17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 26 ARALIK 2008 CUMA Dünyadaki arı ırklarının yüzde 20’sinin bulunduğu Türkiye’de, arıcılıkta ‘ulusal strateji’ oluşturulması istendi Arılar strateji bekliyor ÖZCAN ÖZGÜR Çam balının merkezi Muğla'da gerçekleştirile n kongrede, Türkiye'nin arıların 'gen merkezi' olduğu vurgulanarak, yerli ırklara sahip çıkılması gerektiği kaydedildi. MUĞLA 1. Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresi’nin ardından yayınlanan sonuç bildirgesinde, arıcılıkta gen kaynaklarının korunması istendi. Dünyadaki arı ırklarının yaklaşık yüzde 20'sinin Türkiye'de bulunduğu belirtilerek, özellikle yerli ırklara sahip çıkılması istendi. Kongreye Türkiye'nin yanı sıra Amerika, İtalya, Fransa, Almanya, İsrail, Yunanistan, Romanya, Danimarka, İngiltere, İsviçre ve Bulgaristan’dan bilim insanları katıldı. Kongrenin ardından yayınlanan bildiride, arıların doğal dengenin en önemli halkalarından birini oluşturduğu vurgulanarak, son yıllarda görülen kitlesel arı ölümlerinin endişeyle izlendiği ve nedenlerinin araştırıldı ğı kaydedildi. Türkiye'nin bal arılarının “gen merkezi” konumunda olduğu vurgulanarak, “Bu genetik çeşitliliğin ve zenginliğin korunması gelecek kuşaklara olan bir borcumuzdur. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, diğer türlerde gösterdiği çabayı yerli arı ırklarımızın korunması konusunda da göstermelidir. Ülkemizin herhan gi bir bölgesinde yetiştirilen ana arıların ülkemizin her yerinde satılmasının ve yurtdışından damızlık dahi olsa ana arı ithalatının önlenmesi hayati önem arz et mektedir. Aksi takdirde genetik kirlilik oluşacak, sahip olduğumuz genetik çeşitlilik ve zenginlik heba olacaktır” denildi. Bilinçsiz ilaç kullanımlarının da engellenmesi için önlem alınması gerektiği kaydedilen bildiride, çam balı üretim ve ihracatında “ulusal strateji” belirlenmesi istenerek, şu görüşlere yer verildi: “Muğla dünya çam balı üretim merkezidir. Muğla’da 60 bin hektar olarak tahmin edilen çam balı üretim alanı, yapılaşma, maden ocakları, kesim ve yangınlar nedeniyle gün geçtikçe azmaktadır. Yalnızca Muğlalı arıcılar için değil tüm ülke arıcıları için bir geçim ve yaşam kaynağı olan bu alanların korunması yaşamsal öneme sahiptir. Çam balı üretim alanlarında yapılaşmaya izin verilmemelidir.” MİLAS Hydai’de yeni bulgular OLCAY AKDEN Z MİLAS Milas’sın antik çağlardaki adı Hydai olan Damlıboğaz köyünde bir evin foseptik çukuru kazılırken iki oda mezar bulundu. Milas Müzesi tarafından başlatılan kurtarma kazısında geometrik dönemden kalma olduğu anlaşılan oda mezarlar içinde çok sayıda seramik sunu kabına rastlandı. Üçüncü derecede arkeolojik sit alanı içinde bulunan Damlıboğaz köyünde, muhtarı Mehmet Çoban’nın evinin bahçesinde iki oda mezarda Milas Müzesi arkeologları tarafından başlatılan kurtarma kazısı sürdürülüyor. Odalardan çıkan sunu kaplarının, üzerindeki geometrik desenlerden mezarların geometrik döneme (M.Ö. 740700) ait olduğu anlaşıldı. Milas yöresinde en çok kaçak kazının yapıldığı yörelerden olan Hydai antik kentinin bulunduğu Damlıboğaz köyünden kaçak kazılarla elde edilen çeşitli eserlerin Avusturalya’dan ABD’ye kadar dünyanın pek çok ülkesine kaçırıldığı biliniyor. Köyde daha önce de iki büyük oda mezar bulunmuştu. Buradan çıkarılan çok değerli eserler halen Milas Müzesi’nde sergileniyor. Milas Müzesi Müdürü Erol Özen’in verdiği bilgiye göre mezarlarda başlatılan kurtarma kazısı uzun bir süre devam edecek. Mezarların daha önce hiç açılmamış olduğunun saptandığını belirten Özen, “Bu mezarlara gömünün yaklaşık 100 yıl sürdüğünü düşünüyoruz. Her iki oda mezar da yörede görülen dönemin tipik birer aile mezarı. Kurtarma kazısı tamamlandığında ortaya çıkacak eserlerle daha ayrıntılı bilgilere ulaşacağımızı umuyorum” diye konuştu. C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle