Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Çapraz okumalar (devam) Kedi mumyalamak, hayvanın kutsal sayılan özellikleri nedeniyle, Kadim Mısır’da yaygın uygulama. Kediseverlerin şâhıydı Loti, bahçesinin düpedüz istilâya uğramasından keyif aldığı sır sayılmaz. Victor Hugo GXI ünlüğüne bakarak söylüyorum: Victor Hugo, tanıştığı çağdaş edebiyatçılardan çok hayvanlarla ilgiliymiş. Bürüksel’deyken Baudelaire’le yemeğe gitmişler birlikte, tek kelime etmiyor o konuda. Bir başka gece, Flaubert gelmiş evine, söylüyor, o kadar! Buna karşılık banyosunda gördüğü büyük örümceğe dokunmamış, korktuğunu sezip acıyarak. Yatak odasına giren fındık faresini nasıl yakalayıp bahçede azâd ettiğini gururla anlatıyor. Asıl bir komşusunun yakalayıp zincire bağladığı yavru tilkinin öyküsü: Para karşılığı satın almış, bir kutuya yatağını hazırlamış, kümesteki hayvanları öldürecek endişesi taşıyormuş. Neyse ki zincirini kırıp kaçmış tilki. Bilmem edebî anılardan daha az ilginç mi? XII SaintJohn Perse, Anabase’ı 1924 yılında yayımladı. Bir yıl sonra, büyük hurufatlı lüks baskısı çıktı. Şiiri İngilizceye Eliot, İtalyancaya Ungaretti, İsveçceye Lundkvist, Almancaya Groetheysen ile birlikte Walter Benjamin çevirdi (önsözü Hofmannsthal yazmıştı). Benjamin’in çevirisi 1929’da yayımlanmıştır. Elindeki SaintJohn Perse nüsha ilk baskıydı, kitabı ona Rilke göndermişti ve içinde şairin derkenarlara düştüğü notlar vardı. 1940 Mayısı’nda Benjamin bu değerli nüshayı, kendisini Fransa’daki bir ‘çalışma kampı’ndan kurtaran Henri Hoppenot’ya armağan etti. Üç ay sonra, Paris’ten ayrılıp PortBou’ya doğru yola düşmeden önce kutulara doldurduğu kitaplarına ne olduğu bilinmiyor, kutuların içeriği de tek bilinen, Jennifer Allen’den aktarıyorum, 469 kilo tuttukları. XIII. PIERRE ve PAMUK “Lotimania”da, yazarın ikonografik deposunun zenginliğine değinmiştim. Daha çok desenleriyle, çektiği fotoğraflarla ilgiliydi söylediklerim: Neredeyse belgeselci tavrıyla, tanıkolma bilincini taşıyarak yaptığı o “iş”ler konunun bir cephesini oluşturuyor aslında. Karşı cephede, eşi benzerine az rastlanan bir Nergiz var: Ucu bucağı olmayan bir maskeli balo atmosferinde yaşamış sanki, kılıktan kılığa girdiğini, bir bakıma travestileştiğini görüyoruz objektif karşısında; sahneyi kendi kuruyor, sahne alıyor, rolüne bürünüyor, “poz”unu (duruşunu) dayatıyor karşısındaki fotoğrafçıya, besbelli onu emir kulu gibi kullanıyor. Gün geliyor, çırılçıplak çıkıyor kamera önüne; bilebildiğim kadarıyla Loti’den önce bu cüreti gösteren yazar olmamıştır. Pierre Loti Loti’nin, 1887’den başlayarak Rochefort’daki evini usul usul bir garabet müzesine dönüştürdüğü, yolculuklarından ganimetlerle döndüğü biliniyor. Ölüm korkusu, kaybolma kaygısı mumyalara marazî merakıyla sonuçlanmış, evin bir odasını Mısır’dayken satın aldığı kedi mumyalarına ayırmıştı. 1907’de gezmiş Kahire müzesini. Orada ikinci Ramses’in mumyasından gözlerini ayıramamış. İki yıl sonra ona öykünerek çektirdiği fotoğrafıyla bir kartpostal bastırıp tanıdıklarına göndermiş. Philae’nin Ölümü’nde nefis bir betimlemesi yer alır II. Ramses (Sesostris) mumyasının. Kedi mumyalamak, hayvanın kutsal sayılan özellikleri nedeniyle Kadim Mısır’da yaygın uygulamaydı. Kediseverlerin şâhıydı Loti, evinin bahçesinin düpedüz istilâya uğramasından keyif aldığı sır sayılmaz. Gözdeleri olmuştu ama onları ayırmıştı her vakit. Yalnız evinde mi, komutanı olduğu Vautour gemisinde bir dönem İstanbul kedisi Belkıs’ı yanına almış, bir başka İstanbul seferinden bir Ankara kedisiyle dönmüştü. Loti, kedileri için kartvizit bastırtmayı savsaklamamıştır: “Kedi duygusu insanda ya vardır ya yoktur”. Kedileriyle de fotoğraf çektirmeyi seviyordu. 1907 tarihli, Rochefort evinin bahçesinde birlikte poz verdiği, kucağındaki Ankara kedisinin adı Pamuk’tu! n KItap İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç l Genel Yayın Yönetmeni: Can Dündar l Yayın Yönetmeni: Turhan Günay l Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Abbas Yalçın l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam ve Pazarlama Direktörü: Ayşe Cemal l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. l 326 Mayıs 2016 OKURLARA Antik Kentler’de bir ressam S ali Turan, kendi deyimiyle elli sekiz yıldır çiziyor. Bugünlerde sanatının tüm ayrıntıları ortaya koyan bir sergi ve bir kitapla çıktı sevenlerinin karşısına. İyi bir ressamı tanımak için iyi bir fırsat elimizdeki kitap. Sali ile kitabını konuştuk. Jack Kerouac’ın geçenlerde yeni bir edisyonla yayımlanan kısa otobiyografik romanı “Paris’te Satori”, aşağı yukarı aynı günlerde yayımlanan “Paris Esrimesi” ile pek çok paralellik barındırıyor. Yankı Enki değerlendirdi. Ludwig Wittgenstein, felsefe tarihinde hem dil ve mantık üzerine kurduğu söylemiyle hem de yaşamıyla bir kilometre taşıydı. Lars Iyer, “Wittgenstein Jr.”da, ünlü filozofu anarken okuru, onun bir dönem ders verdiği Cambridge Üniversitesi’ne yolluyor. Iyer’in romanı, yirmi birinci yüzyıl öğrencileriyle yirminci yüzyılın kült filozofunu buluşturuyor. Ali Bulunmaz’ın tanıtıyor kitabı Fahri Güllüoğlu, insanın varlığını bulduğu anda yok olmaya başladığının şiirlerini yazıyor “döküntü” adını verdiği toplamında. Selim Çağlar bakıyor kitaptaki şiirlerine. RusSovyet Doğu araştırmaları ekolünün önemli araştırmacılarından kabul edilen Nikolay Marr, yaklaşık yüz evvel Doğu Karadeniz’de Lazların yaşadığı bölgelere yaptığı dilsel yolculuğu anlattığı “Lazistan’a Yolculuk” isimli çalışmasıyla bir dönemin tarihine ışık tutuyor. Uğur Biryol değerlendiriyor kitabı. Bol kitaplı günler... turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap