Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 K O N U K 6 KASIM 2009 CUMA Cumhuriyet İçin Güçbirliği Platformu’nun mitingi pazar günü gerçekleştirilecek İzmirli Olmak... ZEKİ ARIKAN İzmir Büyükşehir Belediyesi, Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi, EÜ İzmir Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin ortaklaşa düzenlediği ‘‘İzmirli Olmak Sempozyumu’’ 2224 Ekim (2009) günlerinde Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi’nde yapıldı. Güzel İzmir’in bir hoşgörü kenti olduğu, burada yaşayanların yüzyıllardan beri uyum içinde varlıklarını sürdürdükleri vurgulandı ve buranın bir uygarlıklar kavşağı olduğu dile getirildi. Ancak İzmir bugün 3 milyon insanı barındırmaktadır. Burada yaşayan bütün bu insanlar İzmirli olmayı acaba içselleştirebilmişlermidir? “Aidiyet’’ duygusunu yaygınlaştırmanın gerekli olduğunu doğrudan doğruya sayın İzmir valisinin dile getirmiş olması anlamlı değil midir?. Bu da elbette İzmirli olmanın sorumluluğunu birlikte getirmektedir. Prof. İlhan Tekeli’nin ‘‘İzmir’in farklılığı üzerinde düşünmenin değişik yolları’’nı irdeleyen açılış konferansı, İzmir kentinin nesnel farklılığı, İzmirlilerin farklılığı yaşam biçiminin farklılığı, gibi üç temel sorunu ele alıp işliyordu. İkinci günü Prof. Dr. Ahmet Arslan’ın sunduğu ‘‘Felsefenin Başlangıçları ve Ege’’ başlıklı konferans da sempozyuma damgasını vurdu. İlk önemli filozofların Ege kıyılarından çıktığını belirten Arslan, daha sonra Hıristiyanlık ve İslamiyet gibi büyük dinlerin eski Yunan felsefesiyle karşılaşmasının doğurduğu sonuçlar üzerinde durdu. Sunulan kırka yakın bildiride, eski çağlardan günümüze uzanan zaman dilimi içinde İzmir’in tarihsel ve kültürel zenginliği, etnik yapısı, arkeolojisi, Levanten dünyası, insan öğesinin çeşitliliği vb tartışıldı. İzmir’in başlangıcı, tarih sahnesine çıkışı hemen hemen bütün kentler gibi efsanelerle, mitolojik öğelerle süslenmiş bulunmaktadır. Bayraklı, Yeşilova, Agora vb. yerlerde yapılan kazılar gerçek anlamda bu kentin ve çevresinin tarihini aydınlatacak çabalar olarak görülmektedir. İlkçağ, Helenistik, Roma, Bizans, Beylikler, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri İzmir tarihinin belli başlı kırılma noktaları olarak görülmektedir. Bütün bu tarihsel süreç içinde İzmir hiç yer değiştirmeden aynı körfezin çevresinde serpilip gelişmiş ve ekonomik yönden dillere destan art bölgesi de onun sürekliliğinin bir güvencesi olmuştur. Bunun yanında Ortaçağda daha çok stratejik bir konumda olan İzmir limanı giderek uluslararası ticaretin akışını sağlayan bir çıkış noktası işlevini görmüştür. Körfezi yelkenli gemiler doldururken Bağdat, Basra ve İran’a kadar uzanan yollarda da kervanlar işliyor, Doğunun bitmez tükenmez zenginliği bu liman üzerinden Avrupa’ya aktarılıyordu. Bu ticaretin kentte yoğunlaştığı yerler, bugün tek tük örneklerine rastladığımız hanlardı. Evliya Çelebi’nin ve diğer Avrupalı gezginlerin hayranlıkla söz ettikleri İzmir, zaman zaman depremlerle, yangınlarla, salgın hastalıklarla büyük yaralar alıyor fakat bu yaralar çabucak sarılıyordu. Yoğun ekonomik ilişkiler kentin nüfus yapısını da değiştiriyordu. Türkler, Rumlar, Ermeniler, Yahudiler yanında Levantenler İzmir de yaşayan belli başlı unsurlardı. Ancak Prof. Doğan Kuban’ın belirttiği gibi: ‘‘İzmir, hiçbir zaman ticari etkinliklerinin üzerinde bir kültürel ve sosyal gelişmenin merkezi değildi. Akdeniz’le ticaretinin ve daha eski tarihinin, Türk kültürü içinde karakteristik bir görüntüye de sahip olmamıştır. Bu niteliği ile Osmanlı ülkesi içinde bir alt akımı, Akdenizli oluşu temsil eden bir yerleşme olarak kabul edilmektedir.’’ Gerçekten izmir’in Akdenizli karakteri ağır basar. Sürekli olarak Akdeniz’den gelen göçlerle desteklenir. Adalar, Selanik ve diğer Akdeniz ülkeleri ile yoğun ekonomik ve ticari ilişkiler içindedir. Birçok alışkanlıklar bu yolla kazanılmıştır. Ancak abartmamak da gerekir. Sözgelimi Girit mutfağının İzmir mutfağını etkilediği söylenir. Bu bir ölçüde doğrudur. Fakat unutmamak gerekir ki Girit’ te bulunmayan otlar İzmir mutfağında yer almıştır. İzmirli Rembetiko müziği de Anadolu’nun, Balkanların derinliklerinden süzülüp gelen bir sentez olarak görülmektedir. İzmir, kurtuluştan sonra yapısal bir değişikliğe uğradı. Osmanlının 'vilayeti şahane’sinin yerini cumhuriyetin giderek yükselen bir ili aldı. Nüfus yapısı mübadele ile yeni bir çeşitlilik kazandı. Ancak bir kentin tamamen geçmişinden koptuğu söylenemez. Geçmişin izlerinin, alışkanlıklarının sürüp gittiğini söylemek abartı değildir. Bugün İzmir bir kültür ve sanat merkezi olarak da öne çıkmaktadır. Kültür ve sanat merkezleri, Üniversiteleri, Hastaneleri, Anıtları ile yine körfeziyle yaşayan bir İzmir vardır. Burada yaşayanlar da kolayca kente uyum sağlıyor ve çok geçmeden kendilerini birer İzmirli sayıyor. ‘İhanet açılımına hayır!’ İZMİR (Cumhuriyet vaktidir. İhanete karşı Ege Bürosu)millet olarak kenetleneceğiz. Cumhuriyet İçin Emperyalist tuzakları Güçbirliği boşa çıkaracağız. Platformu'nun Bölünmeye izin düzenlediği “İhanet vermeyeceğiz” diye açılımlarına hayır! konuştular. Millete birlik, vatana Platform Dönem bütünlük” mitingi, pazar Sözcüsü Erdoğan Özer, günü saat 14.00'da etkinliğin dinci ve AKP Gündoğdu Alanı'nda yandaşı basın organları gerçekleştirilecek. tarafından “Demokratik AKP hükümetinin açılım karşıtları şehit uygulamaya koyduğu ailelerini tahrik ediyor” açılımların birer ABD başlığıyla duyurulduğunu planı olduğunu belirterek, “8 Kasım vurgulayan platform mitingini düzenleyen kitle üyeleri, “Kürt açılımıyla” örgütleri, şehit ailelerini ulusun birliği ve vatanın tahrik etmiyor. Şehit bütünlüğüne son ailelerinin ve bütün verilmek istenildiğine yurttaşlarımızın Silopi’de dikkat çekti. yaşanan rezaletle Emperyalistlerin çiğnenen ulusal onurunun planlarını boşa çıkarmak kurtarılmasına çalışıyor. isteyen yurttaşlara, pazar Şehit ailelerini tahrik günü Gündoğdu edenler, Silopi’de PKK’li Alanı'nda buluşma Platformdan yapılan açıklamada teröristleri zafer kazanmış çağrısı yapan üyeler, 'Emperyalistlerin planını boşa kahraman gibi karşılayan, “Kürt açılımı dedikleri, onların ayağına savcı, Türkiye'yi etnik temelde çıkarmak için pazar günü saat hakim götüren, bu ayrıştırma hedefinden 14.00'da Gündoğdu Alanı'na rezalete ‘güzel manzara’ başka bir şey değildir. buluşalım' mesajı verildi. diyen AKP iktidarıdır” Türk de biziz, Kürt de yorumunu yaptı. biziz, hepimiz Türk milletiyiz” dediler. Özer, bir çok siyasi Ermeni açılımıyla da, Ermenistan soykırım parti, sivil toplum ve meslek örgütünün de yalanından vazgeçmeden sınırın açılmasının destek verdiği mitingte kürsüye, PKK’li kabul edildiğini ve Azerbaycan'la kardeşliğin teröristlerin değil, teröre karşı mücadelede baltalandığını vurgulayan platform üyeleri, “Yıl canını vermiş şehitlerin yakınlarının çıkacağına sonuna dek Kıbrıs açılımının geleceğini de dikkat çekerek, “Mitingimiz AKP’yi ve açılımın açıkladılar. Deniz ve hava limanlarımızın Rum mimarlarını telaşa düşürmüş. Pazar günü gemi ve uçaklarına açılmasıyla başlatılacak Gündoğdu Alanı’nı yüz binler dolduracaktır. Bu süreç, KKTC'nin tasfiyesine kadar götürülmek nedenle AKP iktidarı, yandaş medyayı yalan ve isteniyor. Doğrulmanın ve sesimizi yükseltmenin iftira savurmak için harekete geçirdi” dedi. İzmir Ata’sına yürüyecek İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “Ata'ya Saygı Yürüyüşü”nün bu yıl ikincisi gerçekleştirilecek. İlki geçen yıl yapılan yürüyüşe çok sayıda sivil toplum örgütü, üniversiteler ve meslek odalarının da destek vermesiyle bu yıl ilginin daha da artması bekleniyor. “2. Ata’ya Saygı Yürüyüşü” 10 Kasım günü saat 13.00’de Alsancak Vapur İskelesi ile İzmir Limanı arasındaki bölümde başlayacak ve Cumhuriyet Meydanı’nda son bulacak. Öte yandan Türkiye’nin önde gelen sanatçıları, 10 Kasım akşamı düzenlenecek Atatürk’ü Anma Özel Konseri’nde bir araya gelecek. Fahir Atakoğlu (Sarı Zeybek CumhuriyetGözyaşı), Sertab Erener (AtabarıÇanakkaleÇökertmeHavada Bulut Yok), Tuğba Ger (Atatürk'e Ağıt Kara Toprak) ve İdil Biret’in (S.Rahmaninov Paganini Varyasyonlar) sahne alacağı konser, Halkapınar Salonu’nda saat 21.00’de başlayacak. C M Y B C MY B