05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

O KU RLA R A Édouard Levé’den “İntihar” Araştırmacıgazeteci Türey Köse’nin yeni kitabı “Edebiyat Parçalayan Nutuklar” yayımlandı. Köse kitabında, Meclis tutanaklarını edebiyat tarihimiz açısından inceleyip tarihe “siyasetçinin edebiyatla imtihanı”yla ilgili notlar düşüyor. Köse, ülkemizin en büyük yazar ve şairlerinin, halkın oyuyla seçilen milletvekillerinin ağzından nasıl aşağılandığını anlatan bir dizi ibret belgesini ortaya koyuyor. TBMM çatısı altında Nâzım Hikmet, Sabahattin Ali, bir zamanlar “komünist yuvası” olarak anılan Köy Enstitülü yazarlar Fakir Baykurt, Talip Apaydın ile Mahmut Makal’ın yanı sıra Bülent Ecevit, Aziz Nesin, Yaşar Kemal ve Orhan Pamuk’la ilgili yaşanan atışmalar, tartışmalar, kavgalar gözler önüne seriliyor. On bölümden oluşan kitapta “Sağ’ın Gözde Şairi Necip Fazıl Kısakürek”, “Gizli Tutanaklarda Edebi Tehlike” ve “Takibat ve Tevkifat Listelerinde Kadın Yazarlar” başlıklı bölümlerde de Meclis tutanaklarındaki edebiyat tarihinden sayfalar aktarılıyor. Gamze Akdemir, Köse’yle “Edebiyat Parçalayan Nutuklar”ı konuştu. “Süleyman’ın Kuyuları”, Hesna Onbaşı’nın ilk romanı. Onbaşı, saklı kalmış Osmanlı tarihinden bugüne uzanan, polisiyenin sürükleyiciliğine yaslanan bir ilk romanla çıkıyor okur karşısına. “Katil kim?” sorusunu sormaktansa “Neden katil?” sorusunun peşine düşüyor Onbaşı ve okurunu tarihin karanlıkta kalmış sayfalarına doğru, yolculuğa çıkarıyor. Kitabı Eray Ak’ın kaleminden tanıyoruz. “Galata Bankerleri”, Haydar Kazgan’ın finans tarihi alanındaki önemli yapıtlarından biri. Yazar hayattayken iki cilt halinde basılan yapıtın, tek cilt olarak yeniden gözden geçirilmiş baskısı. Mustafa Dönmez ve Ertuğrul Tokdemir’in yoğun editörlük çabası, ilk baskıda görülen yazım ve basım hatalarının düzeltilmesinin ötesine geçerek Prof. Dr. Gülten Kazgan’ın da onayıyla ve teşvikiyle yapıtın yeni baştan ele alınmasına önayak oldu. Kitabı H. Cevahir Kayam değerlendirdi. ‘Yaşamın bir varsayımdı’ Édouard Levé’nin “İntihar”ı, hem konusu hem de yazarın hızla gittiği sonu anlatışı nedeniyle ilginç. Kitap, Levé’nin ölümü göz önüne alındığında tamamen bir tasarı metni olarak da görülebilir. r Ali BULUNMAZ “Artık hep haklı olacaksın çünkü bir daha konuşmayacaksın.” (Kitaptan) azı kitaplar, içindekiyle olduğu kadar kendi hikâyesiyle de öne çıkar. Tabii bu aynı zamanda yazarın hikâyesidir. İkisi birbirini tamamlar. Okura da keşfedilecek, soru sorduracak ve kurcalayacak epey malzeme çıkar. Édouard Levé ismini duymayanlar, onun intiharıyla bu ada aşina oldu. Daldan dala konan bu adam, iktisat eğitiminin ardından resme merak salıp soyut tablolar yapmaya koyuldu. Ancak eserekli hali ona bütün tablolarını yaktırdı. Hindistan’a yaptığı ruh arındırma gezilerini izleyen yıllarda fotoğrafa yöneldi ve bu alanda da adından söz ettirdi. Bir yandan da yazmayı sürdüren Levé’nin kendini en iyi ifade ettiğine inandığı tür anlatıydı. 2007’de yayıncısına “İntihar” isimli bir dosya bıraktı. Yayıncının on gün sonra aldığı haber çok tuhaftı: Levé dosyadaki gibi intihar etmişti. Bir bakıma kendi ölümünü tasarlayıp bunu yazıya dökmüştü. Levé’nin yazdığı kitap roman olmasının yanında bir tür anı metni olarak da değerlendirilmeli. Ancak metindekilerin gerçek bir arkadaşıyla mı yoksa kurmaca bir karakterle mi ilgili olduğu pek anlaşılmıyor. Belki de bu muğlaklık kitabı daha çekici kılıyor. Levé’nin kendi ölümünü tasarlaması bir yana intiharı çoğu insanı şaşırtmıştı. Her ne kadar buna eğilimli olduğunu sezenler olmuşsa da yapabileceğine inananlar azdı. İntihar vakaları üzerine çalışanlar bilir, birisi aklına koymuşsa bunu genellikle dillendirmez, şartlar uygun olduğunda yapar. Levé’ninki biraz farklı aslında; o, dosyayı teslim etmiş ve on gün sonra beynini uçurarak gitmiş. gözünün önüne. Seni düşününce olabileceğin şey geliyor. Sen bir olasılık yığını oldun, hep öyle kalacaksın. İntiharın, yaşamındaki en önemli söz oldu ama meyvelerini toplayamayacaksın.” Levé’nin kitaptaki kahramanla belli bir noktadan sonra yakınlaştığını anlıyoruz. Aslında intiharı bir bakıma eşik görevi görüyor ve Levé de zaten “ölümün yazdı yaşamını” diyerek bu eşiği anlatıp ekliyor: “İstediğim zaman benimle konuşan bir kitapsın.” “ZAMANLI” ÖLÜM Levé’nin kahramanıyla ilgili yazdıklarına bakılırsa zaman zaman sosyal, dert ortağı, hatta psikanalist gibi bir tarafı var. İntiharını kimsenin açıklamaya kalkışmamasını buradan okumalıyız belki de. Yazar, kahramanının kişiliğini çözümleyip kimi ayrıntılar verirken aklımıza ister istemez bir soru takılıyor: Acaba tüm bu anlattıkları hayatından ayrıntılar mı? Yazarın kitapta yer verdiklerine bakılırsa hem intihar hem de ölüm üzerine bolca kafa yorduğu görülüyor. “Zamanlı” ölümü, ölümün ölümü; genç ölümü ya da intiharı, “yaşamın ölümü” diye nitelemesi de benzer göstergelerden. Üstelik ölümün yaşanır olup olmadığı ya da bunun nasıl bir çelişki olduğunu da enine boyuna düşündüğünü fark ediyoruz. Levé, kahramanı aracılığıyla ölümü tartarken son ve başlangıç tartışmasına da giriyor: “Ne tuhaf, başlangıçları severken kendini öldürdün: İntihar bir sondur. Acaba bir başlangıç olduğunu mu düşünüyordun?” Levé, arkadaşı olduğunu söylediği ve enine boyuna anlattığı kahramanının hayatından parçalar veriyor ama bunlar üç beş günlük zaman dilimini kapsıyor izlenimi uyandırıyor. Fakat öyle yerlere girip çıkıyor ki tüm bir hayatı özetliyor sanki. Levé, dosyayı teslim ettikten on gün sonra kendini öldürmeseydi kitaptakileri iç dünyasında karışıklıklar olan bir kahramanın intihara sürüklenişi gibi algılayabilirdik. Hatta psikolojik bir roman da diyebilirdik buna. Ancak yazarın intiharı, kitabı da gizemli yapıyor. Levé kimi anlatıyor? Kime anlatıyor? Metnin ne kadarı gerçek ne kadarı kurgu? “Yaşam bana sunuldu/ ad bana geçirildi/ beden bana dayatıldı” üçlüğü Levé’yi mi işaret ediyor? Şüpheler, ipucu arayışları ve kitabın ilk cümlesinin, neredeyse en büyük yol gösterici oluşu… Elimizdeki en sağlam veriler bunlar. n [email protected] İntihar/ Édouard Levé/ Çeviren: Orçun Türkay/ Sel Yayıncılık/ 82 s. B İntihar’da dikkati çeken bir özellik, Levé’nin kişiliğinden bir parçayı yansıtan kurguyla gerçek arasındaki çizginin ayırt edilemeyişi. Yani kitaptaki her satır, kimi zaman çok hakiki kimi zaman Levé tarafından kurgulandığı izlenimi uyandırıyor; geçişler belirsiz. Kitaptaki kahramanın tasarladığı ve gerçekleştirdiği intihar sonrası geriye elbette bir sürü soru işareti kalıyor. Ama Levé, kitaptaki kişinin (ve aynı zamanda kendi) yaşamıyla ilgili can alıcı bir şey söylüyor: “Yaşamın bir varsayımdı. Yaşlanıp ölenler bir geçmiş yığınıdır. İnsan, onları düşününce oldukları şey gelir Bol kitaplı günler... [email protected] [email protected] twitter: www.twitter.com/CumKitap TURHAN GÜNAY Édouard Levé, İntihar’ı yayıncısına teslim ettikten on gün sonra kendisini öldürdüğünde kitabı da yaşamı da daha dikkatle incelendi. Böylece Levé’nin adı gizemli efsanelerin arasında yazıldı. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç t Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız t Yayın Yönetmeni: Turhan Günay t Sorumlu Müdür: Aykut Küçükkaya t Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı t Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. t İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 t Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. t Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden t Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü t Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya t Reklam Müdürü: Ayla Atamer t Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 t Yerel süreli yayın t Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1259 3 NİSAN 2014 n S A Y F A 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle