29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAĞLIKLI I öii Oburluk illetine çöziim arayışları Çağımızda yaşanan "oburluk illetine" bir çözüm bulunması amacıyla Ingiltere'de geniş bir deney yapılıyor. Bu deney sonucu insan bedeninin protein, karbonhidrat ve yağ gibi farklı besinleri yakma hızı ve bunların iştahı nasıl etkilediği konusu açıklığa kavuşacak. I ngiliz araştırmacı James Stubb'ın laboratuvarında kobaylık yapmak isteyenler tek bir özellik dışında fazlaca bir özelliğe sahip olmak zorunda değil; tek başına olmaktan mutluluk duymak. Deneye katılacak olan gönüllü deneklerin bir bölümü tuvalet ve lavabodan oluşan, tek lüksü televizyon ve form bisikleti olan ufacık bir hücrede yedi gün tek başlarına kalacak. Ama en azından karınları iyıce doyacak. Kilitli bir pencereden kendilerine olağanüstü bir çabayla hazırlanan yemekler sunulacak. Araştırmacı lar deneklerin midesine giren bu yerneklerin içerdiği yağ ve karbonhidrat oranlarını en ufak dirhemine dek denetleyecek ve her deneğin solunum sisteminin tükettiği oksijen miktarı ile ürettiği karbon dioksit miktarını belirleyecek. Deneklere gelince, onlar da uykudan uyandıkları saatte ne denli aç olduklarını bir kenara not edecekler. Kısacası, kendi kendilerine rapor veren, denetimli birer termodinamik sisteme dönüşecekler. rılması zayıf kalmak ile şişmanlamak arasındaki kararı tümüyle etkiler. Yüksek kalorili besinlerin egemen olduğu çağımızda kimi insanların kendilerini yemeğe adamaları hiç de şaşırtıcı değil. Asıl şaşırtıcı olan, iştahımızı denetim altında tutan, gerek biyolojik gerek davranışsal düzeneklerin alınan enerji ile gereksineni belli bir dengede tutmayı başarabilmesidir. Bu dengenin nasıl sağlandığının açıklığa kavuşturulması çabaları ise oburluğa karşı açılan savaşın öncelikli konusunu oluşturmaktadır. Stubbs ve benzerierinin çalışmalarından ortaya çıkan görünüm giderek daha karmaşık bir yapıya bürünmekle birlikte, en azından yola çıkış noktası bellidir: ki değişim den m kaynaklan dığına da yanıyor. Sonuçta kimileri aşı rı kilolarıı önlenme sinde eı etkili yolut yeni ilaçla olduğu ka nısında. Allah tombul yaratmış! Iki önemli soru... Kilo verdirmeyi amaçlayan reçeteler neden er ya da geç başarısızlığa uğramaktadır? Atılan kiloların acısı neden bir süre sonra alınan kilolarla çıkartılıyor? Rockefeller Üniversitesi beslenme uzmanı Rudolph Leibel ve ekibi bu sorulara yanıt bulduklarına inanıyor ve durumun istençsizlikle hiçbir ilintisi olmadığını savunuyor. Leibel insan bedeninin gelişme süreci boyunca kendisini kilo ve yapı açısından değişime karşı sürekli direnen bir noktaya ayarladığını ileri sürüyor. Bu nokta aşılmaya çalışıldığında beden enerji yakma hızında bir değişiklik yaparak bu girişime karşı çıkıyor ve kendi kilosunu korumaya çalışıyor. Leibel'in enerji gereksınıminın kilo alma ya da verme karşısındaki tepkisini inçeleyen araştırması bu görüşe güçlü bir kanıt oluşturuyor. 18'i aşırı yiyen, 23'ü oburluk nedir bilmeyen denekler sekiz yıl boyunca Rockefeller Üniversitesi'ne bağlı lojrnanlarda kaldılar. Belli dönemlerde 120 güne varan bir süre kalori miktarı değişmeyen besinler yiyen bu gönüllü denekler araştırmacıların metabolizmayla ilgili veri toplamalarına olanak tanıdılar salgılardaki kalori miktarı, günün belirli saatlerinde bedenin tükettiği enerji miktarı, bedenin devinim durumunda ve ısınmak için tükettiği enerji miktarı konusunda kayıtlar tutuldu. Beklenıldiği gibi, bu iki grup denek arasında metabolik hiçbir fark gözlenmedi. Her ikisinde de, ağırhğın artış ya da azalışı ile tüketilen enerji miktarı arasında bir koşutluk olduğu görüldü. Verılen kilolar kaçınılmaz bir biçimde geri geldi. Tombullar en azından, sorunun biyolojik kökenli olduğunun, kendilerinin tembel ve açgözlü olmadığının deneylerle kanıtlanmasından bir haz duyuyor. Ne Midemiz nasıl bir motor? Stubbs'a göre insan bedeni yiyecekleri belirli bir sıra izleyerek yakan bir motor. Bu sıraya göre önce alkol, sonra protein, daha sonra karbonhidrat ve en sonunda da yağ yakılıyor. Stubb'a göre bu sıra oburluğun kaynağına inilmesi açısından son kerte önemli. Bu sözler size biraz karmaşık gelse de, kimimizin zayıf, kimimizin tombul olmasını açıklayan bilim dalı, en az kuvantum fizığindeki kuramlar denli karmaşık. örneğin, halk arasında oburlar tembel bir metabolizmanın kurbanları olarak görülseler de, otuz yıldır yapılan araştırmalar sonucunda zayıflar ve şişmanlar arasında herhangi bir metabolik fark görülemedi. Dahası şişmanlar, daha iri bedenleri gereği daha fazla kalori yakmak zorunda kalıyor. 70 ve 80'li yılların epey gürültüye neden olan görüşü gibi, zayıflığın daha küçük memeliler ve bebeklerde bulunan ve ısı üreten "kahverengi yağ dokusundan" kaynaklandığı da pek söylenemez. Otuz yıllık uğraş sonunda araştırmacıların vardığı tek ortak sonuç aşırı yemenin insanı şişmanlattığı oldu. Yok olmaya mahkum kilo verme reçeteleri Bu sonuca karşın, söz konusu olan kremalı pastalara iştahla saldıran istençsiz insanlar değil. "Aşırı yemenin" öylesıne bir etkısi var ki, insan enerji gereksimine her gün % 1 ya da 2 ekleyip yıl sonunda fazla kilolu biri olup çıkar. Günde incecik bir dilim ekmeğin fazladan kaçı Geçeı güz Rocke feller Ensti tüsü Ho ward Hug hes Tif M erke zi'ndeı Jeffrey Fri edman v< arkadaşla rının, fare leri oburlu ğa iter "ob" adın da saka bir genır belirlendiğ h a b er epey yank uyandırdı Bu genir s a ğ 11 k I olanlarımı y al n ızc ı yağ gözele rınde üretıl mesi, yaj İnsan bedeni sonsuz bir depolama kapasitesine sahip. gözeleriniı Başedilmesi sorun olan tek besin ise yağ. Tombullann ise beslenkimyasa me alışkanlıklann değiştirip fazladan enerji tüketmek zorunda. yapısı iştahın denetlenmesi arasında doğrudaı de olsa verilen kiloların yeniden alınmabir ilinti olabileceğinin bir göstergesi sa sından onlar sorumlu değil. yılabilir. Yalnızca bununla kalmayıp, pro Beslenme uzmanları bu gerçeği olteinin kimyasal yapısının beyne "yemeyı dum olası biliyor; yaptıkları ise aynı şeygerek yok" komutuna öncülük eden bi leri sürekli yinelemek. Uzmanların ancak hormonun kimyasa/ yapısına özdeş o/ çok azı bedenin belirli bir kiloyu korumaduğu yolunda da bir belirti var. Eğer be ya çalıştığı görüşüne karşı çıkıyor. Tarden böylesi "doygunluk moleküllerine' tışmaya neden olan konu belirli kilonun sahipse, bu moleküller kiloyu belli bi ne denli ayarlanmış olduğu. Leibel, belli ayarda tutan başlıca etmenler olabilir. bir süre içinde verilen kiloların ateşlediği Ancak, tüm bu görüşler henüz kesti "başkaldırının" aylar belki de yıllarca sürim aşamasında olduğundan doğal ola receği görüşünde. Karşı uçta ise bu korak kimi kuşkuları da beraberinde getiriı nudaki kanıtların henüz kesinlik kazanyor. madığını, bedenin kimi zaman daha düşük kiloya oldukça hızlı bir biçimde Kimileri, ob geninin yalnızca şişmaı uyum sağladığını ileri süren bir grup yer hayvanlarda bulunduğunu, genin tokluk alıyor. fiziksel etkinlik ya da başka bir şeyı etki leyip etkilomediğinin henüz bilinmediğir Kilo vermek için can atan ve fazla kiloileri sürüyor. Bu nedenle, Batı'yı kasi| dan sakınanlar için bu karşı koymanın ne kavuran oburluk dalgasının açığa kavuş gibi bir anlam taşıdığı konusundaki gömasında genetik bilim tek başına yeter rüşler de oldukça farklı. Stubbs'a göre olamıyor. Zira genler öyle çarçabuk de bu sorunun yanıtı olayın metabolizmağişmiyor. O halde, bedene gerekli olan dan mı yoksa fiziksel etkinlik düzeyinde 4308
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle