06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kentin kısacık bir pasajda anlatılan karşıtlarla dolu gizemli havası, Doğunuh egzotik kokularıyla karışık bir sesler ve renkler cümbüşü olarak anımsadığı bu kenti mucizelere uygun bir ortam olarak görmesine yol açmış olsa gerek. Gerçekten de Woolfun bize sunduğu tstanbul tarihi gerçeklerden çok kendi izlenimlerine dayanır. Yoksa on yedinci yüzyıl İstanbul'unda Galata Köprüsü'nden söz edilmchini nasıl açıklayabiliriz. Günlük ziyaretlerin durağan ve bakışımlı törenselliğinde de minyatürleri anıştıran bir hava sezilir. İç içe açılan odalar, her odaya özgü birer tılsım gibi yürütülen kurallı söyleşiler, tüttürülen tütünsüz nargilelerle yudumlanan boş kahve fincanları bir masal orlamı yaratırlar. Bu masal kentinde zaten halk arasında bir efsane kahramanına dönüşmüş olan Orlando'nun mucizevi bir dönüşümle kadın olması bizi pek şaşırtmaz. Patronalı Halil ayaklanmasını çağrıştıran yeniçeri ayaklanması ise pek elverişli bir biçimde bütün belgelerin yok olmasına yol açarak yaşamöyki'cüyü açıklanamazı açıklamak yükümlülüğünden kurtarır.Orlando hem bir yaşamöyküsü hem Defoe tarzı bir serüven romanı, hem bir anılar kitabıdır, ama bütün bunlann ötesinde bir hiciv ve fantezidir. Romancı ve yaşamöykücünün sanatları birer parodiye dönüştürülerek "ti"ye alınır. Anlatıcının alaycı ve esprili bakış açısı ince duyarlıkları, yüce duyguları hiçe indirger, uzdiL'ilik örneği pasajları ayraç içindeki birkaç sözcükle çelmeyiverir, bir doğa betimlemesinin lirik akışını olmayacak bir ayrıntıyla, uygunsıız bir sözcükle keser. Hcmen her satırda yazar kendi y azarlığıyla dalga geçer, kendini parodiler, ahşkanlıklarını, simge kullanımı, ayrıntı düşkünlüğünü, düşgücünün sanır tanımazlığını, kişilik çözümlemelerine olan ilgisini abartarak alaya alır. Daha da ileri giderek kendi kişiliğinin temelinde yatan karşıtlıkları, yalnızlık düşkünlüğüyle toplum hayatında yer alma isteğini, yaşam scvinciyle umarsızlığını, eylemci yanıyla düşünselliğe eğilimli edebiyat aşığı yanını, dahası kendi dişi ve erkek kimliklerinin karşıtlıklarını vurgulayarak onlarla oynar. Romanın tümüne abartı hakimdir. Orlando'nın yaşı onla çarpıldığı gibi geri kalan hemen her şey pynı oranda abartıhr. Malikane devasa boyutlar alır, I. James'in saltanatındaki don olmayacak bir yoğunluğa ulaşır, sel tam bir kıyamettir. Romantik dönemin sisleri, Victoria Çağı'nın rutubeti hep abartıhdır. Bir an yüzyıllara yayılırken yüzydlar saniyelere indirgenir. Romanın baş kişisî de bu mizah yüklü, abartılı, fantabtik anlatımla uyum içindedir. Orlando bir saraylı, diplomat ve C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAVI 165 şairdir; hem kadındır hem erkektir; hem Kraliçe'nin gözdesidir hem Sukey'in sevgilisi. Üçyüzelli yıl yaşar ama otuz altı yaşındadır. Hem koca bir ulusun tüm kültürünü temsil eder hem bir bireyin yaşamını, hem bir aile ağacıdır hem ozgün bir kişi. Orlando bunların tümüdür, çünkü bireyin karmaşıklığı elle tutularnaz, iletilemez bir gizemdir ve kalıplara sığmaz. Virginia Wooll başvurarak, her birine özgü söz sanatlarını, sözcük dağarlarını, üslup özelliklerini kullanarak, bu akımları ustaca, alayla, neşeyle, kâh överek kâh yererek örneklendirir. Elizabeth dönemi keskin, enerjik, zengin ayrıntılarla bir Bruegel tablosunun netliği içinde verilir. Çağa hakim olan tutku ve aşırılık Kraliçe'nin kişiliğinde ve Orlandonun'Rus güzeli Şaşa'yla yaşadığı sı SallvPotterınçevirdlğıFllmdenbirsahne(Ustte) Cesltll senliklerdeöduller kazanan fllmde hem kadın hem de erkek Orlando'yu basarıyla canlandıran Tilda Svvlnton (Sağda) bütün romanlarında olduğu gibi Orlando'da da geleneksel romanın kısıtlayıcı kalıplarına karşı çıkar. Yazının amacı yaşamı tüm gerçekliğiyle kavrayıp yansıtmaktır. Oysa kalıplar gerçeği somutlaştırıp basite indirgerler. Yazar doğadaki yeşili bile sözcüklere dökmekte yetersiz kalırken. "Bisküvi kalmadı" sözcükleri "Piskopos Berkeley'in felsefesini onııncu kez okuduktan sonra karanlıkta bir Zcnciyle öpüşmek" yerine kullanılırken, iletişim kişiler arasında özel bir şifreye dönüşmüşken, anlaşılmaz, karmaşık, binbir boyutlu gerçek nasıl kavranır ve iletilir. Yazın tarihi bir arayıştan ibarettir ve yazara düşen kendi çağının ruhunu yakalayıp buna uygun bir dil geliştirerek kendi gerçeğini yansıtmaya çalışmaktır. Buradan harcketle Woolf, Elizabeth döneminden 1928'e İngiliz Edebiyatı tarihinin bir dökümünü yapar. Eleştirmen kimliğinin kendisine kazandırdığı zengin birikimden de yararlanarak değişik tarih dilimlerini anlatırken o düimlerde yeşeren çeşitli edebiyat akımlarına öykünür, kimi zaman parodiye, kimi zaman alıntılara nır tanımaz aşkta vurgulanır. Bölümün sonundaki kıyamet sahnesi Othello alıntısının bir yankısı gibidir. Cromvvell dönemi bir içe kapanma, hesaplaşma ve inziva dönemidir. Bu bölüme tumturakh bir dil ve abartılı imgelerle dolu iç monologlar hakimdir. Yeniden yapılanma dönemi Restorasyon'la birlikte dil canlanır, mizah yüklü aşk entrikaları öne geçer. On sekizinci yüzyılın ruhu önde gelen nüktedanlardan alıntılarla, onlar üzerine anlatılan anekdotlarla yansıtılır. On dokuzuncu yüzyıl ise abartılı bir biçimde karikatürleştirilir. Çağın görsel simgesi Albert Anıtıyla Kristal Saray karışımıgroteskbirnesnedir. Yirminci yüzyılın karmaşık gerçeği ise ancak izlenimler aracılığıyla, yarım tümcelerle, bilinç akışı tekniğiyle iletilebilir. Orlando'nun yazarlık serüveni de içinde yaşadığı değişik dönemlerin bir aynasıdır. Elizabeth döneminde mitoloji kahramanlarını konu alan trajediler yazar, sevgililerine soneler döktürür; on yedinci yüzyılda Thomas Browne okuyup mezarlar arasında gezinir; on sekizinci yüzyılın başında pitoreskin izleyicisidir; daha sonra Londra salonlarında nüktedanların arasında yerini alır; Virginia Woolf'un hiç hazetmediği Victoria döneminde ise kalemi kendiliğinden ve Orlando'ya rağmen en sıkıcı ve ruhsuz dizeleri döktürür ve böylece yazarın on dokuzuncu yüzyıl yazınını yerden yere vurmasına fırsat tanır. Orlando ancak çember etekler giyinip, pek yerinde bir seçimle adı var kendi yok bir koca edinerek çağın ruhuna sözde boyun eğdiğinde Wordsworth'ün bile onaylayacağı bir biçimdeşiirinisürdürehilir. Sonunda yirminci yüzyılın özgürlükçü ortamında kitabını y ayımlata rak üne ve başarıya kavuşur.Orlando bir yandan Virginia Woolf un özel yaşantısının kapılarını arâlarken öte yandan onun tüm yaşamı boyunca irdelediği sorulara verdiği içtenlikli yanıtları değişken bir biçim ve fantastik bir olay örgüsü içine serpiştirilmiş eglenceli, alaycı pasajlarla okura iletir. Malikânesinin uçsuz bucaksız bahçelerinde, Anadolu'nun çorak tepelerinde, Kraliçe Anne döneminin salonlarında, yirminci yüzyılın yoğun traliğinde hep aynı coşkuyla, baş eğmez yaşam sevinciyle dolaşan Orlano'yu izlerken Woolf u da çeşidi yönleriyle, dünya görüşüyle, yazar ve eleştirmen kişilikleriyle, özel yaşamının ayrıntılarıyla daha yakmdan tanıma fırsatını elde ederiz. Orlando'nun geçtiğimiz yıl Sally Potter tarafından başarılı bir biçimde filme çekildiğini de eklemeliyim. Dilerim senliklerde ödüller kazanan ve şu sıralarda Avrupa sinemalarında beğeniyle izlenen bu film yakında Türk izleyicisinindekarşısına çıkar. • Orlando / Virginia Woolf/ Çev.: Seniha Akar I Ayrıntı Yayınlart 1214 say/a /42.000.TL'. S A Y F A 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle