Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Y eryüzü Kitaplığı CELÂL ÜSTER celaluster@cumhuriyet.com.tr Kurucuları arasında Hrant Dink’in de bulunduğu Aras Yayıncılık bu yıl 20 yaşında Ermeni kültürüne açılan pencere rant Dink, Yetvart Tomasyan ve Mıgırdiç Margosyan’ın kurdukları Aras Yayıncılık yirmi yaşında. Yayın yaşamına 1993’te, Mıgırdiç Margosyan’ın kült kitabı “Gâvur Mahallesi” ile başlayan yayınevi, o günden bugüne, “Ermeni edebiyatına açılan pencere” olarak nitelenmesine yol açan bir yayın çizgisi izledi. Aras, Türkçe ve Ermenice kitaplarıyla, Türkiye’de iki dilde yayın yapan pek az yayınevinden biri. Aslında, Türkiye’de köklü bir geçmişi olan Ermeni yayıncılık geleneğinin günümüzdeki temsilcisi. Aynı coğrafi bölgede doğup büyümüş, yan yana yaşayan farklı kültürlerden insanların birbirlerini edebiyat yoluyla daha iyi tanıyıp anlamalarına katkıda bulunuyor. Bugün Türkiye’de İstanbul’da yoğunlaşmış olan Ermenilerin kültürel öğelerini günümüz kuşaklarına tanıtmakla kalmıyor, gelecek kuşaklara da taşımaya yöneliyor. Aras Yayıncılık’ın yirminci yılında, yayınevinin iki editörü Ararat Şekeryan ve Nıvart Taşçı’yla konuşuyorum. Şekeryan, Aras Yayıncılık’ın, yayın yaşamına, “Ermenice köy edebiyatının son biriki temsilcisinden biri” diye tanımladığı Margosyan’ın “1980’li yıllar boyunca Ermenice kaleme aldığı öykülerden bir seçki” niteliğindeki “Gâvur Mahallesi”yle başlamasının özel bir nedeni olmadığını vurguluyor. “Ama” diye ekliyor hemen, “bahtı açık, şanslı bir kitap oluyor ve yayınevinin ilk on yılı boyunca yayın politikasının belirlenmesinde epey büyük etkisi var. Aras’ın ilk on yıl içinde bastığı kitaplara bakacak olursak, daha çok artık yitip giden Anadolu Ermeni köy hayatının yansıtıldığı öykü kitaplarının ağırlıklı olduğunu görüyoruz. KARANLIK YILLAR Aras Yayıncılık’ın kuruluş amacını açıklar mısınız, diye soracak olduğumda, sözü Taşçı alıyor: “1990’lı yıllar karanlık yıllar. Yaşanan politik kaosun büyük bir parçasını da memleketteki Ermeni algısı oluşturuyor. Siyasi jargonda ve günlük hayatta Ermeni kelimesi hakaret olarak kullanılıyor. Yayınevini kuran üç isim yan yana gelip bunu kırmak, normalleştirmek için neler yapabiliriz diye koyuluyor yola. Dertlerini kitapla, edebiyatla anlatma kararı alıyorlar. O yıllar, darbe sonrası dönemde yayıncılık piyasasının da gelişmeye başladığı yıllar, ne var ki, Belge Yayınları’nın belli kitaplarının dışında Ermeni edebiyatı, kültürüyle ilgili kitap basan yayınevi yok. Öte yandan Ermenice yayın yapabilen bir kuruluş da yok ortada. S A Y F A 6 n 5 A R A L I K H bilmiyor değilim. Peki, Aras, bu alanda biyografik bir dizi düşünüyor mu? Taşçı’nın yanıtından, bunun bir olanak sorunu olduğunu anlayorum: “Evet, bu alanda bir çırpıda onlarca isim gelebilir aklımıza. Fakat diğer taraftan, bu alanda yayımlanabilecek bir kitap projesiyle de karşılaşamadık. Zaten bu kitaplara yönelik talebin de pek yoğun olduğu söylenemez. Evet, Aras Yayıncılık kâr amacı gütmeyen bir kuruluş, fakat