Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
E D İ T Ö R E M E K T U P T A R T I Ş M A Tiirkiye'de felsefe Medar Atıcı* T urkıye'de felsefeye ılışkın çalışmaları eleştırıp, çeşıtlı açılardan yetersızlığıne değınen yazıların art arda yayımlanması uzerıne, bellı bır suredır ıçınde yer aldığım bu çalışma alanına ılışkın goruşlerımı, ılgılı kışıierle paylaşmak ıstedım Çunku ancak, boyle tartışmaların sonucunda sozu edılen yetersızlıklerı ve başarısızlıkları gldermenın yollarını açabıleceğımıze ınanıyorum Felsefeyle nasıl ve hangı koşullar ıçınde ılgılendığımızı açığa çıkarmanın, felsefenın sınırlarını gözönune sermenın, kısaca "felsefe nedır1?" sorusunu sorup temellendırmenın vazgeçılmez olduğunu ve belırgın bır felsefe anlayışına ulaşıldığında da sırt çevrılecek bır soru olmadığını duşunuyorum, bunu gozardı ettığımızde, felsefeyle ılgılenışımız sırasında vardığımız doğrulukları gıderek mutlaklaştırmak ve katılaştırmak kaçınılmaz olur Felsefede amaçlanansa sorgulanmayacak yapıdakı doğruları ortaya çıkarmak değıl, tersıne doğruların, eleştırı ve sorgulamaya hep açık olduğunu gözonun de bulundurarak, kavramlara ılışkın çozumlemeler ve temellendırmeler ortaya koymakla, duşuncenın çeşıtlı ışleyışlermı olabıldığınce açmaktır Felsefecı, ıçınde yer aldığı çeşıtlı gorunumlerı kavram duzeyınde bılıncınde değerlendırırken kendını ve gorebıldığı açıdan ıçınde yer aldığı toplumun kavramsal dokusunu da yansıtır Boylece bıreysel ve toplumsal duşunuşun aynası olarak, onemlı bır ışleve sahıptır Bu bağlamda kendımıze donup baktığımızda, Turkıye'dekı felsefe çalışmalarının ıstenılen duzeyde olmadığını apaçık gorebılıyoruz Duşunme, araştırma, ınceleme, sorgulama, vb uğraşlara verılen resmı onemın, dığer alanlara kıyasla ne denlı az olduğunu gozönunde tuttuğumuzda, felsefedekı bu yetersızlığın, ulkemızdekı dığer ınceleme ve araştırma alanlarındakı yetersızlıkten ayrı değerlendırılemeyeceğını soyleyebılırız Yıne de, felsefenın ulkemızde htç kımseye do yurucu gelmeyışınde ve felsefenın ne olduğuna ılışkın genel bılgısızlıkte, felsefecılerın de payı olduğunu gormezden gelemıyoruz Kendı başansızlığımızı saptamak ve konuyla ılgılenenlerı de bu bakımdan uyarmak onemlı Ama, bunu yaparken, felsefenın ne olup olmadığını tepeden bır buyrukla belırlemek ulkemızdekı felsefenın gelışmeme nedenlerınden bırını oluşturuyor Örneğın, felsefe tarıhındekı duşunurlerın gunumuzdekı geçerlılıklerını sorgulamak, felsefecı olmayanlann da gerçekleştırebıleceğı (keşke1) bır sozsohbet konusu olarak değerlendırıp, felsefenın dışına ıtelenebılıyor (1) Bu dışlamanın temehndekı bırkaç yanılsamaya parmdk basmak ıstıyorum Bunlardan ılkı ıçınde yer aldığımız kulturde, yuzyıllardır soze ve konuşmaya ılışkın açık ya da ortuk sur durulen aşağılamadır Oysa, felsefe kendısını dılde vareden bır çalışma alanı olarak, dılın, yazılı olsun sozlu olsun butun gorunumlerıne aynı ıçten bağla bağlıdır Bu bağı gor mezden gelen ve karşılıkh konuşmayı, felsefe ıçın 'gucenılecek ' bır eylem olarak goren bır bakış açısının hâlâ hukum surdugu bır ortamda felsefeden zengın yapıtlar beklemek pek umutlu bır bekleyış olmasa gerek Ayrıca, tarıh geçmışte olup bıtenlerın ıçındekı anlamı, gu numuzun bakış açısıyla kavrayıp değerlendıren bır araştırma olduğundan felsefe tarıhı çalışmalarında da, geçmıştekı felsefenın, yaşadığımız gerçeklıkle olan bağlarını kurabıldığımız olçude anlamlı bır çalışma gerçekleştırırız Çeşıtlı dönemlerde yaşamış duşunurlerın kavramlara yukledığı anlamların, bızım kavram donanımımıza nelerı kattığını ya da katabıleceğını sorgulamak, kendı bugunumuzu geçımışın ışığıyla aydınlatmaya yol açar ve kendı koşullarımızı daha zengın bır değerlendırmeyle çeşıtlı yonlerden açık kılar Böyle bır sorgulamanın felsefeyle hıçbır ılgısının bulunmadığını one surenlere, değerlı felsefe profesoru Nermı Uygur'un şu sozlerının ışık tut masını ısterım "Neyın felsefe adına yaraştığını neyın yaraş Di üşünceyi özgür bıraktığı mızda felsefe gelişecektir. madığını baştan belırlemek, gıderek bunu felsefe mantığı adına yurutmeye kalkışmak, bana pek mantıklı bır tutum değılmış gıbı görunuyor Çunku felsefe "nedır"ının anlamına yoneldığı kavramları rasgele ya da çok esnek geçerlıklı bırtakım kabullerın ışığında sınırlamak doğru değıldır Tek tek araştırmaların nereye, hangı felsefe sozlerıne vardıracağını kımse onceden kestıremez " (2) Uzerınde durmak ıstedığım bır dığer nokta da, felsefenın salt mantıkla ışleyen bır çalışma olarak sınırlandırılıp, betımlemenın felsefenın dılı olamayacagının soylenmesı Sozcuk kökensel anlamıyla sevgı odaklı bır araştırma alanını yalnızca mantıkla sınırlandırmak, ne olçude haklı çıkarılabılır? Elbette bu sorunun anlamı, felsefe çalışmalarından mantığı dışlamak ve felsefeyı mantıksız du zensız duşunceler orgusu olarak belırlemek değıl Ama, felsefe araştırmasını tutarlı duşunmenın bıçımsel yanına dayalı mantıksal akıl yurutmeyle belırlemek ve betımlemeyı bu araştırma alanından koparıp atmak, fel sefeyı bır tur bılıme donuşturmekle olanaklıdır Oysa felsefe, herhangı bır bılım çalışma sında zorunlulukla olması gereken bır dış nesneye sahıp değıldır Gerçı mantığa dayalı akıl yurutmenın de dışarda bu lunabılecek bır nesnesı yoktur, ama, mantık, ıçenkten olabıldığınce arınmış bır ışleyışe sahıpken, felse fe, kavramların ıçerdığı anlamların peşıne duşmesıyle mantıktan farklılaşır Bu bakımdan yıne Nermı Uy gur'un şu sozlerıne baş vurmakta fayda var "Te mellendırmede fılozof dunya olaylarını genel geçer kurallar (orneğın yasalar) altında top lamakla uğraşmaz, hele olayları tanıtlamak gulunç bır odevdır fılozof ıçın Fılozof konu şur Olayları dılde yansıtırken başvurduğumuz kılıt kavramları (sozlerı) bınbır kullanışıyla betımler Dıleğı, konuşmasıyla olanı gostermektır Fılozofun temellendırmesı, en bonunda aşağı yukarı şoyle der Ben kav ramların ışleyışınde bu kadarını gorebıldım " (3) Felsefenın Turkıye dekı gelışımın de, bu sozlerdekı alçakgonullu vurgunun buyurgan tonlamalardan çok daha fazla etkılı olacagına ınanıyorum, çunku felsefenın, ınsanların zıhnıne kendı dogrularımızın sınırlarını çektığımızde değıl de duşunceyı kendı ıç ışleyışınde ozgur bıraktığımızda gelışıp zengınleşecek bır uğraşı olduğunu duşunuyorum (1)Bkz Cumhurıyet Bılım Teknık Ekı Sayı 514 25 Ocak 1997 Turkıye de Felsefe Araştırmala rından Bahsedılebılır mı? Arda Denkel Des cartes flkırlerını ortaya attığında ne gıbı bır ruh halı ıçındeydı, bu fıkırler gunumuzde hâlâ guncel mı dır kadın haklarına bılımsel teknoloıık gelışmple re ters mıdtr uygun mu felsefecı çevre ve kent so runları hakkında nasıl duşunur kultur yaşamında loplumsal sorunlar karşısında yozlaşma vb olgular onune onun rolü ve gorevı nedır? Daha zıyade munazara konuları kımı meslektaşlarım bana gucenmesınler bence bunlann hıçbırı ger çek felsefe sorunu felsefe araştırma konusu değıl bunları tartışmak ıçın pek bır felsefe bıl gısıne yahut felsefecı olmaya da gerek yok (2) Nermı Uygur Felsefenın Çagrısı Y K Y Istanbul 1995 s 38 (3) Nermı Uygur a g y s 64 Yüksek öğrenim, etkinlik ve özelleştirme Nıhal Yıldınm Mızrak* U (*) I.Ü. Felsefe Bölumu'nde Yrd. Doç. Dr. lkemızde yuksek oğretım sıstemınde reform tartışılırken, uzerınde en fazla durulan konulardan bırı de eğıtımın malıyetı olmaktadır Nıtekım, gunumuzun gozde polıtıkası özelleştirme uygulamalarının egemen olduğu ortamda genelde eğıtımın ozelde ıse yuksek oğretımın malıyetı uzerınde tartışmalar daha da yoğunlaşmıştır öyle kı, yuksek oğretımde uygulanacak özelleştirme polıtıkasının devlet uzerındekı malıyetını azaltacağı hususu da buyuk oranda yandaş toplamaya başlamış, yuksek oğretımde etkinlik ıse dığer sorunlar arasında hakettığı yerı bulamamıştır Yuksek oğretımde etkınlığın arttırılmabinda özelleştirme uygulamasını sorgulamadan once, Turkıye'dekı özelleştirme uygulamalarının kaynağına kısaca goz atalım Bılındığı gıbı, ulkemızde 1980 sonrası ekonomı polıtıkasında keskın bır dönuşum yaşanmıştır 24 Ocak 1980'de uygulamaya konulan bu polıtıka bır dızı "ıstıkrar onlemlerı" getırdı Temelde serbest pıyasa ekonomısı ve onun kapıtalıst felsefesıne ağırlık kazandırmayı hedefleyen bu ıstıkrar onlemlerı arasında kamu sektorunun ekonomıdekı payının azaltılması da yer almaktaydı Dolayısıyla ekonomıdekı özel sektör payının yanı serbest pıyasada rekabet koşulları altında her alanda mal ve hızmet ureten ozel sektör kuruluşlarınm sayısı arttırılmak ıstendı öyle kl, bazı ortamlarda eğıtım ve sağlık gıbı sosyal hukuk devletının temel gorevlerı arasında sayılan hızmetler de yoğun tartışmalara konu oldu 198O'lı yıllarda gelışmış ve gellşmekte olan ulkelerın çoğunda uygulanan "ekonomıde serbest pıyasa modelıne geçışe yonelık uyum ve ıstıkrar polıtıkalan" eğıtimın ya da sağlığın arz ve talebını dığer mallarla ayrı tutmuş, orneğın, eğıtımın arz ve talebinın kendıne ozgu ozellıklerı ıle eğıtımın toplum kalkınmasındakı yerı çoöunlukla gozardı edılmıştır. Oysa eqıtım ya da sosyal guvenlık alanlarında dar an lamda özelleştirme uygulamalarının sakıncaları bırçok araştırmada ortaya konulmuşturf) Dolayısıyla konunun genış anlamdakı özelleştirme bazında tartışılması daha doğru olacaktır Dığer bır ıfadeyle, kamu sektorunun yanı sıra, ozel sektorun de eğıtım kurumları açarak hızmet vermesının bu alanda rekabetı ve yuksek oğretımde etkınlığı arttırıp arttırmayacagına bakılmalıdır Genış anlamda özelleştirme herhangı bır faalıyette ozel uretım ve ozel fınansmanın rolunun arttırılması olduğuna gore, eğıtımde ozelleştırme(") genelde eğıtım, ozelde ıse yuksek oğretımde devletın payının azaltılması olarak sorgulanmalıdır Özelleştırmenın yuksek oğretımde global etkınlığın (ıçsel, dışsal ve kurumsal etkınlığın) arttırılmasında alternatıf bır çbzum olup olmadığını ıncelemeden once etkinlik kavramlarının kısa bırer açıklamasını yapalım Yuksek oğretımın ıçsel etkınlığı, bılgı edınılmesı ıle bunun aktarılmasına ılışkın orgutlenmedır Içsel etkinlik, ayrıca yuksek oğretımdekı tum oğrencı sayısı ıçınde dıploma almış olanla rın oranını da kapsamaktadır Toplumun ve ıktısadı sıstemın yuksek oğretım açısından demokratıkleşme duzeyını olçecek olan kavram da kuramsal etkınlıktır Insan ıhtıyaçlarını karşılamaya yonelık mal ve hızmet ureten pek Eğitimde global etkinliği arttırmada 3 öneri rının gelıştırılmesı ve teşebbuslerın faalıyet lerınde malı ve ıdarı ozerklığe sahıp olmalarından kaynaklandığı goruştı ağırlık kazanmıştır Dığer bır ıfadeyle, bır sektorde rekabet şartlarının arttırılması, etkınlığın arttırılmasında mulkıyetın devrınden çok daha onemlı bır belırleyıcıdır O halde, eğıtım hızmetı sunan kuruluşlar bu açıdan değerlendırılmeh ve eğıtım alanında yaratılacak rekabetın yuksek oğretımde de etkınlığı arttırabılecegı hususu ıncelenmelıdır Ulkemızde yuksek oğretımde etkınlığın duşuk olduğunu gosteren bılımsel araştırmalarda eğıtımde özelleştirme konusunda ıkı farklı goruşle karşılaşılmaktadır Konuya fınansman açısından yaklaşanlara gore, eğıtım polıtıkası devlet tarafından belırlenmesıne karşın, devlet denetımı altında, eğıtım hızmetının devletın yanında ozel kuruluşlarca arz edılmesıne ızın verılmektedır Devletın burada amacı, yuksek oğretımı denetımı altında tutmak ve fınansmanın bır kısmını ozel sektore kaydırmaktır Konuya eğıtım felsefesı açısından bakılırsa, fınansmanın ozel sektore devrı yanında, eğıtımın nasıl olacağı kararı da bu hızmetı arz eden kuruluşlara bırakılmalıdır Soz konusu kuruluşlann bu hızmetı, ıktısadı sıstemın ve toplumun beklentılerı, dığer bır ıfadeyle hızmetı talep edenlerın tercıhlerı doğrultusunda vermelerı durumunda dışsal ve kurumsal etkinlik artacaktır Boylece, ulkemızın kıt kaynaklarından eğıtıme ayrılan pay, eğıtım hızmetı talep edenlerın tercıhlerı doğrultusunda daha etkın bır bıçımde dağıtılabılecektır Konuyu bıraz daha ıktısadı mantıktan ınceledığımızde, serbest pıyasa duzenınde herhangı