Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
T A R T I Ş M A E D İ T Ö R E M E K T U P Meslek yuksekokullarının Türkçe tartışması sorunları S En an Tıııvt ı * M, Alı lşıksolugn* K urumlar yasalarla belırlenmış belırlı orgutsel yapılardan oluşur Bu yapılarda yer alan alt bırımlerın bırbırlerıyle olan ılışkılerı, ıletışım kanalları, emırkomuta zıncırı vb bağlantılar orgut şemaları ve prosedurlerle somutlaştırılır(1) Orgutun ışlerlığı, verım ve etkınlığı, bu orgutsel yapı ıle yakından ılgılıdır Yapıdakı belırsızlık ve kopukluklar, ılışkı ve ıletışım kanallarındakı tıkanıklıklar, yetkısorumluluk ve gorevın açıkseçık belırlenmemesı, orgutun performansını etkıleyen sorunların kaynağını oluşturur Ulkemızde gıderek yaygınlaşan Meslek Yuksekokulları orgutsel, yonetsel, eğıtsel, malı vb yonlerden buyuk sorunlarla karşı karşıyadır Bu sorunların onemlı bır kısmı yasal duzenlemelerdekı boşluk, belırsızlık ve yetersızlıklerden, bır kısmı da yonetımlerın hatalı uygulamalarından ya da zorunluluklardan kaynaklanmaktadır O nedenle, bu okulların sorunlarına çozumler aranırken oncelıkle yasalardan kaynaklanan yapısal sorunların uzerınde durulmasında yarar vardır (1,2) SorunlarÖneriler • Meslek yuksekokulları genellıkle tek ya da ıkı bolumlu, tek ya da çok programlı olarak açılmaktadır Tek boium ve tek programlı ya da oğrencı sayısı çok az olarak açılan okullar, sabıt gıderlerın fazla olması nedenıyle kaynak ısrafına yol açmakta, eğıtımoğretımde verımlılık sağlanmamaktadır Bu ve benzerı sakıncaları önlemek ıçın Meslek Yuksekokulları, Teknık Bılımsel, Sosyal Bılımler ve Gıda ve Sağlık Bılımlerı olmak uzere uç okul tıpı altında toplanmalı ve her bırı ancak ıkı ya da uç bolumlu olarak açılmalıdır • Yükseköğretımde yer alan oğretım kurumları Yuksekoğretım Kanunu'nun 3 maddesınde belırtılmıştır Burada Yuksekokul ıle Meslek Yuksekokulu ayrı ayrı tanımlanmıştır Oysa, yasanın dığer maddelerınde sadece Yuksekokul adı kullanılmıştır Bu durum uygulamada tereddutlere neden olmaktadır örneğın, 20 madde bölum ve anabılım dalı ıfadelerı kullanıldığı halde Meslek Yuksek'okullarında anabılım dalı yerıne, yasa ve yonetmelıklerde yer almamasına rağmen program kavramına yer verılmektedır Yenı dnerılen yasa taslağında ıse, bo lum altındakı alt bırımlerın kaldırılması ongorulmektedır Bu durumda tek bolumlu çok programlı okullarda, bolum başkanının da okul muduru olması nedenıyle, bolumun ışlevı buyuk çapta ortadan kalkacak, araştırma, eğıtımoğretım ve organızasyon yonlerınden değışık sorunlar ortaya çıkabılecektır Meslek Yuksekokullarındakı bolum, anabılım ve program kavramları yenıden tanımlanmalı yenı bır yapılanma ongorulmelıdır • Bu okullarda okul kurulu mudur, mudur yardımcıları bolum ya da anabılım dalı başkanlarından tek bolumlu okullarda ıse mudur ve yardımcılarından oluşmaktadır Ikı programlı okullarda, ıl gılı yonetmelığe aykırı olmakla bırlıkte, bolum başkanlıgı ıle mudur yardımcılığı aynı kışılerde bırleştırılmışse oluşum gene aynı olmaktadır Bu durum eğıtımoğretımı olumsuz yonde etkılemekte yuk sekogretımın amaç ve felsefesıne ters duşmekte verımsızlıge bılımsel durgun luğa neden olmakta demokratık ve katılımcı bır ortamın oluşmasına engel oluşturmaktadır Ayrca okul yonetım ku rulunun uç uyesı ıçın oğretım uyesı olma zorunluluğu getırılmesıne karşın uygulamada buna uyulmayıp oğretım gorevlılerıne yer verılmektedır Okullarda anabılım dalı olmadığı ıçın, yasaya uygun bolum kurulu oluşamadığından, eğıtımoğretım, akademık çalışmalar gereğı gıbı planlanıp yurutulememektedır • Yükseköğretim yasasında okul muduru ve mudur yardımcıları ıçın her hangı bır koşul ve nıtelık ongorulmemıştır (Madde 20) Bu belırsızlık yadırgana cak uygulamalara neden olmaktadır Okul muduru ve yardımcıları ıçın bazı nı telık ve oncelıkler getırılmelı, mudurun atanmasında oğretım elemanlarının goruşlerı alınmalıdır • Yasaya gore bolum başkanının ogretım uyelerı arasından atanması gerekmektedır oğretım uyesı bulunmayan bolumlerde bu gorev vekâleten oğretım gorevlılerı tarafından yerıne getırılmekte, bu yuzden bolumlerde bılımsel bır etkınlık gelışme sağlanamamaktadır Uygu lamada mutlaka yasaya uygunluk aranmalıdır • Gun geçtikçe sayıları artan Meslek Yuksekokullarına oğretım uyesı yetıştırmek ıçın şımdıye dek belırlı bır sıstem gelıştırılememıştır Fakulteden yenı mezun olan kışıler oğretım gorevlısı alınarak hemen ders vermeye başlatılmakta ortaoğretımde bıle başvurulmayan bır uy gulamaya gıdılmektedır Yuksekoğretım kurumlarında oğretım uyesı kaynağı lısansustu ogrenım goren araştırma go revlılerı olduğuna gore bu okullara za man kaybedılmeden araştırma gorevlısı kadrosu verılerek oğretım uyesı yetıştırıl mesıne olanak tanınmalıdır Bu konuda yasal bır engel gorulmemektedır • Yasalardan kaynaklanmamakla bırlıkte bu okullarda, ozellıkle teknık programlarda yeterlı donatım, atelyelaboratuvar bulunmamaktadır • Meslek Yuksekokullarının ılgılı endustrı ve ış kesımı ıle ıçıçe olması gerekır Okulsanayı ışbırlığı ıçın gereklı yasal duzenlemeler yapılmalı, oğretım eleman larının yaz aylarında sanayıde çalışabılmelerı sağlanmalıdır Iş kesımı ıle olan ılışkılerı gelıştırmek ve organık bır bağ oluşturmak uzere, ış çevreîerının katılımı ıle Danışma Kurulu oluşturulmalıdır Gelışmış bırçok ulkede, meslekı eğıtımı desteklemek ıçın bazı vergıler konulmuş, fonlar oluşturulmuştur Ulkemızde de, endustrıyef eğıtıme katkı ıçın gereklı ya sal onlemler alınmalıdır. 1 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu 6 11 1981 tanh RG 2 Unıversıtelarde Akademık Teşkılat Yönet mehğı 18 02 1992 tanh ve 17609 Sa R G ayın O Cıgeroğlu, son yazısında (CBT S 484) ınsanları sapla samanı bırbırıne karıştırmakla eleştırınce, "Allah Allah ben hıç oyle anımsamıyorum ama yıne de bır bakayım" dıyerek, onun ılk yazısını ve kendı yanıtımı bır kez daha gozden geçırdım Turkçe, bılım dılı ve oz deşleştırme uzerıne olan tartışmalarda ba zı noktaların "ustunu çızme"ye karar vermış ve tek tek sayılandırdığı yedı bolumluk yazı yazmış Kışısel duşunce ve yo rumlarını aktarırken, ozleştırme ıle uğraşan aydınlarımızı "gayretkeş"lıkle konu ıle ıl gılı kımı ınsanların değerlendırmelerını ve bazı tıp terımı onermelerını eksık ve yanlış olmakla suçlamış Bız de, sayı sayı yanıtlayarak onlara oyle denılemeyecegını belırtmışız " sonuç olarak bılım dılının ozleştırılmesı çabalarına kısmen katılmakla ", " ne eskı TDK gıbı ne de 'yenı' TDK gıbı " demış Bız de " kuralları ve dağarcığıyla ortada olan Turkçeyı oznel ısterler ya da kımı uzlaşmalar adına 'çekıştırme'ye kımlerm hakkı olmamalı Cumlenın maksudu bır amma rıvayet muhtelıef denmekteyse de, dıl olgusunu tartışmak 'hamılelık' olgusunu tartışmaya benzer. Ya dllın ılke ve kurallarından yanasınız ya da değılsınız" demışız Sayın Cıgeroğlu, dıl gıbı bılımsel bır ol guya ılışkın çabalara "kısmen" katıldığını belırtıyor, ben ılke ve kurallar gıbı metodolojı (yontembılım dıyebılır mıyım?) kavramlarını anımsatıyorum, karşılığında "Bılımın verılerı ve yontemlerı ıçınde değerlendırılmesı ya da tartışılması" sözlerını okuyorum Sapla saman bırbırıne karıştırılıyor, dogru da, kım karıştırıyor? Ne yapacaksınız? örneğın evrenın ve ınsanın oluşumuna ılışkın soruyu Dınsel soylemı aktararak mı yanıtlayacaksınız? Yoksa buyuk patlamadan galaksılerden Darvvın'den mı soz edeceksınız?.. " .. bılımın verılerı ve yontemlerı ıçınde değerlendırılmesı ve tartışılması gereken bır alanda", yıne " bu konudakı kışısel tavrım " dıye başlayarak "ne o ne bu bıraz ondan bıraz bundan " dıyebılırsınız elbetı O zaman ınsanlar da, koltuklar (ben aslında sekmenlerı severım)dan söz etme hakkına sahıp olurlar Sayın Cığeroğlu'nun, Sayın H. Çakır'a ılışkın yazdıklarına da söylenecek epeyce söz var Ancak sanırım bunların yanıtını Sayın Çakır verecektır Yalnızca "kor kör parmağım gözune" olan bır olguyu sormadan geçemeyeceğım "Turklerın muslumanlığı kabul etmesınden sonrakı donemde, bu dın tarafından Arapça'dan başka bır dılle okunması yasaklanmış olan bır kutsal kıtabı " demış Sayın Cıgeroğlu Islamı tartışmalarda uç temel kaynak soz konusudur Ayetler, hadısler, "sahabe"lerden aktarımlar Ben şımdıye değın bu uç kaynakta da Sayın Cıgeroğlu nun sozunu ettıgı yasaklamayı ne okudum, ne de aktarıldıgını duy dum Eğer yıne Sayın Cığeroğ lu'nun, ıfade edebıleceklerının sınırlı olması nedenıyle bazı goruşlerının yanlış anlaşılması soz konusu degılse ve de kendılerı tarafından yasaklan madıysa, kaynağını öğrenmek ısterım. * Dr. Anest. ve Rean. Uzm. Noroşırurjı Anabılim Dalı Cerrahpaşa Tıp Fakultesı PiPi Reis'in 1513 tarihli haritası üzerine... Dogan Uçar* 1 Kaynakça •. . ' • Yard. Doç. Dr. 5 Hazıran 1996 gunlu Cumhurıyet Gazetesı BılımTeknık ekınde Ahmet Sonmez, Pırı Reıs'ın dunya bıllm çevrelerınde 1933 yılından ben en çok ılgı uyandıran ve uzerınde çok değışık spekulasyonların yapıldığı haritası hakkında uç teknık soruyu tartışmaya açmıştır Yazıda sozu edılen ve yerın bıçımını kure kabul ederek onun tumunun ya da bır parçasının harıtasının yapılması "Kartografık projeksıyonlar" denılen yontemlerle gerçekleştırılır Yazıda anılan Macıntosh yazılımının bu yontemlerden ortografık (paralel duzlem) projeksıyonunu kullandığı anlaşılmaktadır Aynı yontem omeğın Ay'ın ve gezegenlerın harıtalarının yapımında da kullanılır (Bu gök cısımlerının uzaktan paralel bır ızduşum sıstemı ıçınde görunduklerı ıçın) Duzlem projeksıyonlarda kure uzerınde bir nokta, duşunulen duzlemın kureye değme noktası olarak duşunulur Dolayısıyla bu nokta değıştırılerek teorık olarak dunyanın sonsuz sayıda duzlem projeksıyonda, dolayısıyla bırbınnden farklı gorun tu veren haritası yapılabılır ve bu harıtaların goruntulerının tumu daıreseldır Pırı Reıs'ın söz konusu olan Atlantık Harıtası'nın Dunya harıtasının bır parçası olduğu konu ıle ılgllı tum uzmanlar gıbı benımde paylaştığınm bır göruştur Harıtanın doğu tarafında kesılen kelıme ve cumleler, pusula doğrultularının kesıklığı ve aşağıda sozu edılen çevresel noktaların eksıklığı bu savın en onemlı kanıtlarıdır 15 ve 16 yuzyıllarda bu tur harıtalar navıgasyon amaçlı kullanıldıkları ve navıgasyonda da yıne o zamanlar en onemlı araç pusula olduğun dan ılgılı harıtanın orta noktası pusulanın merkezı gıbı alınıp kuzeyden ıtıbaren pusula doğrultuları o nokta etrafında çızılmekteydı Dolayısıyla 32 pusula doğrultusuna uygun olarak çevrede (daıresel) 32 nokta alınırdı Pırı Reıs'ın harıtasında görulen ve Ahmet Sönmez tarafından numaralanmış noktalar bu 32 noktadan 5 tanesıdır Bu 5 nokta arasının orta dıkmelerı kesıştırılırse dunya harrtasının orta noktası olarak yaklaşık 23° 5 Kuzey 30° 0 Doğu noktası olduğu görulecektır Maalesef muhtemel dunya harıtasının dığer parçaları ya denız kazalarında ya da kultur varlıklarımıza saygısızlığımızın bır sonucu olarak gunumuze ulaşamamıştardır Pırı Reıs gıbı usta bır denızcı, harıtacı ve bır komutanın hızmetlerı sonradan hıçe sayılarak ıdam edılmesı de nankorluğumuzun bır orneğı olarak gorulebılır Dolayısıyla mevcut harıtada gorulen 5 nokta aslında 32 tanedır ve hepsı bır daıre uzerındedır 15 ve 16 yuzyılda yapılan ve gemıcılıkte navıgasyon amacıyla kullanılan bu harıtalara kartografya (Harıta bılım) tekmınolojısınde "lımandan lımana" anlamına gelen "portolon" adı verılmektedır Avrupa'da (Barselona, Sevılla, Venedık, Cenevız vb ) ve Turkıye'de (Topkapı Muzesı De nızcılık Muzesı, Arkeolojı Muzesı) bunun çok orneklerı bulunmaktadır Orta ve kuçuk olçeklı harıtalar, daha bu yuk olçeklı harıtalardan ve başka kaynaklardan yararlanılarak dunya uzerınde hıçbır yenı olçme yapmadan tasarımlanırlar Burada kullanılan yöntemlerın tumu "kartografık genelleştırme" olarak adlandırılır Bu yontemler ne kadar uzmanca uygulanırsa sonuç harıtasının da o derecebaşarılı olacagı bır gerçektıı Pırı Reıs ın saygı duyulması gereken ve ona burada takdır kazandıran ustalığı elın dekı kaynakları (mevcut harıtalar, kıyı krokılerı. kendı çalışmaları vb ) çok lyı değerlendırmesınde yatmaktadır Kendısı de soz konusu dunya harıtasını nasıl çızdıgını, hangı denızlerı ıçerdığını, pusulanın kullanılışını vb. konuları ayrıntılı bır bıçımde Kıtabı Bahrıye'sının ılk bolumlerınde çok açık bıçımde anlatmış bulunmaktadır Buyuk bır bolgenın kuçuk olçeklı harıtasını yapan hıçbır harıta muellıtının tasarımladığı harıtaya temel oluşturan olçme ve dokumanları kendısının tek başına uretmesı mumkun degıldır * Prof. Dr.lTÜ Inşaat Fak. Kartografya Anabılım Dalı 4864