bastığımız kitabın depomuzda yıllanmaması gerektiğini de göz önünde bulundurmaya çalışıyoruz. Öte yandan bu alana kafa yoran araştırmacı veya yazar neredeyse yok gibi. Aras’ta yayın yönetmeni Ardaşes Margosyan’ın yanı sıra üç genç editör çalışıyor. Çevirilere ve diğer telif kitaplara harcanan mesaiyi göz önünde bulundurmak lazım. Aras kurulduğu günden bu yana düz bir yayıncılık yapmayı değil, yaratıcı bir çizgi tuturmayı benimsiyor. Sıfırdan proje üretmek, kitap hazırlamak da bunun bir parçası, fakat insan gücü problemi birçok alanda yayımlamayı düşündüğümüz kitaplardan el çekmemize sebep oluyor.” 140 KİTAP Geride kalan yirmi yıla kaç kitap sığdırdı Aras? Bunlar arasında en çok okunan ya da ilgi çekenler hangileri oldu peki? Şekeryan, “Geçen ay Kitap Fuarı’nın arifesinde 20. yıl özel yayınımız olarak çıkardığımız ‘Modern Ermeni Edebiyatı’ başlıklı çalışma 140. kitabımızdı. Ermeni edebiyatının son beş yüz yılına ışık tutan bu değerli çalışma, Aras Yayıncılık’ın 20. yılını taçlandırabilecek ender eserlerden biriydi” diye yanıtlıyor. “140 kitabın 50’si Ermenice. En popüler kitabımız ise hiç kuşkusuz geçen ay 16. baskısını yapan Mıgırdiç Margosyan’ın ‘Gâvur Mahallesi’. Bu kitabı Takuhi Tovmasyan’ın anıyemek türündeki kitabı ‘Sofranız Şen Olsun’, Raymond Kevorkian’ın ‘1915 Öncesinde Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeniler’ adlı hacimli çalışması ve Ara Güler’in ‘Kumkapı Ermeni Balıkçıları 1952’ adlı üç dilli fotoröportaj kitabı takip ediyor. Türkçe yayınlarımızın neredeyse hepsinin ikinci, üçüncü baskılarını yaptıklarını söylemek isteriz.” Gelelim, önümüzdeki yakın dönemde yayımlanacak kitaplara. Taşçı’dan, Aralık’ta, Hagop Barsoumian’ın “İstanbul’un Ermeni Amira Sınıfı” adlı çalışmasını yayımlanacağını öğreniyorum. Taşçı’nın deyişiyle, kitap, 18. ve 19. yüzyıllarda Osmanlı İmparatorluğu’nun ekonomik hayatında önemli rol oynayan Ermeni aristokratlarına odaklanıyor. Barsoumian’ın kitabı OsmanlıErmeni ekonomik ve siyasi geçmişini yönlendiren burjuva sınıfını konu alan çok az sayıdaki çalışmadan biri. “Ocak ayında ise” diyor Taşçı, “1909’da Adana’da yaşanan Ermeni katliamlarına dair kaleme alınmış en önemli tanıklıklardan biri olan ‘Yıkıntılar Arasında’yı (Zabel Esayan) ve ‘Uzun, İnce Yolcular: 37 Portre’yi (Ümit Bayazoğlu) okuyucularla buluşturacağız. Zakarya Mildanoğlu’nun hazırladığı ‘Ermeni Süreli Yayınları 17941980’ ve Mahir Özkan’ın TürkçeHemşince kaleme aldığı ‘Hemşin Öyküleri’ ise Şubat ayı programında.” Taşçı, “Hemşin Öyküleri” der demez, Yakup 2’de az güzel günler geçirmediğimiz Yakup Arslan’ın yıllar önce bir Hemşin dönüşünde bir kâğıda yazıp bana verdiği Ermenice köy adları düşüyor aklıma. “Yakup, hayatta olsaydı” diyorum kendi kendime, “hemen alır okurdu bu kitabı…” n K İ T A P S A Y I 1242 Aras Yayıncılık editörleri Ararat Şekeryan ve Nıvart Taşçı. Hrant Dink Aras Yayıncılık’ın kurucuları arasındaydı... Aras bu iki ihtiyaç üzerine kuruluyor: Hem Ermeni edebiyatını Türkiyeli okuyucuya tanıtabilmek, hem de altmış bin kişilik küçük bir topluluk olan Ermeni toplumunun kitap ihtiyacına cevap verebilmek.” Ermeni toplumunun 20. yüzyılın başlarından başlarak Türkiye’de yaşadığı acıları bugün artık bilmeyen yok. Aras’ın ne gibi zorluklarla karşılaştığını sorduğumda, Şekeryan, “Türkiyeli ortalama okurun kafasındaki Ermeni algısının bugün artık tamamıyla Ermeni Soykırımı’yla, şeytanlaştırılan Ermeni Diyasporası figürüyle eşleştiğini söylemek abartı olmaz. Bu okur tipi bizim yayınlarımıza zaman zaman önyargılı yaklaşabiliyor” diye yanıtlıyor. Hemen ardından da, “Ne ki, biz genelde düşünüldüğü gibi gibi kanlı katliam sahneleri anlatan, tek derdi 1915 olan kitaplar yayımlamıyoruz. Kuru propaganda ürünleri yayımlamıyoruz” diyor. “Önceliği insana, kültüre, edebiyata veriyoruz. Bu, politik açıdan işimizi kolaylaştıran bir şey oluyor belki. Bunların yanı sıra, birkaç yıl öncesine dek, özellikle kitap seçiminde sıkı bir otosansür uyguladığımızı belirtmemiz gerekir.” Peki, çeviri konusunda bir sıkıntı yaşa2013 nıyor mu? Taşçı’ya göre, en büyük sıkıntı Ermeniceden yapılan çevirilerde yaşanıyor: “Profesyonel çevirmen ya da editör yok bu alanda çalışan. Bugün hâlâ üniversitelerde Batı Ermenicesiyle eğitim veren, Batı Ermeni edebiyatı öğreten bölüm yok. Bu ihtiyacı genel olarak Ermeni okullarında Ermeni dili ve edebiyatı öğretmenliği yapan kişilerle, iyi Ermenice bilen insanlarla kapatmaya çalışıyoruz. Fakat yarıprofesyonel veya amatör olan bu çevirmenlerin elinden çıkan metinler yayınevindeki editörlere yük bindiriyor ve bu da doğrudan üretim hızımızı etkiliyor.” Aras’ın bugüne kadar yayımladığı kitaplar arasında hangi tür ağır basıyor? Roman ve öykü mü, anı mı, inceleme ve araştırma mı, tarih mi? Taşçı, “Yayınevinin ilk 1012 yıl boyunca Ermeni köy hayatını yansıtan öykü kitaplarına ve tanıklık türünde kitaplara ağırlık verdiğini söyleyebiliriz” diye başlıyor yanıtına. “Bu yıllarda basılmış romanlar ve inceleme kitapları da var tabii, ama bunların özellikle 2000’li yıllarla birlikte arttığını vurgulamak gerekir. Ermenilerle ilgili tutturulan resmi söylemin gitgide daha çatırdadığı bu yıllarda, ister istemez okuyuculardan gelen talepler üzerine tarih ve inceleme kitaplarına ağırlık verdik. Yılda 1012 kitap yayımlayabiliyoruz. Bugün artık edebiyat ve edebiyat dışı diyebileceğimiz türler arasında bir denge tutturmaya çalışıyoruz.” Aras’ın, beni en çok etkileyen yayınlarından biri de, Ermeni bestekâr Kemanî Sarkis Efendi Suciyan’ın yaşamı ve eserlerini anlatan kitaptı. “Kimseye etmem şikâyet, ağlarım ben hâlime / Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime / Perdei zulmet çekilmiş korkarım ikbalime / Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime” sözleriyle pek çok anlamlı çağrışım yapan o nihâvend şarkıyı kim anımsamaz ki! Bu topraklarda yaşamış, eser vermiş Ermeni bestekârlar saymakla bitmez. Apet Mısırlıyan, Tatyos Efendi, Bimen Şen… Ressamlar da öyle. Garo Kürkman’ın, Mayda Saris’in bu alandaki değerli çalışmalarını C U M H U R İ Y E T