Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 KASIM 2009 CUMA 7 S K S F T Y A T R O S A H N E S P A T İ K A Hayatın Sanatçıyla Sınavı HALUK IŞIK Yıllar önce Devlet Tiyatrosu'nda çalışırken, teknik görevli genç bir arkadaşım, oyunlarımdan birini okuduktan sonra, olanca içtenliğiyle şunları söylemişti; “Yazarlara çok bozuluyorum. Bunları yazıyor, kafamızı karıştırıyorlar. Biz güzel güzel yaşayıp giderken, dikkatimizi başka şeylere çekiyor, huzurumuzu bozuyorlar!” Haklı labilir miydi? “Güzel güzel yaşamak” ve “huzur” gibi kavramların göreceliği bir yana, evet, sanatın ve sanatçının bir görevi de, işte tam budur; “huzur kaçırmak.” Biz onun yerine, farkındalık yaratmak, haritada bulunduğumuz noktayı göstermek, elimizden tutup soğuk sulara sokarak, aysbergin görünmeyen yüzüne dokundurmak ya da magmanın yakıcılığında yolculuklara çıkarmak... diyebiliriz. Bu tehlikeli ve tekinsiz bir yolculuktur. “Akrep gibisin kardeşim, koyun gibisin...” mealinde bir dize yazdığınızda, bunu hiç düşünmemiş, düşünse bile hemen silip, kanıksamanın sıcak yorganlarına gizlenmeyi seçmiş ve bu seçimden nemalanmış herkesi ve her şeyi “huzursuz” etmeye başladınız demektir. Huzursuz oldunuz mu, sorgulamaya başlarsınız çünkü. “Neden daha önce görmedim?” sorusundan başlayan huzursuzluk, sizi “Peki ne yapılmalı?” sorusuna kadar götürecektir. Bütün büyük sanatçıların ve yapıtlarının “büyüklüğü” ve “kalıcılığı”, bizi biraz da bu soruya ulaştırma yetkinliğine bağlıdır. Sözün, ezginin, görüntünün güzelliğiyle (estetiğiyle) yola çıkan sanatçı, bizi en büyük sanata, “yaşama sanatına” sürüklemekten başka bir şey istememektedir. Sistemlere, egemenliklere, kabullenmelere karşı bir tavırdır bu. Sanatçının yaptığı, her türlü yasanın, itikat kavramının üstüne çıkmak ve çıkarmaktır. O yüzdendir ki, yasalardan inançlara, asal ve doğal görevi “varolanı” korumak olan her türlü sistem; sanatı ve sanatçıyı ne kadar överse övsün, bilinçaltında ona karşı daima bir korku ve öfke barındırır. Sanatçıyı bir oyundan dolayı yasaklamanın, bir şiirden dolayı engizisyona sürüklemenin, bir türküden dolayı cayır cayır yakmanın, haydi bunlar olmasın, yoksul ve yoksun bırakmaya çalışmanın gerekçesi, korku ve öfkesini bilinçaltında bastırmaktan vazgeçmesidir. Oysa, sanatçının ürettikleri, tek başına hayatı değiştiremez. Bunu herkes bilmektedir. Ama yine bilinmektedir ki, o ürünler, “değişmedeğiştirme gerekliliğini” duyumsatır, bunun için “davranma gücünü ve cesaretini” verir. Bu kimsenin istemediği ve talep etmediği halde, sanatın ve sanatçının kendiliğinden üstlendiği görevdir. Siz son tümceyi, “hayata karşı sorumluluk” olarak da değiştirebilirsiniz. İşte “sanat hayata müdahale etme aracıdır” diye sık sık yazdığımız ve anımsatmaya çalıştığımız gerçek budur. Şimdilik konuyu, hayat sanatsız yaşanamayacak bir süreçtir ve sanatçı hayatın karşısında nasıl sürekli bir sınavdaysa, hayat da (insan da) sanatın ve sanatçının karşısında kesintisiz bir sınavdadır, diyerek kapatalım. Bugün “çağdaş” olarak söz edilen halklar, kentler ve ülkeler, bu sınavı içselleştirip yaşama biçimine çevirebildikleri için, çağdaşlık nitelemesini hak etmektedir. 10 Kasım’a gelirken, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Sanatsız kalan bir ulusun, hayat damarlarından biri kopmuştur” sözünden esinlenerek, paylaşmaya çalıştım. Bugün yaşadığımız kuraklığın nedenlerini, sonuçlarını ve bundan sonra neler yapacağımızı tartışırken; olaya bir de bu açıdan bakmalıyız. Elbette hayattan ve sanattan “sınıfta kalmak” istemiyorsak. Özgür sahne perdeyi açıyor Soyer Kültür Sanat Fabrikası'nın geçen yıl uygulamaya koyduğu 'özgür sahne', yeni sezona Soner Akçay'ın sahneleyeceği 'Bir Delinin Hatıra Defteri' ile merhaba diyecek. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Soyer Kültür Sanat Fabrikası (SKSF) bünyesinde oluşturulan “özgür sahne” yeni sezonu açıyor. SKSF'de ilk olarak bu akşam saat 19.30'da Soner Akçay'ın hazırladığı Gogol'un “Bir Delinin Hatıra Defteri” sahnelenecek. Kurumda yarın da Hayali Deniz Özgökbel, “Karagöz Delirdi” adlı gölge oyunuyla saat 11.00 ve 15.00'da izleyicilerin karşısına çıkacak. Özgür sahne, tiyatroyla ilgili okullardan mezun olan ya da projelerini yaşama geçiremeyen oyuncular için bir platform niteliği taşıyor. SKSF tiyatro okulu yöneticisi Gürol Tonbul, “Tiyatroya gönül vermiş gençlerin kendilerini ifade edebilmelerine olanak tanımak için bu girişimi geçen sezon başlattık ve başarı sağladık. İkinci sezonumuzda tiyatro severlere yine sürprizlerimiz olacak” dedi. SKSF Müdürü Mehmet Refik Soyer de gençlere olanak tanındıkça sanatsal üretimin arttığını söyledi. Bu uygulamamızla genç tiyatro nüfusunu arttırmayı amaçladık. Bu genç oyuncularımız yetiştikçe onlardan sonra da geleceklerle genç bir tiyatro nüfusumuz olacak. Genç oyuncuların en kısa zamanda tiyatro sahnelerine kazandırılması amacındayız. Özgür sahnelerin tüm Türkiye’de artması tek dileğimiz” diye konuştu. [email protected] m KARACA SİNEMASI “Nefes Vatan Sağolsun” 11:45 14:00 16:00 – 19:00 – 21:15, “Konak” 11:45 – 14:00 – 16:00 – 18:15 – 21:00, “Kolpaçino” 12:15 – 14:30 – 16:45 – 19:00 – 21:15 İZMİR SİNEMALARI “Aşk Geliyorum Demez” 12:15 – 14:30 – 16:45 – 19:00 – 21:15, “Nefes” 11:30 – 14:00 – 16:30 – 19:00 – 21:15, “Kolpaçino” 11:30 – 13:30 – 15:30 – 17:30 – 19:30 – 21:15, “İki Dil Bir Bavul” : 12:00 – 13:45 – 15:30 – 17:15 – 19:00 – 21:15 AGORA BALOVA SİNEMALARI “Kanalizasyon” 11:30 – 14:00 – 16:30 – 19:00 – 21:30, “Kana Susadım” 11:00 – 13:00, “İşte Budur” 15:00 – 17:30 – 19:45 – 22:00, “Mezuniyet” 11:30 – 14:00 – 16:30 – 19:00 – 21:30, “Yasak Bölge 9” 11:30 – 14:00 – 16:30 – 18:00 – 21:30, “Aşk Geliyorum Demez” 11:00 – 13:15 – 15:30 – 17:45 – 20:00 – 22:15, “Nefes Vatan Sağolsun” 11:00 – 13:45 – 16:30 – 19:15 – 22:00, “Yukarı Bak” 11:00 – 13:00 – 15:15 – 17:30, “Korku” 19:45 – 21:45, “Kolpaçino” 11:00 – 13:15 – 15:30 – 17:45 – 20:00 – 22:15, “Konak” 12:00 – 14:15 – 16:30 – 18:45 – 21:00 AFM PARK BORNOVA “Konak” 11:00 – 13:15, “Kanalizasyon” 15:45 – 18:15 – 21:00, “Nefes” 11:00 – 13:30 – 16:00 – 18:45 – 21:30 cuma/c.tesi 23:15, “Kolpaçino” 11:30 – 14:00 – 16:30 – 18:45 – 21:15, “Aşk Geliyorum Demez” 11:30 – 13:45 – 16:15 – 18:30 – 21:00 cuma/c.tesi 23:15 AFM FORUM BORNOVA “Nefes” 11:00 – 13:30 – 16:10 – 19:00 – 21:45 cuma/c.tesi 23:45, “Aşk Geliyorum Demez” 10:50 – 13:20 – 16:00 – 18:40 – 21:20 cuma/c.tesi 23:30, “Yasak Bölge 9” 11:00 – 13:20 – 16:10 – 18:50 – 21:30 cuma/c.tesi 23:30, “Kıskanmak” 11:30 – 14:00 – 16:30 – 19:00 – 21:30 cuma/c.tesi 23:45, “Kanalizasyon” 10:30 – 12:30 – 14:30 – 14:40 – 19:00 – 21:30, “İşte Budur” 11:00 – 13:30 – 16:00 – 18:30 – 21:00, “Kolpaçino” 11:15 – 13:45 – 16:15 – 18:45 – 21:15 CINECITY KİPA/ÇİĞLİ “Aşk Geliyorum Demez” 11:30 – 14:00 – 16:30 – 19:00 – 21:30 cuma/c.tesi 00:00, “Kıskanmak” : 11:15 – 13:15 – 15:15 – 17:15 – 19:15 – 21:15 cuma/c.tesi 00:15, “Kanalizasyon” 11:00 – 13:30 – 16:00 – 18:30 – 21:00 cuma/c.tesi 23:45, “İncir Çekirdeği” 11:45 – 13:45 – 15:45 – 17:45 – 19:45 – 21:45 cuma/c.tesi 00:30, “Nefes” 11:00 – 12:45 – 13:30 – 15:30 – 16:15 – 17:15 – 19:00 – 20:00 – 21:45 – cuma/c.tesi 22:45 – 23:45 – 0030, “Konak” 18:00 – 20:00 – 22:00, “Casus Kızlar” 10:30, “Yukarı Bak” 11:00 – 13:00 – 15:00, “Kolpaçino” 11:30 – 13:30 – 15:30 – 17:30 – 19:30 – 21:30 cuma/c.tesi 00:00, “This is it” 15:00 – 17:30 – 19:45 – 22:00 cuma/c.tesi 00:15, “Uluslararası İstanbul Çocuk Filmleri Festivali” 10:30 – 12:00 – 14:00 – 16:00 C M Y B C MY B