Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Hellas özgürdür artık!.. Her koşul altında özgürlükleri savunan, Doğu’ya ve Asya’ya açılmanın insanlığı ve sanatı yetkinleştireceğini düşünen Victor Hugo’nun özellikle ’Oryantaller’i, evrenselci yaklaşımının tersine filhelenist, dolayısıyla da Türk karşıtı imgelerle doludur. YARIMAY YENİLMİŞ, HELLAS’IN ÖCÜ ALINMIŞTIR 20 Ekim 1827 günü başlayıp biten Navarino deniz savaşında Osmanlı/ Türk deniz gücü yenilir. Bu savaş, ayrıca 1828/1829 TürkRus savaşına yol açar. Kafkasya üzerinden Osmanlı topraklarına giren Rus ordusu, Haziran 1828’de Erzurum’a değin ilerler. Rus ordusunda Aleksander Puşkin de vardır. Victor Hugo’nun ‘Navarin’ şiirindeki betimlemesiyle, Navarino deniz savaşında ‘Yarımay’ yenilmiştir. Yunan komutan ‘Kahraman Kanaris’, “gemiler ve adamlarıyla birlikte Kapudan Paşa’yı” alt etmiş, Hellas’ın öcünü almış ve cellâdın erkini kırmıştır. “Hellas artık özgürdür!” Avrupa, zalimliği, diyesi, Türk egemenliğini param parça etmiştir. Hellas’ın özgürleşmesini Fransa’nın savaşa katılmasına bağlayan Hugo’nun deyişiyle, “Fransa savaşırsa, dönmek zorundadır senin yazgın / Fransa’nın öç alan elleri / Güvenilirdir / Hellas, sevin, iyisin! / Kucaklasın Byron’ın ve Homer’in ülkesi / Şarkılarıyla bacısını, anasını ve bizi / Çok güzeldin, derin acılar çektin.” Hugo’nun deyişiyle, Afrikalı sürüler Hellas’a saldırmış, İbrahim, Apol’u ve İsa’yı kirletmiş, “yoluna çıkanları parçalamış” ve “Saray’ı kesik başlarla çevrelemiştir”. Bu anlatımlardan da görüleceği üzere, Victor Hugo, Ortaçağ Avrupa’sında yaygın olan barbar Türk imgesini ve örnek aldığı Chateaubriand’ın ‘ParisKudüs Yolculuğu’ndaki Osmanlı egemenAbonelik ve Sipariş tfisekci@gmail.com lerine ilişkin imgeleri üstlenmiştir. Kararlı ve içten bir filhelenist olan Hugo’nun anılan şiirinde imge ve simgeler açısından öne çıkan bir başka bölüm şudur: “Teselli et kendini: Kırıldı erki cellâdın; Hellas özgürsün artık!/ Avrupa param parça etti zalimliği.” Bu dizelerde cellât diye nitelendiren Osmanlı egemenleridir; bunların erkini kıran da Avrupa, Avrupa’yı belirleyen güç is, Fransa’dır. Bu nedenle, Hellas, öncelikle Fransa’ya güvenmelidir. Hugo’nun Hellas’ı, Byron ve Homer’in ülkesi olarak niteleyen dizelerinde, Batı’da anlatı sanatının kurucusu olarak görülen Homer’i ve Yunan başkaldırısına eylemli olarak katılan Byron’ı anması, bu yazıncının filhelenist yaklaşımının bir başka somut bir göstergesidir. Bu yazıncıya göre, Asya barbarlık, Avrupa ise uygarlık yurdudur. Oryantalizmin düşünsel dayanaklarından biri olan Avrupamerkezcilik, AsyaAvrupa karşıtlığına dayanır. Hugo söz konusu karşıtlığı benimsemiş ve yapıtına yansıtmıştır. ‘BARBAR GÜRUH’ TANIMI Hugo’nun “Navarin”in beşinci bölümündeki anlatımıyla, “Afrika’dan gelen barbar güruhun” ve “öfkeli ve umarsız Türklerin çığlıkları kurumaktadır.” Avrupalı güçler, “barbarların üzerine atılmaktadır.” “Afrika’dan gelen barbar güruh” anlatımı, Mehmet Ali ve oğlu İbrahim Paşa’nın Mısır’dan gelen askerlerini imler. “Umarsız Türklerin çığlıkları kurumaktadır” dizesi, Osmanlı/Türk deniz filosunun Avrupalılarca alt edilmesini anlatır. Hugo’nun şiirin devamındaki anlatımıyla, “yanarak kemikleri kömürleşen ve okyanusun derin diplerine batan” Türk artıkları, artık “kentleri yakıp yıkamayacaktır.” Onlar artık “Yunan halkının gırtlağına” basamayacaktır; çünkü Türk cellâtlar yenilmiş, “ölmekte olan Hellas kurtulmuştur.” ‘Hellas çürümek zorunda mıdır?’diye ah çeken Avrupa, “soylu ve değerli bir halk” olan Yunanları kurtarmıştır. Soylu Yunan halkını kurtaranlar, Avrupalı din adamları ve krallar değil, Hellas adını unutmayan “şair kalplerdir”. HELLAS’IN ÖZGÜRLÜĞÜ VE LORD BYRON! Hugo’nun “yalnızca şairler, Hellas adını unutmadı” dizesi şöyle yorumlanabilir: Lord Byron, Goethe ve Hugo gibi etkili Batılı yazıncılar, Yunan başkaldırısını sadece yazınsal yapıtlarıyla desteklemekle kalmazlar. Lord Byron örneğinde olduğu gibi, bütün güçleriyle başkaldırıcıları desteklerler. Hugo’nun lirik anlatımıyla, artık yakınmalar, ağlamalar yerini ‘sevinç çığlıklarına’ bırakmıştır. Yunan halkı sevinçlidir; çünkü Türk, Asya’ya sürülmüştür. Artık “Hellas’ın özgürlüğü üzerine, Byron’ın mezarı ve Navarin üzerine türküler yakılmaktadır!” (Kasım, 1827). Byron ve Yunanistan’ın küçük deniz kenti Navarino, hem Yunan, hem de Batı yazınında yazınsallaştırılarak söylenceleştirilmiştir. “Mısır’dır gönderen kap kara gemileri” dizesi, Afrikalı siyah ırkı aşağılama göstergesidir. Sömürgeciliğin doruklaştığı 19. yüzyılın birinci yarısında ırkçılık, dolayısıyla da ırk ayrımcılığı da belirgin ölçüde artmıştır. İlkesel bir Voltaire izleyicisi olan Hugo, içselleştirdiği Avrupamerkezciliği ödünsüz olarak savunmuş ve yapıtlarına da yansıtmıştır. Öte yandan, Hugo, Yunanistan için “benim gururlu yurdum” diyebilecek ölçüde Yunan hayranıdır. n 16 31 Aralık 2020