23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

pngın Süt ICahtt Külcbı / Hisar Yayınlan, 1965/47 s. r Yangtn/Cahit Külebi / Derinlık Yayınlan, 1980/ 61 s. Turk ıVirtvisi /Cahit Kulebı / Bilgi Yayınevi, 1973/ 154 s. Sıkıntı ve Umut/Cahıt Külebi/ Cem Yayınevi, 1977/269 s. han diyor ki; "Ben şiirden mecaz, kafiye, vezin gibi şiiri şiir yapan her şeyi attım ama Cahit Külebi bunlann nepsini kullanıyor. Alışılmış mecazları kullanmıyor. Eskilerin mecazı urfi dedikleri halk mecazlarını kullanıyor. Bal gibi, mis gibi, gül gibi... Bu şiir gelecek yıllara Cahit Külebi devrinin bir tarihi olarak kalacak... Külebi'nin şiirlerini okumaya doyamıyorum." Bcn, neleri kullatııyorum? Kamyon, kavun, sövmck... Halkın günlük yaşamındaki sözcüklcr... Bcnim için çok incelemeler, değerlendirmeler, doçcntlik, doktora tezleri yapıldı. 1 liçbirini yeterli görmüyorum. Bcnim hakkımdaki en doğru değerlendirmeyi ü r h a n Veli yaptı. Iyi bir lisede okudum. Fakat Fransızca öğretmeni konusunda şansım olmadı. Kendisi Fransa'dan geldiği halde bu özelliğini kullanmayan, işleri hafife alan bir insandı. Ne kadar heves ettiysem dc Fransızca öğrenemedim. Oysa şair olmak için ilk koşulun Fransızca'yı bilmek olduğunu sanıyorum. tkincisi Istanbul aksanı ile konuşmuyordum, bunu küçümsüyordum. Bu iki özellik şiirimin tcmclini oluşturdu. Ruhsal hicbir bunahmım yok (Annemin atcşli hastalığı dışında). Bana gelinceye kadar Necip Fazıl, Fazıl Hüsnü hariç şairlerimiz ya körü körünc halk şairlerini ya da başta Fransızlar olmak üzere yabancı şairleri taklit ettiler. Sonuçta yoz şiirler yazıldı. Bcn, işte biraz da bunlara tepki olarak şiirlcrimi kendime özgü yazdım. Bu da bcnim küçük avantajım oldu. Öbür şairlerden çok bcğendiğim A. M. Dranas, Fransızlar'ı kelime kelime aktarmıştır. Hatta dili bile tercüme gibidir. Ama iyi bir şair olduğu için özgün şeyler dc yazmıştır. Nâzım, Ruslar'ı taklit etmiştir. Cahit, Orhan ve arkadaşları yüzde yüz Fransızlar'ı aktarmıştır. Ben ne hccccilcrc, nc de o arkadaşlara özendim. Kendime özgü bir şiir yazdığımı sanıyorum. Garip şiirlerinın Türkiye'yi allak bullak ettiği dönemlcrde ben özgün şiirler yazdım. 11han Berk, Salah Birscl vd. biraz fantaziye kaçmışlardır. Turgut Uyar ise bir dönem beni taklit etti. Hepsi de iyi şairler ama ben onlardan etkilendiğimi söyleyemem. Saytn Külebi, ödül konusunu nastl değerıendiriyorsunuz? 1955'te "Yeseren Otlar'la Türk Dil Kurumu Ödülü'nü aldınız. Bu yapıtınızdan söz eder misiniz? Eski yıllarda şimdiki gibi bir ödül bolluğu yoktu. Şimdi herkes babasının ya da kocasının adını unutturmamak için ödül koyuyor. Ödüllerin değerlendırilmesinde de birtakım oyunlar, kulisler dönüyor. Ben bu ödülleri ciddiye almıyorum, ayrıca katılsam da ödül alacağımı sanmıyorum. Önceki yıllarda iki ödül söz konusuydu. Birisi; 194O'Iı yılların başında CHP şiir ödülü idi. Obürü de TDK şiir ödüfü. Bir iş için Ankara'ya ilk kez gelişimde sevgili şair A. M. Dranas'ı ziyaret ettim. Dranas, bana CHP ödülünden söz ederek "girin girin de ödülün değeri olsun" dedi. Elimde "Sıvas YollaCUMHURİYET KİTAP SAYI 351 n" ve "Hikâye" adlı şiirler vardı. Başvurmaktan çekindim. İlk ödülümü TDK'den "Yeseren Otlar"la aldım. Bunun da ilginç bir öyküsü var. TDK'de N. Ataç ve S. K. Yetkin ile çalışıyorduk. Bana, "kurum adına ödül koyduk ama scn girmeyeceksin; hem yaşlı hem de arkadaşımızsın" dediler. Oysa gençtim (Yıl 1954). Buna karşın jüriden 3 kişinin oyunu alarak bu ödülü aldım. Suııt Kemal ve Ataç, Ankara'ya döndüklerinde "Oyumuzu sana vermedik" dcdilcr. Ben de; "İyi yapmışsınız" dedim. Bir kcz de TRT, çok geniş bir ödül koydu. "Yangın" adlı kitabımla katıldım. 19 kişiye ödül verdiler, ben hiçbirini alamacıım. 1981 yılında İş Bankası Edebiyat Ödülü iürisine koymuşlar, yarışmaya katılmak istcdigim için bu görevi kabul ctmedim. Bu ödüle, İş Bankası'nın daha önce benim yaşıtım olan şairlere ödül vcrmcsinden dolayı başvurmuştum. Ancak, bu işi düzcnlcyenler, bana bankaca ödül verilmesinden çckindikleri için şöyle bir tevile başvurdular: Ödül yönetmeliğini değiştirdiler ve bir ycrden ödül alanın bu yarışmaya katılamayacagına ilişkin bir hüküm koydular. Seçiçi kurul toplantısından önce Yeditcpc Dergisi, bana sözde bir unvan ödülü verdi. Bu işe karışanlar arasında arkadaşlarım da vardı. Herhalde Kenan Evren düzeninden çekinmişlerdi. Saytn Külebi, Türk şiirinde çok acslilik olgusunu nastl değerlendiriyorsunuz? Her sanatçı kendi dilini, dünyasını ve üslubunu (biçem) kullanırken kişiligini de ortaya koyar. Bütün sanat türlcrinde oldıığu gibi, elbette gclencklcr^ den, yaşantıdan etkilenmelc zorunlu dur. Ben içinde yaşadığım, geliştiğim ortamı yansıtmaya çalıştım. AncaK, da ha önceki şairlerin yaptığı gibi halk şiirini taklit etmedim. Aslında halk şiirini yansıttıgım yolundaki değerlendirmenin de yanlış oldugu kanaatindeyim. C. Atuf, bu konuda kendine uygun bir yöntem benimsedi. Ancak daha sonra benden etkilendi. Ayrıca şunu belirtcyim; benim şiirimde Garip Akımında olduğu gibi apaçık bir tepki görülmemekle birlikte; yurdumuzu, insanlarımızı başka türlü gösteren şairlere karşı bir tepki bulunduğunu sanıyorum. Sayın Külebi, ulusal egitımtmtztn içinde bulunduğu durumu aeğerlendirir misiniz? Türkiye'de ulusal eğitim işleri tersine işliyor. Bunun başlıca nedenleri Amerika'ya gidip yarım yamalak birtakım şeyleri görüp burda uygulamaya kalkan cahil eğitimcilerdir. Diğer bir nedeni de politikanın eğitim sistemi üzerindeki etkisidir. Politika, eğitim sistemini yok ediyor. Amerikan toplumu eerek ekonomi gerekse yaşam düzeyi bakımından bizden çok farklı bir toplum. Onlar, birinci sınıf adamları başka ülkelerden bulup götürüyor ve yararlanıyor. Tek amaçları, çocuklarını meşgul etmek. Oysa, Âvrupa'da ulusal eğitim çok farklı, tek bir model var. O da ilkortalise modeli. Belli başlı Avru pa ülkelerinde sınıf geçme, ders geçme gibi hokkabazlıklar yok. Bizim genel, geleneksel eğitimimiz de eskiden bu okullara benziyordu. Bugün, bakanlıkta gelişigüzel toplantılarda eğiCahit Kiilebitim bilimiyle bağBiitün Şiirleri daştırılamayacak lAdam Yayınlan /25S s. kararlar alınıyor. Hoş bunların pek çoğu da uygulanmıyor. Ama, olan bu ülkenin eğitim sistemine oluyor. Örneğin; kredili sistem yarı yılda öğrenciyi mezun ediyor. Bunun sorumlusu kim? Ayrıca, eğitim sistemimizin yüksek diplomaya yönelik olması, işbaşı eğitimine önem verilmemcsi çok masraflı, savruk sonuçlara neden oluyor. Ders araçları, kılılc kıyafet, kitaplar hatta katkı payları tam bir israf örneği. Okul yönetimleri bazı istisnalar dışında okulu yönetmekten çok, kendi odalarının döşenmesi derdindedir. Türkiye, bugün yanlış bir tutum içinde bocalamaktadır. tşin planlanması, ekonomik koşullara dayanması ve açıkça söyleyeyim; iyi sonuçlar alınması için hiçbir girişimde bulunulmuyor. Bütün işlerimiz çok personelli, çok pahalı ve ıızun zamana dayalı olarak gerÇekleştiriliyor. Örneğin bazı hizmetler için uzun süreli eğitime gerek yoktur. KULEBİ'DEN BİR ŞİİR îstanbul Kamyonlar kavun taşır ve ben Boyuna onu düşünürdüm, Kamyonlar kavun taşır ve ben Boyuna onu düşünürdüm, Nifesar'da evimizdeyken Küçük bir serçe kadar hürdüm. Sonra alem değişiverdi Ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak. Sonra alem değişiverdi Ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak. Mevsimler nc çabuk geçiverdi Unutmak, unutmak, unutmak. Anlatım bu şehir başkadır Herkes beni aldattı gitti Anlatım bu şehir başkadır Herkes beni aldattı gitti Yine kamyonlar kavun taşır, Fakat içimde şarkı bitti. Cahit Külebi (Adamın Bın adlı kitabından, 1946) Dünyanın hiçbir yerinde el sanatları için, birtakım yaşamsal meslekler için uzun süreli öğretim yapılmaz. Örneğin yüksek otelcilik ve yüksek hemşirelik okulu olmaz. Öbür yandan eğitimi dinselleştirme girişimlerinin de ne kadar sakıncalı olduğu herkesçe biliniyor. • KÜLEBİ İLE ILGİLİ DEĞERLENDİRMELER •''Cahit Külebi, aydtn bir saz şairi içtenlijti, bir Karacaoğlan rahatlığı ve temiz bir dil ile zaman zaman kötümser, güvensiz, kendi türküsünü söyledi. Yarım kafiyeler, iç sesler, duygu ve düşüncelerine eklediğı zarif benzetmeler ve söyleyişındeki titizlikle en sevilen şairler arastna girdi." Behçet Necatigil M"Ben teşbthten haz etmem... Niçin şiirlerini seviyorum? Külebi bu işi ustalıkla idare etmesini bıliyor da ondan. Onun başka şiırlerinde de bazı teşhıhîer gördüm onları da sevdim... Bu teşbihleri teşbihten saymamak lazım Burada teşhih hudutlarıntn dışına çıkan bir ifade kuvveti var... Külebi eskilerin mecazı urfi dedikleri halk mecazlarını kullanıyor Bal gibi, mis gibi, gül gibi vb. Bu şiir, gelecek yıllara Cahit Külebi devrinin bir tarihi olarak kalacak... Külebi'nin şiirlerini okumakla doyamıyorum. " Orhan Veli Kanık • "Hümorsesses... Külebi'de temel öge müzıktır. Kırın şairi... Cahit Külebi, Türkiye coğrafyasının şiirini yazıyor. Hiçbir şair bir ştiri bitirmeyi Cahit Külebi gibi bilemez." Cemal Süreya W'Yaratma yolunda Anadolu Türkçesi'ni siir dili olarak seçen Külebi şiirlerini geniş okuyucu yığınlarının yüreğine işledi... Külebi, halkın şiir haznesinden ustalıkla yararlandı. Cahil Külebi şiirin kıme, neye hizmet edebıleceğini biliyor." Süleyman Riistem Azerbaycan tnce Sanatlar Gazetesi SAYFA 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle