Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 ARALIK 2008 CUMA P A T İ K A 7 Aylardan Aralık... HALUK IŞIK 13 Aralık, Dario Moreno’nun 40. ölüm yıl dönümüydü. Bu büyük sanatçı Musevi’ydi. Yurt dışında alkışlara, göğsünden çıkardığı Türk bayrağıyla karşılık verirdi. Her zaman bu ülkenin yurttaşı olmakla övündü. Şarkısı, İzmir’in sokaklarında dolaşır da, Karataş’ta Asansör sokağındaki sardunyalarda dinlenir. Bu toprakların bin yıllık kardeşliğini, Türkiye’yi “sözüm ona” seven ırkçılıkla, yobazlıkla ve emperyalizmin oyuncağı bölücülükle kirletenler, bunu nereden bilsin? “Dario Moreno bizimdir, hemşehrimizdir” dediğimizde, kaç şapşal içinden küfrediyordur değil mi? İşte, bizim bildiğimiz de bu gerçektir. Bu gerçek, kalbimizi incitiyor. 13 Aralık, yaşasaydı 45’inde olacak bir çocuğun, Erdal Eren’in asılarak öldürülmesinin yıl dönümüydü. 12 Eylül’ü mahkum edemeyenler, hayaletinin altına sığınmaktan başka çaresi olamayanlar, bu ülkenin gerçeklerine dair bir tek namuslu söz söyleyemeyenler, ülkemizin kanamalarını nasıl dindirsin? Başımızı döndürüyorlar, ahlakımızı meşgul ediyorlar, bizi cüzdanvicdan ikileminde insansızlaştırıyorlar. İşte, bu da bizim gerçeğimizdir. Bu gerçek, belleğimizi kemiriyor. 23 Aralık, öğretmen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ın, yobazlarca katledilmesini anlatır. Kubilay, bir devrim şehididir. Savaşlardan hukuksuzluğa, yoksunluktan karşı devrimciliğe, nice “talan mevsiminde” yitirdiğimiz gençlerden biridir. Bunu, tarihin çarkını geriye çevirmeye, aldanış rüzgarlarını bu topraklarda üfürmeye çalışanlar nereden bilsin? Şimdi, Kubilay’lar yolumuzu aydınlatıyor desek, yobazı döneği nasıl diş gıcırdatır, değil mi? İşte, bizim sıcak yorganlarımızı iterek, ayaza buza inat yürüme gereğimiz bundandır. Bu gereklilik, bizi ülkemizle seviştiriyor. Bunları yazarken, Aralık, çam iğnelerinden düşen damlalar renginde. Kül bir göğün altında, uzayıp giden dağlara bakarak, “nasıl ve nereden geleceği belli olmayan –olmayan? güzel günlerin” düşlerini kuruyoruz. Hayat, her zaman düşle geçmez. Dario’dan şarkılar dinleyip, hayatın neşesine karışmak gerek. Erdal’ın son gecesini anımsayıp, “bir daha olmasın” adına duruşlar beslemek gerek. 23 Aralık’ta Kubilay’a gitmek, “bizim bu ülkeden, bu ülkenin bizden başka kimsesi olmadığını” haykırmak gerek. İzmirlilik, biraz da budur çünkü. İzmirlilik, yalnızca sözde olamaz kuşkusuz. Nereden geldiğini, nereye gittiğini bilmeden, bir kentin serüvenine katılmak olası mıdır? Elbette hayır. Size sözgelimi, İletişim Yayınlarından çıkan, MarieCarmen Smyrnelis’in derlediği “İzmir 1830 – 1930 Unutulmuş Bir Kent mi?” (Bir Osmanlı Limanından Hatıralar) adlı kitabı önermek isterim. Zengin bir kaynakçaya dayanan, araştırma ve değerlendirmeler toplamı olan bu kitapla çıkılacak bir yolculuk, İzmir’in “ne olduğuna” dair ipuçları verecektir. Sonrası size kalmış. Hayat bir yerlerden, kendine göre hüzün ve neşeyi önüne katıp sürüklüyor. 19 Aralık, Dünya Karşıyakalılar Günüymüş. (Teşekkürler Sancar Maruflu ağabey) Beşiktaşlı olmanın yanında, Göztepeliliğiyle de övünen biri olarak, Karşıyaka’nın ve Karşıyakalıların gününü, yürekten kutlarım. Yaşasın Kaf Kaf’ımız! 10 Aralık da “İnsan Hakları Günü”ydü değil mi? Vasıf Çınar’daki Büyükşehir sergisini dolaşın, bakalım kutlanacak ne bulacaksınız? Ah insanlık! Aylardan Aralık... Dağlar ve günler sisler içinde. İzmir, kış grisini, bahar dalları aşkına ve merakla yaşamakta, farkında mısınız? Olmalısınız. ktisatçılardan “kısa” oyunlar... İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Dokuz Eylül Üniversitesi İktisat Oyuncuları Tiyatro Topluluğu, 3. Kısa Oyun Günleri'ni düzenledi. Çalışmalarını 28 yıldır sürdüren topluluğun konuk üniversite tiyatro topluluklarıyla birlikte sahneyi paylaşacağı etkinlik, 2426 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Kısa Oyun Günleri, Buca'daki DEÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi D blok zemin kattaki İktisat Oyuncuları Tiyatro Salonu'nda izleyicilerle buluşacak. Etkinlikte Türkiye'deki çeşitli üniversitelerin tiyatro toplulukları sahne alacak. Kısa Oyun Günleri, 24 Aralık Çarşamba günü saat 12.00'da Kadir Has Üniversitesi Tiyatro Topluluğu'nun Yakovos Kambenellis'in “Savaş Baba” adlı oyunuyla başlayacak. 17.00'da Galatasaray Üniversitesi Tiyatro Topluluğu, Anton Çehov'un “Ayı”sını sunacak. Perşembe günü saat 12.00'da Yılmaz Onay'ın konuşmacı olarak katılacağı “Epik Tiyatro ve Lindberghler’in Uçuşu” konulu panel gerçekleştirilecek. 17.00'da İktisat Oyuncuları Tiyatro Topluluğu, Bertolt Brecht'in “Lindberghler’in Uçuşu” oyununu sahneleyecek. 26 Aralık saat 12.00'da Sabancı Oda Tiyatrosu, Fernando Arabal'ın “İki İşkenceci”, 17.00'da Yıldız Teknik Üniversitesi Oyuncuları, Harold Pinter'in “Ay Işığı” adlı oyunlarını izleyicilere sunacak. İktisat Oyuncuları Tiyatro Topluluğu, 3. Kısa Oyun Günleri düzenledi. Türkiye'deki birçok üniversiteden tiyatro topluluklarının katılacağı etkinlik, üç gün sürecek. Karşıyaka Belediye Tiyatrosu'nun yeni oyunu seyirciyle buluşuyor Ayak Bacak Fabrikası İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Karşıyaka Belediye Tiyatrosu, yeni bir oyunla seyircilerinin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Sermet Çağan'ın yazdığı, Zekeriye Hocalar'ın yönettiği “Ayak Bacak Fabrikası” adlı oyun, yarın seyirciyle buluşacak. Sahne ve kostüm tasarımı Günnur Orhon, ışık tasarımı Birol Yılmaz tarafından yapılan oyunun müziklerini Türker Barmanbek oluşturdu, danslar da Melodi Sıcakyüz tarafından düzenlendi. Karşıyaka Belediyesi Bando Grubu'ndan müzisyenler de oyunda görev alıyor. Oyuncuları Karşıyaka Belediyesi'nin Tiyatro Oyunculuğu kursundan yetişenler oluşturuyor. Ayak Bacak Fabrikası'nın galası, yarın saat 20.00'da Ziya Gökalp Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek. Oyun, önümüzdeki yıl haziran ayına dek her hafta cumartesi günü aynı yer ve saatte sahnelenecek. Oyun programı ve davetiyelerle ilgili olarak Karşıyaka Belediyesi Kültür Müdürlüğü’nün 0 232 399 40 82 ve Ziya Gökalp Kültür Merkezi 366 44 59 No'lu telefonlarından ayrıntılı bilgi alınabileceği bildirildi. halukisik@gmail.co m C M Y B C MY B