tefrika edilen ve ölümünün ardından 1939’da kitap olarak basılan sıra dışı metni Ben Neyim? “itiraf edebiyatı”nın erken örneklerinden biri. Kitap bir yanıyla da Cumhuriyet’in Batılılaşma girişiminin biçimciliğinin, yeni siyasal yapıya uyumlu bireyler yaratılamamasının eleştirisi. Metne, Ağaoğlu’nun Malta’da sürgündeyken yazdığı, ölümünden sonra kitaplaşan ve odağında bu kez 1908 İnkılabı’na yönelik daha sert bir eleştiri bulunan Gönülsüz Olmaz anlatısı da eklenmiş. Kitapta, Aylin Özman’ın söz konusu eleştirilerin temelindeki ahlak ve siyaset anlayışının sınırlarına dikkat çeken sunuş yazısı da yer alıyor. Pir Sultan Abdal / Sadeddin Nüzhet Ergun / Çolpan Kitap / 189 s. Ergun’un çalışmalarının ağırlık noktasını, Türk edebiyatı tarihi ve buna bağlı olarak AleviBektaşi edebiyatı, kendi deyimiyle “mezhebî zümre edebiyatları” oluşturur. 1929’da yayımlanan Pir Sultan Abdal, bu bağlamdaki araştırmalarının bir ürünü. Yayımlandığı yıla gelene kadar Pir Sultan Abdal’la ilgili bibliyografya verildikten sonra şairin yaşamı, şöhreti, gizli kişiliği değerlendirip yapıtları ve edebi kişiliği üzerinde duruluyor. Kitabın ilk baskısında, Ergun’un cönklerden derlediği Pir Sultan Abdal’a ait yüz beş deyiş, nefes vardır. Ergun, Bektaşî Şairleri ve Nefesleri kitabında ise Pir Sultan’ın on sekiz şiirine yer açar. Bunların on biri, Pir Sultan Abdal adlı kitabında yok. Kitabın bu yeni baskısına ise anılan şiirler de eklenmiş. Kum Tefrikaları / Ömür İklim Demir / Yapı Kredi Yay. / 432 s. Kum Tefrikaları, kuytunun, saplanıp kalmanın, kendine gömülmenin, uzaklara düşmenin, öteki bile olamamanın, boşluğun, hevesin, meşgalenin, Doktor Mithat’ın, Murat Hoca’nın, Yurdanur Hala’nın, Şevket Kemal Bey’in, ölülerin, kelimelerin, telgraf tıkırtısının, tozun, rüzgârın, bulutların, uçup giden hayallerin, tüm o yılların ve de üstümüzden esip geçen diğer şeylerin hikâyesi… Her kavram değişip dönüşürken, okurlar Türkiye’nin son yüz yılında kat kat açılan bir romanla buluşuyor. Sergüzeşti Kalyopi / T. Abdi / Çev.: Merve Köken / Sadeleştiren: Bilge Kösebalaban / Karakarga Yay. / 240 s. 1873 tarihli Sergüzeşti Kalyopi (Kalyopi’nin Macerası) ilk yerli romanımız kabul edilen Taaşşukı Talat ve Fitnat’tan iki yıl önce, ilk macera romanı olarak kabul edilen Hasan Mellah’tan ise bir yıl önce basılmış bir macera romanı olma özelliği taşıyor. Bir Rum kızı olan Kalyopi’nin 1400’ler İstanbul’unda başlayan ve ülkelere, denizlere, adalara yayılan macerası, sadeleştirilmiş ve orijinal metnin eleştirili basımıyla birlikte sunuluyor. Aelita / Aleksey N. Tolstoy / Çev.: Mazlum Beyhan / Türkiye İş Bankası Kültür Yay. / 240 s. Bir Sovyet mucidi ile eski bir Kızılordu neferi, kendilerini Mars’ta yeni bir uygarlık savaşının içinde bulurlar. Sosyal eşitliği kurma iddiasındaki bir ülkeden gelip ilahi bir ilgi ve korkuyla karşılanırlar. “Göklerin Oğullarını” ilahi tahtlarından indiren ilk etken, çökmekte olan eşitsiz Marslı uygarlığının güzel prensesi Aelita’nın aşkı olur, ikincisi ise isyan. Tolstoy’un 1923’te yazdığı, çağın fizik, astronomi ve tarih görüşlerini sentezleyen Aelita; zamanın görseliliği, roket fiziği, Sovyet sistemi gibi temalardan yararlanan yazarın “Batı’nın Çöküşü” teorileriyle tartışması olarak da değerlendiriliyor. Meraklısı için Darbeler Kitabı / Murat Yetkin / Doğan Kitap / 360 s. Bir Polonyalının papa seçilmiş olmasının, Polonya’daki işçi ayaklanmasının, Afganistan’daki Sovyet işgaline karşı ABD destekli Taliban savaşının ve KıbrısYunanistan ihtilaflarının 12 Eylül 1980 darbesiyle ilişkisi… İsrail’in kuruluşunun hemen ardından Suriye’de yapılan ilk CIA darbesinin, 27 Mayıs 1960 darbesine etkisi… ABD ve Sovyetler arasındaki Soğuk Savaş rekabetinin, Filistin direniş hareketinin, Prag Baharı’nın yol açtığı 1968 isyanlarının 12 Mart’ı anlamak yolundaki önemi… Yetkin, tüm bu bağlamlarda Türkiye’nin siyasi coğrafyasında adım adım olayları, kişileri, kurumları birbirine bağlayan zinciri gözler önüne seriyor. Karanlık Çökerken Neredeydiniz / Mario Levi / Everest Yay. / 615 s. Hikâyeleri bu şehrin hikâyesiydi... İzak, Necmi, Şebnem, Niso, Yorgo ve Şeli... Yılların akışında farklı ülkelere gitmek zorunda kalmışlardı. Masumiyetini kaybedememiş o son romantik kuşaktan bilmişlerdi kendilerini. Otuz yıl aradan sonra bir araya gelip, gençlik oyunlarını yeniden sahneye koymak istemişlerdi. Aşkları ve henüz tüketemedikleri heyecanları vardı. Kırgınlıkları ve yaraları da... Oyunun adı ‘İstanbul Hayatım’dı... Başarabilecekler miydi? Mario Levi’den bir çağ yangınının romanı… Türkiye’nin Soğuk Savaş Düzeni Ordu, Sermaye, ABD, İslamizasyon / Derleyenler: Behlül Özkan, Tolga Gürakar / Tekin Yay. / 384 s. On akademisyenin Türkiye’nin Soğuk Savaş Düzeni’ni anlattığı makalelerden oluşan çalışma; Cumhuriyet dönemini kesintisiz Kemalistİslamcı karşıtlığı üzerinden okuyan ve İslamcılığı, merkeze karşı çevreyi, devlete karşı sivil toplumu temsil eden bir siyasi aktör olarak nitelendiren paradigmaya karşı çıkıyor. Türkiye’de İslamcılığın: Soğuk Savaş sürecinde merkez tarafından ezilen, mağdur edilen ve baskı gören çevrenin temsilcisi bir siyasal akım değil, 1960’lardan itibaren sınıf siyaseti üzerinden yükselen işçi ve öğrenci hareketlerine karşı merkezin, büyük sermayenin ve ordunun arka çıktığı bir dinamik olduğunu ortaya koyuyor. Trendeki Adam / Andy Mulligan / Çev.: Niran Elçi / Delidolu Yay. / 360 s. Treni kaçırmak bazen hayatınızı kurtarabilir! Roman, kesişen yaşamların birbirlerine görünmez iplerle nasıl da bağlı olduğunu gösteren, yaşamla ölüm arasında akıp giden ve İngiliz demiryollarının tuhaf “harikalar diyarında” ilerleyen bir yol hikâyesi. Yazar; evi, işi, eşi, parası ve daha fazla yaşamak için hiçbir amacı olmayan, kendisini yaşarken ölmüş sayan bir adamın, gerçek benliğiyle yüzleşmesine ve geçmişiyle hesaplaşmasına odaklandığı romanında, bıçak sırtı bir konuyu incelikle öyküleştiriyor. Aile / Mario Puzo / E Yay. / 432 s. Alexander, “Biz bir aileyiz” dedi çocuklarına. “Bir ailenin sadakati her şeyden ve herkesten önce gelmelidir. Birbirimizden haberdar olmalıyız, birbirimizi korumalıyız ve en önemlisi de birbirimize bağlı olmalıyız. Çünkü eğer bu sorumluluğu şerefimizle yerine getirirsek, asla mağlup olmayız.” Aile nedir? Mario Puzo bu soruyu ilk önce, Corleone ailesini yaratarak kan bağı kavramını yeniden tanımladığı unutulmaz Baba romanında yanıtladı. Puzo’nun konuyla ilgili en son görüşleri, otuz yıl sonra, İtalyan tarihinin en büyük suç ailelerinden Borgiaları anlattığı Aile romanında... 19 31 Aralık 2020