05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

I Hamal ile Genç Kızların Oykiisü •• I N E C E M A S h R I B I R B 0 L 0 M (...)Çarşıya giden kız sürahiden büyücek bir bardağa şarap doldurmuş. Aynı bardaktan hepsi içmiş; sonra ikinci, sonra da üçüncü kez içmişler. Sonra kız, bardağı yeniden doldurmuş, bunu da kardeşlerine ve hamala sunmuş. Hamal şu dizeleri okumaya başlamış: Iç bu şarabı' Tum neşelerin nedenidir o! tçıne kuvvet verir, sagltk verir. Tüm hastalıkları iyi eden tek ilaçtır o' Htç kimse, tum neşelerin nedeni olan şarabı, Hoşça duygulanmadan içmez. Sadeıc surhoşluk, şehvetı doyurmayt sağlar! Sonra üç genç kızın da ellerini öpmüş ve bardağı dikmiş. Sonra ev sahibinin yanına gitmiş ve ona, "Ey hanımım, ben senin kölenim. Senin eşyan, senin mahmm" demiş; sonra da onun onuruna şairin şu dizesini okumuş: Kaptnda, gozlerinin kölesi ayakta durmahtadır. Belkt de, kolclerin en afağıltğı' Ama hanımım hılir o! Cbmertligınin farhndadır ve lyıliklerınin! Ve özellikle ona olan^ukranımn' Bunu duyan kız da, "îç, ey dostum! Bu içki sana sağlık versin, rahatlık versin! Ve de gerçek dirliğin getirdiği kudretsağlasın!" demiş. Hamal da bardağı alıp genç kadının elini öpmüş ve tatlı bir uyumla, yavaşça, şairin şu dizelerinı okumuş: Dustuma yanakları gtbt parlak şarap sundum. Yanakları oylesıne parlakttr ki, ancak bir alev ona bu parlakltğı yansıtmtjtır sanının! Onu altr gıbı yaptı, ama gulerek dedı kı sonra. 'Nasıl benden kendı yanaklarımı ıçmemi istenin?' Ben de ona, 'Ey kalbtmm alevi, al bu şarabı iç1 Benim gozyaşlanmdtr bu ve de kızıllığı kanımdan gelır... Bu ıkmnın kadehteki karnjtmı tum ruhumdur' dedım. Genç kız hamalda.n bardağı almış, dudaklarma gotürmüş, sonra gidip kızkardeşlerınden birinin yanına oturınuş. Ve sonra hepsı birden raksetmeye, şarkı söy Icmeye ve birbirine çiçekler atmayabaşlamışlar. Bütünbunlarolurken, hamal onları kollarına alıyor ve öpüyormuş; biri ona açık saçık şakalar yaparken, öbürü hamalı kendine çekiyor ve üçüncüsü de çiçeklerle yüzüne vuruyormuş. Böylece içki zihinlerini bulandıraMya kadar içmeyisürdürmüşler. Jçki onlara tamamıyla egemen olunca, kapıyı açan kız ayağa kalkmış; tüm giysılerinden soyunmuş, çırılçıplak olmuş. Sonra kendini suya atmış ve suyla oynamaya başlamış; sonra ağzına su alarak gürültüyle hamalın üstiine püskürtmüş; sonra da tüm bedenini yıkaS A Y F A 6 mış ve suyu bacaklarının arasına akıtmış. Sonra sudan çıkmış ve hamalın kucağına yerleşmiş; ve sırtüstü uzanıp apış arasında yer alan şeyi göstererek, "Sevgilim, bunun adını biliyor musun?" diye sormuş. Hamal yanıt vermiş: "Ha! Ha! Genellikle buna, Günah Bağışlama Evi derler" demiş. Bunu duyan kız, "Yuh! Yuh! Utanmıyor musun, sen?" diye bağırmış. Ve hamalı boynundan tutup tokatlamaya başlamış. O zaman hamal, "Hayır! Hayır! Buna kadının ferci derler" demiş; ama kız "Başka?" diye diretmiş. Hamal da "öyleyse senin yedek parçan" demiş vermiş. Kız, "Ne çirkin şeyler söylüyor bu çocuk böyle!" diye haykırmış; ve hamala öyle bir tokat atmış ki salon çınlamış. Hamal, "öyleyse, köprülerin kokulu çiçeği!" demiş. K12, "Hayır! Hayır!" deyip yeniden ensesine vurmaya başlamış. O zaman hamal sormuş, "İyi ya, nedir bunun adı?" Kız, "Soyulmuş badem" diye yanıt vermiş. Bunun üzerine üçüncü genç kız ayağa kalkmış, soyunmuş ve kendini havuza atarak iki kızkardeşinin yaptığı hareketleri yapmış; sonra yeniden giyinip hamalın bacakları üstüne uzanmış ve ona gizli yerini göstererek, "Bunun adı vVVVV Kız diretmiş "Başka, başka?" diye. O zaman hamal, "Senin eşekarın!" demiş. Bu sözleri duyunca kız, hamalın ensesine öyle fena vurmuş ki, derisi sıyrılmış. Bunun üzerine hamal, "Öyleyse sen söyle adını!" demiş. Kız yanıt vermiş: "köprülerin kokulu çiçeği." Bunu duyan hamal, "Tamam, Allah selamet versin, ey köprülerin kokulu çiçeği!" diye haykırmış. Bunu izleyerek bardak ve althğı yine elden ele dolaştırılmış. Sonra da ikinci genç kız giysilerini atmış ve kendini suya fırlatmış. Aynen kardeşinin yaptıklarını yapmış ve sudan çıkarak kendini hamalın kucağına bırakmış. ürada, parmağıyla apışarasını ve orada yer alan şeyi göstererek hamala sormuş: "Ey gözümün nuru! Bunun adı nedir?" Hamal da "Senin çatlağın!" diye yanıt nedir?" diye sormuş. Bunun üzerine hamal da "Ona şu derler, ona bu derler!" diyerek yanıt vermeye başlamış; sonra da dayağı kessin diye ona sormuş: "Öyleyse adını sen söyle!" diyerek... Kız yanıt vermiş: "Ebu Mansur'unHanı!" Bunun üzerine hamal ayağa kalkmış, giysilerini çıkarmış ve havuza girm'ş, cinsel organı suyun hemen üstünde kalarak, daha önce genç kızların yıkandığı şekilde yıkanmış; sonra havuzdan çıkmış, kendini kapıyı açan kızın kucağına atmış, ayaklarını da çarşıdan dönen kızın kucağına uzatmış. Sonra da erkeklik organını göstererek, kucağında uzandığı kıza, "Ey efendim, bunun adı nedir?" diye sormuş. Bu sözleri duyan kızlar öylesine gülmüşler ki, sırtüstü düşmüşler ve bağırmışlar, "Senin zeb bindir1, o!" diye. Hamal, "Hayır!" demiş. O zaman "Senin aletindir" demişler. Hamal kabul etmemiş, "Hayır efendim!" diyerek her birinin göğsünü çimdiklemiş. Kızlar, şaşarak tekrarlamışlar, "Senin aletindir pekâlâ! Baksana ne kadar kızgın! Zebbindir pekâlâ, hem de ne kadar hareketli!" demişler. Hamal her seferinde başını geriye iterek söylediklerini reddetmiş ve sonra onları öpmüş, ısırmış, çimdiklemiş, kollarında sıkmış; kızlar da kahkahalar fırlatmışlar. Ve sonunda ona sormaktan başka çare bulamamışlar, "Öyleyse adını sen söyle bize!" demişler. Bunun üzerine hamal bir an düşünmüş, apışarasına bakıp göz kırpmış ve "Hanımlarım, benim zebbim olan bu küçüğün bana söylediği sözler şunlar: 'Benim adım: Köprülerin kokulu çiçeğini koparıp yiyen, soyulmuş badem yemeye baydan ve Ebu Mamur'un Han'ında dinlenen iğdiş edilmemiş güçlü katırdır' "demiş. Bu sözleri duyan kızlar, öylesine gülmüşler ki, arka üzeri devrilmişler. Sonra yine akşam oluncaya kadar aynı hardaktan sırayla içmeye başlamışlar. Sonra da hamala, "Şimdi başını çevir ve omuzlarının genişliğini göstererek bas git!" demişler. Hamal böyle yapacağına, "Vallahi! Ey hanımlar, sizin evi terk etmektense, ruhumun bedenimden çekip gitmesi daha kolaydır. Bu geceyi, gelecek sabaha birlikte ekleyelim. Yarınherkeskendibahtınmçizdiği yola gider. Bunun üzerine çarşıya giden kız, araya girerek, "Kardeşlerim, bırakalım geceyi bizimle geçirsin: Bizi epeyce eğlendirecek, güldürecektir, çünkü çok utanmaz olduğu halde, çok da nazik olan bir genç bu!" demiş. Bunun üzerine kızlar, hamala, "Pekâlâ! Bu gece bizimle kalabilirsin. Ancak bir şartımız var: Kendini tamamen bizim yönetimimize bırakacaksın, gördüğün herhangi bir şeyin açıklanmasını istemeyecek ve nedenler üzerinde durmayacaksın, oldu mu?" demişler. Bunu duyan hamal, "Evet, kabul ediyorum, hanımlar!" demiş. Kızlar hamala, "Kalk öyleyse, kapının üzerinde yazılı olanı oku!" demişler. Hamal kalkıp kapının üzerinde altm yaldızlı harflerle yazılı olan şu ibareyi okumuş: Hoşuna gümeyen şeyler işitmek istemiyorsan, seni ilgilendirmeyen konularda konuşma! Sonra da hamal, "Hanımlarım, sizi tanık tutarım ki, beni ilgilendirmeyen konularda hiç konuşmayacağım!" demiş. O anda, Şehrazat, şafağm söktüğünü görmüşveyavaşça susmuş. D 1 Zehb Ku^cyArnkuAmpı,isipdaerkekcinselorganının adı C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 114
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle