Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TTF Alzheimer hastalığının olıışum mekanizması çözümleniyor Yankı Yazgan aşlanmak ve bunamak... Pazara alışverişe gittiğinizde ne alacağınızı unutmak, yıllardır karış karış bildiğiniz şehir sokaklarında karsılaştığınız küçük blr değişiklikle şaşkına dönmek, yeni bir seyler öğrenememek, yakın geçmişe alt olayların belleğinizden silinmesi, vs. vs. HeıKesin korkiuğu bir gelecek blçimi böylesi bir yaşlıhk. Bunamaiarın % 80'ini oluşturan Alzheimer hastalığı ve serebrovaskülor hastalık dışındaki nedenler erken tanındıklarında geriye çevrilebilir süreçler olarak % 20'lik bir şans getirlyorlar. Ancak ana bunama nedenlerinden brri olan Alzheimer hastalığı özellikle dur durak bilmez ilerlemesiyle ürkütücü bir nam saldı * * • Popüler yayın organlarında son yıllarda sık sık kendinden söz ettiren Alzheimer hastalığının basında bu kadar çok yer bulmasının nedeni sadece korkunç sayılan bir hastalık olması değil. Tıp araştırmalarının çok büyük bir bölümünün yöneldiği bir hastalık olan Alzheimer, nöroloji, psikiyatri, radyoloji, immunoloji, metabolizma, genetik gibi tıp dallarını buluşturan bir fenomen durumunda. Alzheimerlı hastada hızla seyreden bir kötüye gidiş, antisosyal davranışlar, dışkılama fonksiyonlarını denetleyememe, temel sağlık ve temizlik kurallarını uygulayamama, en basit evişini bile yapamama biçiminde kendini gösterir. Bu arada unutkanlık ile bunama sürecl arasında ilişki kurabilecek okurlara hatırlatmak gereken bir nokta, yaşla ilişkili bellek bozukluklarının (ya da depresyon, uyum bozukluğu gibi ruh8al rahatsızlıkların) bir unutkanlık halinde öncellkle akla geleceği. Yaşın llerlemesine bağlı olarak bellekte bir takım bozukluklar olması beklenir. örneğin 50 yaşındaki bir kişinin bazı unutkanlıkları olması d o )aldır, 60 yasındaki bir kişinin algılama ve dikkatle ilgili sorunları olabllir. 70 yasındaki bir kişi soyut düşünebilme ve dil yetilerinde kayıplara uğrayabilir. OLUfUH Patlaır Eski blnaları çökertmek,: delmek, çellk yapılan doğra fırlatmak, grafltten mücevhc tozlarını erltip kaynaştırnrak patlayıcıların flzlksel ve kim blllyorsunuz? Y çıkmıyor Ancak 4060 yaşlarına kadar yaşadığı takdirde Alzhelmer'a benzeyen tipte bir bunama ortaya çıkıyor. Alzheimer hastalığının kendisinin ortaya çıkması için 70'ini aşmış, 90 a yaklaşmış olması gerekiyor. Çevirt Belgin öz bugün hâlâ eksik olan, patlamanın geniş kapsamlı bir teorisini ortaya koyacağını umalım... Patlamanın modern kuramsal incelemesini başlatan, ne yazık ki, nükleer çalışmalar oldu. Yüksek patlayıcılara dayanan nükleer silah endüstrisinde patlayıcı etkileri sıkı bir şekilde kontrol altında tutulabilecek kimyasal patlayıcılara gereksinim vardı ve bu olay patlayıcı sanayiinde büyük bir değişiklik meydana gelmesine neden oldu; bundan böyle patlayıcıların doğruluk, tahmin ediiebilirlik ve minim ölçülere uyarlanabilirlik gibi esaslara uyması gerekiyordu. Mühendisler artık patlayıcıları çok büyük güçte ve kısa süreli olmalarına karşın, emin, güvenilir, kontrol edilebilir ve büyük harcama gerektirmeyen, kompart enerji kaynakları olarak görüyorlardı. Bu da yepyeni uygulamaların ortaya çıkmasına neden oldu. Eskl blnaları çökertmek için taşıyıcı sütunlara patlayıcılar yerleştirmek yetiyordu. Maden tabaka veya tüpleri kaynak yapmak ya da kaplamak gibi maden işlerinde patlayıcılar büyük önem taşımaktadır. özellikle alüminyum ve çelik gibi uyumsuz madenlerin kaynaştırılması için patlayıcı kullanımından başka yol yok gibidir. Zırhlılan, petrol borularını delmek ve çellk yapılan doğramak için en etkili yol da patlayıcı kullanmaktır. Mermi, güdümlü mermi ve roketlarln fırlatılması da yine patlayıcılar yardımıyla gerçekleşmektedır Grafitten mücevher yapmak, maden ve saramlk tozlarını erltip kaynaştırmak ve başka türlü gerçekleşemeyecek bazı kimyasal reaksiyonlara olanak ve recek basınç ve ısı ortamının elde edilmesi için yine patlayıcılardan faydalanılır. En az bilinen kullanım alanı ise patlayıcılar yardımıyla manyetik alan kompresörlerl geliştirmektir. Dünya manyetik alan kuvvetinin 10 milyon kat üstüne çıkabilen bu kompresörler büyük birer elektrık kaynağı olabilirler. Modern yaşamda patlayıcılar için türlü kullanım alanları geliştırilmiş olmakla birlikte, patlayıcı bilimi henüz tam gelişmesini tamamlayamamıstır. Bunun ilk nedeni kuramsal hesaplamaların çok güç olmasıdır. Patlama doğrusal olmayan bir süreç olmadığı için matematiksel açıdan şekillendirilmesi de çok zordur. Iklncl neden patlayıcı problemlerinin çok değişik iki boyutta yer almasıdır: Patlayıcı içinde kritik kimyasal reaksiyonların yer aldığı bölge (reaksiyon bölgesi), ile patlayıcı maddelerin enerjilerini bıraktıklart bölge (bu bölgelerin ilki, ikincisinden 1001000 kat ufaktır). Patlayıcı maddelerin enerjilerini bırakma yolları patlayıcı kimyasal reaksiyonların meydana geliş şekillerini etkiler ve bu Tümüyie genetik blr hastalık değil Alzheimer hastalığını genetik bir hastalık olarak kabul etmek doğru değil. Yukarıda ailevl tip Alzheimer hastalığından söz edilmişti, ancak burada da çevresel özellıklor rol oynuyor ABD'de yapılan bir çalışmada, Alzheimer'lllerin yansından çoğunun ailevi tipteki hastalık özellikleri gösterdiği vermont'ta kalabalık ve yaygın ailelerin vartığı bu istatıstiksel sonucu etkiliyordu. VVashington gibi kosmopolit ve çok farklı çevrelerden ınsanların birbiriyle eviendiği kentlerde aynı araştırmada hem Alzheimer'li hasta oranı hem de Alzheimer'li hastalar içinde ailevi tipte olanların oranı düşük bulunmuştu. Alzheimer hastalığı hâlâ ürkütücü bir kâbus. Ama ne olduğunun anlaşılması pek uzun süreceğe benzemiyor. P Elmas kaplı bıçaklar Alzheimer dldlk didlk araştırılıyor Alzheimer hastalığıyla ilgili araçtırmalar hastalığın oluşum mekanizmasını ortaya çıkarmak üzere. 1976 Nobel Tıp ödülü sahlbl Dr. Gajdusek ve arkadaşlarının üstünde durdukları bir nokta, Alzheimer'li hastaların beyinlerinde saptanan proteine benzer amiloid maddesınin birikimi. Muma benzeyen bir yapı gosteren amiloid, plaklar ya da ince uzun örgüler şeklinde beyinde birikiyor. Ancak amiloid birikimi Alzheimer hastalığına özgü değil. Kuru, CreuizfeldJakop hastalığı gibi hastalıkların yanı sıra; dövüş sporları yapanlarda kafa travmasına bağlı olarak, belki de normal yaşlanma süreciyle de ortaya çıkabiliyor. Hiçbir bunama ya da sınır sıstemı hastalığı olmayan, sağlıklı bireylerin beyinlerinde de amiloid saptanabiliyor. Down Sendromu, halk arasında mongolluk diye bilinen rahatsızlığın tıbbi terminolojideki son geçerli adı. Down sendromlu kişilerden ileri yaşlara ulastıktan sonra ölmüş olanların beyinlerinin incelenmesinde amiloid birikimi saptanmış Dikkatlerini Down sendromuna neden olan 21. kromozoma yönelten Alzheimer araştırmacıları, 21. kromozomdaKİ genlerden blrinln anormalliğin ailevi tipteki Alzheimer hastalığında "tetlğl çeken" etken olduğunu öne surdüler. 21. kromozomunda Alzheimer adayı yapıcı bir gen anormalliği bukjnan kişkle Oown sendromuna ait bir bellrb hayatın ilk yıllarında ortaya z bulunurluğu, eşsiz pırıltısı, saydamlığı ve kendinde topladığı diğer mutlak üstünlükler nedeniyle elmas her devirde aranan değerli bir taş olageldi. Bir süredir, onun eşsiz fiziksel niteliklerınden biri elmasın doğada bulunan en sert madde olması estetik üstünlüklerinin yanında, elmasın birtakım teknolojik üstünlüklerini de gündeme getirdi. Elmasın teknolojik alanda kabul görmesini sağlayan diğer üstünlükleri arasında, elektriğe karşı yalıtkanlığı, ancak ısı ıletkenlığının bakır ve gümüş gibi metallerle "boy ölçüşecek" düzeyde olması, ısıya ve ışınlara oldukça dayanıklı olması sayılabilir. Başka maddelerin "efmas tabakasıyla kaplanması" yöntemiyle bu üstünlüklerden tekniğin çok çeşitli alanlannda yararlanılması artık bir hayal değil. Uzay teknolojisinden mutfağımıza giren "Teflontava" örneğinde olduğu gibi keskinliginden hiç kaybetmeyen elmas kaplı bıcaklarla ekmeğimizi dilimlemek için herhalde fazla beklememiz gerekmeyecek. On yıl kadar önce Sovyet arastırmacılar tarafından gerçekleştirilen ilk elmas kaplama tekniği, bugun silisyumun 25 nanometre (10* metre) kalınlığında bir elmas tabakasıyla kaplanarak entegre devrelerin korunmasında ve aşın ısınmalarının önlenmesinde kullanılıyor. Bu arada yarı iletken olarak silisyumla aynı krlstal yapısına sahip olan ince elmas tabakalarının silisyumun yerini alması yakın bir getecekte mümkün olabilir. Elmas tabakalarının düşük enerjili fotonlara karşı geçirgen olması, bu materyelin UVdetektörlerinde radarlarda ve yüksek enerji camlarında kullanımını ve elmasın kendisinin UNALazeri olarak kullanımını mümkün kılıyor (I.M) A atlama, dalganın neden olduğu kimyasal reaksiyonlarla meydana gelen süpersonik sok dalgaları halinde yayılır. Bu süreci tanımlayan geniş kapsamlı bir teori henüz ortaya konmamıştır. 1849 yılında İtalyan kimyager Ascanio Sobrero nitrik asit ile gliserinin bileşiminden ortaya çıkan sıvı maddenin çok ilginç özellikler taşıdığına dikkati çekti. Madde o zamana dek kullanılan en yaygın patlayıcı olan baruttan çok daha değişik ve ani bir şekılde patlıyordu. Barutun patlayabilmesi için sıkıştırılması gerekirken, elde edilen bu sıvının çok küçük bir mıktarı bile büyük patlamalara neden olabiliyordu. Sobrero yalnızca yeni bir bileşim bulmakla kalmamış ki, bu bileşime nltroglİMrln diyoruz; aynı zamanda da patlama adını verdlğimlz y«py»ni blr flzlkscl olayı ortaya çıkarmıştır... Sobrero'nun buluşu duyuldukça başkaları da bunu uygulamaya kalktılar. İsveçli Emanuel Nobel, nitrogliserin ile barutu karıştırarak, tozun etkinliğini arttırmayı denedi, fakat başarılı bir sonuç alamadı. 1863'te oğlu Alfred konuya eğilerek nitrogliserini çarpma veya ani basınç yoluyla etkileyebilen yepyeni bir patlayıcı buldu. Nitrogliserin gibi patlayan maddeler büyük bir canlılıkla tutuşan ve hafif patlayıcılar adını alan barut gibi maddelerden farklı olarak yüks«k patlayıcılar adını alırlar. Patlayıcılar üzerinde çalışmalar yapan Alfred Nob«l ve diğerleri araştırmalarında patlamaların fiziksel ve kimyasal özellikierini ortaya koyarak, ilerlemek yerine önsezi ve şansa dayanarak sonuca varmışlardı. Yüksek patlayıcıları geliştirme çalışmalarındaki bu deneyerek ilerleme metodu yakın zamanlara ve araştırmacıların patlayıcılar üzerindeki çalışmalarını deneysel bir bilim olmaktan çıkarıp, ciddi kuramsal temellere dayandırmak yolunu seçmelerine dek sürdü. Kuramsal analiz metodlanndakl gelişmeler ve bilgisayarların yardımıyla bir patlayıcı maddeden yayılan patlamaların özellikierini daha yakından incelemek mümkün oldu. Lazsr spektroskopi gibi yeni deneysel tekniklerle patlama sırasında meydana gelen yükaek basınç ve ısı koşullannda maddelerin ne tür davranışlar göstereceği de anlaşılabildi. Tüm bu çalışmaların sonuçta.