Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
G Ö K B ! LT M H AFTANIN GÜ N DEMİ Atmosferde E patlayan, ateş topu muydu? 1908de Slbirya'da bir bölgeyi çöle çevlren esrarengiz patlamaya (Tunguska olayı) bir ateş topunun neden olduğu llerl sürüldü. tsmail Murat eçen yazımızda, ara sıra irili ufaklı kaya parçalarının (planetoidler) dünyamızla çarpışma olasılığından söz etmiştik. Böyle bir çarpışmanın hesaplara göre 160.000 yılda bir başımıza gelebileceğini belirtmiştik. Bu tür bir vukuatın tarihteki en yakın örneği ise, hâlâ bazı yönleriyle gizemini koruyan "Tunguska Olayı"; sesi ve görüntüsü kilometrelerce öteden izlenebilen bu korkunç patlama, 30 Haziran 1908 sabahı, yani seksen yıl önce Kuzey Sibirya'nın ıssız bir bölgesini çöle çevirdi. Tunguska olayının tenha bir bölgede meydana gelmesi insanlık için büyük bir talih sayılırdı, ama olayın Kuzey Sibirya'yı seçmesi, onu yakından gözlemleyen tanıkların sayısını azaltmakta ve bilim adamlarının işini zorlaştırmaktaydı Olaydan sonra bölgeye yapılan keşif gezileri 2000 km 2 genişliğindeki bir ormanlık bölgenin tümüyle yok olduğunu, bunun çevresindeki ağaçların da ışınsal bir biçimde kibrit çöpleri gibi felaket bölgesinin etrafına saçıldığını saptadılar. Işin ilginç yani, ortada bir kraterin olmamasıydı. Ayrıca bir kozmik nesnenin kalıntılarına da rastlanmadı. Felaket yerinin görünümü büyük bir meteoritin (göktaşı), gerisinde bırakacağı manzaradan oldukça farklıydı. Giderek, küçük bir kuyruklu yıldızın (komet) bu noktada dünyaya çarpmış olabileceği görüşü ağırlık kazandı. Kuyruklu yıldızın çekirdeği önemli miktarda buz ve diğer uçucu maddeler içerdiğinden kuyruklu yıldızın artıkları çarpışma sırasında oluşan ısı nedeniyle buharlaşmıştı. Kısa bir süre önce Amerikalı bilim adamı Z. Sekanina, Tunguska problemini yeniden gündeme getirdi ve eldeki tüm verileri değerlendirerek başka bir sonuca ulaştı. Once eldeki verilerden nesnenin tam yörüngesini ve patlama zamanmı belirledi. Sekanina'ya göre kütlesi 1 milyon tona yakın olan nesne, yeryüzünden birkaç km. yukarıda patlamıştı. Bu arada 1Cr3erg'den büyük bir enerji açığa çıkmıştı. Patlamanın yarattığı şok dalgası bölgenin çöle dönrnesine yol açmıştı. Sekanina'ya göre, yoğun kütlesi yüzünden atmosfer tarafından yeterince frenlenemeyen nesne, atmosferden geçiş sırasında iyice ısınarak tek bir patlama sonucunda 9nerjisini vererek bir toz bulutuna dönüşmüştü. Nesnenin atmosfere giriş hızı 14 km/saniye, patlama sırasındaki hızı ise 9 km/saniye olmalıydı. Oysa bir kuyruklu yıldızın (kometin) en azından 30 km/saniyelik bir hıza sahip olması gerekirdı ve kuyruklu yıldız gözenekli yapısı yüzünden atmosfere girişinden çok kısa bir süre sonra parçalanır ve giriş kütlesinin önemli bir bölümünü yolda yıtirirdi. Ayrıca gözlemlere göre hesaplanan yörüngede olayda önce böyle bir kuyruklu yıldız mevcut değildi. Bütün bu olumsuz bulgular Sekanina'yı (kuyruklu yıldız) varsayımından uzaklaştırdı. Buna karşın bütün gözlemler Tunguska nesnesinin Apollo ailesinden 100200 m. çapında küçük bir platenoid olduğunu desteklemekieydi. Bu nedenle, şimdiye dek kaydedilen en büyük ateş topu sayılabilirdi. Sekanina'yı bu yeni açıklamaya götüren en önemli yardımcılardan biri, son yıllarda dünyanın atmosferi ve kozmik nesnelerin bu atmosferdeki akıbetleri konusunda edinilen yeni bilgilerdi. D G \ge adalarında, Ege ve Akdeniz bölgelerinde, bazen gözalabildiğine uzar gider zakkumlu yollar. Oraları aslında yol değil de, sel ve genellikle kurumuş dere yataklandır. Bazen görüntü "zakkum tarlalarına" dönüşür. Pembeeflatun renkleriyle kara yolculuklarını keyiflendiren zakkum bu hafta Türkiye'nin "bilim gündemi"ni belirlemekle kalmadı; devlet örgütü TRT'nin elinde, bilimsel duyarlığa, bilimsel kuşkuya, bilim adamlarının saygınlığına karşı bir araç olarak da kullanıldı. TRT'nin düzenlediği "Bilimsel Toplantı"da, bilim adamlarının karşısına bir "ağır ceza avukatı"nı çıkarması, bilimsel tartışmayı olanaksız kıldı. Zakkum üzerindeki sis perdesinin kalkmasını önledi. Bilim adamı şüpheci olduğu kadar, önyargısızdtr da. Dr. Ziya özel'in zakkum ekstresinin tümör iyileştirici özelliği olduğu iddiasını, hele örnekleri varsa, araştırmasız reddetmek, bilimsel tutuma yabancıdır. Gördüğümüz kadanyla, zakkum ekstresiyle yaptıklan deneylerden olumsuz sonuçlar alan doktorlar dışında, bilim adamlan olayın laboratuvarda araştınlmasmdan yana tutum almaktadır. TRT'nin kamuoyuna yansıttığı gerçeğe aykırı "bilim adamı imajı"na karşılık, Türk bilim adamlarının gerçek tutum ve düşüncelerine sayfalarımızda yer veriyoruz. Zakkumla ilgili yayınımızda, bir maddenin ilaç haline gelinceye ve insanlığın kullanımma sunuluncaya kadar, geçirmek zorunda olduğu bilimsel sürecleri vurgulamava özen gösterdik. **• Gelecek cumartesiye kadar, sağlıklı bir hafta dileriz. OKURDAN Gerçeklere ne zaman Inanınz? Bilim ve Teknik'i ve Cumhuriyet gazetesini takip ediyoruz. Gerçekten Cumhuriyet'in günlük olaylan isleyisi ve yazarlan hoşumuza gidiyor. Bunun yanında Bilim veTeknik dergilerini takip ediyoruz. Bilim ve Teknik'in son zamanlarda sayfalarının küçültülmeti bizi üzdü. Ama düfündük ki Cumhuriyef Bilim Teknik diğer gazeteler gibi çıkarcı amaçla satılmıyor. Genç/en'n bilim yolunda ilerlemelerini ileri görüflü olmalartnı iağlamak için çıkıyor. Biz bunu biliyoruz. Yılmaz Sever, Bülent Tatlı, Orhan Kocaman, Mehmet Genç, Sait Dursun, Ahmet Mazlum, Ali Göral, Yüksel Kalma I TRABZON BİZE yayımlanmaktadır. Geçmifteki bofluğun değerlendirilebilmeii için Bilintve Teknik'in daha çok bilimsel kaynak, kitap önermeii (her bilim dalı için geçerli yerli ve yabancı yayın), her bilim dalında ulusumuzun değerli bilim adamlarının köşesi olması (b'rneğin matematik Cahit Arf, tıpta Muzaffer Aksoy gibi). Üniversitelerde bir sürü tez, doktora, doçentlik, profluk tezleri yapılıyor. Bu çalışmalardan okurlann haoerdar edilmesi öretkenlik açısından güzel ionuçlar verecektir. Orhan ÖZDEMİR Fareler de sayıyor S ayı saymak sadece insana özgü bir yetenek midir? Hayır. Kuzgun ve fare gibi hayvanların da bu özelliğe sahip oldukları deneylerle kanıtlandı. Ontario'daki Guelph Üniversitesi'nden iki fizyolog H. Davis ve A. Bradford, yapay koşullarda, hayvanları aç bırakarak birçok deney yaptılar. Davis ve Bradford, yapay koşulların hayvanların ögrenme yeteneği üzerindeki etkilerini görebilmek için farklı yollar denediler. Araştırmacılar deney için bir köşe boyunca farklı aralıklarla yerleştirilmiş ve 6 küçük tünelden oluşan 1.5 ile 0.9 metre boyutlarında bir çeşit çit kullandılar. Her fare ayrı bir tünele atıştırıldı. Çok aç bırakılmadıklan halde fareler doğru tünele gitmeyi çabucak öğrendiler. Hatta, aslında dördüncü tünele alıştırılmış olan farenin, beşinci tünelin başına yerleştirilse bile geri sayarak yerini bulabildiği görüldü. Davis ve Bradford, farelerin özel konumları ipucu olarak kullanmadıklarını, yani sayı sayabildiklerini göstermek için çitinfcenarındakitünellerin yerlerini değiştirdiler. Fareler biraz şaşırsalar bile yine de doğru tünellere gidiyorlardı. Yerlerini sayarak buldukları İçin 4,5 ve 6.tünellerde biraz şaşırıyorlardı. Fizyologlar bu deneyden bir yıl sonra 9 fareyi tekrar test ettiler. Biri dışında hepsi kendi tünelini hatırladı. 6 ay sonra sağ kalan iki fare tekrar denendiğinde, hâlâ doğru tünelleri hatırladıkları görüldü. (N.A. N«w ScUmtlst) "Felsefeye yönelik yazılar gerekiyor" öncelikle"lçindekiler"e bir göz otar, "Okurdan Bize"yi bitirmeden geçemem; sonra bastan sona sayfalarda dolaşırım. Her sayıyı okudukça bir gelisme olduğunu görüyoruz. Ancak yine de bir seylerin eksikliğini de duyuyorum. Acaba bu eksıklik felsefe ve duşönceye yönelik yazılar, araştırmalar, gelismeler ve görüşler olabilir mıP Çağdas filozof veya felsefecilerimizin çalışmalan, araştırmaları, tartısmaları ve gb'rüslerine yer verilebilir mi? Bu bir görüs veya öneri. H.Mustafa SARI MAMAKIANKARA Cumhurtyat Blllm Tsknlk • Sahibl Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketi adına Nadlr Nadl • Genel Yayın Müdürü: Hasan C«mal • Müessese Müdürü: Emlm Uşaklıgtl • Yazı Işleri Müdürü: Okay Gönsnaln • Yayın Yönetmeni: Orhan BurMll. "Öneriler" 10 yıllık Cumhuriyet okuru olmakla gurur duyuyorum. Bilim ve Teknik eki de, ülkede açltğı hissedilen bir alanda yayın yapan iyi yanlan daha fazla olan bir yayın kanısındayım. Bilimiel konularda her okurun ilgi alanı değişik olduğu için yapılacak eleştirilerin duygusal yani ağır basacağı kanısındayım. Bilim ve Teknik ekinin çıkmakta geç kaldığına inanıyorum. Dünyada elektronik çağ tamamlanıp, bilgitayar çağına geçilmesine karşın bizim ülkemizde elektronik çağı evresini tamamlamaaan bilgisayara geçtik. Bu arada büyük bir bofluk olmu$tur. Bilim ve Teknik de çıktığı zamandan itibaren konuların yoğunluğu dolayısıyla ileriye doğru