30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Içine girdiğimiz Bilgi Çagı'nın sembolü: Bilgisayar Yasam sayılmaz Bilgisayar Tarihi / Cemalettin N. Taşçı M. Emin Mutlu / Ağaç Yayıncılık KDRİ6ENCBI Uygarlığın gelişimini belli aşamalara ayırmak mümkün olursa bu dönemleri sembolize eden belli simgelerden . söz edebiliriz. örneğin tanm dönetanm mint sabanla, sanamını «a yi devrimini dokuma makineleriyle sembolize' edersek, içine girmckte olduğumuz 'bilgi çağı'nı da bilgisayarla semboli?e edebiliriz. Olaya daha global bir açıdan bakıldığında bilgisayarların, uygarlığın gelişim istikametini değiştirdiği bile söylenebilir. Yazı uygarlığından görüntü (sayı) uygarlığına geçiş. Birzamanlar uygarhğj sembolize etmek üzere kullanJan Iskenderiye I Kütüphanesi'nin yerini artık, dev, diyalog bilgisayar şebekesi almakta. Ve nasıl îskenderiye Kütüphanesi'nin yakılmasını uygarlığa darbe olarak düşünmüşsek, bdimkurgusal bir yaklaşımla bu şebekenin yok olmasını da uygarlığın sonu olarak düşünebiliriz. Evet, uluslar için bilgisayara sahip olmak, artık, olmak ya da olmamak. 'Yükte hafif pahada ağır' bu aletten azami düzeyde yararlanmak, kalkınma yolunda en önemli imkânı elde etmekle özdeş anlamda. Çünkü önümüzdeki 'sanayiötesi' bilgi çağında, toprak, madenler değil, temel hammadde olarak 'bilgi' işlenecek. Artık' hiç kimsenin durduramayacağı bir hız kazanan bu sürecin temel öznesi konumundaki bilgisayarlar, hayatımızın her alanını kuşatmış durumda: Bilim, tıp, sanayi, eğitim, basın, ekonomi alanlan gittikçe bilgisayarların denetimi altına giriyor, eski kalıpları kırıyor, insanlara adeta yeni bir hayat tarzı dikte ediyor bilgisayar. însan hayatındaki faaliyet alardarının geliştirilmesi, zenginleştirilmesi yö Dostluğa Dair Michel Foucault Çeviren: Cemal Ener Telos Yayıncılık 168s. "Dostluğa Dair", Foucault'un söyleşilcrini, meslektaşlarıyla, öğrencileriyle, gazetecilerle konuşmalarını, bir dostunun anısına yazılmiş bir denemeyi, dostu olan bir yazarın yayınladığı bir kitabın eleştirisi ile bir seminer konuşmastnı içeriyor. Foucault'nun sorunu, bireysel kimliklerimizin kımıluşunda cinselliğin oynadığı rolü göstermek ve "ahlak"ı bir yaşam sanatı olarak kavramak... Bu kitapta derlenen konuşma ve denemelerinde, Foucault'nun sık sık değindiği dostluk kavramı, böyle bir varoluş estetiğine giden yolu gösteriyorı Kitabın bir bölümü, Foucault'nun, "Nietzsche" metinleri üzerine kurduğu ve söyleşilerinde sık sık atıfta bulunduğu Soykiitiiğü anlayışının temellendirilmesi bakımından, çok önemli ve tamamlayıcı bir işlevi de üstleniyor. Bilinmeyen'in Armağanı Lyall Watson Çeviren: Üker özünlü / Cep Kitapları / 190 s. Lyall Watson, bir İngiliz antropolog, jeolog ve biyoloğu.YeniFreud'cularekolüne mensup, adı Adler vejung çizgisinde anılan bir düşünür aynı zamanda. Bilinmeyen'in Armağanı, doğaüstü olaylar üzerine bir araştırma. Mekân, Endonezya'nın küçük mercan adacıklarından biri olan Nus Tarian.Bu küçük volkanik adada uzun bir süre yaşayan yazar.burada meydâna gelen mistik. ve doğaüstü olayların öyküsünü anlatırken bir bilimadamı gözüyle bu tür olaylarınbilimsel açıklamalarını da yapıyor. Psişik tedavi, duyuötesi algılama (ESP), güç merkezi olan mekânlar gibi.küçük bir ada topluluğunun oldukça doğal karşıladığı doğaüstü olgular, Batı'nın evrensel kabul görmüş bilimsel kuramlarıyla iç içe bu eserde... nünde bilgisayarlar, gittikçe etkinliğini arttırsa da, gene de bu onların en büyük müşterisinin ordular ve savaş uzmanları olması gerçeğini değiştirmiyor. Kökü eski Çjn'deki Abaküslere kadar uzanan bilgisayarlar, son yüz elli yıllık, daha da daraltırsak, son kırk yıllık dönemde bugünkü konumuna erişt'. Bu konudaki gelişmeler o kadar hızlı cereyanettikiçoğukişi, bilgisayarın bir tarihinin olduğunun farkmda bile değil. Ekrana gö mülmüş kişinin kullandığı aygıtın tarihini düşünecek zamanı, mecali bile yok belki de. Nitekim dünyada bilgisayar hakkında çıkan onca dergide, her yeni teknolojik gelişim, yeni modeller, tipler, büyük başlıklarla duyurulurken, bu konuda 'in retrospect' anlamında bir yaklaşımın görülmemesi bunun göstergesi. Oysa tarih bilincinden yoksun bir teknolojinin, kullanımının o kadar da otantik olamayacağı rahatlıkla söylenebilir. I lele de bizim gibi, bunu ikinci elden, aktarmakullanan ülkeleriçin. Ağaç Yayıncılığın Alternatif Üniversite dizisinden çıkan, Cemalettin Taşçı ve M. Emin Mutlu'nun ortak ürünü olan "Bilgisayar Tarihi", nicel açıdan kısa, ama nitel açıdan yoğun bir zaman dilimini içeriyor, operatörleri başlarını ekranın üzerinden biraz kaldırıp onun gelişimine bakmaya çağırıyor; 'n retrospect' bağlamında bir bilinç kazandırıyor, bilgisayarın nereden gelip nereye gittiği konusunda ufuk. açıcı ipuçları sağlıyorokura. Kitap, bu konuda Türkçede yapılmış ilk deneme. Gerçekte bu kırk yıllık zaman diliminin tarihini çıkarmak, çağımızın önemli gelişim trendlerini de işaretlemek demektir. Çünkü yüzyılımızın en önemli teknolojikdevrimsel sıçramaları bu döneme tekabül etmekte. Konu 'bilgisayar' gibi genel bir başlık altında toplansa bile bunun pek çok farklı teknolojik gelişmeyi içerdiği malum. Mikroelektronik devrim sayesinde gelişen bilgi işlem teknolojisinin sanayiötesi toplumlarm sosyoekonomik temelini oluşturacağı düşünülürse, konunun gelecek açısından önemi anlaşılır. Nitekim kitabın referans çerçevesine göz attığımızda, A. Toffler'dan D. Bell'e, A. Gorz'dan J. Naisbitt'e kadar önemli futurologların eserlerinin de yeraldığını görüyoruz." Bilgiişlem kavramının tarihçesini ve rerek başlayan kitap, özetle, iki temel bileşeni olan 'donanım' ve 'yazılım' bağlamında bilgisayarın evrimini işliyor, (1., 2., 3. kuşak) büyük, anonim bilgisayarlardan 4. kuşak kişisel bilgisayarlara giden süreci anlatıyor. Ancak yazarların yaklaşımı, bunu 'teknik' bir kitap olmaktan çıkanyor; ayruıtılara boğulmayan, bütünü gözardı etmeyen yaklaşımları, olayın 'kültürel' boyutu nu, felsefi, ekono mik, psikolojik, sosyolojik yönlerini vürgulamaktan geri kalmıyor. Kitapta çeşitli ta rihlcr ve isimler yer alsa da asıl vurgu, bilgisaya rın tarihini etkile yen dinamilderin sergilenmesi üzerinde yoğunlaşıyor. Bu dinamikler savaş, sörqürü gibi çoğunlukla olumlu bir nitelik taşımasa da sonuçta yazarlar, olumsuz yargıJarı dengelemeye çalışıyor. Kitapta ortaya çıkan önemli bir nokta da, bilgisayarın kullanımı en demokratik teknoloji olduğu söylense de, olayın, IBM örneğinde görüldüğü gibi ekonomik sömürü, çokuluslaşma, tekel, gibi konuların çok da uzağında düşünülemeyeceği. Hızla bilgisayarlaşan bir dünyada insanları nasıl bir son bekliyor? Kimilerine göre cenn'et, kimilerîne görecehennem. BUgisayarı, bütün bir uygarlık tarihinin amacı olarak görenler olduğu gibi uygarlığı tehdit eden en önemli unsur olarak görenler de var. Ancak onun, zaten gittikçe yabancdaşan bir dünyada, insanın yabancılışmasını daha da arttıracağı yolunda endişeler taşımayan kimse yok gibi. Hayatın sayıya gelmeyen, nitel unsurlarını dışta bırakan 'süreksizle^en ve sayısallaşan biı dünya' insanlara korku ve tedirginli' veriyor doğal olarak. Kimileri bÜgiüa yarın temel işlevi olan bilgiişlem dışında, sanatsal amaçlı kullanımını, müzik, fotoğraf, resim, oyun ve eğlence için kullanılmasını bir çare olarak görüyorlar. Oysa bunlar da çok mikro düzeyde de olsa, görsel ve işitsel unsurlann sayı sal bir dönüşümünden başka bir şey değil. Ne bilgisayara kayıtsız şartsız bir teslimiyet, ne de romantik bir muhalefet, yadsıma, çözüm. Olay, onun son tahiildebir'araç'olduğunuunutmadan, manipülasyonunu, denetimini sağlamak. "Bilgisayar Tarihi", yaşadığımız dün yayı anlamak için 'anahtar' önemde bir kitap. D C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 112 S A Y F A 5.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle