25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TARTIŞM AEDİTÖRE MEKTUP Ü TÜBA etkinlikleri ve felsefe Sevgı /yi* 2 7 Şubat 1996 gunu Uludağ Unıver sıtesı'nde Hacettepe Unıversıtesı Tıp Fakultesı oğretım uyelerınden vo TUBA uyesı Prof Dr Emın Kansu, TUBA'nın kuruluşunu, yapısını ve amaçlarını tanıtarak, "Bılım ve Etık" konulu, tıpta araştırma yapmanın ve araştırmacının sorumluluğunu merkeze alan ve "Bılımde Etık Sorunlar"a daha çok bu noktayla ılışkılı bu çerçevede eğılen oldukça yararlı btr konuşma yaptı Bu ornekte de gorulduğu gıbı bugun dunyamızda ozellıkle son yıllarda "etık"ten ve "etık sorunlar"dan sık sık soz edılmektedır Çunku gunumuz dunyasında ınsan etkınlıklerının hemen her alanında yuzyuze kalınan sorunların boyutu çok buyuktur Bır yandan buyuyen ve genışleyen ote yandan kuçulen ve daralan dunyamızda, gruplandırıldığında her bırı, çok sayıda çeşıtlı bılgı dallarının ınceleme alanına gıren pek çok sorunla karşı karşıya olduğumuz artık açıkça ortadadır ve çağımızın ınsanı buyuk bır çıkmazın eşığınde bocalamaktadır Etik ve felsefe Bugun dunyada yuzyuze kalınan ve çozum bekleyen çok sayıda sorun, doğrudan ya da dolaylı bıçımde "etık" adındakı bılgı dalının kapsamına gırmekte ve buna bağlı olarak felsefeyı yakından ılgılendırmektedır Öyle kı soz konusu sorunlara uygun bıçımde eğılebılmek ıçın artık doğrudan başvurulması gereken alan olarak felsefeyle olan bağ gerektığı gıbı kurulmadıkça gunumuzde yaşanan guçluklerden çıkabılmek daha da zorlaş maktadır Insanın var olduğu her yerde ve zamanda hemen her tur etkınlığınde felsefeye gereksınımı olduğu ve hep de olacağı herkesce onaylanması gereken bır noktadır Ancak, çağımızda felsefeye olan gereksınım gıderek çok daha şıd detlı bıçımde kendını duyurmaktadır Felsefenın ınsan yaşamındakı yerı ve ışlevı konusundakı bılgı eksıklığı ve yetersız bılınçlenme çağımız ınsanının kendısıyle ılgılı sorunları ele alıp soruşturma becerısı ve ustalıjjı kazanmada felsefenın yol gösterıcılığının uzağına atmıştır Gunumuz dunyasında çeşıtlı alanlarda ortaya çıkan ınsan sorunlarına çozum uretmede felsefenın yapabıleceğı katkı konusnda ne yazık kı henuz yeterınce açık bır bılınçlenmeye varılmış ve genış çapta btr kamuoyu oluşturulmuş değıl dır Bununla bırlıkte dunyada bu yonde bazı olumlu adırnlar atılmakta ve sevındırıcı gelışmeler olmaktadır Bunların arasında oldukça onemlı sayılabılecek bu gelışme, 1516 Şubat 1995 gunlerın de UNESCO'nun Parıs'te duzenledığı "Dunyada Felsefe ve Demokrası" konulu çalışmalara katılan dunyaca tanınmış felsefecımız Prof Dr loanna Kuçuradı'nın, Uluslararası Felsefe ve Kuruluşları Federasyonu Genel Sekreterı olarak katıldığı bu çalışmalarda sunulan bıldırge, Turkıye Felsefe Kurumu Bultenı'nde (Aralık 1995) yayımlanmıştır Bu bıldırge, gunumuz dunyasında ınsan sorunlarını ele almada felsefeye olan gereksınımı vurgulayarak, bu konuda ıvedı atılması gereken adımları ve alınması gereken onlemlerı açık bır şekılde dıle getırmektedır Felsefenın bugun ve her zaman "ınsan yaşamının ve varoluşunun evrensel problemlerı"yle uğraştığını belırten bıldırge, yaşayan ve eyleyen ınsanın kar şılaştığı ınsan sorunlarına becerıyle yak laşabılmesı konusunda felsefı duşuncenın ve felsefe egıtımının onemını vurgu lamaktadır Ayrıca, felsefenın "ınsanla ılgılı olayların anlaşılmasına ve ınsanla ıl gılı yapılanların yonlendırılmesıne" yapabıleceğı katkı bakımından taşıdığı ışlevı yenıden one çıkarmanın ve guçlendırmenın geregını dıle getıren bıldırge, "fel sefe egıtımının duşunebılen, bağımsız, çeşıtlı propaganda bıçımlerıne kapıimayan ınsanlar yetıştırerek onları çağdaş dunyanın buyuk sorunları karşısında, ozellıkle etık sorunlar karşısında sorum luluklarını ustlenmeye hazırladığını bır kez daha onaylamakta" ve "eğıtımde ve kultur yaşamında felsefı tartışmayı gelış tırmenın, her demokrası ıçın çok buyuk katkılar yaptığını doğrulamakta"dır öte yandan ulkemızın, çok sayıda ye tışmış değerlı duşunurlerınden Nermı Uygur'un Turkıye Felsefe Kurumu'nun aynı sayılı Bultenı'nde yıne ulkemızın önemlı felsefecılerınden Prof Dr Betul Çotuksoken'le yaptığı soyleşıde eğıtımın, felsefeden geçen bır eğıtımın ınsan yaşamındakı ve ınsanın yaşadığı toplumçlakı yerıne ve onemıne ılışkın soyledık lerı uzerınde durup duşunme ve çağımız ıçın neyın daha çok gereklı olduğu konu sunda karara varma gereğı ortadadır "Pek çok alanda bağlandığımız onemlı bır kultur alanı" olarak "eğıtımı ış başına çağırmamızın gerektığını" vurgulayan Uygur, ınsan sorunlarıyla ılgılı ca nalıcı bır noktaya parmak basan şu saptamayı yapmakta "Insanın toplum ger çeklığını ıçten kavrayıp gereğınce yoğurmayı becerecek olan bır sevgı eğıtımınden yoksunuz Insanlığın "dun gıbı bu gun de sevgı egıtımının çok çok uzağın da" olduğunu belırtıyor Uygur, "felsefe" (Phılosophıa) sozcuğunun kokenındekı "sevgı"nın (Phıleıa) unutulup gıttığını ve çoktandır yalnızca "bılme" (Sophıa) turunden bır bılgelığe yonelındığını ancak "sevgısız akıl korkunç, akılsız sevgı koturum" olduğundan "sevgıyle bırlıktelı ğınde gonlu, kafayı doyuracak" bır sevgı egıtımının kurulması ıçın "herkesın elınden gelenı yapma zamanının çoktan ge lıp geçmekte" olduğunu soyluyor Sevgı eğıtımi N Uygur'un açık bır şekılde belırttığı bu noktadan yola çıkarak "Phılosophıa"nın ozunde yatan "bılgıyı sevmek" anlamına uygunluk ıçındekı bır "sevgı eğıtımı" etkınlığını gerçekleştırmenın temel adımını 25 yuzyıl once atmış ve felsefî sorgulamada bulunmanın ozune ılışkın eşsız bır ınsan olarak kendı tarzıyla felsefe tarıhındekı yerını almış unlu fılozof Sokrates'ten, 21 yuzyıla gırme ça bası ıçındekı bız bu çağın ınsanlarının oğrenmesı gereken N;ok şey olduğunu söylemek gerekır "Sınavsız bır yaşamı yaşanmaya de ğer bulmayan"(1) ve ınsan ıçın hemen her an hazır duran "yanılma" tehlıkesıne karşı çevresındekılerı, "bılmek" ıle "bıldı ğını sanmak" arasındakı fark konusunda bıkmadan yılmadan bılınçlendırmeye ça lışan ve ınsanları, ınsana ve kendılerıne ılışkın sorunlar konusunda duşunmeye yoneltmeyı kendıne görev sayıp tum ya şamını "felsefe yapma"ya veren Sokra tes'ın, felsefeyı ve felsefı sorgulamayı aynı zamanda ınsan ve ınsan yaşamına yönelık kılması dıkkate değer bır çaba olarak anımsamalıdır "Sokratık sorgulama"dan başlanarak gelıştırılıp kurulacak bır "sevgı eğıtımfne çağımızda gerçekten buyuk gereksınım vardır Bugun yadsınsın ya da gormezlıkten gelınsın yıne de açık olan bır şey vardır Insanın tum yapıp etmelerıyle kurulan ınsan dunyasına anlam katan etkınlıkler felse feden beslenen etkınlıklerdır. Felsefeyle beslenemeyen hemen her ınsan etkınlı ğı, ınsanın ınsan dunyasına yapabıleceğı katkıda gerektığı kadar verımlı olumsuz ve ınsanın dunyaya katabıleceğı anlamları katmanın yolu kapalı kalır Çunku, felsefedea uzak kalındığı durumlarda hem ınsanın anlamlar ve başarılar ortaya koyabılme yeteneğı korelır hem de dur madan artan ınsanlık sorunları çozumlerı konusunda çıkmazlara gırılır Insanı ken dıne başlıca araştırma konusu yapan, 19 yuzyılda yaşamış ama çağımızın bır fılozofu olan Nıetzsche'nın, "uçurum ustunde bır ıp" (2) olarak gorduğu ınsan olma olanaklarının, felsefesız gerçekleşmesı beklenemez Yıne çağımızın çok onemlı ınsan sorunlarından kalkarak çağımızı değerlendıren bır başka fılozofun, Heıdegger'ın, yaşadığımız yuzyılda ınsanın bılım yapma etkınlığınde saptadıgı aşırı uzmanlaşma ve bılgı dalları ayrımlaşmışlığı olgusuna ılışkın olarak soyledığı "bılımlerın mahıyet temelındekı köku kurumuştur" (3) sözu tam da bu noktayla yanı, felsefesızlık ("duşunmeme") durumuyla ılgılıdır Oyleyse "Parıs Felsefe Bıldırgesı"nde ılan edılen "her kışı, her yerde, olabıle cek her durumda, her bıçımde felsefeyle ozgurce uğraşma hakkına sahıp olmalıdır" noktası uzerınde duşunulmelı ve ulkemızde felsefeyle doğru bıçımde kar şılaşabılme olanagını hıç değılse son anda elde edılebıleceklerı tek yer olarak kalan unıversttelerımızde her alanda oğrenım goren genç ınsanlarımıza doğru ve bağımsız duşunebılme, doğru bağlantılar kurabılme, karşılaştıkları ve karşılaşabıleceklerı ınsan sorunlarına doğru bıçımde yaklaşabılme becerısı kazanan ınsan olma olanakları konusunda açık bır bılınce ve kavrayışa goturen bılgılenme hakkını verebılmek ıçın felsefe derslerıne yer verılmelıdır Notlar: (1) Platon, Sokrates'ın Savunması 38a, (Çev Teoman Akturel), Remzı Kıtabevı, Istanbul 1993 (2) Nıetzsche, Zerduşt Boyle Dıyordu, (Çev Osman Derınsu), Varlık Yayınları, Istanbul, 197? s 28 (3) Hefıdeqqer, Metafızık Nedır"? (Çev Yusuf Örnek), Turkıye Felsefe Kurumu, An kara, 1991, s 25 Rektör adayı seçimleri S Tuğcay Tayhanı* ururluktekı 2547 sayılı Yuksekoğ retım Yasası'na gore, devlet unıversıtelerınde rektor adayları, oğretım uyelerının (profesor, doçent, yardımcı doçentlerın) oylarıyla belırlenmek te ve en çok oy alan (6) aday YÖK'e, YÖK'un seçeceğı (3) aday da atanmak uzere, Cumhurbaşkanı'nın seçımıne sunulmaktadır YOK'un hazırladığı "Yükseköğretim Kanun'unda Değışıklık Yapılması Hakkında Kanun Taslağı"na gore ıse, oğretım uyelerınce belırlenecek (3) aday YOK'e onerılecek, YÖK'de bu (3) adayı Cumhurbaşkanı'na sunacak ve bu adaylardan bırı rektor olarak atanacaktır YÖK yasa taslagındakı bu değışıklık, yururluktekı yasa maddesıne gore bır adım daha ılerıde olmakla beraber, rek tor adayı seçımlerıne demokratık bır nı telık kazandıramamaktadır Kanımızca, rektor başta olmak uzere, tum akademık yonetıcıler (dekan, enstıtu ve yuksekokul mudurlerı, bolum baş kanları), doğrudan doğruya ve oğretım uyelerı, oğretım gorevlılerı, okutmanlar ıle araştırma gorevlılerı, uzman, çevırıcı ve eğıtımoğretım planlamacılarından oluşan oğretım yardımcıları tarafından seçılmedığı ve profesor, doçent ve yardımcı doçentlerın dışındakı oğretım elemanlarına aday belırlemede oy kullanma hakkı verılmedığı ve onlara "süfli mestek erbabı" olarak bakıldığı sure ce, demokratık bır seçımden söz dahı edılemez Ayrıca yuksekoğretım, akademık unvanı olmayanların seyırcı olduğu bır oyun da değıldır Çunku, seçmen olabılmenın koşulu "bilim adamlığı" ıse, her oğretım uyesı "bilim adamı" olamadığı gıbı, herhangı bır oğretım yardımcısı da pekala "bilim adamlığı niteliklerini" taşıyabılır Seçmen olabılmenın olçutu "unvan" ıse, eğıtımoğretım ışlevı salt unvanlarla değıl, unvanların da gerektırdığı "öğretim yeteneği ve yetkinliği"ne sahıp tum oğretım ele manlarınca yerıne getırılmektedır Ulkemızın gereksınımı ve mılletımızın ozlemı olan "demokratik üniversiteler"de, "akademık değerlere" olduğu kadar "demokratik değerlere"de say gı gostermekle oluşacaktır Başta rektör adayları olmak uzere, tum akademık yonetıcılerın seçımınde, unıversıtelerımızın bugune gelmesın de emeklerı ve alın terlerı olan oğretım gorevlılerıne, okutmanlara ve oğretım yardımcılarına oy kullanma haklarının tanınması ve nıce onurlu oğretım uyesının de oy topla mak amacıyla bırer "yatırım aracı" yerıne konulmaması ıçın, yasa taslagındakı gereklı duzelt melerın yapılmasını dılıyoruz Aksı halde, yapılacak seçımler yasal olsa bıle hukuksal de mokratık ve en azından Sayın Cumhurbaşkanımız'ın sıkça dıle getırdıklerı bır ta nımlama ıle "şık" olmayacak ve "seçım yoluyla katılım"ı engelledıgı ıçın, "seçimbilim" ıle de bağdaşmayacaktır Y * Doç. Dr.Uludağ Üniversitesi * Öğr. Gör. S.Fırat Üniversitesi / Elazığ 4834
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle