Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
‘EVVEL BAHAR’ Güçlü kadınların hikâyesi İrem Uzunhasanoğlu’nun üçüncü romanı Evvel Bahar, yatakhane arkadaşlığından doğan ölümsüz hatıraların anlatıldığı; geçmiş ve gelecek arasında bir köprü kuran ve ânımızda yaşananların döngüsel bir şekilde eski acılara ve travmalara bağlandığını anlatan bir kitap. ÖMER ÇEŞİT İ rem Uzunhasanoğlu’nun yeni romanı Evvel Bahar, Firuze ve Öykü isimli iki kadının yatakhanede başlayan dostluğunu ve yıllar sonra karşılaştıklarında neler yaşadıklarından habersiz geçmişe geri dönüşlerini konu ediyor. İki güçlü kadının arzularını, hayal kırıklıklarını, travmalarını ve yolları her ne kadar ayrılsa da değişmeyen dostluklarını akıcı bir dille anlatıyor. Aile ilişkilerimiz, yalnız bırakılışlarımız, kutsanan ebeveynlerimizle hesaplaşmalarımız döngüsel olarak geri dönüyor. Bizleri yaralıyor. Kime âşık olacağımızı dahi belirleyebiliyor. Genellikle sevgisizlikle hesaplaşma fırsatımız bile olmuyor. Halbuki elimizde avucumuzda kalmasını istediğimiz tek duygu sevgiydi. Anlaşılmak, yalnız bırakılmamaktı. CESUR FİRUZE... Firuze genç yaşında babası Yavuz tarafından dışlanmış, terk edilmiş bir çocuk. O vazgeçilmiş çocuk dimdik durarak ve hatta âşık olduğu adam Adar’ın uğruna isyan bayrağını en tepeye dikebilecek kadar cesur bir karaktere dönüşüyor. Bu da Firuze’yi benim gözümde Türk edebiyatında okuduğum en güçlü kadın karakterlerden birisi yapıyor. Terk edilmesinin ardından kıta değiştirip, Amerika’ya giden Firuze orada ayakta kalabilmek için her işi yapıyor. Onun için önemli olan babasıyla arasındaki paternalist ilişkiyi kırabilmek. Türkiye’de sık sık tanık olunan bir hikâye. Kendi iktidarını kızına dayatan ve eğer onun istediklerini yapmazsa arkasında durmayan bir baba figürü Yavuz. Sevgisini de parasını da kızına pazarlık sonucunda veren bencil bir karakter. Firuze ise kendi ayakları üzerinde duran bir kadın olmasının yanında yaptığı birçok hareket babasına karşı oluşmuş savunma mekanizmalarının bir parçası. İnsan küçüklüğündeki yoksunluklara göre mi şekillendirir yalnızca hayatını? Bundan emin değilim. Çünkü birçok insan isyan etmek ya da adaletsizliklere direnmektense uyumlu olmayı, boyun eğmeyi kabulleniyor. Ebeveynlerini kutsallaştırarak onların işledikleri suçlara bahaneler üretiyor, hataların farkında olmalarına rağmen onlara toz konduramıyor, kötü de olsalar ebeveynlerinden sevgi dileniyorlar. Özgürlüklerini, benliklerini, ruhlarını satıyorlar. İşte dünyadaki bütün kötülüklerin ana nedeni bu belki de. İDEALİST ÖYKÜ! Öykü ise daha idealist bir karakter, daha da önemlisi doksanlarda suikasta kurban gitmiş bir gazetecinin kızı. Üzerinde çok büyük bir sorumluluk var ve yegâne amacı babasının değerlerini sürdürebilmek ve en az onun kadar cesur bir insan olabilmek. Başkalarıyla yaşadığı ilişkilerde ürkek davranıyor çünkü her an terk edilebileceğinden ya da başına kötü bir şey gelebileceğinden korkuyor. Onunki iyi bir baba figürü fakat onun da annesi hiçbir zaman arkasında durmuyor. En nihayetinde her iki kadın da tek başına yola devam etmek zorunda kalıyor. Psikanalizin son aşamasında olan kimseden medet ummadan birey olabilme gücü ikisinin de ruhunda fazlasıyla mevcut. Fakat insan ötekilerle var olan bir karakter. Ölüm döşeğine gelseler bile hesaplaşma arzuları dinmiyor. Firuze ve Öykü yirmi yıl sonra yeniden birbirlerine tutunabilecekler mi? Anne babalarla hesaplaşmanın bir son kullanma tarihi var mı? Evvel Bahar’ın hem konusu hem de motifleri Uzunhasanoğlu’nun diğer romanlarından çok farklı. Bu roman her birimize bir yönüyle dokunabilir. Ailelerimizi kıramadığımız için yüzleşemediğimiz yalnızlıklarımızı, derin ve dalgalı bir şekilde harikulade ifade ediyor. Geçmişini çözümlemeyenlerin, terk edilmelerine rağmen güçlü kalabilmeyi başarabilenlerin, dostluk duygusunu iliklerine kadar yaşamış insanların romanı. Uzunhasanoğlu, bizlere bu kitabıyla ebeveynlerin yanlışlarına rağmen doğruları savunabilen kadınların yaşadığını ve başka bir dünyanın mümkün olduğunu gösteriyor. n Evvel Bahar / İrem Uzunhasanoğlu / Doğan Kitap / 248 s. / 2020. 17 8 Ekim 2020