07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

V Köy'de insan ruhunun karmaşık yapısı, insanların birbirleriyle ve doğayla ilişkileri yoğun ve çarpıcı bir dille anlatılıyor. Tüm ayrıntılar ana temaların çevresinde ustalıkla örülmüş. Bu ayrıntılar arasında gözden kaçırılmamaM gerekcn bir süreç. var: Flcm Snopes'un yükselişi. Bir bakımâ da onun simgelediği "Snopesizm"in yükselişi bu. "Snopesizm" hırs ve kişisel çıkar dcmck. Ne aşk, ne nefret, ne öfke, ne umarsızlık... Yalnızca soğııkkanlı birçıkarcılık. Flem Snopes, "hiçbir yüze adını anıınsayacak kadar bile bakmayan, ama parayla ilgili konularda hiç yanlış yapmayan bir adam." Ronıan boyunca çok az konuşan, ortaya pek seyrek çıkan, ama varlığının baskısını sürekli dııyumsatan biri. Onun emin adımlarla tırmanışının irkiltici buyutları ancak düşsel bir boyııtta sezdiriliyor: " 'Peki nc istiyormuş?' diye kükrer Prens. 'Ne is tiyormuş.' Cenneti?'... 'Hayır', der yaşlı adam. 'O, cehennemi istiyor'." Romandaki ana temalardan biri dc aşk. I îırs ve aşk çoğu kez iç içe. Cinsel vc ekonomik mulkiyct bırsıyla güdiilenen insanlar, bir yandan aşk vc cvlilik, öbür yandan takas ve alımsatım ilişkileri içinde anlatılıyor. Kitabın tüm bölümlerinin ana temalarla bağlantısı da birleştirici bir etki yaratarak sürekliliği sağlıyor. Bu arada Faulkner bize olayların geçtigi yer olan Frcnchman's Bend'de yürürlükte olan ekonomik ve toplumsal ilişkileri anlatırken yerelle evrensel arasındaki köprüyü de eş&iz bir ustalıkJa kuruyor. Köy'ün biçem açısından da Faulkner'ın en buyük zaferlerinden biri olduğu söylenir. Ronıan boyunca gerek biçem gerekse dilin esnekliği en uç noktalarına değin kullanılıyor. Basit ve doğrudan anJatımdan ko nuşma dilinin çarpıcı gücüne ve imgclcrlc yüklü şiirsel bir anlatıma doğru açılan yclpazc, Faulkncr'in bu yapıtındaki başansını gerçekten de tartışılmaz kılı yor. Faulkner, insanın çektiği acıları, uğradığı hakhizlıkları, yaşadığı düş kırıklıklarını, öfke ve nefrcti tüm çıplaklığıyla gözler önüne sererken bir yandan da "SnopesizrrT'in kazanabileceği tum zafcrlcre karşın sonııçta insanın sürekliliğini sağlayacak niteliklcrinin varlığını, gücünü vc kalıcıhğını koyuyor ortaya. 1950'de Nobel Edebiyat ödülü'nü almak iizere gittiği Stockholrn'de yaptığı konuşmada, "İnsanın akıbetini kabul etmiyorum" diyordu. "İnanıyorum ki insan yalnızca dayanmayı siirdürmekle kalmayacak; sonunda galip de olacak... Çünkü orıda actma, özveri ve katlanma yeteneğine sahip bir ruh var." l 1 F A U L K N E R ' D A 0 S L U P Faulkner'ın romanlarında okuru en çok saşırtan özelliklcrden biri zamandaki karmaşadır. Çoğu kere, hıkâycdc önceden olan şeyler, daha sonra olan şeyleri izler Zaman içinde bu ilerigeri gıdıp gelmeler ba/en daha da çok lekrarlanır. Bu, sincmada da çok kullanılan "flash back ' (geridönüş) tekniğidir Ya/ar bu teknigi uygulayarak kişinin hayatında ozel öncm taşıyan bir olayı draınatik sekilde ortaya çıkarır. Orneğın, kahramanın serüvenınde bir doruk noktası olabilecek bir davranısı anlatmakla ise girisir, bu davranışa yol açan geçmiş olaylan daha sonra verir. Bu tekniği kullanmakta amacı psikolojik imlemin (signiticance) gosterilmesidir. Hepımızin hayatında irili ulaklı bir sürü yaşantı vardır ve her biri bilinçaltıııa yeılesır. Hepsi aynı dereıede dnemli değildir, ayrıca bclli yaşantılar bazı ya^aıuılara daha yakın olurlar Sözgelişı, bir adam Ankara'ya gıderken bir kaza görür, sonra bir«,ok ba^ka yaşantı gc(,er başıııdan. Gunun bırindc İstanbul'da gördüğü bir ka/aıla btllı bir tepkı gösterır. Bu durumda kaza olayıyla ılgUi ıkı ya^antı birbiriıif ııedcnscl bağlarla bağlı dcmcktır. Aradaki ba^kn "yaşantıların olayla ilgisi azdır İştt Faıılkncr da canlandırdığı kişilerılf bu gibi psikolujik bağları, anları yakalamaya, bunları birbirleriyle ılıntılerı ı^'inde göstermeye çalı^tığı için goreneksel kronolojik anlatımı bozar, olay orgüsunu olayların oluş sırasına gore değil, pbikolo|ik zamana göre kurar Bu gibi teknikleı başlanglçta şaşırtır ve yoıar bizi Ama bu gü<,lüklerı yenıp kişinin kisiliğini açık secik gördükten sonra, bunun daha iyi şekılde verılcmeyeceğini anlarız. Faulkner'da zaman Sözdizimi Faulkner'ın okurlarına en çok (er dökturen ve aynı zamanda yazarlığının en üstün nıtelıklerinden biri dilinin karmaşıklığıdır. Karışıklık değil, karmajıklık diyorum, çünkü karıjıklık amaçsızlığı belirtir', karmaşada ise bir örgüt, bir düzen vardır. Faulkner'ın düzyazısı da özunun karmajıklığını yansıtacalv bir karmaşıklıktadır. En çok kııllandığı kelimeler arasında "sanki", "gibi", "mısçasına", "tıpkı", "bıle", "neredeyse", "hattâ" vardır Bunlardan da anlaşılıyor ki benzeti, mecaz ve abartmaya çok yer verir düzyazısında. On dokuzuncu yüzyılm İngiliz romancüarı gıbl duygusal gerilim isteyen bölümlerde siir vezinlerine başvurmaz, yalnız düzyazının olanaklarını kullanarak, salt düzyazı yazarak, şiirin sağladığı yeğinlik ve yoğunluk etkisini daha genis ölçude ve daha yaygın olarak yaratır. Durgun bölümlerde düzyazısı da durgunlaşır, cümleler kısalır ve gevseklesir, imgeler daha huzur verici olur... YeniDergi, Kaum l%7, Sayr 38 (Murat Belgentn kalemealdtğt Turkıye'dc Faulkner bafltklı kapsamlı yaztdan almdı). Faulkner'ın "Kutsal Sığınak" adlı romanından beyazperdeye uyarlanan "The Story of Temple Drake" flımlnde Mlrlam Hopklns, VVIIIIam Colller (solda) ve crady Sutton başrollerl payla$mışlardı. Fllmln yönetmenl stephen Roberts'dı. Senarlst Faulkner tlk kitabının basımında, yanlışlıkla adına eklenen bir "u" harfiyle edebiyat tarihine Faulkner olarak geçen Nobel ve Pulitzer ödüllü, Amerikalı tanınmış romancının sinemayla ilişkisi daha çok maddi nedenlerden kaynaklanıyordu. Bazı romanları çeşitli yönetmenler tarafından, değişik tarihlerde sinemaya uyarlanan William Faulkner, pek hoşlanmasa da Hollyvvood için bazı senaryolar yazıp imzalamaktan geri durmamıştır (1933 35 arası). Kendi eserini değiştirip bozmaktansa çoğu kez profesyonel senaristlerle birlikte çalışmayı yeğleyen Faulkner, çoğunlukla Amerikan sinemasının en "baba" yönetmenlerinden Howard Havvks için çalıştı. Faulkner "usta"dan beyaz perdeye aktarılanları şöylece sıralayabiliriz: The Story of Temple Drake, 1933 (Kutsal Sığınak'tan uyarlama); Intruder in The Dust, 1949; The Tarnished Angels, 1957 (Lanetli Melekler; Pylon'dan); The Long Hot Summer, 1958 (Uzun Sıcak Yaz; Köy'den); The Sound and Fury, 1959 (Ses ve Öfke'den); Sanctuary, 1961 (Kutsal Sığınak ve Requiem fo a Nun'dan); The Reivers, 1969 (Zaferin Bedeli; aynı adlı romanından); Tomorrovv, 1969 ( Kısa hikayelerinden). William Faulkner'ın senarist olarak imza attığı filmlerse şunlar: Today We Live (Kısa öyküsünden); The Road to Glory (Başkalarıyla birlikte, 1936); Slave Ship,1937 (Diyalog Yazarı); To Have and Have Not (Malik Olmak ya da Olmamak. Başkalarıyla birlikte, 1945. Yön:Howard Hawks);The Big Sleep (Büyük Uyku, 1946. Yön: Hovvard Hawks); Land of Pharaos , 1945. Yön: Hovvard Havvks). CUMHURİYET KİTAP SAYI 8 0 S A Y F A 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle