04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler Tehanu/ Ursula K. Leguin/ Çeviren: Çiğdem Erkal îpek/ Metis Yayınlan/ 215 s. Tehanu, Leguin'in "düşlemekten vazgeçmediği düş." "Yerdeniz" dünyasına 18 yıllık bir aradan sonra yapılan yeni bir yolculuk. Bu uzun aradan sonra Leguin "Yerdeniz"e geri döndüğünde, birçok şeyi değişmiş olarak bulmuş: Bu kez onu bu dünyada elinden tutup dolaştıran, Başbüyücü Ged değil, özel yetenekleri olmayan, büyüyle ilgilenmeyen, yıllar yıh bir çiftçinin karısı olmuş, orta yaşın sonlarında, iki çocuk annesi, ev kadını Tenar; bir zamanlann Atuan Mezarları rahibesi. Gücün/büyünün erkeklerin elinde olduğu bir dünyada böyle bir kdavuzla nereye vanlabilir? Gecikmiş, ama çok geç kalmamış bir sevgiye, ejderhalara, iktidardan vazgeçmenin gücüne... Sevda Sözleri/ Cemal Süreya/ Yapı Kredi Yayınlan/ 325 s. Üvercinka'dan başlayarak son 40 yılın en etkili şairi olmayı başaran Cemal Süreya'nın denemelerini, günlüğünü, şiir çevirilerini de içerecek Bütün Eserleri'ne onun eksiksiz bir şiir toplamı ile başlıyor YKY Sevda Sözleri, aynı adla çıkan eski baskılarında yer almayan, dergilerde ve mektuplarda kalmış 20'nin üstünde şiiri de içermekte. 1931 yılında Erzincan'da doğan Cemal Süreya, yazdığı şiirlerle Ikinci Yeni şiirinin güçlü isimlerinden biri haline gelirken, dönemin edebiyat ortamında oldukça önemli sayılan Papirüs dergisini kesintilerle üç kez çıkarmıştı. Behçet Necatigil'in Edebiyatımızda tsimler Sözlüğü'nde "... buluşları ve söyleyiş biçimiyle Ikinci Yeni şiriinin karanlığını giderdi; gelenekten yenilik yarattı; zarif, parıltılı şiirler yazdı. Kcndi adıyla ya da Osman Mazlum imzasıyla, şiir üzerine yazıları, eleştirileri de aranan yazıları oldu." diye tanımlanan Süreya, yazık ki bir türlü Türk okuru öniinc hak ettiği halde derli toplu edisyonlarla çıkamamıştı. Iç Deney/ George\ Bataille/ Çeviren: Mehmet Mukaddcr Yakupoğlu/ Yapı Kredi Yaytnlan/ 188 s. 20. yüzyıl Fransız felsefesinin yankı uyandıran düşünürü Georges Bataille'ın "İç Deney"i, Türk IC HBNIÎY okurlarının daha önce "Erotizm" isimli eseriyle tanıştığı yazarın dilimizdeki ikinci kitabı. Bataille, Fransız felsefesinin lanetlenmiş düşünürü olarak nitelenmiş, Foucault, Guattari ve Deleuze ile birlikte Nietzsche'nin "Tanrı öldü" düşüncesinin takipçisi olmuştu. İç Deney, Bataille'ın, ahlaktan ve tanrı inancından oluşmayan dininden, insanın gündelik hayatta her zaman yaşayabileceği iç yolculuklarından, gizemci iç deneylerden bahseder. Bataille felsefesinin yapıtaşlarından olan "Iç Deney"i dilimize Mehmet Mukadder Yakupoğlu kazandırmış. Amphitryon/ Heinrich von Kleist/ Çeviren: Ahmet Cemal/ Yapı Kredi Yayınlan/ 126 s. Heinrich von Kleist'in ünlü komedisi Amphitryon'u Ahmet Cemal'in kusursuz Türkçesiyle okuyabilirsiniz artık. Alman edebiyatında klasik dönemden romantizme geçiş evresinin en büyük yazarlarından biri olan Heinrich von Kleist, Amphitryon adlı oyununda, Latin komedya yazarı Plautus'a kadar uzanan eski bir konuyu, "aldatılan koca/aldatmasına karşın suçsuz kadın" temasını işler. Amphitryon, Kleist'in en güçlü eserlerinden biri olmasının yanında, kökenSAYFA 18 leri klasik Yunan mitolojisine kadar uzanan çok eski bir konunun, dünya edebiyat tarihinin akışı boyunca nasıl hep yeniden gündeme getirilmiş olduğunu göstermesi bakımından da önem taşımaktadır. Kendi metninde ilke olarak Moliere'in aynı adlı oyununun kurgusuna bağlı kalan Kleist, az sayıda değişiklikle esere Moliere'inkinden çok farklı, bütünüyle çağını yansıtan bir atmosfcr kazandırmayı başarmıştır. Aykırı Yılbato/ Cüneyt Tekin/ Kora Yayınlan/ 77 s. Ve Damlası Çölse Suyun/ Cüneyt Tekin/ Kora Yayınlan/48s. 1955 yıhnın iki ağustosunda "merhaba Dünya" demiş Cüneyt Tekin. Bir öğretmenin beş çocuğundan ikincisi olarak; adını Abdurrahman koymuşlar dinsel kaynaktan esinlenerek. O bu ismi daha sonra A. Cüneyt olarak değiştirmiş. Ilkokulda öğretmenine aşık olmuş ve "çok berbat" aşk şiirleri yazmış. Zavallı dizeler o gün bu gündür işkence altında imiş hâlâ. Hatta bunlardan bazıları yine aynı işkenceci tarafından bestelenmek talihsizliğine de uğramış durumda imiş. Lise yılları ise, düzyazının en talihsiz zamanları olmuş. Çünkü; yine onun tarafından tiyatro oyunları ve öyküler olarak işkenceye uğramaya başlamışlar. 1977 yılı, B.Ü. Elektronik Y. Tek. bölümünü bitirmiş. Altı yedi yıl sonra ise elektronik, daha doğrustı dişlinin çarkları arasında olmakolanaksız hale gelmiş; Konservatuvar, (Denizli Belediye Kons.) Tiyatro (DETİ. Halikarnas Oyuncuları) kurmak, yürütmek gibi topluma ters gelen işlerle uğraşmaya başlamış. Bu delilik, dokuz yıllık, iki çocuklu evliliğinin bozulmasına neden olmuş; o da kafayı dinlemek için Bodrum'a kaçmış. Bu dört yıl, ömrünün en verimli ve en güzel yılları imiş. 1990 yılı onun için, Angelika'sıyla evlendiği vc Almanya'da yaşamaya başladığı yıllar olmuş. Bugün hâlâ evinde, sözcüklere, notalara, renklere, çamura ve bilhassa insanlara dert anlatmaya çabalamakta imiş. Kitaplardaki şiirler bu çabalarından bir bölüğünü biraraya getiriyor. IttihatTerakki'nin Alevilik Bektaşilik Araştırması (Baha Sait Bey)/ Nc/at Bırdoğan/ Berfin Yayınlan/ 186 s. ı 1 "Anadolu Aleviliğini yakından ilgilendiren eski yayınlan, belgeleri NEJAT BIHOOOAN mihatTerakki'nin bugünün yazısına ve konuşma diAlevilik B«ktaşilık Araştınnası line aktarmak Aleviliğin daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır. Zamanın küllenmesi ve toplum koşullarının değişimi karşısında sözel kültürlerin aldığı durum, Alcvilikte tüm hızıyla yaşıyor. Yüzyıl önceki Alevi toplumlarına yüzyıl sonra baktığımızda şaşırtıcı manzaralar görüyoruz. Ya da Alevilik konusunda yüzyıl önceki çalışmaların bollugu bizi alkışa sürüklüyor. IttihatTerakki Partisi'nin Ziya Gökalp'in güdümlemesiyle yaptırdığı Anadolu halkları üzerindeki toplumbilimci araştırmaların Alevilerle ilgili olanını sizlere sunuyoruz. Baha Sait Bey'in bu çalışması araştırma yıllarının üzerinden on yıl geçtikten sonra yayımlandı. Sonra sanırız ki "zülfi yare dokunmasın" diye bugünün yazı ve konuşuğuna aktarılmadı. Bugün bu görevi yerine getiriyor" Nejat Birdoğan. 12 lmam ve Alevilik/ Cemşid Bender/ Berfin Yayınlan/ 140 s. Kitapta kaynaklara dayanarak, Aleviliğin, Zerdüştlükten geldiği ve Arap kültürüyle bir ügisinin bulun madığı, Alevilerin Hz. Ali ve 12 tmam'ı sevmekle birlikte, bu felsefenin, bu kişilerle uzak yakın bir ilgisinin olmadığı; Onların şahadetlerinden çok sonra şekillenip ortaya çıktığı açıklanıyor. 12 lmam, başta Halife Ali olmak üzere yaşam öyküleri birer birer anlatıhyor. Bu bölümden sonra da Ehlibeyt ve Alevilik, Kürt Alevilerinde Şeyda'lık Palavrası ve Osmanünın Beşik Paşalığı gibi çok ilginç bölümler yer alıyor. Halkların demokratik mücadelesinde handikaplar oluşturan inanç farklılıklarının egemen güçlerce nasıl sinsice planlanıp kırım haline getirildiği tarihi belgeler ele alınarak teşhir edilmekte. Gelmemiş Baharlar Gelmemiş Yazlar/ Neclâ Seyhun/ Hasat Yayınlan/ 140 s "Gözlerimi dünyaya moda ile açtım sayılır. Çok genç, çok güzel, tLMEMİ} BAHARLAİ çok şık bir anne, çocuk gözlerime moda olarak yansıdı. Kalemi zor tutarken daha, modayı izlemeyi öğrendim. Annemin o güzelim kıyafetlerini kâğıtlara çizip keserek, kâğıttan bebeklerime giydirmeye çabaladım. Önceleri acemi, sonraH.MfMIİ YAZIAH ları gitgide daha usta. Çizdim, çizdim... Şapkalar, çantalar, elbiseler çizdim. Yüzlerce, binlerce... Kâğıttan bebeklerime giydirdim onlan çocukluk boyu... Kâğıttan bebeklerimdeki şıklığı, zerafeti o basmakahp, süslü püslü bebeklerde bulamadım. Onlara her zaman yeğledim benimkileri. Okul yıllarımda defter ve kitaplarımda model çizilmemiş boş yer yoktu. Lise bitip de, meslek seçmeye gelince sıra; Güzel Sanatlar Akademisi'nin Moda Bölümü'nü seçtim. Bugün gençler arasında günün en gözde mesleklerinden biri stilistlik. O zamanlar öyle değildi. Bundan handiyse yarım yüzyıl önce, çocuğunu bu yolda desteklemek bir anne baba için yüreklilikti. Ama ben en büyük anlayışı, en büyük desteği onlardan gördüm. Bana ışıltılı, rengârenk bir dünyanın kapısını onlar açtı. O kapıdan geçtim. Oyun sürdü böylece. Modanın tüm inceliklerini, kumaşından desenine, kesiminden dikişinc, işlemesine, renk uyumuna izledim. Modanın gerçek bir sanat olduğunu öğrendim. Bu rengârenk dünyanın içinde şans bana bu sanatın en güzel örneklerini, usta eserlerini, yerlerinde tekrar ve tekrar görme olanağını verdi. Modaya bir başka gözle bakmayı öğrendim böylece. En büyük ustaların en büyük defilelerini, sergilerini, gösterilerini izlemek ve anlatmak olanağını buldum. Moda bir garip olgu. Modanın pcşinden koşmak, rüzgârın peşinden koşmakla bir. Tam "Yakaladım!..." dediğiniz anda, o an geçmişte kalıyor. Moda yeni bir mevsime, yeni buluşlara, yeni ufuklara kırıyor dümeni. Modayı izlemek... hep yannlarda yaşamak demek. Hep gelmemiş baharları, gelmemiş yazları; hep gelmemiş kışları yaşamak!..." diyor Neclâ Seyhun kitabının önsözünde. Muhtaro/ Cuma Boynukara/ Berfin Yayınlan/ 67 s. Cuma Boynukara'nın 199091 yılları arasında yazdığı Muhtaro oyunu; insan ilişkileri alanını tarihscl göreceliği içerisinde tanımlamaya çalışır. Başka deyişle, geçmiş zamanlann toplumsal yaptlarını ele alıp onları birbirinden ayıran farkları belirttikten sonra silerek, onların farklılığına dokunmamak, geçicilikJcrini gözden kaçırmamıza yardımcı olur. Böyle olunca da bizim toplumsal yapımıza da geçici gözüyle bakılabileceğini söylüyor. Bunu belirtirken süregclen ve zora dayalı sürdürülen yaşam biçimine karşı, özlenilenin nasıl olabileceği üzerinde duruyor. Roman Yazma Sanatı/ Ronald B. Tobias/ Çeviren: Mehmet Harmana/ Say Yayınlan/ 275 s. Amerikalı yazar Ronald B. Tobias'ın, 'Roman Yazma Sanatı' adlı bu yapıtı, yaratıcılığınızı özgürce kullanmada ve anlatım becerinizi en üst düzeye ulaştırmada size yardımcı olacak. Başka bir deyişle bu, tüm zamanlarda iyi öykü yazmanın ve onları güncel hale getirmenin anahtan. Kitap, bütün kurgu türlerinden seçilmiş 20 temel konuyu kapsıyor. Bu konular, sizin C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 316
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle