Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
yorlar. Dokundukları her şey soyutlaşıveriyor. O şimdi bir numaradır. Not: Gönüllü ama saf ırktan değil. Goebbels'c yolladığı mektupta kendisinin de o de)enere Musikiciler arasına alınmasını yazması ve dilekçenin altına bir Yahu di diye imza atması. Ama yaylı sazlar dörtlüsünde bir iki ölçek ycter mi durdurmaya tankları? Polisler telaşlandı mı çıkar foyaları, ne diyeceklerini bilemezler bocalarlar Önemli olan şu anda Kuzey Slovakya'nın bir köyünden gelmekte olan sinyaller ona: durmaksızın gıcırdayan ve düdük gibi öten Şifreyi bildiğinden haberleri anlıyor ama sinirleri oldukça gergin. Bardağını hâlâ koymamış masaya. Duyma yetisi müthiş hassas bir anten: ta uzaklardaki bir meydana düşen her yaprağın hışırtısını alıyor. Masasından çevreye parazitli sesler yayılmakta. Otomobildeki adamlar ise diş gıcırtılarıyla karşılamakta bu uzaktan duyulan acıyı oysa bu ezgin duyguları yoğurmak kolay ama anlamak zor. Sarsdıyor çelimsiz bir hiddetle: bunlar insandeğil, bölünmüş dillcri • însanı insan yapan değerden ayırıyorlar insanı. "Önlem" sözcüğünü atar gibi oluyorlar pis kokulu dumanlarından. Böylece daha kolay varmak amaca. O vahşi Hayvanın adını taşıdıkça Macaristan'da herhangi bir sokak hiçbir levhaya yazmasınlar adımı benim hiçbir çarşıya koymasınlar ismimi. Meydan...Çılgınca haberler, çamurdan ve gökten, durmadan gelen yabancı işgal birlikleriyle yollarını yitiren bir yaşam. Köyün kilisesine doldurulan rehineler Akılalmaz acılarla oyulan bu topluluk dışardaysa yalvaran, dilenen sesler. Toplanmak yasak. Kimse kimsenin hayatını üstlenemez. Soyut bir topluluk içinde kırılıp kalmışlar dağılmışlar parça parça kapalı bir ezgiye, tşte kendi şarkılarını yükselten bu birbirine yaslanan omuzlardır. O da bunu biliyor. Uzun yıllardan beri her ses, hcr nota yağlı kâğıt tomarında kayıtlı: halklar arasında kardeşliğin izleri, paslanmış tel örgüleri arasındanuzakların ritimlcrindc başlayan ritimler, uzaktaki köylere uzanan köyler Sesten fazla daha ses olan dağınık sesler. Bunlar biliyorlar meydanda sürüklenenleri aklın bir türlii kavrayamadığı olayları. Şimdi sıra onda, aranıyor her yerde. Gıcırtılı dörtlük tonlarla başlayan bir uvertür. sonu gclmez bir partitürde Avrupayı terketmem gerek Avrupanın dilimde kaîabilmesi için. Artık Nimes'de akşam olmak üzre. "Akşam" kelimesi bile anlamını yitirmiş tnanılmaz bir karanlık çöküyor. Ancak uzun bir yolculuğa çıkanlar buraya, uğrayabilirler O da yolda şimdi Ama o anlamsızlar, olmayan elleriyle gene dokundular ona.. Gezen bir soyut umutsuzluk içinde ikiye ayrılan sert, haşin bir musiki, daha yazılmamış. Ydlar geçebilir birbirimize kavuşamadan.. Şu anda yola çıkmak üzere ama daha çıkmadı yola O. C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 3 1 6 Gerçeği yönetmeye kalkanlan/şiipden korkarlar" Kjell Espmark Kjell Espmark 1930 lsveç'in ortasında bir taşra kentinde doğdu. 1978'den bu yana Stockholm Universitesi'nde profesör olarak edebiyat kürsüsünde görevli. Evli. Kuşağının en seçkin ozanlarından biri. 1981'de 18 ölümsüzden oluşan Isveç Akademisi'ne.şeçildi. ayrıca Nobel Ödülü komitesinde üye. 1987'dc Kafka ve Becket'ten esinlendiği söylenen bir roman trilojisini bitirdi. Seçilmiş şiirlerini 1984'te tnadına Yaratmak adı altında topladı. 1993'te, öldürülen eski îsveç Başbakanı Olof Palmc'yi satır arası konu alan vc ortalığı karıştıran bir roman yayımladı. Bana göre, bugüne dek Kjell Espmark'ın vazarlığında gene şiir ağır basmakta. Kjell Espmark/Şiirler/Çeviren: Lütfi Özkök BİR SANATÇININ ÖLÜMÜ Tiyatronun grand seigneur'ü ölmek üzre Bütün bir ulus salonun koltuklarını doldurmuş En büyük rolünü oynuyor bizim küskün ihtiyar Hcr ncfes alıp verişinde yaşlanıyor seyirciler kendisiyle birlikte. Sesi, kırılan bir anıt Görünüşü, cılız bir papaz Sallıyor yumruğunu karanlıkta gelişi güzel üzcrinc nücum edip gövdesini bir ot çuvalı gibi sarsan. ızbandut gibi birine Vc en sonunda böylece yanıp sönen yıldızlardan oluşan ycni bir sahneye doğru uzakfaşıp kayboluyor Karanlıklar köpiirüyor çağlayan alkışlarla. görmck için üç kupon. () bunıın larkında. Bu anlamsız kıtada, hcr ülke sanki kendi vatanı Avcunda her çizgi tcnha bir sokak Şu anda Avrupa'yı terketmek üzre, onu Nimes kentinde aramamız gerek. Köprülerin atıldığı şu anda. Sorusuz ve yanıtsız bir söyleşi Sofra masası iki metre ötede ama mesafeyi katetmek olanaksız Suskunluğun agırlıgı 49 kg gcliyor, gözlerindc bakış ycrine bir alev var Elındcki bıçağı ve çatalı koyuyor üstüne ufacık balık iskeletinin ve son damlasını içmcdcn maden suyunun kaldlrıyor kadehiniDcrkcn, duruveriyor. Köşebaşında hayali bir Citroen, sanki nöbette, şapkasının kcnarları basık iki kişi dikizliyor bu da saçmalığın bir yüzü. Provence'ın böyle canım bir ekim akşamını, sözcüklerini vc scrinliğini yanyorlar İKİye, parçalı ^ BARTOK UÇUNCU REICH'A KARŞI I üç kuponunuz kaldı mı? Frapsa aç. Iler şey vasikaya bağlanmış. Nefes almak için iki kupon gerek, SAYFA 14