Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EDİTÖRE MEKTUP TARTIŞMA Okurumuz yanıt bekliyor Okurumuz Fahri Cingirt, Haftanın Gündemiköşesinde, Türkiye'deki araştırmaların niteliği üzerine yazdığımız yaztlardan hareketle, 12 adet soru gönderdi. Okurumuz, Türkiye'deki bilimsel ortamı ve bilimsel çalışmaları değişik sorularla sorguluyor. Sorulara yanıt vermek yerine mektubunu olduğu gibi yayımlıyoruz. i •.'•. "Türkiye'de Araştırmalar Yararsız mı" başlıklı 14 Eylül 1996 tarihinde Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisi'nde yayımlanan başyazınız ışığında, aşağıda belirttigim konuların aydınlanmasına yardımcı olmanızı dilemekteyim. Değerli yardımlarınızı bekler, saygılar sunarım. 1) Dünya ülkelerinde yapılan doktora çalışmalarını izleyen (master çalışmaları değil) bunları toplayan, istenildiğinde hernen kullanıma sunan, bu bilgilere sahip kişi, kurum, kuruluş Türkiye'de var mıdır? Varsa, kimlerdir? Adları, adresleri nedir? 2) Dünya'da"yapılan araştırmaları bilmeden yapılan çalışmaların, gerçek bilimsel çalışmalar olup olmadığını nereden bilebilir, hangi ölçülerle ölçebiliriz? 3) Bu tür bilgilere sahip olmayan kişi, kurum ve kuruluşların, "Bilimsel Unvan Vermesi" sizce ne derece doğrudur? 4) Bilimsel bilginin en önemli özelligi patente dönüşmesidir. Patente dönüşen (maddeyi şekillendiren) bilginin doğru ya da yalnışlığı tartışılamaz. Yineleme ise esas patent sahibinin yaptırımlarıyla karşılaşacaktır. Yanlış ise zaten kullanılamayacaktı. 5) Patent yasasının yürürlüğe girdiği 1876 yılından bu yana Türkiye'de kaç patent başvurusu yapılmıştır? Bu başvurular sonucu kaç patent alınmıştır? Bunların konulara dökümü nasıldır? 6) Türkiye'de, patent kütüphanesi var mıdır? Sayıları kaçtır? Nerelerde bulunmaktadır? 7) ABD'de 1 ayda yapılan patent alma başvurusu ne kadardır? 1 ayda verilen patent sayısı nedir? 8) ABD'de kaç adet patent kütüphanesi vardır? •• £• •f,,+lt ,r!, ,. '. 9) Sayın Nihat Kınıkoğlu'ndan istediğiniz araştırma ya da incelemeye TÜBİTAK ya da YÖK sahip midir? Geniş olanakları olan TÜBİTAK ya da YOK'ün tersini kanıtlayan böyle araştırmaları varsa bunu da yakından izlediğimiz derginizde yayımlar mısınız? 10) YÖK ya da TÜBİTAK gibi kurumların yapamadığı araştırmayt sayın Kınıkoğlu'ndan istemek bir haksızlık değil midir? 11) Prof. Dr. Kasım Cemal Güven'in yazısında yer alan, örneğin: "Meeting Abstracts" (246 adet) ne kadar bilimseldir? Bu tür düşünce sistematiği bilimsel insan yerine, beşik üleması yetiştirmez mi? Cumhuriyet Bilim Teknik okuru olmanın ötesinde, başka bir ünü olmayan bizlere, sorduğumuz sorunların yanıtını verme inceliğini gösterirseniz, Cumhuriyet Bilim Teknik aracılığıyla, bilgi üretimine, sıradan insanların da katılmasını saölamış olacaksınız. lîgi ve yardımlarınızı bekler, saygılar sunarım. Nasuhoğlu'nun ardından... Sülcy 'tnan Bozdemir * E n son fızik89 TFD11. Ulusal Fizik Kongresi'nde görüştugüm değerlı hocam, aydın bilim adamı, Emekli Fizik Profesörü Rauf Nasuhoğlu'nu 23 Haziran 1996 tarihinde kaybettik. Sayın hocamın ölüm haberini gazetelerden okuduğum zaman, üniversite öğrencisi olduğum 196O'lı yıllan anımsadım. 1963 yıhnda Ankara Yüksek Öğretmen Okulu'nun hazırlık sınıfını bitirmiş ve Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, FizikMatematik Bölümü'no kaydımı yaptırmıştım. Dört yıllık lisans öğrenimim süresince kendısınden değişik dersler aldım. Hocaöğrenci ilişkimiz her zaman sevıyeli ve sıcak olmuştur. Daha sonra bir meslektaş olarak da ilişkılerımız devam etmiştir. Derse ilgisizligi hoşgörmezdi. Kendisi derste çok disıplinli bir hocamızdı. Bir gün laboratuvarda yapmakta olduğumuz "Atom 've Molekül Fizigi" dersınde, tam önümde duran deney aletine dokunmuştum, çıkan ses dikkatını dağıtmış ve bu nejrof. Dr. Rauf Nasuhoğlu denle beni azarlamıştı. O gün batüm yaşarîiını ülkemizde bina söylediklerini anımsıyorurn; "Yatılı okudugumu, bu nedenle limin yerleşmesi, fizik eğitidevlete borçlu olduğumu ve borminin çağdaşlaşması, genç kucumu mutlaka ödemern gerektiğini, bunun da ancak derslerimı şakların Atatürk'ün gösterdiği aydikkatle ızleyip çok çalışmakla dınlık yolda yetişmesi için harcadı. olacagını söyledi. Aksi halde bu mıllet ve ben sana hakkımızı helal etmeyiz" demişti. Hocamın derste bana söylediklerini ların Atatürk'ün gösterdiği aydınlık yolhayatım boyunca unutamadım. 1981 da yetişmeleri için harcadığı görülür. yıhnda kendisine yazdığım mektupta AÜ Fen Fakültesi Dekanlığı görevinderste geçen bu olaydan söz ederek, de iken Prof. Dr. Cahit Arf, Prof. Dr. beni çok otkilediğini, o sözlerın beni Erdal Inönü ve dönemin Ortaöğretim bugün nerelere kadar yükselttigini, bu Genel Müdürü Osman Ülkümen ile nedenle kendisine minnettar olduğumu birlikte, Milli Eğitim Bakanlığı'nı ikna yazdım. ederek fen öğretimini çağdaşlaştırmak Mektubuma verdiği yanıtı bir anı olave geleceğin temel fen bilimcilerini yerak halen saklıyorum. 12.6.1981 tarıhlı tiştirmek üzere laböratuvar niteliğinde cevabi mektubunda şöyle diyor: "Sübir okul (Fen Lisesi) kurulmasında etleymancığım, önce güzel çalışmalakın rol oynamıştır. Bu girişim Milli Eğirın için seni kutlarım. Öğretmenlik tim Bak'anlığı ile Ford Vakfı'nın ortak bir mesleğinin en güzel yanı bu mesleprojesi halinde gelişmiş; modern tesis ğin senin gibi seçkin insanların yeolanakları ılc 1964 yıhnda Ankara Fen tişmesine katkıda bulunma fırsatları Lisesi kurulmuştur. Matematik ve fen vermesidir. Bu inanılmayacak kadar dallarında B. Amerika'da hazırlanan güzel bir şey. Eğer senin ve birçok programlardan bir seçim yapılarak Türarkadaşların dedikleri gibi ben bu fırkıye'ye uygulamada, kıtapların tercüme satı bir ölçüde iyi kullanabilmiş isem ve redaksiyonunun yapılmasında, proje ne mutlu bana. Dileğim bu zevki sizprogram koordinatörlüğü görevini yülerin de tatmanızdır. Bütün kusurlarırütmüştür. ma karşın gösterdiğiniz kadirşinaslık Prof. Dr. Rauf Nasuhoğlu, fen ve fizik beni anlayamayacağın kadar mutlu ögretiminde dogrrtotık anlayış ve yaklaetti. Gözlerinden öper başarılarının şımlardan kurtularak, bilimsel araştırdevamını dilerim. Prof. Dr. R. Nasurnaya yönelme, öğrencinin merak ve hoğlu." hevesihi canlı tutacak içerik, yöntem, Geriye donüp baktığım zaman bende araçgereç ve özellikle kitap hazırlanen çok etki yapan hocalarımm başında dine özgü ders anlatma tekniğini çok beğendiğımden ben de aynen izliyorum. Değerli hocamız Prof. Dr. Besim Tanyel ile çevirdikleri, Henry Semat'ın "Atom ve Çekirdek Fiziğine Giriş" kitabını satır satır okumadan cevaplanamayacak sınav soruları hazırlardı. Matematikten çok, işin fiziğini öğrenmemizi öğütlerdi Dersini hızlı bir tempoda anlatmasına rağmen hiç sıkıcı olmaz, zevkle izlenebilirdi. Derste konuşmaları, huzuru bozanları hoşgörmez, affetmezdı. O nedenle, anfide 250300 kişilik bir öğrenci topluluğuna ders anlatmak kolay olmazdı. Ayrıca dersınde öğrencilerin dikkatini canlı tutabilmek için sık sık ders dışı konulara girer ve özellikle bilim ve teknolojinin fizikle olan ilişkisinden söz ederdi. Prof. Dr. Rauf Nasuhoğlu'nun hayat çizgisine baktığımızda tüm yaşamını ülkemizde bilimin yerleşmesine, fizik eğitiminin çağdaşlaşmasına, genç kuşak Rauf Bey'in geldiğini görüyorum. Ken ması çalışmalarını başlatması ve yürütülmesinde değerli hizmetler verdiğinı biliyoruz. Hizmet ve görevlerine ek olarak onun diğer belli başlı çalışma ve katkıları şunlardır: 1 Üniversitelerde fziki öğrenimi programları ve kitaplarının gelıştirilmesi konusunda TÜBİTAK tarafından des teklenen "Fizik öğretimini geliştirmek için Berkeley Fizik Programı'nı Türkçe'ye uyarlayıp deneme" adlı bir eğitim projesini gerçekleştirmiş ve Fen Fakülteleri fizik programı için, laböratuvar kitaplarını öğretime kazandırmıştır. Altı ciltlik bir kitap ve laböratuvar kurulması, bu projenin kalıcı ürünü olmuştur. 2 Milli Eğitim Şuraları'nda üye olarak ortaöğretim fen programlarının geliştirilmesi ve çağdaşlaştırılmasında; fen dersleri öğretmenlerinin yetiştirilmeleri ve ortaöğretimyükseköğretim arası ilişkilerin eğitim bütünlüğü içinde ele alınmasına katkıları olmuştur. 3 Fizik öğretmenlerinin meslek öncesı üniversitelerde ve eğitim enstitülerinde yetiştırilmesınde etkın hizmetler vererek öğretmenler yetiştirmiştir. Çeşitlı hızmetıçı eğitim programlarında görev alarak, öğretmenle rin gelişmelerine ve yetişmelerine yardımcı olmuştur. 4 Ders kıtabı yazma ve mesleki dergilerdeki alanına ilişkin yayınlarının yanı sıra; eğitim, ortaöğretim, yükseköğretim, fen öğretimi, eğitim ve gençlik konularında yazılı basında ve çeşitli dergilerde birçok yazısı ve makalesi yayımlanmıştır. 5 Atatürkçü eğitim konusunda, kamuoyunu aydınlatma ve yönlendirme doğrultusundaki yazıları ile de dikkat çekmiştir. 6 Ülkemiz fizikçilerinin örgütlenmesi ve bir vakfın kurulması için öncülük etmiştir. Türk Fizik Vakfı'nı kurmuş ve bu vakfa yaptığı bağışlar ile verdiği hizmetleri büyük boyutlarda olmuştur. Bu vakıf bugün birçok değerli fizik öğrencisine burs vermekte ve Fizik Dergisi'nı çıkartmaktadır. 7 Türkçe'nin sadeleştirilmesine ve doğru kullanımına özen gösteren Prof. Dr. R. Nasuhoğlu. Türkçe'nin bilim dıli olarak geliştirilmesi yönünde verdıgı ugraşıyı. bir yandan yazılarıylakonuşmalarıyla sürdürmüş. diger yandan ter cümesını yaptığı ve yaptırdığı ders kitaplarında aşırı bir biçımde bu dılı kullanmış, bu yüzden de zaman zamnn eleştirilere uğramıştır. Kıtapların daha sonraki baskılarında an Türkçe kelimelerin birçogu çıkartılmak zorunda kalınmıştır. Kurduğu bir ekip ile Fİ7İk Terimleri Sözlüğü'nü hazırlamış ve elimizde tek kaynak olarak bulunmaktadır. 8 Çagdaş ve bilimsel nıtelıkler taşıyan bir eğitimin araçlarına ve ulusal hedeflerıne ulaşmasında hizmet verrniş, 81 yıllık uzunca bir ömrün emekli olduğu Nısan 1983 yılına kadar geçen 46 yılını devlet hizmetinde geçirrniş, bunun 30 yılını bir öğretirn üyesi, zaman zaman idareci olarak Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi'nin gelişmesine harcamış, her zaman üniversıteyı gerici siyasetlerin yapıldığı bir ortam haline sokmak isteyenlere karşı durmuş, özerk üniversitenin ve Atatürk devrimlerinin yılmaz savunucusu olmuş, bu süre içinde binlerce ögrenciye ders vermiş, birçok bilimcinin yetişmesine yardım etmiş bu değerli bilim adamının çalışmalarını çok iyi değerlendiren Türk Eğitim Derneğı ,(TED),' kendisine 1987 Eğitim Hizmet Ödülü'nü vermiştir. Türk Fizik Tarihi'nin bir dönemine darngasını vurmuş değerli hocamız Prof. Dr. Rauf Nasuhoğlu, yaptığı hizmetler ve geride bıraktığı kalıcı eserleri ile bizlere örnek olacak ve gönlumüzde hep yaşayacaktır. Ruhu şad olsun. * Kaynaklar 1. Eğitim ve Bilim, Sayı: 65, 1987 2. Çağdaş Fizik, Cılt: 1, Sayı: 2, 1976 * Prof. Dr., Çukurova Üniv.FenEdebiyat Fakültesi Fizik Bölümü, ADANA Fahri Cingirt 4984