25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler Bir Yazarın Günlüğü / Virginia Woolf / Çeviren: Oya Dalgıç / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 464 s. Bir Yazarın Günlüğü, okurunu 20. yüzyılın en büyük edebi dehalarından birinin özel dünyasında bir gezintiye çıkartıyor. Virginia Woolf’un ölümünden sonra eşi Leonard Woolf tarafından derlenen bu günlükler, yirmi yedi yıl boyunca yazarın en büyük sırdaşı olmuştu. Kendi sanatıyla fırtınalı ilişkisini, sancılı yaratma süreçleriyle utkulu zafer sarhoşluklarının birbirini izlediği kendi yazma eylemini, her daim uç noktalarda yaşadığı acı ve sevinçlerini hep bu defterlere dökmüştü Woolf. Günlükler, Woolf’un yazı alıştırmalarına, yapıtlarının yapı taşını oluşturan kişi ve olaylara ışık tutarken, hem çağdaşlarının yapıtları hem de klasikler üzerine düşüncelerini de açıkça ortaya koyuyor. 1918’den başlayan günlükler, yazarın 1941’deki intiharının üç hafta öncesine dek sürüyor. Çağdaş Alman Öykü Antolojisi / Kolektif / Çeviren: Kâmuran Şipal / Cem Yayınevi / İki cilt toplam 864 s. Heinrich Böll, Herta Müller, Hermann Hesse, Elias Canetti, Günter Grass gibi Nobel ödüllü ve ünlü yazarlardan, ülkemizde yeterince tanınmayan Doris Dörrie, Wolfgang Weyrauch, Peter Bichsel gibi isimlere uzanan Çağdaş Alman Öykü Antolojisi, birbirinden farklı üslup ve teknikleri bir araya getiriyor, gerçekçi anlayıştan fantastiğe, sanatsal anlatımdan yalınlığa kadar çeşitli ekol ve akımları okuyucuya sunuyor. 20. yüzyıl Alman edebiyatı ve toplumunun geçirdiği değişimleri de gözler önüne sermiş olan bu kapsamlı derleme, çağdaş Almanca öyküye bütünsel bir bakış sağlıyor. 58 yazarın 101 öyküsünün iki ciltte toplandığı ve Türkçede ilk kez böylesine kapsamlı bir biçimde hazırlanan Çağdaş Alman Öykü Antolojisi’ni Kâmuran Şipal’in titiz çalışmasıyla okur karşısında. Kendine Ait Görünmez Bir İşaret / Aimee Bender / Çeviren: Sibel Sakacı / Can Yayınları / 250 s. Limonlu Pastanın Sıradışı Hüznü kitabının yazarı Aimee Bender’dan yine sıra dışı, bir solukta okunacak kadar akıcı ve merak uyandıran bir roman: Kendime Ait Görünmez Bir İşaret. Kitabın kahramanı Mona Gray, sporculuğunu örnek aldığı babası hastalanınca, geleceği parlak bir atlet olmaktan vazgeçer, sevdiği her şeyi bırakıp kendini matematiğin dünyasına kapatır. Babasının yaklaşan ölümünü zihninde engellemek için organlarını kesmeyi düşünür ve bu amaçla yirminci doğum gününde kendine armağan olarak bir balta alır. Matematik öğretmeni olunca, öğrencilerin sayıların ihtişam ve önemini fark ettiğini görür. Bir süre sonra, Mona’nın girift bir şekilde örülmüş maskesinin altındakileri, bir bakışta gören yeni fen öğretmeni çıkagelir ve Mona’nın özenle düzenlenmiş dünyası, en yüce düzen olan aşkla sarsılır. S A Y F A 2 0 n 3 N İ S A N 2 0 1 4 Öte yandan mekân ve özgürlük sorunu, dört boyuta ilişkin görecelilik ve pozitif bilimin özü, özelliği, yaşamın güzelliği irdeleniyor. Arada kendi şairliğini tiye de alıyor. Fırtına İkliminde / B. Sadık Albayrak / Doğu Kitabevi / 192 s. Fırtına İkliminde, Gezi Direnişi ve halkı isyana sürükleyen etkenler odağa alınıyor. Türkiye’nin, içinde bulunduğu yolsuzluk, yoksulluk ve şeriat baskısından toplumsal bir devrimle kurtulacağını düşünen yazar, Gezi’yle başlayan bu dönemi, bu toplumsal devrim sürecinin adımlarından biri olarak, fırtınayla özdeşleştiriyor. Kitapta direnişin sıcaklığı içinde yapılmış gözlemler ve değerlendirmelerin yanı sıra, AKP iktidarının 12 yıl boyunca izlediği politikaların sonuçları da ortaya konuyor. Sultanlar Devrinde Oğlanlar / Halit Erdem Oksaçan / Agora Kitaplığı / 240 s. Kanuni’nin, gördüğü bir delikanlının yakışıklılığı karşısında duygularını dizelere dökerek yazdığı şiir; eşcinsel ilişki yaşadığı Rum genci tarafından işkence edilerek öldürülen imamın öyküsü; baldırlarına ellenerek hamamda tellaklığa, meyhanede sâkiliğe çağrılan ve hayaları sıkılarak öldürülen Osmanlı padişahı; Evliya Çelebi’nin itiraf ettiği ‘kabahat’; erkeklik organları kesildiği halde yeniden çıkan ve parlak gençlerle cinsel ilişkiye giren hadımağalar; erkekleri peşinden koşturan rakkaslar, köçekler, tellaklar; içoğlanları, mahbuplar ve gılmanlar; anılarda kalan eşcinsel aşklar ve oğlancı ilişkiler; Osmanlı eşcinsel argosundan örnekler... Halit Erdem Oksaçan bu kitabında, Osmanlı saray ve toplum hayatında eşcinselliği kültürel kökenleriyle ele alırken, eşcinselliğin ve oğlancılığın Osmanlı’daki izini sürerek okurları renkli bir tarih yolculuğuna çıkarıyor. Türkiye’de Siyasal Şiddetin Boyutları / Derleyenler: Güney Çeğin, İbrahim Şirin / İletişim Yayınları / 504 s. Elimizdeki kitap, geniş bir çerçevede, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e devreden ve halen sürmekte olan çeşitli siyasal şiddet örneklerini, toplumsal tarihimizin analizi için devreye sokuyor: İttihat ve Terakki’den Cumhuriyet’e ordunun özerk rolü ve şiddet üretme kapasitesi, 1915, Kürtler, Demokrat Parti, siyasal hareketlerin sağın, solun ve İslamcılığın şiddetle ilişkisi, kapitalizmde zorun rolü örneği olarak 12 Eylül, bir özel şiddet hâli olarak “doksanlar”, akademi sahasında tecessüm eden simgesel şiddetin tarihi ve ataerkil zihniyet şiddeti… Türkiyede Siyasal Şiddetin Boyutları, şiddetle analiz edildiğinde sorunlarımızın ne kadar çarpıcı olduğunu gözler önüne seren bir çalışma. Diktatörlüğün Psikolojisi / Fathali M. Moghaddam / Çeviren: Hakan Kabasakal / 3P Yayıncılık / 336 s. İki farklı diktatörlüğü iliklerine kadar yaşamış, diktatörlüğün yol açtığı acıların dostlarını ve sevdiklerini tüketişini çaresizlik içinde izlemiş olan İran asıllı Amerikalı Psikoloji Profesörü Fathali M. Moghaddam, baskıcı rejimlere ilişkin deneyimlerini Diktatörlüğün Psikolojisin’de okurla paylaşıyor. İnsan neden diktatör olmaya heveslenir? Elitler olarak adlandırılan çıkar grupları neden bir diktatörün çevresinde toplanır ve kendi yurttaşlarına umursamadan acı çektirilmesine göz yumarC U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1259 Modern Bireyciliğin Mitleri / Ian Watt / Çeviren: Mehmet Doğan / Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi / 366 s. Ian Watt bu kitapta, çağdaş dünyanın dört mitini inceliyor; bu mitlerin hepsi de 16. yüzyıl ve 18. yüzyılda yaratılmıştır. Yani tarihsel bakımdan yeni olan bir toplumun seçkin eserlerinden bahsediyor Watt. Yazar; Faust, Don Quijote ve Don Juan’ın özgün hikâyelerinin, bu üç karakteri hiç pohpohlamadığını söylerken, bir yandan da, iki yüz yıl sonra ortaya çıkan Romantik dönemde, bu karakterlerin takdire şayan kişiler, hatta kahraman olarak nasıl yeniden yaratıldığını gösteriyor. Robinson Crusoe ise dini, ekonomik ve toplumsal yeni tutumların temsilcisi olarak görülüyor. Ian Watt, bu dört şahsiyet üzerinden modern dönemin bireycilik sorunlarını gözler önüne seriyor bu kitabında. Sanata Dair / Halid Ziya Uşaklıgil / Özgür Yayınları / 1030 s. Sanata Dair, Halid Ziya’yı Türk edebiyatı tarihinden başka Türk kültür tarihi ve eleştiri geleneğimiz içinde de önemli bir mevkiye taşımasıyla öne çıkan bir kitap. Yazılarda sağlam bilgi ve derin bir yorum gücüyle ele alınan konuların çeşitliliği düşünüldüğünde rahatça bu yargıya ulaşılabilir. Fakat bu kitabı, bu tarz eserlerde var olan kuru didaktizme düşmekten koruyan bir unsur var: İnsan unsuru, yani zengin yaşantısı ve büyük hayat tecrübesi ile bizzat Halid Ziya… Bu nedenle okuyucu bu kitapla sadece bilgi edinmeyecek, Halid Ziya’nın kendi evreni hakkında da önemli ipuçlarına erişecek. Yanılgı / Neil Jordan / Çeviren: Püren Özgören / Everest Yayınları / 390 s. Kısa bir süre sonra kendisiyle; yani ona ayna aksi kadar benzeyen Gerald’la tanışan romanın kahramanı Kevin, hapsolduğu benliğinden çıkmanın çekimine kapılır. Zamanla bir başkası olmanın tadına Gerald da varır ve bu iki genç birbirlerinin yerine geçmeyi bir oyun haline getirir. Ancak gitgide tekinsiz bir hal alan bu oyun, ikisinin de hayatını geri dönülmezcesine değiştirir. Crying Game (Ağlatan Oyun) ve lnterview with The Vampire (Vampirle Görüşme) gibi hafızalarda iz bırakmış filmlerin yönetmeni Neil Jordan, son romanı Yanılgı’da gotik unsurlarla dopdolu, rüya gibi bir atmosfer kuruyor. Yanılgı, bir gerilim filmi kadar sürükleyici, İrlanda edebiyatının klasikleri kadar şiirsel bir roman elimizdeki. Ankara Destanı / Üstün Dökmen / Remzi Kitabevi / 408 s. Üstün Dökmen’in yazdığı bu destanda, Ankara’nın dünü, bugünü ve tarihi; Türkiye Cumhuriyeti var. Dünlük günlük, sosyal, politik eleştiri ve aşk da aynı zamanda. Özellikle Dökmen’in, Ankara’ya, eşine, ağaçlara, kedilere olan aşkı da dile getiriliyor sık sık.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle