02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

EDİTÖRE M E K T U P T A R T I Ş M A Jurassic Park, korku romanı değildir Murat Turkoğlu C umhurıyet Bılım Teknık dergınızın 25 Ocak 1997 tarıhlı sayısında Edıtore MektupTartışma bolu munde A.M.C. Şengor tarafından yazılmış yazıda Mıchael Crıchton'ın romanla rını 'orıjınallıkten uzak ve sığ gotık eser ler' olarak tanımlamasını haksız bır de ğerlendırme olarak buluyorum Burada yapılan ılk hata kurgu turunde (fıctıon) yazılmış bu romanları bılımsel bır araştırma makalesını ıncelermış gıbı ıncelemektır Yazarın da Jurassic Park'ın son sozunde belırttığı gıbı 'Bu eser tumu ıle kurgudur, yorumlar ve hatalar yalnız ca yazara aıttır' Bu tur eserler okuyucunun duş dunyasını zengınleştırmekte, bı lıme yonelme ve bılımsel araştırma ısteklerını teşvık etmektedır Yazarın eserlerı 100 yıl sonra olabıleceklere ışaret eden klasık bılımkurgu romanları değildir Genetık teknolojinın başarıları bugun somut urunler olarak elımızdedır Insan buyume hormonu, ınsan ınsulını, pek çok yenı antıbıyotıkler, aşılar rekombınant DNA teknolojısı ıle bakterılere ımal ettırılmektedır Genetık olarak modıfıye edılıp değışık ozellıkler kazandırılmış bıtkılere, hayvanlara sıradan endustrıyel urunler gıbı patent alın maktadır özetle Jurassic Park'ın kurgusu gelecek uzerıne değıl bugun uzerınedır Jurassic Park bır korku romanı olarak sınıflandırılamaz Kıtap etçıl dınozorların ınsanlara ve dığer otçul dınozorlara saldırmasını ana fıkır olarak değıl ama temayı susleme ogelerı olarak kullanmıştır Kaldıkı bu saldırılar bugun tabıatta yer alan vahşı hayvan saldırılarından farklı değildir Romandakı dınozorlar otçul, etçıl, kuçuk, buyuk ve uçan dınozorlar gıbı turler olarak çok ayrıntılı bır bıçımde tanımlanmışlardır Okuyucuya dınozorların değışık zamanlarda yaşamış çok değışık boyutları olan genış bır canlı grubu oldu ğu fıkrı başarılı bır bıçımde verılmektedır Kıtapta ortaya konan ve tartışılan du şunceler, yaşamın sınır tanımayacağı kı sıtlanamayacağı, geçmışın aynı ozellıklerı ıle ızole bır şekılde tekrar ınşa edıle meyeceğı ve ele avuca sığmaz teknolojılerın sorumsuzca ve sığ bır zekâ ıle kul lanıldığında yıkım ve olum getıreceğıdır Yıne kıtapta vurgulanan ana temalardan bırı de gunumuz teknolojılerını ıcat eden ve uygulayan teknısyenlerın ve hatta bı lım adamlarının o konu uzerındekı sınırlı tecrubelerıne rağmen sıstemı kontrol al tında tutma kabılıyetınde olduklarını sanma yanılgılarına değınmesıdır Özellıkle sozkonusu sıstem canlıları ıçerıyor ıse hıç hesapta olmayan sonuçlar ortaya çıkabılır, orneğın kurbağa DNA'sı eklene rek tamamlanan dınozor DNA'sı sonucu yapılan hayvanların beklenenın aksıne ureme kabılıyetı kazanmaları gıbı Sayın Şengör yazısında 'Crıchton'un kahramanı lan Malcolm haklı olsaydı dunyadakı tum buyuk hayvanat bahçe lerının kuruluşları akabınde başlanna çok buyuk felaketlerın gelmesı gerekırdı' dıyor Aynı yorumu kıtapta Gennaro, Malcolm'a karşı yapıyor ve Malcolm buradakı durumun sıradan bır hayvanat bahçesınden çok daha hırslı bır proje olduğunu ve başka bır zamana aıt yaratık ların bırbırlen ıle karışmalarının, adadan kaçmalarını onlemenın, veya bugunku dunyanın ekosıstemı ıle etkıleşmelerını onlemenın ımkansızlığına değınıyor (Jurassic Park, Ballantıne Books, New' York, 1990, sayfa 90 91) Kaldıkı basıt hayvanat bahçelerınde bıle hayvanlar sık sık kaçmaktadır veya bakıcılarına saldırmaktadırlar Yıne yazısında sayın Şengor, Crıchton'u 'bılım duşmanı' olarak nıtelemek tedır Bu çok haksız bır yargıdır öncelıkle M Crıchton Harvard mezunu bır tıp doktorudur bılımsel bır eğıtımden geçmıştır Doğa olayları veya sosyal olayların tumu aynı hassasıyetle ve doğrulukla tahmın edılemez veya modellenemez Bu bılımsel temellı bır ıfadedır, bılıme aykırı bır ıfade değildir Matematıkçı lan Malcolm kıtapta yalnızca bunu vurgulamaktadır Kaos teorısıne değınılmekte turbulans hakkında goruşler sunulmaktadır Mıchael Crıchton un lan Malcolm aracılığı ıle vurguladığı yanılgı, muhen dıslerın veya sıstem tasarımcılarının ortaya koydukları eserlerıne aşırı bır guven duymaları ve her şeyı basıte ındırgeme ve kontrol altında tutulduğunu duşunme alışkanlığıdır Başlangıç şartlarına çok hassas bır şekılde bağlı olan bır olay karşısında (doğa olayı veya sosyal olay lar) basıte ındırgeme olay hakkındakı kavrama gucumuzu tumu ıle yok eder ve başarılı bır model oluşturulamaz (örneğın bır tayfunun başarılı bır matematık modelını oluşturamamak veya ABD'nın Iran Devrımı'nı tahmın etmedekı başarısızlığı gıbı) Başlangıç şartlarına hassas olarak bağlı kompleks olaylarla dolu dunyamızda her kım her şey kontrol altında dıye ıddıa edıyorsa orada sarsıcı olaylara karşı hazır olmalıyız ve Jurassic Park'ta olan da budur Bu yaklaşım bılım duşmanlığı değıl bılımın kendısıdır Yazarın bır dığer eserı olan 'The Andromeda Straın' 1969'da yayımlan mıştır Dış uzaya gıden ve dunyaya gerı dönen uzay araçlarının taşıyabıleceğı tehlıkelı rnıkroorganızmalar temelınde kurgulanmış bır romandır Yazar kıtabın sonunda okuyucuya konu ıle ılgılı arala rında çok sayıda unlu bılımsel dergının de yer aldığı 50 adet referans sunmakta dır Yanı okuyucuyu kendı kurgu romanı ıle sınırlamamakta mıkrobıyoloıı, bıyofızık ve tıp alanında bır yayın lıstesı onermektedır Bu da M Crıchton'un okuyucuyu duşunmeye ve araştırmaya teşvık ettığının bır kanıtıdır Bugun vırus ler ınsanlık ıçın gerçek bır tehdıt oluşturmaktadırlar, dış uzaydan olmasa da bu gezegene aıt vıruslere karşı bılım çok başarılı sayılamaz eğer ebola salgınını hatırlarsanız bu hastalık bılım adamlarının çabası ıle değıl vırulensının çok yuksek olması ve genış bolgelere yayılmadan tum kurbanlarını hızla oldurmesı sayesınde hızı kesılmıştır Bu vırus hastalıkları ve benzerlerının ortaya koyduğu felaket tabloları bılımsel bır gerçektır, bır Mıchael Crıchton romanı veya felaket tellallığı değildir Mıchael Crıchton'un tum romanlarını ınsan zekâsının parıltılarından zevk alanlara tavsıye ederım Aşağıda kıtaplannın bır lıstesını sunuyorum Kurgu Turünde 1. The Andromeda Straın 2. The Great Traın Robbery 3. The Termınal Man 4. Eaters of the Dead 5. Congo 6. Sphere 7. Jurassic Park 8. Rısıng Sun 9. Dısc losure 10. The Lost World Belgesel/Anı 1. Fıve Patıents 2. Jasper Johns 3. Electronıc Lıfe 4. Travels kelerın felsefe standartlarıyla olçul mesı doğru değildir Bu savımın ondayanağı şudur Evrensel felsefe diye bir şey yoktur; ama felsefe sorunları evrensel olabılır. Bu sorunlar, mutlaka bellı bır dılkulturde ele alınır ve o dıl kulturun buyuk olçude damgasını taşır Hatta bu damga, kımı zaman doğrudan doğruya sorunun varlığını bıle belırler Bu yuzden her felsefe sorununun bıle evrensel olduğu soylenemez Kuşkusuz bu sozlerımle gozlerımızı dunyaya kapayarak kendı felsefemızı yapalım demek ıstemıyorum Kendı felsefemızı yapmak ıçın bıle ulkemız dışın da, özellıkle felsefe geleneğının oteden berı surdurulduğu ulkelerdekı felsefenın durumuna bakmak, bu bakışla edındığımız kazanımlarla kendı dıl kultur deger lerınruzı sureklı olarak yenıden bıçımlemek gereğı vardır Ama enınde sonunda bız, kendı hayatımızın felsefesını yapa cağız öte yandan bız, kendımızı Batı'dakı bazı felsefe merkezlerıne endeks lemekle onların dıkkatını çekeceğımızı sanmak yerıne, kendı yarattığımız felse fenın başkalarınca da dıkkate değer olmasına çaba gostermekle ancak onlar dan bekledığımız ılgıyı bulabıleceğımızı bılmelıyız Batı'da yapılan, katıldığım ba zı felsefe toplantılarındakı bır gozlemımı, burada anlatmak ısterım Bu toplantılar da Doğulu ya da Afrıkalı bır felsefecının Kant ya da Hegel ustune yaptığı bır ça lışmadan çok, orneğın bır Japon'un kendı dılı ustune soyledıklerının Batılı felse fecılerın ılgısını çektığını gordum Gunumuz dunyasında otekı alanlarda oldugu gıbı felsefe ıçın de Batı'da yonlendırıcı, behrleyıcı bazı merkezler var dır (1) Bırkaçı dışındakı tum ulkekulturler gıbı bız bu merkezlerde degıl çevre deyız (2) Eğer bır duşunce uydusu olmak ıstemıyorsak, bu merkezlerle ılışkı mızı sdğlıklı bır bıçımde kurmalıyız Bunun evrensel felsefe değıl ama dunya felsefesı ıçın de bırorneklılıkten kurtulmak, çokrenklılık kazanmak, dolayısıyld felsefenın genel olarak zengınleşmesı bakımından onemı vardır Merkezler karşısında çevrelerın ozerk lığının korunması, doğabılımcılerı ıçın belkı olanaklı olmayabılır (3) Ne de olsa "ustunde egemenlık kurulacak olan do ğa", Turk'un de Ingılız'ın de karşısında aynı bıçımde durur Ama aynı şeyı kultur bılımlerı ve felsefe ıçın soylemek olanaklı değildir Çunku kultur, ınsanın doğa gıbı hazır buldugu değıl, tersıne kendı yarat Felsefe Muhendisligi ve Turkıye de felsefe ı u yazı, başlıca olarak, Cumhunyet %Bılım Teknık'ın 514 sayısında ya"yımlanan, Arda Denkel'ın Turkı ye'de felsefe araştırmalanndan bahsedılebılır mu başlıklı yazısına eleştırel bır katkıda bulunma amacını taşıyor Ancak, amacımın ona uygun olarak anlaşılması ıçın, konuyla ılgılı bazı duşuncelerımı ıl kın genel bır çerçevede ortaya koymak ıstıyorum Dunya kulturlerının her alanda yoneldıklerı dıller olarak Ingılızce, Fransızca ve Almanca da yazılmış, gerek bu uç dılde gerek dunyanın gerı kalan tum dığer dıllerınde yapılan felsefe çalışmalarının kendılerıne gonderımde bulundukları felsefe yapıtlarının gunumuzdekı gorunu mune, dahası ıkı bın beşyuz yıllık felsefe tarıhıne bır goz atıldığında bır felsefecı boyle bır bakışı gerçekleştırebılmelıdır, felsefe yapmanın yalnızca bellı bır tarzı nın tum felsefe alanını kapsayamayacağı gorulur Bu tarzlardan yalnızca bırı de bızım burada "felsefe muhendıslığı" de dığımız şeydır Tıpkı uzman bır bılım adamının, orneğın bır kımyacının laboratuvarda bır deney yaparken gosterdığı tıtızlığe benzer bıçımde felsefe kavrdmlarını kılı kırk yarıcı us altında ışleyen bır felsefecının ça bası bırıncısınınkı kddar saygıya değer dır Bu ıkı durumda da araştırmacı ken dını onune koyduğu bu bırıcık konuyla, odevle sınırlar Hatta kımyacı ya da fızık çı ıçın bazon bu odev onun hıç ayırdında olmaksi7in Pentagon'un fınanse ettığı bır sorun bıle olabılır hzıkçı salt bılımsel kaygılarla somnuyla ugraşırken bunun bır sılah yapımında kullanılacağını aklının ucundan geçırmez bıle Yıne ABD'de felscfocılerın, ama bu kez onların da bıl gısı ve ıstencıyle hukuk ekonomı, yone tım alanlarında uzman felsefecı olarak kullanıldığı soylenıyor Bu durum, felse fenın kurumlaşmasının bır sonucudur Ama ne de olsa felsefe buradd bır ışe yarıyor Bır de hıçbır ışe yaramayan ge çen yuzyılda Nıetzsche'nın "akademık ıhtıyarlarla akademık gençler arasında yapılan zararsız bır gevezelık" dıye nıteledığı felsefe tarzı daha vardır kı, bu da yıne uzman felsefecılerın yaptığı, boşu boşuna kavram çozumlemelerıdır Ister yararlı ıster 'zararsız" olsun bu tarz fel Ömer Nacı Soykan * sefecılere, çalışma alanlarının darlığı, ke sın sınırlılığı ve tıtızlıklerınden dolayı "felsefe muhendısı" adını verıyorum Muhendısın daıma pratık bır yararı gözettığı soylenıp, yararsız felsefecılerı aynı adlandırma kapsamına almama ıtıraz yararı gozettığı soylenıp, yararsız felsefecılerı aynı adlandırma kapsamına almama ıtıraz edılecekse, "kaldırım muhendısı" deyımını anımsatmak ısterım" Oysa "felsefe" ("phılosophıa") adı, kendısının ne olduğunu bıze açıkça soy ler Bılgelığı sevmek, ıstemek, onun ardında olmak Bu da bızı felsefecı olarak doğrudan doğruya yaşam sorunlarıyla ılgılenmeye goturur Gunumuzun ve geç mışın buyuk fılozoflarından hıçbırı, on lar, orneğın Hume, Kant, VVıttgensteın gıbı ne denlı bılgıkuramsal sorunlarla uğ raşmış olsalar da asla somut yaşama sırtını donmuş, salt bır uzman tutumun da kavram çozumlemelerıyle yetınmış değildir Kuşkusuz uzman bılımcı degıl se bıle, bır Eınsteın, bır Oppenheımer gıbı bılım adamı da kendısını yaptıgı ışle sınırlamayıp, her şeyden once sorumluluk bılıncıne sahıp bır ınsan olarak bu ışın toplumsalahlakı sonuçları uzerıne eğilır Ama bu tu tum, "fılozof" adına layık bır kışı ıçın aynı zamanda kendı uğraşına ılışkındır Fılozofun somut yaşam sorunlarını fel sefı tarzda araştırması, felsefe etkınlıgının dışında tutu lamaz Bu konulardakı felsefı tutumu, sorunların kendılerı değıl, onların nasıl ele alındığı ışlendıgı çozumlendığı, serımlendığı belırler "Çevrp ve kent sorunları yozlaşma kultureltoplumsal konular" ve benzerlerı, Denkel'ın deyışıyle, bır "munazaracı" yaklaşımı ıle sunulabıldığı gıbı, felsefe tarzında da ortaya konabılır Yeterlı genellık ve onemde olan her alan, felsefenın bakışı onune çıkarılabılır Ve tersıne, her sorun 'munazara konusu" olabılır Bu, bır duzey ve nıtelık ışıdır Yoksa Denkel, bu sozlerıyle felsefeye bılgıkuramı ve var lıkbılım dışında hıçbır alan tanımamak gıbı bır dar kafahlığı mı savunmak ıstıyor? Adı geçen yazının buyuk bır bölumu, bılım ve felsefe yayınlarının atıf endeks lerınce taranan dergılerdekı görunumu ustune olan nesnel bılgılerden oluşmaktadır Kuşkusuz bu bılgılerın eleştırılecek bır yonu yoktur Ancak Denkel, ara ara, yukanda da değındığım gıbı, kımıne katıldığım, kımıne katılmadığım bazı değerlendırmeler yapıyor Ustelık soz konusu bılgılerın yazıya verdığı hava da IngılızAmerıkan merkezcı, bır felsefe muhendısı tutumu kokusu verıyor Denkel, neredeyse elıne bır metre alıp, felsefedekı boy olçumuzu çıkarmaya kalkacak(') Onun kanısının tersıne "ulkemızın felsefe araştırma performansının" bu yayınlar goz onunde tutularak olçulmesının doğ ru olmayacağına manıyorum Nasıl kı Denkel'ın haklılıkla soyledığı gıbı, felse feyı başka bılımlerın standartlarına gore değerlendırmek yanlış ıse, Turkıye'dekı felsefenın de benzerı bıçımde başka ul Boyumuzun ölçüsü ne? 5784
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle