02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ERGENLİK SORUNLARI Ergenlik dönemi ve sorunları Soru ve cevaplarla ergenlik dönemi ve sorunları Şükrii Hatun * E rgenlik, halk arasında "Delikanlılık" olarak bilinen yaşamın zor ve karmaşık bir dönemidir. Bu dönem boyunca çocuklar bedensel ve ruhsal olarak önemli değişiklikler geçirirler ve sonunda erişkin insanlar olarak yaşamlarına devam ederler. Ergenlik dönemi çok hassas bir dönemdir ve bu dönemde oluşan ruhsal veya bedensel yaralanmaların izlerinin yaşam boyu süreceği unutulmamalıdır. Bu nedenle ergenlik döneminde gerçekleşen bedensel değişikliklerin ve bu döneme özgü sorunların çocukların kendileri, anne/babalar ve öğretmenler tarafından iyi bilinmesi gereklidir. Ergenlik kaç yaşında ve nasıl başlar? Ergenlik belirtileri kızlarda 813 yaş arasında (ortalama 1111.5 yaş), erkeklerde 914 yaşa arasında (ortalama 11.512 yaş) başlar. Ergenlik belirtilerinin başlaması ve ilerlemesi kızlar ve erkekler arasında farklılık gösterir. Genel olarak ergenlik kızlarda memolerin, erkeklerde testislerin (yumurta lıkların) büyümesi ıle başlar. Kızların % 15'inde ilk bulgu genital bölgede kıllanma, nadiren de adet kanamasının başlaması olabilir. Erkeklerde testıs büyümesini farketmek zor olduğundan genital kıllanmanın ilerlemesi ile ergenlik değerlendirilir. Ergenliğin başlangıcında kızlarda tek taraflı meme gelişimi olması normal midir? Bazen kızlarda ergenlik tek taraflı meme büyümesi ile başlar ve diğer memede büyümenin başlaması 6 ayı bulabilir. Bu durum normaldir. Bununla birlikte memeler arasındaki bu gelişim farklılığı daha uzun sürer ve çok belirgin olursa bir hekime başvurmak gereklidir. Ergenliği başlatan olaylar nelerdir? Ergenlik, beynin hipotalamushipofiz adı verilen bölgesinden salgılanan hormonların etkisiyle başlar. Bu hormonları salgılayan hücreler ergenlik yaşına kadar "uykudadırlar". Bu hormonlar kızlarda overleri, erkeklerde testisleri uyararak cinsiyet hormonlarının (kadınlarda östrojen, erkeklerde androjenler) salgılanmasına neden olurlar. Cinsiyet hormonları ise her cinse özgü fiziksel özelliklerin (meme büyümesi, genital bölgelerde kıllanma, erkek tipi kas gelişimi gibi) oluşmasını sağlar. Genel olarak kızlarda meme gelişiminden sonra genital bölgede ve koltuk altlarında kıllanma ve sonraki 2 yıl içinde adet kanaması başlar. Adet kanaması 1016 yaş arasında (ortalama 12.8 yaş) başlayabilir ve genellikle ilk yıllarda düzensiz kanamalar olur. Ergenlik belirtileri başladıktan sonraki 1 yıl içinde hızlı boy uzaması olur ve buna "büyüme patlaması" denir. Kızlar bu dönemde yaklaşık 25 cm uzarlar. Genel olarak adet kanaması başladıktan sonra kızların boyu 5,6 cm kadar uzar. Erkek çocuklarda ergenlik testislerin (yumurtalık) büyümesi ile başlar ve daha sonra genital kıllanma, penis boyutlarında büyüme, erkek tipı kas gelişimi ve daha geç dönemde sakal ve bıyık bölgesinde kıllanma ile devam eder. Erkeklerde "büyüme patlaması" kızlara göre daha geç dö nemde olur ve ergenlik döneminde boyları 28 cm kadar uzar. Erkek çocuklarda ergenliğin ortasında "cinsel boşalma" olabilir. Ergenlik dönemi sonunda kızlar ve erkekler üreme yeteneği kazanırlar. Genel olarak kızlarda 8 yaşından erkeklerde 9 yaşından önce ergenlik belirtilerinden birisinin veya birkaçının birlikte başlaması erken ergenlik olarak kabul edilir. Erken ergenlik meme gelişiminin erken olması şeklinde kızlarda daha sık görülür. Bunun yanında tek başına genital kıllanma veya adet kanaması şeklinde de erken ergenlik başlayabilir. Kızlarda bu şekilde görülen erken ergenlik genellikle hormonal kaynaklı değildir. Bununla birlikte erken ergenlik bazen önemli bir hastalığa bağlı olabilir veya hemen tedavisi gereken özelliklere sahip olabilir Bu nedenle bu tür sorunu olan çocukların çocuk endokrinolojisi uzmanlarına gönderilmeleri gereklidir. mektir? nolojisi uzmanlarına başvurulmalıdır. Erkeklerdeki ergenlik gecikmesi ile birlikte boy kısalığı da vardır ve genellikle geçici özelliktedir. Bu çocukların kemik yaşları geridir, bu nedenle de büyüme basamaklarını geriden çıkarlar ve ergenliğe geç girerler. Bu çocukların yakın akrabalarında da benzer sorunlar vardır. Ergenlik gecikmesi olan erkek çocukların büyüme ile uğraşan hekimler tarafından izlenmesi gereklidir. Ergenliğin erken başlaması ne deŞimdi bu ilkelerin beyinde zekice bir kestirimin oluşumunda nasıl etkili olduğuna bir göz atalım. Düşünceler, duygu ve anıların bileşimlerıdir bir bakıma, henüz eyleme dönüşmemiş (belki de asla dönüşmeyecek) devinimlerdir. Bunlar beyinde her biri bir nesne, etkinlik, ya da soyutlamayı temsil eden zamanuzamsal örnekler olarak yer alırlar. Beyindeki tek bir düzgü, yalnızca bir milimetrelik aralıklarla en azından birkaç yüz sinir hücresinin devreye girmesini gerektirir. Ruhbilim uz manı Donald O. Hebb'e göre, bellekte bir çağrışımın uyanması, aynı türde bir etkinlik örneğinin yeniden düzenlenmesınden başka bir şey değildir. Uzun dönemli anılar, uyarılma sinyalini bekleyen don durulmuş örneklerdir. Beyindeki kımi örnekler kalıcı olmalarına karşın, kimileri kısa ömürlüdür. Kısa dönemli anılar, en son zamanuzamsal örnekten arda kalan sinir hücrelerinin bağlantı noktalarındaki geçici direnç ya da güç farkhlıklarıdır. Kısa süreli örneklerden uzun süreli bir ömeklemeye geçiş sürecı tam olarak bilinmemekle birlikte, yapısal değişimlerin kimi zaman hücreler arasındaki bağlantıların güçlü ve kalıcı kılınarak sınirsel etkinlik örneğinin iyice pekiştirilmesi sonucunda meydana geldiği sanılıyor. Darvvinci bir anlak örneğinde, devinime geçirilmiş bir çağrışım beyinde bir "işlev alanı" edinebilmek için ötekı çağrışımlarla bir çekişme içine girer. Düşünenin o an içinde bulunduğu ortam ve geçmişteki ortamların çağrışımları bu çekişmeyi olumsuz yönde etkileyebilir ve ortaya çıkmakta olan düşünceye bir biçim verebilir. Etkin bir beyinsel düzgü, tıpkı bir faks makinesinin uzağındaki bir kâğıt üzerinde kopyalar üretmesi gibi, beynin bir bölürnünden başka bir bölümüne geçer. Beyinde de zamanuzamsal örneklerin bir milimetreden daha az bir uzaklıkta kopyalanması için belli devreler vardır. En basit örneğin yinelenerek kopyalanması sonucunda beynin bir bölgesi ele geçirilir. Bu kuramsal düşüncelerden ortaya çıkan görüntü bir yorganı andırır. Bir düz Ergenliğin kızlarda 13, erkeklerde 14 yaş tamamlandığı halde başlamaması durumunda gecıkmiş ergenlikten sözedilir. Ergenlik gecikmesi erken ergenliğin tersine erkek çocuklarında sık görülür. Ergenlik gecikmesi olduğunda bu durum ya geçicidir (bir süre sonra ergenlik kendıliğinden başlayacaktır) ya da kalıcı bir bozukluk söz konusudur. Kalıcı bozukluk olduğunda H i po go nodizmd'den söz edilir. Kızlarda 16 yaşına kadar adet kanaması olmamışsa mutlaka kalıcı bir bozukluk vardır. Bu nedenle kızlardaki ergenlik gecikmesi ciddiye alınmalı ve mutlaka çocuk endokrigünün ötekilerden daha başarıh bir biçimde kopyalanmasıyla kimi bölgelerde genişleme olur. Meyve tabağından elma mı, yoksa muz mu alacağımız yolunda bir karar verirken, beyindeki elma düzgüsü ile muz düzgüsü aralarında bir kopyalanma savaşımı verirler. Bunlardan bir tanesi eylem devrelerini devinime geçirmeye yetecek sayıda etkin kopyaya ulaştığında elimiz, söz gelimi, elmaya uzanacaktır. Gelgelelim bu süreç içinde muz düzgülerinın yok olması gerekmez. Bunlar belleğin bir köşesinde bilinçaltı düşünceler olarak bekleyebilir ve çeşitli değışimlerden geçerler. Birinin adını anımsamaya çalıştığınızda ve başında bir sonuç alamadığınızda, aday düzgüler yarım saat boyunca, ta ki aranan ad ağzınızdan bir çırpıda çıkıncaya dek, sürekli olarak kopyalamayı sürdürür. Işte o anda zamanuzamsal izlek eninde sonunda istenen düzgüyü yakalamış ve bunun çok sayıda özdeş kopyasını üretmiştir. Ergenliğin geç başlaması ne demektir? Erkek çocuklarda ergenlik gecikmesi sık olmayarak kalıcı bir bozukluğun sonucu olabilir. Bu nedenle 14 yaşını geçtiği halde ergenlik belirtileri başlamayan çocuklarda bazı hormonal tetkikler yapılır ve kemik yaşları değerlendirilir. Bu tetkikler ile belirli bir neden bulunamayan ve ailesinde ergenlik gecikmesi olan çocuklara bir süre ergenlik hormonu (testesteron) verilmesi gereklidir. Bunun için çocukların kemik yaşlarının en az 12 yaş olmasına dikkat edilmelidir. Bu tedavinin amacı çocukların ergenliğe girmesini hızlandırmaktır. Belli bir süre sonra (36 ay) hormon tedavisi kesılir ve çocukların kendiliğinden ergenliğe girmesi beklenir. Böyle bir tedavinin mutlaka çocuk endokrinolojisi uzmanlarınca yapılması gerektiği unutulmamalıdır. Ergenlik gecikmesi olan erkek çocuklan ne zaman tedavi edilmelidir? 1016 yaş arasındaki orkek çocukların % 40'ından fazlasında geçici meme büyümesi olmaktadır. Buna tıp dilinde "jinekomasti" denilrnektedıt. Bu durum en sık 14 yaş cı varında görülmektedır. Ergenlik dönemindeki erkek çocuklarda görülen meme büyümesinin nedenı belli değildir. Bu çocuk ların meme dokusunun östrojen denilen ve meme dokusunu büyüten hormona karşı hassas olduğu ileri sürülrnektedır. Bu dönemdeki meme büyümelerinin % 75'i ilk 2 yıl, % 9O'ı 3 yıl içinde kendiliğinden küçülür. Geri kalan % 10'unda meme dokusu hem büyük, hem de uzun sürede küçülmeyebilir; bu durumda tıbbi veya cerrahi tedavi gerekebilir. Bu nedenle ergenlik döneminde görülen meme büyümesini bir hastahk olarak kabul etmemek gereklidir. * Doc. Dr., Kocaeli Üniv. Tıp Fak.Çocuk Sağlığı ye Has. ABD.Büyüme ve Endokrinoloji Ünitesi düzey zekânın ne denli sık aralıklarla ortaya çıktığını kestirmek güçtür. Ancak, her türün kaç zekâ öğesini barındırdığı sorusu, farklı türlerin beklentileri konusunda bir kıyaslama yapmamıza olanak tanıyabilir. Canlı türü, kavramlar ya da başkaca gereçler açısından geniş bir dağarcığa sahip mi? Yaratıcılığın neden olduğu karmaşa karşısında yeterınce dirençli mi? Birey farklı kavramları aynı zamanda barındırabilecek yoğunlukta zihinsel işlev alanına sahip mi? Kavramlar arasında yeni ilişkiler kurma yetisine sahip mi? Düşüncelerinı eyleme dönüştürmeden önce enine boyuna değerlendirebiliyor, onlara biçim verebiliyor mu? Bu süreç Darvvinci altı ilkenin tümünü içeriyor mu? Birey gerek uzun, gerek kısa erimli tasarılar yaparak geleceğıni güvence altına alabiliyor mu? Ergenlik döneminde erkek çocuklarda meme büyümesi normal midir? 1874 yılında, Darwin'in "Türlerin Kökeni" adlı yapıtını yayımlamasından on beş yıl sonra, Amerikalı ruhbilim uzmanı William James tıpkı Darvvinci biçimde işleyen zihinsel bir süreçten söz ediyordu. James'e göre, düşünceler beyinde birbirleriyle çekişiyor ve geriye yalnızca en iyi, ya da en "uygun" olanı kalıyordu. Darvvinci evrim nasıl ki iki milyon yılda daha iyi bir beyin yarattıysa, beynin içindeki benzer bir sürecin de sorunlara daha akılcı çözümler getirme yolunda etkili olduğu dü şünülebilırdı. Araştırmalar Darvvinci bir sürecin aşı sonrasında bağışıklık sistemini devinime geçirdiğini ortaya koyuyor. Aşıyı izleyen birkaç hafta boyunca hücrelerde meyduna gelen bir dizi degişiklik sonucunda bağışıklık sisterrıi dışarıdan gelen tehlikeye daha iyi karşı koyabilecek ve bedeni koruyacak antikorlar üretiyor. Darvvinci sürecin temel özelliklerini türlerin evrimi ve bağışıklıkla ilgili tepkiler konusunda bildiklerimizden soyutlayacak olursak, böy lesi bir düzeneğin altı ilkeden oluştuğunu görürüz. İlk olarak, bu düzenek işlevini belli örneklere dayanarak gerçekleştirmek zorundadır. Genetik açıdan bu örnekler temel DNA dizileridir, ama bir düşünceye bağlı olarak meydana gelen beyınsel etkinlik örnekleri de bunun kapsamına girebilir. Ikinci olarak, bu ömeklerin kopyaları oluşturulur. Üçüncü olarak, örnekler, gerek değişim, gerek yanlış kopyalama, ya da parçalarının yeniden karıştırılmasıyla sık sık farklılık göstermelidir. Dördüncüsü, değişen örnekler kısıtlı bir alanda yer alabilmek için aralarında çekişmelidir. Beşincisi, değişenlerin bu çekişmede göreceli bir üstünlük sağlamalarında çev renin etkisi vardır. Işte Darvvin'in "doğal ayıklanma" adını verdiği budur. Son ola rak da, bir sonraki örnekler kuşağı değişen örnekler içinde üstünlüğe sahip olanlar tarafından belirlenir. Cinsiyet ve iklimsel değişim bu altı temel ilke arasında yer almayabilir, ama bunlar Darvvinci bir sürece çeşni ve ivme kazandırırlar. Darwinci süreç Maymunlar daha zeki Şempanzelerde bunlardan bir iki tanesi eksik olmakla birlikte, bu canlılar günümüzün yapay zekâ programları kuşağından çok daha başarılılar. Tüm öğelere sahip olan canlılarda bile farkh zekâ düzeylerine rastlanabiliyor Dünyamızda karmaşık zekâya sahip olan canlıların sayısı neden daha fazla değil? Kıt bir zekâ her zaman çekinceli olabilir. Maymunlardan üstün bir zekâ da, yeniliklerin doğurduğu tehlikelerle tutuculuk arasında sürekli gidip gelmek zorundadır. öngörü, insana özgü ve onun dünyada uzun süre barınabilmesine olanak tanıyan bir özelliktir. Harvard Üniversitesi'nden Stephen Jay Gould'un belirttigi gibi, "Görkemli bir evrimin gücüyle zekâ denen bir kaza sonucunda dünyanın yöneticisi oluverdik. Bu görevi üstlenmek konusunda gönüllü olmadık, ama vazgeçmek de elimizde değil. Bunun için biçilmiş kaftan sayılmasak da, işte buradayız." Kaynak: Scientific American, Ekim 1994 Insanın yaratcı zekâsı Düşüncelerimizin büyük bir bölümü sürekli yinelendiği ve kurallara bağlı olduğu için, Darvvinci süreçler bilinen bir pastanın yalnızca kremasını oluşturabilir. Ne var ki, insan sık sık yaratıcılığını kullandığı sıradışı olaylarla karşılaşır. örneğin, akşam yerreği için ne hazırlayacağınıza karar verirken evde olanları gözden geçirir, birkaç seçenek düşünür ve bakkaldan daha neler almanız gerektiğine karar verirsiniz. Tüm bunlar birkaç saniye içinde olur. Işte bu da, büyük bir olasılıkla, görev başında olan Darvvinci süreçtir. İnsan zekâsı öncelikle devinim sorunlarına çözüm getirir ve zamanla daha soyut olanlara geçer. Üst düzey bir zekâya ulaşmanın başka yolları da olabilir, ama şimdilik bunun devinimle başlayıp gelişen bir süreç olduğu herkesçe kabul edilmektedir. Uzun dönemli canlı türlerinin ayakta kalmaları için gerekli koşullar ve evrimin geçirdiği aşamalar konusunda bildiklerimize bakılırsa, üst 5178
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle