Katalog

GEZİ 25 bin yıl öncesi insanına meı Taş devri insanlarının yaşadıkları İspanya'daki Pîleta mağarası 25 bin yıl kadar önceki yaşama tanıklık ediyor.. Orhan Bursalı I ir süredir tırmandığımız dağ yolu, jönü demir parmaklıklarla kapalı, üstelik zincirlenmiş demir bir kapının önünde bitti. Derin bir nefes aldım. Afrir ka'dan Avrupa'ya ilk geien ve buralardan Avrupa içlerine yayılan insanların peşinde ve izinde, ilk yerleşim yerlerinden birinin önündeydik. Tarih 25 bin yıl kadar önceye gidiyor ve bizim neslimiz, yani Homo sapiens insanı ise yeryüzü sahnesine Güney Asya ve Kuzey Afrika'da ortaya çıkalı henüz topu topu 50 bin yıl olmuş . Birazdan, sanki onlarla karşılaşacağız, birbirimize ne var ne yok diye soracağız, kendi dünyalarımız üzerine bilgi alış verişi yapacağız, bize belki kendi usullerince yiyecek, içecek ikram edecekler, sonra el sıkışıpayrılacağız! öyle olmasını isteyen bir duygu yükseliyor içimden Bir öncftki gün Cebelitarık kıyılarından el salladığımız Afrika kıtası canlanıyor gözümün önünde.. Kimbilir ne düşünceler ve umutlarla, neyi ve nasıl merak ederek Afrika'dan Avrupa'ya geçmişler!. Işte buradaki ilk doğal barınaklarından birinin önündeyiz Birazdan binlerce yıl önce burada yaşadıklarının kanıtı olan mağara duvarlarına yaptıkları balık ve çeşitli hayvan resimlerini izleyecek ve binlerce yıl yatıp kalktıklan yerleri göreceğiz. Merak bastırıyor yüreği durmadan Taraçalandırılmış ve bekleme yerine dönüştürülmüş mağara önündeki küçük alanda, kenarda oturmuş kağıtlarla haşır neşir bekçiyeyaklaşıyoruz Donuk bir yüz ve anlatımla hemen içeri girmemizin imkansız olduğunu söylüyor. Kısa zamanda öğreniyoruz ki öyle iki kişi, dört kişi mağarayı gezemiyor. Bir grup oluşturmamız gerekiyor. Içeriyi gezmenin en az 1 saat sürdüğünü söyleyince sıradan bir barınağın değil, buyuk bir mağaranın önünde olduğumuzu anlıyoruz. Ayrıca 25 kişilik bir grubu beklediğini söylüyor. Zaman kalırsa bizi gezdirebilecek, yoksa öğleden sonraya kalacağız. Haber kötü Zaman dar. Beklemek mi, gitmek mi yoksa? Güney Ispanya gezisinde yolumuz üzerine çıkan "Mağara insanları'yla bu bilimsel alış verişi yapmadan yola koyulursak, mutsuz olacağımı anlıyorum. Taş devri insanının bizlere resimli izlerini bıraktığı üç beş mağaradan birinin kapısından dönmek ve içeri girmemek! Aylarca kendimekızabilirim. Beklemek tabii! Bekçi veya resmi görevli sandığımız yetkiliye Türk usulü yanaşıyoruz. Insan sıLa Pileta mağarası önünde içeri girmek için bekleşenler. Alman caklığı ve candanlığıöğrenci grubu 1,5 saaff/r içerde ve çıkması bekteniyor. Mağanınnın genellikle butün kakapıları önü, beklemek için taraçalandırılmif ve oturma yerleri yapılmış. palı açabileceği ve özel durumlar yaratabileceği pratik bilgisinden hareket edeceğiz Yanına oturuyor ve kırık ingilizceierle özel sohbete koyuluyoruz. Biraz sonra yüzündeki gergin ve aksi anlatım, yerini yumuşama ve gülümsemeyebırakıyor. Eller dokunuyor. Dirsekler temas ediyor. Türk olduğumuzu öğrenince şaşırıyor. Hemen ilişki özelleşiyor. "Blz çok şarap içerefc sarhoş olana, Türk gibi içtin yine, deriz" diyor Ancak Türklere sıcaklar Bir Ingilizle, Almanla kurmayacakları bir ilişki başlıyor aranızda hemen. Nedeni Akdenizli olmak mı, Türklerin turist olarak bu ülkede ender görülmeleri mi, ortak (utbol aşkı mı, o sıralarda sevgili Kralları Carlos'un Türkiye'ye ziyareti mi, her iki milletin geçmişte imparatorluklara sahip oi LaPileta'nın içinden bir görünüş. Kireçtaşı ağırlıklı bir yapıda olan ma ması mı, yoksa Av ranın içini yeraltı suyu dantel gibi oyarak, ö'rerek seyre doyulmaz hal rupa'nın kenar tirmiş. Mağara içindeki iniş ve çıkışlar da merdivenleştirilmiş. ülkeleri olmanın lerini çıkartıyor ve topluyorlardı. Ellerindt yarattığı ortak duygu ve dayanışma mı, de Türkiye'nin neresinde hangi fosiller ol ne, bilmiyorum Ama aramızda bir yakınduğunu gösterir ayrıntılı haritaları vardı üs lık olduğu kesin Barselona'da alış veriş telik! yaptığımız dükkanın sahibinin gülerek Manyas kuş cennetini de bulan Almar Türko Türko diye eliyle sırtımıza vuruşu profesör Kossvvig değil miydi? aklıma düşüyor... Aşağıdan iki kişi da bize doğru tırmanıyor. Beklemeleri gerektiğini öğreniyorlar. İki Alman. Derken bisikletli insanlar ana yoldan Mağara yoluna sapıyor. 10 dakika sonra da 40 50 yaş arası kadınlı erkekli bisiklet giysili 15 Alman dahagelıyor! Gelmeleri beklenen ve önceliği olan 25 kişilik grup da bir Alman öğrenci gurubu. Bu gibi ilginç yerlerde en çok rastlayabileceğınız insanlar Almanlar Türkiye'yi de bizden iyi bildiklerinden şüphem yok Karadeniz sahilinde Karaburun'da Mercan kayalarını incelerken, bir kaç Alman da ellerınde küçük çekiçler ka yalardan 30 40 milyon yıl öncesinin fosilBirazdan beklenen grup uzun bir konvo^ halinde sökün ediyor Ta Almanya'dan kal kıp Ispanya'ya gelen ve derslerini doğru dan burada görerek, inceleyerek oğrener arkeoloji öğrencılerı! Fransa'dan Ispanya'ya kadar Taş Çağ insanın yaşadığı ve önemli izler bıraktıklar mağaraları dolaşıyorlarlar. Işte boyle bi eğitimle, sağlam bir bilimsel bakış ve dü şünüş edinen ırkçılıktan ve üstünlül kompleksinden uzak durdukları sürece, ta biü yarının insanlarını yetiştiriyorlar. Hocaları bölge ve mağara hakkında öı bilgi veriyor. Kulak kabartıyorum: Bu bölg< kireçtaşı ağırlıklı bir dağ zincirinin bir bölü 3288