25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Rolf Cantzen 'den "Daha Az Devlet Daha Çok Toplum" Anarşizmin sunduğu özgürliik imkânları Rolf Cantzen'in "Daha Az Devlet Daha Çok Toplum (Özgürliik, Ekoloji, Anarşizm/ adlı kitabı, Türkçede oldukça az bilinen bir konu olan "anarşizm" ile ilgili oldukça zengin bir kaynak olma özelliği taşıyor. • •• Doç. Dr. MUSTAFA PIRILI lkemizdc kitap satışlarına bağlı olarak, baskı sayılarının da oldukça az olduğu bilinen bir gerçek. • Bununla birlikte son yıllarda kitapların konularındaki çeşitlenme açısından öncmli bir gelişme söz konusu. Günümüzdc siyasctten toplumbilime, ekonomiden edebiyata değin, hemen hemen hcr alanda klasik yapıtlar birbiri ardına yayımlanıyor. Tüm bu olumlu gelişmelere karşın, yine de bazı konularda gerek klasik metinleri, gerekse klasik yorumların dışına çıkmış yapıtlan bulmak oldukça güç. Bu konulardan biri de " anarşizm ". Gerçekten de, Türkçede anarşizmin ilk öncüleri olan Proudhon ve Bakunin'in dışındaki kuramcılarla ilgili hemen hemen niçbir şey bulmak mümkün değil. Bu iki yazar üzerine bulabileceklerimiz ise ya çok sınırlı ya da oldukça yanlış yargılar içeriyorlar. Cantzen'in kitabı "anarşizm" konusunda, Türkiye'de yayın alanında varolan bir boşluğu doldurmuyor. Tek kitap olma niteliğini taşıyor. Bu, kuşkusuz bundan önce anarşizm konusunda hiç yayın yapılmamış demek değil. Elbette, önceki yıllarda sayı olarak fazla olmasa da anarşizm konusunda bazı çalışmalar yayımlandı, bununla birlikte bu çalışmaların gerek çeviri gerekse içerik açısından yeterli olduğunu söyleyebilmek mümkün değil. Türk insanı 1970'liyıllaröncesinde "devlet", "devletin kaynağı" gibi konularla ilgili kuramsal bilgilerle ancak hukuk fakültelerinde okuyorsa tanışma olanağına sahipti. Bununla birlikte, bu tanışma salt klasik metinler ve ders notlarının içeriği ile sınırlıydı. Anarşizm gibi, çizgidışı ve hatta zararlı sayılan konular ya metinlerde yer almıyor, ya da ancak olumsuzlama düzleminde yer alıyordu. 1970 sonrasında ise " devlet" ve "anarşizm" gibi konular, bu kez de klasik öğretimin dışında "sol söylcm" içinde öğrenilmeye çalışıldı. Egemen sol söylem icinde ele alınan bu kavramlar, önemli bir gelişme olmakla beraber ne yazık ki bu söylcmin dışına taşan eleştirel boyuttan yoksundu. Bu arada Türk okuru özellikle devlet konusunda, Miliband, Poullantzas, Laclau gibi yazarların metinleri ile karşılaştıysa da, bunlar çok sınırlıydı ve doğrudan kapitalist devletle ilgili oldukları için, " anarA Y F A şizm" gibi bir konu ilgi alanlan dışında kalıyordu. Egemen sol söylem içindeki anarşizm ile ilgili yaklaşımlar ise, doğrudan bu kavram ve buna bağlı olarak sendikalizm ve anarkosendikalizmin eleştirisine ve olumsuzlanmasına yönelikti. Örneğin K. Marx'ın ünlü yapıtı, "Felsefenin Sefaleti" Türkçede ilk kez 1966 yılında yayımlandı. Yapıt bilindiği gibi, ünlü anarşist düşünür J. Proudhon'a karşı yazılmıştı ve Manc bu kitapta ağırlıklı olarak, Proudhon'un ekonomik görüşlerini eleştiriyordu. Diğer bir