05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

girişini istila ettiler. Ha gayret! Yakında Cadde’nin resmi dili de değişebilir! 3294 “Kitap ve Ressam’ın Öyküsü”nden – Ferit Edgü, 1989 “En çok şaşırdığım bu oldu. Boş bir sayfanın bana bakışı. Ben de ona bakıyordum. Bu karşılıklı bakıştan doğacak olanı bekliyordum.” (Bilgisayar kullanmam. Kurşun kalemle kâğıda ağır ağır yazarım. Böylelikle prezervatifsiz seks yapmanın hazzını mı (y)aşarım? Kalemimi açıp kâğıda eğildiğimde, o ak sayfanın bir bakire genç kız gibi titrediğini de duyumsamışlığım vardır. Çok geçmeden iki suç ortağına dönüşeceğizdir.) 3295 Kitap Önerileri : Kurmacasız Bir Yaşam – Vüs’at O. Bener, YKY / Don Quijote’nin Üçüncü Cildi – Ferhat Uludere, Yitik Ülke / Gül Ağacı Boy Vermez – M. Sabri Koz, Turkuvaz Yayınları / Yalnız Seni Arıyorum – Orhan Veli, YKY / Hikâye Anlatan Adam: Ahmet Mithat – Nüket Esen, İletişim / Şiir Çevirileri – Bilge Karasu (Haz. Tunç Tayanç), Metis / Enis Batur’a Mektuplar (19752005) – İlhan Berk, Noktürn / Kırmızı Kalem Kutusu – Bâki Ayhan T., Mühür Kitaplığı… 3296 “Afşar Timuçin” adını o denli şiirsel bulurdum ki onu bir müstear (takma ad) bellemiştim. Derken, Afşar Timuçin’in (doğ.1939) profesörlüğe dek yükselen bir felsefeci akademisyen ve şair olduğunu öğrendim. Fethi Naci kitaplığında onun bir öykü kitabına (“Denizli Pencere” – YAZKO, 1981) rastlayınca imzasız olmasına bakmayıp satın aldım. “Denizli Pencere”yi bir solukta okudum, 47 sayfa süren şiirsel öykülerden mürekkepti. Bitirirken, V.S. Prichett’in kısa öykünün boyutu hakkındaki özdeyişini anımsadım, “Yolda yürürken birden gözünün ucuna takılanı aktarmak.” 3297 Hey gidi günler hey! Bir zamanlar YAZKO diye bir yazarlar kooperatifi vardı. 1980’lerde var ve yok olurken edebiyat, felsefe ve çeviri dergileri de yayımlamıştı. Önemli yazarlar el vermişti, iyi niyetlerinin ama iş bilmezliğin kurbanı oldular. Şimdi YAZKO’nun yorgun ve lime lime dökülen kitaplarını gördükçe, Can Yücel’in onun kilit yöneticilerine yaptığı muzip yakıştırmaları anımsıyorum; Mustafa Kemal Ağaoğlu (Mustafi Kemal) ve Erol Toy (Erol Tolstoy)… evliliğin nedenini, “Çünkü tanıştığım her erkek yarım saat sonra benimle yatmak istiyor” diyerek açıklamıştı. Küresel yazar Sir Kingsley Amis (19221995) onun için karısından boşandı. Onsekiz yıl süren ama fırtınalı bir birliktelikleri oldu. Boşandıklarında Sir Amis, “Onu tanıdığım güne lanet olsun” buyurmuştu. Gençliğinde, İngiliz edebiyatının nice ustasını (Cyril Connolly, Kenneth Tynan, Arthur Koestler, Cecil DayLewis) parmaklarında oynatmıştı. Ama ona dua eden bir kişi biliyorum, üvey oğlu küresel yazar Martin Amis, “O olmasaydı ben yazar falan olamazdım” demişti. 3299 Sir Kingsley Amis’in ölümünden sonra mirasçıları, Sotheby’s Müzayede kuruluşu kanalıyla onun kütüphanesi ve bazı kişisel eşyalarını (s)attılar. Müzayede katalogunda eski karısına imzaladığı kitapları görünce şaşırmıştım. Hilary Amis bir İskoç lorduyla evlenmişti ve o artık Lady Kilmarnock’tu. Vefasızlığını çok yadırgamıştım. Müzayedeye telefonla katılıp (11.07.1996, saat 16.40) o kitapları aldığımda yanımda Enis Batur da vardı. (Merak edenler için bildiriyorum döviz bazında kitapların piyasa değeri 78 kat arttı.) O kitapları niye mi almıştım? Bilmem, bu anekdotu anlatmış olmak için bile almış olabilirim. Aslında bu maddeyi yıllar önce, detayına inmeden yazdığımı anımsıyorum. Bilahare, Martin Amis’le yapılan bir söyleşide, onun annesiyle son kocasının sefalet içinde yaşayarak öldüklerini okuduğumda utanmıştım. Lady Kilmarnock’tan içtenlikle özür dilerim. 3300 Mimar Mehmet Berksan, Elif Şafak’ın güya Mimar Sinan’ı da irdelediği romanı “Ustam ve Ben”i, mimari gerçekçilik açısından eleştirirken onun yaptığı “basit hataları” da (örneğin Selimiye’nin kubbesine dam, külhana kazan dairesi deyip, Osmanlı padişahına törenleri meydanın ortasında izlettirmek gibi) sıraladı. Detayda bu tür yanlışlar varsa, temelde kim bilir neler atlanıyordu? Yazı internet ortamında elden ele dolaşınca birileri panikledi. Olaya Şafak’ın kocasının genel yayın yönetmenliğini yaptığı Radikal’in kitap eki el koydu. Bir yanıt yazması için kim mi seçildi? İşine gelince eleştirmen, gelmeyince saldırman / Orhan Pamuk’a ancak Nobel kazandıktan sonra methiye düzmek aklına gelen / şiddetle eleştirdiği bir banka yayınevinden çıkardığı dergiye sürekli ilan almaya başlayınca Radikal Kitap ekinde onların kitaplarını öven / şaibeli ve malumu ilam şiddetinde anketler ustası Semih Gümüş! Gümüş bunlar editörsel konulardır, abartmayın demeyi akıl mı edemedi, yoksa aldığı talimat mı başka yöndeydi? Her neyse Gümüş, yazarın temel yanlışlarını kurguyu varsıllaştırmak için yapılan değişiklikler diye nitelendirince yine trajikomik durumlara düştü. Metin Celal, 29.01.2014 tarihli Cumhuriyet’te, “Elif Şafak ve İnandırıcılık” başlıklı yazısında Gümüş’e ağzının payını verdi. Şafak ve Gümüş, Kitabistan’ın iki hacıyatmazıdırlar. 3226. maddemi, “(Elif Şafak), Mimar Sinan dedikçe utancımdan bu Usta’nın camilerine bakamıyorum” diyerek bitirmiştim. Semih Gümüş denince de aklıma Murathan Mungan’ın o eşsiz özdeyişi gelir, “Türkiye’de her şey olunur ama rezil olunmaz?” n 1259 SolOmzunaSELCUKALTUN125x325.indd 1 Elizabeth Jane Howard 3298 İngiliz yazar Elizabeth Jane Howard’ı (19232014) Ocak başında yitirdik. Yaşamının kültürazzi zikzakları kitaplarının önüne geçmişti. Varsıl ve sanatçı bir aileden geliyordu. Alımlıydı, babasının tacizinden kurtulmak için 19 yaşında evlenmişti. İkinci evliliği de kısa sürmüştü, o C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 3 N İ S A N 2 0 1 4 n S A 2/13/14 Y F A 12:37 PM 1 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle