20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BEYİN ARAŞTIRMALARI HAFTANIN GÜNDEMİ Bir sözcüğü ammsarken beynin resmi çekildi En basit işlemlerin beynin beklenmedik yerlerinde olması, araştırmacıları şaşırttı. Derleyen: Nüket Canbeyli I nsan beynının bır kelımeyı hatırlamaktan oluşan basıt ışlemının ılk resımlerını çeken araştırmacılar bellek ve aklın ışlemesı konusunda beklemedıklerı buluşlarla karşılaştılar St Louıs VVashıngton Unıversıty den Dr. Marcus Ralchto'nın röntgen araştırmasının sonuçlarından ortaya çıkan bulgular New Orleans ta norolojı ıle uğraşan bılım adamlarının bır araya geldığı toplantıda açıklandı Bılım adamları çalışmanın hem dıkkat çekıcı hem de şaşırtıcı olduğunu söyledıler Araştırmacılar buyuk mıktarda (aalıyetın aynı anda gözlernlendığını beyınden detaylı hatırlama resımlerını ayrıştırmakla kalmadılar, bu işlemlerin beynin beklemedıklerı yerlerinde olduğunu keşfettıler San Diego'da Unıversıty ol Calıfornıa profesoru ve sunulan teblığın yazarlarından bırı olan Dr. Larry R. Squlre, "Yuzyıllar boyunca belleğın anatomısı hakkında oğrendığımız her şeyı, anormal ve hasarlanmış beyınler uzerınde çalışarak elde ettık Şımdı bu çalışmayı normal ınsanda, normal davranışı ınceleyerek yapacağız Bu muthış heyecan verıcı' dedı Uzun sureden berı bellegln, hıpokampus denılen beynin ortasındakı kıvrık bır organda oluştuğu bllinlyor Ancak deneklerınden basıt kelımelerı ve kelıme parçalarını hatırlamalarını ısteyen bılım adamları bu konuda Iki ayn noktanın daha ettrill olduğunu buldular Bır ışlemde bellek slstemine çok az ıhtıyaç olduğu goruldu soylenen bır kelımeyı eşleştirme veya bır kelıme parçasını tamamlamak ıçın gereken ışın çoğu, duşunme veya bellek dışında algılama olarak sınıflandırılan bır gorsel olgu nıtelığı gösterıyor Algılama kadar bılınçlı olarak hatırlama gerektıren başka bır ışlemde, beynin on kısmında yuksekduşunme bolgesı prefrontal korteksın yalnız duşunmp değıl, halırlamada da onemlı olduğu otMya çıktı Araştırmacılar, bu bolgenın, beynin ortasında surdürulen bellek taramasını yonetır gorunduğunu söyledller Deney 1990 da çoğunluğu hastane çalışanı olan 18 gönullu uzerlnde yapıldı Denekiere dışçı koltuğuna benzer bır koltuğa oturmaları soylendı Koltuklarını bıraz arkaya yatırdılar başlarının çevresıne PET rontgen cıhazı yerleştirıldı (posıtron emıssıon tomography) önlerınde kelıme parçalarından oluşan lıstelerı gostenr bır televızyon ekranı vardı Mot, ınc, hom, vb Kanlarına oksııen molekulu rontgen altında parlayacak blçımde bıraz değışıklığe uğratılmış su zerk edıldı Bu şekilde markalandırılan kan vucudu dolaşarak beynin ıçınden geçtl Beyln hucrelerı aktıf hale gelınce olağanın dışında yuksek oranda şeker yakar, ve bu şeker artan kan akışıyla taalıyet halındekı bu kuçuk bolgelere ulaştırıhr Markalandırılan kanın yoğunlaşması röntgen fılmınde 'sıcak noktalar olarak belırdı böylelıkle bılım adamları. denek değışık ışlemlerı yaparken hangı noktaların en çok faalıyet gosterdığını buldular Tek göruntulerı dızıler halınde bırleştıren araştırmacılar, bölgeden bolgeye dolaşırken beynin değışık kısımlarının bırbırıyle iletışım Içlnde olduğunu gostererek beyın faalıyetlerını görmeyl başardılar Böylelıkle, bır ağaçtakı ateş böceklerı glbl bırçok bolgelerı yanıp sonen, pek çok bölgesı aynı anda çalışan beyındekı aktıvıtenın göruntulenmesl guçluğunun ustesınden geldıler Araştırma ıçın Dr Squlre "prımıng" denılen psıkolopde henuz her yonuyle bılınmeyen bır bellek ışlomı seçtı Kışı bır saat once gorduğu bır kelıme ya da resmı bılınçlı olarak hatırlamasa da belleğınde saklar (Buradakı garıp olay hafıza kaybı geçıren kışılerın bellek testlerınde dığer hıçbır şeyı hatırlamadıkları halde bu ışlemı basarıyla tamamlamaları) Bu deneyde her deneğe 30 kelımeden oluşan bır lıste verıldı Daha sonra kışının dikkatl bılınçlı olarak dağıtıldı Sonra 10 kelıme kokunden oluşan llste ekranda belırdı Kelımelerı tamamlamak ıçın denekiere akıllarına ılk gelen kelımelerı söylemelerı ısterv dı örnek olarak ekranda ' mot kokunu goren denek "motor1', ' motıve dıye bır cevap verebılırdı Ancak ekranda bıraz once "motel' kelımesını goren bır kışı, buyuk olasılıkla neden olduğunu bılemeden "motel" dıye yanıt verecektı Raıchle ve Squıre deneyınde her deneğe 3 kez prımıng' testı yapıldı ve her seferınde 40 sanıye sureyle beyınde belıren goruntuye bakıldı Bırıncıde kelımeler ve koklerı hıç eşleştınlemedı Ikıncıde bırkaç doğru yanıt vardı, dolayısıyla beyın bellekten hatırlamak durumundaydı Uçuncude bazı eşlemeler başarılmıştı ve deneklerden kelıme köklerını lıstedeki kelimelerle eşlemelerı ıstendı Uç goruntu arasında görulen farklılıklat, ıkıncl testte kelımenın "habrlanması 'nın hıpokampuste değll, beynin arkasında yer alan görsel alanda olduğunu gösterdı Bu, duşunme değıl algılamayı, kellmenın anlaşılmasını değıl, harflerın biçımlerlnln tanınmasını gerektırıyor Bu yuzden h ıfıza kaybı olan ınsanlar, bellek organl.T * nnden ya da belli oranda hasarlanmış olsa bu Işlemi basarıyla tamaınlayabı . < r Deneklc lı n kelımelerı köklerle eşleştırmelerı ısl' <, nde beynin (rontal lobu ve hıpokampus ,nı anda aydınlandı demek kı bellek tar.ı ı ,»ı sırasında daha yuksek duzeyde, bılınvh duşunmeye gerek vardı Araştırmacılar en basıt laallyette bıle beynin bır kaç bolgesının bırden aydınlandığını belırterek bırbırıne eklemlenmış bırçok kucuk "ışlem"ın ya da yeteneğın bulunabılecegıne ışaret ettıler Blrkaç yıl önce bulunan bu teknıkle beyne 1015 yıl önce hayal bıle edılemeyen bır şekılde bakmanın mumkun olduğu belırtıldı NaUonal Instftut* ol Mantal Haalttı'de önde gelen araştırmacılardan bırı olan Dr. Morttmtr Mlshkln, gerçek hucre dızılerının kesılerek açıldığı hayvan araştırmalarıyla bırleştırecegı çalışmasının, bellek ve dığer davranışın anlaşılmasına buyuk bir hız kazandıracağını kaydettı "Artık Işlemden lşl«m» gaçUkç* beynln hücre dokuaunun taalry*dnl gâzta görablllyoruz. B6ytoc« Ilk kez, beytn va davrarnfin aynnblannı gAzto görulablllr katagoritor tçinde düşOnm«ya başlayaca0ızn dedı Bllinçslz hatırlama Hlpokampusun ötesinde Beyne açılan pencere üçük gezegenler olan asteroidlerden bir'min dünyayla çarpışması ihtimali, uygarlığımızın geleceği açısmdan bilimin endişc kaynaklarından biri, hatta başhcası. Dünyamızın geçmişte böyle olayları yaşadığına ilişkin kamtlar giderek kesinlik kazamyor. Asteroidlerden çok daha küçük olan meteor veya meteroidler ise irili ujaklı kaya parçaları olarak bilinirler ve dünyayı sürekli bombardıman ederler. Bunlar yeryüzünün çekim gücü nedeniyle atmosfere büyük bir hızla girerler. Kimisi yanar, kimisi akkor halini alır ve gökyüzünde akan yıldızları, yıldız kayması denen olayı oluştururlar. Küçük taşlar veya tozlar halinde uzaydan dünyaya yağıyorlar ( Yılda 300 bin ton !). Meteroid, b;r bö'lümü yansa da dünyaya düşen kaya parçalarına, göktaşlarına deniyor. Düştükleri yerlerde meteor çukurlan açıyorlar. Bunlar dünya çapında değil, ancak daha yerel sonuçlar doğuruyor. Sözgelimi 50 bin yıl önce Arizona'va düşen bir göktaşınm açtığı çukur bugün bir geziyeri niteliğinde. A vustralya 'da Henbury'deki çukur 5 bin yıldan daha genç. Namibia'daki 3,7 milyon yıl yaşında ve izleri hâlâ duruyor. Kanada 'da 210 milyon yıllığı da var. Bir asteroid ile bir meteroid arasındaki orta boy bir Avuttralyadakl Gosses Blultçukuru 140 milyon yıl göktaşınm dünyaya düşmesi halinde, 20 bin hidrojen önctlnden kalma. bombasının enerjisine eşdeğer bir sonuca yol açacağı, 1015 km çapında krater oluşturacağı, denize düşmesi halinde birkaç yüz metre büyüklüğünde dalgalara neden olacağı hesap edıhyor. Tabi, yüzbinlerce insan böyle bir felakete kurban gidebilir. Yakın zamanlarda, atmosferi sıyırarak, büyük bir bölgeyi gün gihi aydınlatıp yeniden uzayda kaybolanları oldu. 1908' de Sibirya'ya düşen bir göktaşı Marmara Bölgesi çapında bir ormanı yok etti. Uygarlığımız henüz bir uzaysal felaketi yaşamadı. Tarihimiz çünkü çok yeni. Uzay takvimi ise milyonlarca yıllık dılımlerde büyük ve önemli dönüşümlere tanıkhk ediyor. Şimdilik dünyamız uzaya karşı çaresiz. Uzay araştırmalarının, gezegenleri, asteroidleri meteorları incelemenin görünmeyen önemi de buradan kaynaklanıyor. Uygarlığımızı dış felaketlere karşı koruyucu önlemlere yönelmenin başka bir çaresi de yok.. *** K Gelecek cumartesi yeniden buluşmak umuduyla, güzel günler dileriz.. O K U R D A N BİZE Samuel Aysoy üzerine... 23Kasım 1991 Cumhurıyet Bılım Teknık ekınde "Okur'dan Bıze" adlı sutunda "Ankara kedısı, keçısı ve tavşanı neden yumuşaktır" başlıklı sutunda adı geçen Profeaor Samuel Aysoy (Aksoy değıl) Zıraat Fakultesı değıl Veterıner Fakultesi Dahılıye profesoru ıdı Fevkalade onsezı ve teşhıs yeteneği olan Aysoy A Ü Veterıner Fakultesı nden 1955 yılında emeklı olmuştur. Hayvan hastalıklarının yanı sıra tanısı konulamayan bazı ınsan hastalıklarının tanısında da hekımlere yardımcı olmuştur II Dunya Harbı'nın başında Hıtler yuzunden ulkesını terk eden, Türkı ye ye sığınan bılım adamlarından bırıdır V«t*rin*r H*kim Dof. Dr. Ş. Kaya Göksey Blllm Teknlk'in notu: Açıklamanız ıçın teşekkur ederız Yazınızı 2 sayfa hazırlayıp gönderırsenız, bir göruşbildırebılırız CumhurtyetBİLİMTEKNİK«No 247 7 Aralık 1991 •Cumhurıyet Matbaacılık ve Gazetecılık T A Ş •Kurucusu YunusNadl • Genel Yayın Yönetmenı HaunCamal • MuesseseMuduru Emlrte Uşaklıgll •Yazı Işlerı Muduru Okay Gönenaln •Yayın Yönetmenı Orhan Bursalı •Grafık Yönetmenı T0i«a Haadamlr 2473
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle