Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TÜYAP 24. İSTANBUL KİTAP FUARI tır Son kıtaplarda, olay orgusunu ya da duğumu gelıştırme, "etlendırme" ve çeşıtlendırmc konusunda da hclırgın bır ıstek sulık goze çarpar, kıtapların ve vıgnette'lc rın boyutları ıyıce kuçulur (Kara Tren 81 sayfa, "Tortu" parçası da beş satırdır) Bır tasfıye sureeı Yanüsamayı bozan, kurma cayı tasfıye eden neyse, otobıyografıye ızın venneyen de odur Olumun kesınlığı mP Bunu gorduk Ama bu kesınlık, sonu gel meyen bır anlatışın da kaynağı olabılırdı Bınbır Gece'nın îjehrazat'ı, kesınJeşmış olumu gecıktırmek ıçın anlatır oykulerını, Proust'un bınlerce sayfalık lutabıysa, bu kesınlıkle barışmanın urunudur Bencr'de neden azaltıcı, tasfıye edıcı bır ışlev goru yor bu kesınlık? Neden'den once, nasıl'ı ("bıçımın ıçerığını") duşunmelıyız Bener'ın mımetık durtuyu "doğal" ve "gerçek" olana oykunme eğılımını hıçbır zaman tumuyle yadsımadığını one surdum Dost'un başındakı taş ben/en, doğa benze rı oykulerın kaynağı da bu durtudur Ama en başından berı bolunmu^ ve kendıne oranla sahteleşmış bır "doğa" da var, bo lunme ve sahteleşmeyle başjayan bır doğa Bu mctınlenn yazarmm "ıç" doğası Yalan soyleyememek, sahtekârlık yapamamak, bu santeleşmeye sadık kalmayı getırıyordu Be ner'de (" 'Yapma boyle ağa1' dedı Ne yi'1") Mımetık durtu, Adorno'nun hep vurguladığı gıbı, konstruksıyon ılkesıyle bağlantısız değıldır Yapıtın parçalarının ve oğelerının de, son kertede, butunleyıcı fık re bağlı kalması onu taklıt etmcsı gerekır Eğer ışın bııtunu ('kurmaca") yapılmış bır şeyse yapaysa, sahtcyse, ustclık onu başla tan ışlemın dc kokuısel bır sahtelık olduğu bılınıyorsa ve bu bılgı yapıtın kurucu ılke sıyse, o zaman ışın parçalaıının da (butun bır ' etlendırnıclcr' dızısı başlangıç, du ğum, gdı^mc ço/um, vb ) doğallık ya da gcrç,eğımsılık ka/anmasına karşı çikan bır durtu var demektır Bener'ın yazıcısı, edebıyatın şu en eskı, en temel sozleşmesıne uymakta zorluk çekıyordur Bır oykuyu ha yalî ya da kurmaca olduğunu bıle bıle ger çckmış gıbı anlatmak ve bunu bıle bıle ona ınanmak, ı/lemek Mımetık durtu ve konstruksıyon ılkesi, Bener'de kendı sonla rmı da getırmek ıçın çalışır gıbıdır gun bıle tartışılıp durur Proust bır de "yı tık 7amanın kurtarılması bahsınde anılır Romanı, \aşanırken onemscnmemış dcne yımlerın sonradan anlamlandırılıp "kurta rılmasma" dıkılmış bır anıt olarak gorulur Oysa ne Proust'un romanı bunu yapabıl mıştır ne de Bener'ınkı "Ge(,mışe Yoku luk" şoylc devam edıyor "Proust'a mı oze 1 ? nıyorumr 'Swann'ın Bır Aşkı' Başka Yok Ustelık sıkılarak okumuş.tum Değıl Korku tçb dışlı olduğum, ^oreklendığı beynımde kımıltı, tıksındığım engerek [ ] Boş ımgelem Gerı adımlar atmaya gotur du çağrı Yaşanmış sanılanlar bıle hırpala nacak bılıyorum " Bu hırpalama, sadece konuyla, yaşanmış "sanılanlara" değıl, bel kı daha çok anlatıma, dıle, cumleye yonelır Butun bu çatışmadan sonra Mızıkalı Yuruyuş ve Kara Tren bır lıman duygusu verecektır Sahıden de bır kurtarış |estı se zılır bu kıtaplarda Oncekı metınlerde bır azap deneyımı olarak belıren yaşam parçalarının benzerlerı, burada en azından dana serın bır atmosferle sunulur Ezıyet edıcı hgurler,' kotu" mu "lyı" mı olduğu bellı olmayan ıkızanlamlı kışıler, şimdı daha ya tışmış ve talepsı; yuzlerıyle ortaya çıkar (Dost'takı "tlkı" oykusundekı anne ve ba ba hgurlerını son ıkı kıtaptakı "gerçek" anne ve babayla karşılaştıralım Oncekıler kendı tasalarını, duğumlenışlerını çocuğa yansıtmışken, sonrakı ana baba ıle oğul arasında, bulaşmaları onleven berrak, bu ğusu/ bır mesaıe var gıbıdır) Belkı daha onemhsi, dıl de kendıne (ve okuduğunu hemen anlamak ısteven okura) e/ıyet ctmı yordur artık Çoğul konumlu cumleden (son kıtaptan aktardıklarım dışında) vazge çılmıştır Ancak, busbutun yenı bır tavır da sayamayız bunu Sahtegı'de yazının prog ramatık amaçlarından bırı, "kurtarma" edımıdır ' Kaydın Bay Muannıt Sahtegı, senı konuşmak değıl yazmak kurtanr " Onur Yazarı Ama bu çabanın vardığı yer, cn azından Mızıkalı'da, bır buyubozumu gıbıdır (bağ bozumunu duşunun) "Ihlamur Ağacı'nın ılk yazımının bıttığı gunun ertesınde, oda ya kapanıp hungur hungur ağladığımı anımsıyorum " (M Y) Ama metnın kendı hareketı, ağlamanın veya başka bır duygu sal boşalımın ızını taşımaz Bır deneyımı taklıt etmıyor, sadece anlatıyoıdur Kara Tren'de, kıtaba adını veren parça ıle "Fotoğraflar" vıgnette'ı, bır kurtar maAurtarılma anına ışaret eder gıbıdır Ikısı de, bır tahrıbat ve yoksunluk deneyı mınden sonra, karşılıksız bır bağış gıbı be lıren bır kadın fıguruyle (bekleyen, onarıcı bır fıgur) sona erer "Bavulumu ındırmeyı duşunurken Hande'yı buldum karşımda", "Bır buyuk, bır kuçuk valıze tıkıştırmıştım otemı berımı Guncş sokak başında beklı yordu " Bu turden karşılaşmalar, harcan mış bır omrun kendısını değılse bıle anlarrunı kurtaracak ışıma anlan gıbı durur Ama vırusun genetık programı ışlıyordur Muannıt "Neyı, nasıl, nıçın kurtarmakı' [ ] Demek ben hep geçmışı tuketmemış varsayacağım, gunumden caydım, dakıka aynılığından bıle soz edemeyeceğım Her anlatım, yaşamaların değıl, olum saptama larmın, değışımlerının karıkatur oykuleme sı olacak Ne demeye, uç yıl once 'bır kur tuluşsuzluk gevezelığı' demışım " Kara Tren'ın son cumlesı de şoyle "Ben zaten hıç beceremedım, hıçbır şey, ıçyangını anılaryaratmaktan başka " Ote yandan, bılıyoruz kı bu satırların ya zıcısının yanı başında duran bırı (Sahtegı* VO B •*), "ıç yangını' sozunun çağrışımla rına hıçbır zaman tam "guvenememıştır Gelın gorun kı tuketılmemış, tam anlanı landırılamamış dcnıek kı hep bcklcytn bır geçmış de orada duıuyor (, ok aç mı faz la mı tok bellı değıl • Vırgul, Sayı 16 $ubat TASFIYE EĞİLİMİ Boyle bır tasfıye eğılımı Bener'de en ba şından berı vardı Dışavurumdan ya da ıfa deden soz ettım yukarda îfade, doğada da yazıda da bır şevın kendınden daha fazla, daha anlamlı gozukmesıdır (tek ıstısnası, ınsan yuzlerınde denetımsızce belıren ve kendının farkında olmayan ıfadelerdır) Ama fazlalık varsa her zaman eksıklık de var Fazlalığın hıç kaybolmayan golgesı Muannıt lıcr zaman Sahtegı'ye geçme cğılı mındedıı Vırus'tc şu cumleye de rastlanır "()f, bu so/cuklerın çekırdeğını parçalaya mamak, bekletılmek gergınlıklerde " Ama bu parçalama, so/cuklerın otesınde duranı da ufalayacak onemsı/leştırecektır Içınde bırcok anlamı barındırmak ısteven çoğul konumlu cumlenın de yoneldığı yer bu ufalanma, onemsızleşme olabılır atuak Bu konumlar bırbırlerının mutlaklığını yok edıyor, hep bırbırını geçersızleştırıyorsa hıcbırı anlatılmaya, anımsanmaya, saklı tu tulmaya layık değü demektır "Bırdenbıre anımsadıklarımın sıradanlığı, yavanlığı, yı nelenmcsınden duyduğum sıkıntı çorek lendı yureğıme " Mızıkalı Yuruyuş'tekı bu cumle konstruksıyon ılkesının kendı oğe lcrını (deneyım parçalarını) değersı/leştırı cı yonunu de açığa vurur Sıyah Beya/'dakı "Geçmışe Yokuluk' parçasında da belırır bu tahrıpkâr kuşku "Proust'a mı ozenıyo r u n r ' ' dıye sorar burada yazar Kurmaca ve otobıyografı arasındakı belırsızlık, Mar tel Proust ta da vardn Kendı yaşamını mı anlattığı, yoksa "Martel" adındakı anlatıcı nın sadece bır anlatı aracı mt olduğu bu m i m a r l ı k , k ü l t ü r s a n a t d e r g i s i b a y i l e r de •••}• D l EK M SAY S Kimin Malı Kime (Nasıl) Satılıyor? Doğan Hasol O'nun İçin Mimarlık Ibadetti.. Şevkı Vanlı r Eki: Mutfak ve Banyoda Yeni Cözümler ...j. Turgut Cansever ile Nezih Eldem üzerine... Soyleşı Derya Nüket özer Gösteri Mimarlığı veya Mimarlığın Gösterisi Vedat Tokyay Doğu Sanatları Merkezi / Şanghay, Çin Tasarım Paul Andreu Archıtecte Boston Kongre ve Fuar Merkezi Mımarı Tasarım HNTB Archıtecture, Rafael Vınoly Archıtects ...j. Finansbank Izmir Bölge MUdUrlUğU Binası Mımarı Tasarım Sıbel Dalokay Bozer, Boran Ekıncı ^^^^•^^^ 4^l^^v ^^^^^^^^^^^^^^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^^^^^^^ ' , i m M fl ^ H ^ ^ t ^ ^ H ^^^k ^ ^ ^ H AK»^ *ff//J ^ ...j. Anadolu üniversitesi Yabancı Diller YUksekokulu Projesi Antalya Kent Merkezi Doğu Garajı ve Halk Pazarı Alanı DUzenlenmesi Projesi Mımarı Tasarım Ozan Erkal Eskişehlr Mımarı Tasarım Selım Velıoğlu, Yüksel Demır, Sunay Yusuf, Erce Funda Gebze Tarihi Kent Merkezi için Kentsel Tasarım Fikir Projesi Mımarı Tasarım Korhan Torcu, Alı Akarsu ...j. 2. Bayezid Hamamı Restorasyon Projesi ...j. El Vardır El Üstüne K Kutgun Eyüpgıller, Ahmet Ersen, Kaya özgen, Tuğba Barlık Meyer'in Ayar Gerektirmeyen Ezânî Saati ŞınasıAcar Sinerjisi Olmayan Bienal.. özkan Eroğlu •• yapı'ya abone ol mak için • • ( SAYI 816 yayinrayem •nel ) ^^^^^^^m SAYFA 7 C U M H U R İ Y E T K İ T A P