bır mala olan talep arttığında o malın fıyatının yukseldığını ve uretıcinln de fiyatı artan bu malı uretmeyı teroıh edeceğını goruruz Aksi durumda ıse, fiyatı duşen mal uretılmez Aynı şekllde, eğıtım hızmetı alanındakı yatırımlar da tuketıcının yanı eğıtım hızmetı talep edenlerın tercıhlerı yonunde yapılacak, tercıh edılmeyen eğıtım kuruluşları malî kaynak doğrultusunda ye nlden gözden geçırecekler ya da pıyasadan çekılmek zorunda kalacaklardır O halde, yuksek oğretımı mızde yaşanan sıkıntılar ve etkinlik verılen dıkkate alındığında, bu alanda global etkinliği arttırmaya yonelık çözüm önerileri şunlar olabılır 1. Genelde eğıtımın, ozelde ıse yuksek oğretımın ozelleşmesı konusunda özel unıversıte yalnızca bır seçenektır özel unıversıteyı devlet unıversıtelenne yardımcı olarak algılamak ve rekabetı arttırıcı bır unsur olarak gormek temel stratejı olmalıdır Ayrıca, gerek devlet gerekse ozel unıversıtelere ıdarı ve bılımsel ozerklık sağlanmalıdır Bu, etkınlığın vazgeçılmez koşullarından bırıdır 2. Bırıncl onerıye ek olarak, devletın özel kuruluşlara fınansal desteğı yalnızca araştırma projelerınde olmalı devlet unıversıtelerını haksız rekabete maruz bırakan uy gulamalardan kaçınılmalıdır Bunun yanı sıra, fınansal destek sağlanan araştırma projelerı objektıf olçutlerle sıkı bır şekılde denetlenmelıdır Nıtekım, ulkemızde kamunun kıt malı kaynaklarının onemlı bır kısmının kuruluş aşamasındakı ozel unıversıtelere aktarılması, malı ozerklığı olmayan devlet unıversıtelerının durumunu daha da zorlaş tırarak rekabet etmelerını hemen hemen ımkânsızlaştırmaktadır 3. Eğıtım hızmetlerınde ozel sektorun payının artmasının bu hızmetın ekonomık yonden guçlu grupların tercıhlerı doğrultusunda şekılleneceğı ve yuksek kapasıtelı bıreylerın sıstem dışında kalmasına yol açacağı yolunda endışeler vardır Bu du rumda ozel unıversitelerı de kapsayan genel bır burs sıstemı bu olumsuzlukları gıderebılır Ancak, bu sıstem malı fınansmanla donatılmalı ve bursıyer oğrencılerın seçımınde objektıf olçutlerı dıkkate alacak, sı yası karar sıstemınden bağımsız, bır kurul ongorulmelıdır şebbusun etkınlığı karşılaştırılmıştır Lıteraturde bu alanda yapılan çalışmaların ÇOT ğunda ekonomık performanstakı bır lyıleşmenın, mulkıyetın kamudan ozel sektöre devrı değıl, daha zıyade rekabet koşulla t Dfpnotiar (") Sosyal guvenlık alanındakı özelleşllrmo örnefil açısından bakınız Yıldınm Mızrak Nıhal Sosyal uuvonlık alanındakı gnllşmaltif vr hırrt/B//e,tırıım öıımğı Şılı Özel Emekllllk Sklemı Mülklyslllar Blrlifll Osrgısl, Sayı 152 ubat 1993 s 43 Yıldınm Murak N Şıll Ulusal Özel meklllık Sısttıınının sosyal guvenlık ılkelen ve ILO norm lan açıstndan sakını.alan If letm* ve Flnans, Yıl 8 Sayı 84 Mart 1993 s 4b 19 (") Aslında ulkemızdekı uygulamalara bakıldıgında eâıtımde ortaya çıkan olgunun özelleştirme dsn zlyade "özelleşme" kavramı ıle daha lyı ıfade edllebllecegi kanısındayıpı * Inönu Unlv. Iktlsat Böl. Öğr. Gör. Malatya 5384