deyişle bu çalışmadan yola çıkarak ne anarşizmi ne de Proudhon'un siyasal ve ekonomik düşüncelerini bir bütün olarak kavramak mümkün değildi. Bu örnek belki de Türk düşünce yaşamının bir özclliğini vurgulanıası açısından önemli. Türk aydını uzun yıllar, birtakım kavram, kuram ve düşünceleri doğrudan tanımadan, bunlann eieştiri leri ile tanıstı. Asıl önemli olan, bu elestirilerin önemli bir bölümü bilimsel olmaktan çok polemiksel bir yapı taşıyorlardı. Yukarıda da değindiğimiz gibi Cantzen'in kitabı, Türkçede oldukça az bilinen bir konu olan "anarşizm" ile ilgili oldukça zengin bir kaynak olma özelliğini taşıyor. Kitabı tek olmanın dışında ilginç kılan çok önemli bir nokta, "anarşizm" konusundaki birçok önyargıyı ve yanlış bilgilenmeyi derinden sarsacak bir içeriğe sahip olması. Cantzen, kitabında anarşizmin Proudhon, Kropotkin gibi bilinen klasikleri dışında Türkiye'de hiç bilinmeyen ya da çok az bilinen Landauer ve Mühsam gibi düşünürleri de ele alıyor ve derinliğine inceliyor. Kitabın tümünde, oldukça Ugınç vc çokyönlü bir düşünür olan Landauer'in Cantzen üzerinde oldukça etkili olduğu hissediliyor. Cantzen, klasik düşünürlerden yola çıkmakla birlikte, ilgi alanı salt ekonomi ve siyaset ile sınırlı değil, ekoloji gibi çağdaş bir sorunu, ekonomi ve siyaset ile ilişkilerini koparmadan "anarşizm" içinde ele alması bunun en önemli örneklerinden bir tanesi. Bu durum, giderek diğer çağdaş sorunlarda da etkisini hissettiriyor. Kitabın bir diğer önemli özelliği, Cantzen'in tavrından kaynaklanıyor. Cantzen, kitabın tümünde "anarşizm"i doğrudan uygulanabilir bir proje olmaktan çok, uygulanabilir projeler üretilmeye elverişli ve bu konuda potansiyel olarak güçlü bir kavram olarak ele alıyor. Bu doğrultuda "anarşizm" içindeki yapıcıkurucu öğeleri geliştirerek bunlara yeniden sahip çıkmayı öneriyor. Bu, bizce kitabın en önemli ve 'değerli' yanlarından biri. Gerçekten de bu yaklaşım, günümüz toplumsal ve ekonomik sorunları açısından ele alındığında son derece zengin öneri ve alternatitler içeriyor. Bu yaklaşım, belki de günümüz Türkiyesinin en çok gerek sinimi olduğu konulardan birisi. 70'li yıllarda Türkiye'de siyasal tartışma sosyalizm/kapitalizm ekseni çevresinde yoğunlaşmıştı. 80'Ii yılların ortalanndan başlayarak ise devletçilik/liberalizm ya da devlet/ sivil toplum eksenine doğru kaydı. Günümüzde ise tartışma özelleştirme/ özelleştirmeme ekseni çevresinde dönüyor. Bu gelişme, toplumbılimciler için "indirgemecilik" konusunda derslerinde kullanabilecekleri eşsiz ve o denli de anlamlı bir örnek oluşturuyor. Türk düşünce yaşamı bu durağan ikililiklcri aşmak zorunda. Kendi rönesansını yaratamayan Türk düsüncesi, kendi kabul alanları dışındaki gelişmelcri, bilinçli ya da bilinçsiz dışlama alışkanlığına sahip. Yukarıda sözünü ettiğimiz ikilıler hangi bağlamda olursa olsun kaba bir pozitivizmi içelerinde banndırıyorlar.Buaçıdan.günümüzTürkdüşüncesinin; egemen söylcmlerin dışında, kurucu olmayan, sınırda yer almış ve Derrida'nın önerdiği biçimdeparçalamaya yönelik yaklaşımlara her zamankinden daha çok gereksinimi var. Belki de yıllardır "anarşizm" gibi, sınırda yer almış bir düşüncenin bizim ilgi alanımızın dışında kalmasının nedeni de, saf eleştirel düşünceye tümüyle kapalı olmamız. Kuşkusuz Cantzen'in yapıtı, Derrida gibi "çözücü" ya da Frankfurt Okulu gibi eleştirel bir telsefe geleneğini paylaşmıyor, ama en azından siyasal planda bu tür yaklaşımlann kapısını açıcı, önemli gelişmeleri de beraberinde getirme şansına sahip. Bu Cantzen'in kitabının dolaylı etkileyim açısından diğer önemli biryanı. Cantzen'in kitabı, tümü dikkate alındığında önemli bir içsel tutarlılığa sahip. Bununla birlikte konuyu yan okumalarla zenginleştirmek mümkün. Bu bağlamda, Fayarbend'm Yönteme Hayır* adlı kitabının, "anarşizm" düşüncesinin yapısal özelliklerinin kavranmasında önemli ipuçlan verebileceği düşünülebilir. Bilindiği gibi Fayarbend'ın kitabı "Bir Anarşist Bilgi Kuramının Ana Hatları" altbaşlığını taşıyor. Fayarbend, Cantzen'in politik alanda yaptığı öneriyi, yöntembilimsel alanda gerçekleştirmek çabasında. Yani, yöntembilimsel açıdan önerdiği tümü ile bir belirsizlik ortamı değil, yalnızca salt belli yöntemlerin tutsağı olmamak ve verili bir bilgi yığını içinde ayırtetmeksizin her tür bilgiyi kullanmak. Bu da Cantzen'in önerdiği yapıcıkurucu öğeleri ortaya çıkarmak çabası ile önemli ölçüde benzeşiyor. Yan okuma konusunda önerilebilecek ikinci yapıt, yine Ayrıntı Yayınlan'nca yaytmlanan, Pierre Clastres'in "Devlete Karşı Toplum"** adlı çalışması. Clastres'in kitabı, özellikle "devlet" konusundaki antropolojik sonuçlan açısından, anarşizm konusuna önemli bir arkaplan sağlıyor. Cantzen'in kitabı ile ilgili olarak çevirisi üzerine birkaç söz söylemek mümkün. Son yıllarda yayımlanan kitapların konularındaki çesitlenme oldukça sevindirici ama aynı niteliksel gelişmeyi çeviriler konusunda görmek mümkün değil. Bu konuda ilk kabul edilmesi gerekli olan, çevirinin yalnızca yabancı dil bilenlere bırakılamaya cak kadar ciddi bir iş olduğu. Cantzen'in kitabı tümü okunduğunda, Atayman'ın bu güç işin üstesinden ustalıkla geldiği görülüyor. Gerek kavramların Türkçeleştirilmesindeki titizlik gerekse dilin bütünündeki tutarIılık, okumayı oldukça kolay bir hale getiriyor. Bunun yanı sıra metnin bütününden anlaşılacağı gibi Atayman salt çeviri ile sınırlı kalmamış ve konu ile ilgili daha önce yayımlanmış çalışmalan gözden geçirmek gibi önemli bir işi de üstlenmiş. Bu da çevirinin dcğerini birkat daha artırıyor. H * Bu kitabın yazar tarafından gözden geçirilmişyenibasımıyeniçevirisiyle" Yönteme Karşı" adıyla Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlanacak. ** Devlete Karşı Toplum/ Pierre Clastres/ Çev.: Mehmet SertNedim Demirtaş/ 1991/Ayrıntı Yayınları. Daha Az Devlet Daha Çok Toplum, Özgürlük, Anarşizm, Ekoloji/ Rolf Cantzen/ Çev • Veysel Atayman/ Ayrıntı Yayınları/ hlanbul, 1994/299; C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 2 3 0 S a
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle