17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 EKİM 2008 CUMA 3 EGE’DEN SERDAR KIZIK I Baştarafı 1. Sayfa’da Kılıçlar erken çekildi! HAKAN D R K “İzmir Büyükşehir Belediyesi bayrağını, sayın genel başkanımızın da uygun görmesi koşuluyla, Cumhuriyet Halk Partisi’nin şemsiyesi altında daha yukarılara taşımak istiyorum...” İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun bu cümlelerle duyurduğu adaylığı, kent siyasetinin ana gündemi oldu. Kocaoğlu'nun “ben varım” demesi, siyasi hesapların yeni baştan yapılmasına yol açarken, büyükşehir ve ilçe belediyeleri için adaylık gözleyenler yeni duruma göre pozisyon almaya çalışıyor. Kocaoğlu'nun açıklamaları, kimilerine göre sürpriz oldu, kimilerine göre beklenen bir açıklamaydı. Ancak açıklamadaki “Genel başkanımız uygun görürse” cümlesi, Kocaoğlu'nun ateşli taraftarlarını da karşıtlarını da şaşırttı. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve genel merkez yöneticileriyle arasının çok sıcak olmadığı bilinen Kocaoğlu'nun bu cümlesi, diplomatik tavrının devamı olarak nitelendirilse de, her fırsatta dile getirdiği “duruşunu” yansıtmadığını düşünenler ço Kocaoğlu’nun adaylık açıklaması, CHP il başkanlığını zora sokarken, aday adaylarını da hareketlendirdi Kocaoğlu'nun 'adaylığa varım' demesi, siyasi hesapların yeni baştan yapılmasına yol açarken, büyükşehir ve ilçe belediyeleri için adaylık gözleyenler yeni duruma göre pozisyon almaya çalışıyor. Kaz Dağları'nda ayak bileğini kıran Kocaoğlu, çalışmalarını evinde yürütüyor. ğunlukta. Çünkü Kocaoğlu'nun ve birlikte siyaset yaptığı kişilerin, adayların Baykal ve genel merkezdeki birkaç yöneticinin iki dudağı arasında şekillenmesinden şikayetçi olduğu biliniyor. Bornova Belediye Başkanı olarak göreve başladı. Aynı zamanda İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin de doğal üyesi oldu. Bu durum Kocaoğlu için “piyango” gibiydi. Çünkü, kısa süre sonra Ahmet Piriştina yaşamını yitirince, meclis üyeleri tarafından aralarında yapılan seçimde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine geldi. Kocaoğlu’nun, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve parti genel merkeziyle ilişkileri de çok sıcak başlamadı. Seçilmesinde etkili olan eski CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel, görevinden alınınca çok sert tepki gösterdi. Genel merkezin atadığı il başkanlarıyla sık sık karşı karşıya geldi. Son dönemde ise iki tarafın “diplomatik” tavırlarıyla ilişkide gerginlik alt düzeye indi. benzetmesine tepki gösterdi. Kocaoğlu, adaylığına ilişkin son bir aydır örgüt çalışması yapıyordu. İlçe yöneticileriyle ayrı ayrı yaptığı toplantılar dizisinin ardından genel merkeze gitmiş ve pazartesi günü yazılı açıklamayla adaylığını duyurmuştu. İddialara göre Kocaoğlu, bu açıklamayı yaparak kendisi dışındaki arayışların önünü kesmeye çalışmış ve topu Baykal'a atmıştı. Kocaoğlu'nun açıklaması sonrası, büyükşehir ve ilçe belediyelerini gözüne kestiren aday adayları, yeni duruma göre pozisyon almaya başladı. PİYANGO VURDU Aslında Kocaoğlu’nun İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na gelişi de ilginç bir süreç oluşturuyor. Kocaoğlu, 2004 yerel seçimlerinde Bornova aday adayıydı. Ancak CHP genel merkezi, eski İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Behçet Yavuz’u başkan adayı olarak belirledi. Yavuz, adaylığı kabul etmeyince, ibre son anda ona döndü. Seçimlerin ardından ERGİNLİĞE DEVAM Adaylık açıklamasıyla birlikte KocaoğluKemal Karataş gerginliği yeniden başladı. Kulislere göre büyükşehir için nabız yoklayan CHP İzmir İl Başkanı Karataş, internetten okuduğu Kocaoğlu'nun açıklamasına ateş püskürdü. Genel merkez yöneticilerine de konuyu açıklamakta zorlanan Karataş, örgütün adaylık açıklamasından haberi olmadığını vurgulayarak, “CHP şemsiyesi” G AKP’den seçmen yığınağı CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin'in iddialarını değerlendiren İzmir İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürü Adnan Sertkaya 'Yıl başından bu yana 111 bin kişinin kentte adres değiştirdiği ve kente geldiği kayıtlarımızda mevcut. Ancak bunun seçimle ilgili olduğunu düşünmüyorum' dedi. EMRE DÖKER AKP’nin yerel seçimler öncesi, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’yle “laikliğin kaleleri” yerleşimlere seçmen kaydırdığı öne sürülüyor. İzmir’in “kritik” ilçeleri başta olmak üzere Ankara Çankaya ve İstanbul Kadıköy’e AKP’li seçmenlerin yerleştirildiğini savunan CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, “İzmir’de 111 bin seçmen AKP’nin zayıf olduğu bölgelere kaydırıldı. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi kullanılarak seçmen kaydı operasyonu yapıldı” dedi. Hareketliliği doğrulayan İzmir İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürü Adnan Sertkaya ise, nüfus değişiminin yerel seçimle ilgisinin bulunmadığını öne sürdü. Gelecek mart ayında yapılacak seçimlerde AKP’nin şimdiden “seçim hilelerine” başvurduğunu vurgulayan Ersin, özellikle İzmir’in Çiğli, Karabağlar, Bayraklı ve Bornova ilçelerindeki hareketliliğin dikkat çekici olduğunu söyledi. AKP’nin İzmir’de şansının bulunmadığını, bu nedenle ikiye böldükleri Karşıyaka ve Konak’ta kazanmak istediğini belirten Ersin, şöyle konuştu: “Demokratik seçim olur, herkes gücüyle ortaya çıkar. Böyle seçmen operasyonu yaparak, hileyle seçim kazanmaya çalışmak şaibe getiriyor. Laikliliğin kalelerini teslim almak o kadar kolay değil. Bu sorun sadece CHP'nin değil, tüm partilerin sorunu. Ama ne diğer partiler ne de sivil toplum örgütleri ayakta uyuyor.” ÜDÜR DOĞRULADI İzmir İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürü Adnan Sertkaya da, adres değişimlerini doğruladı. Sertkaya, “Yıl başından bu yana 111 bin kişinin kentte adres değiştirdiği ve kente geldiği kayıtlarımızda mevcut. Ancak bunun seçimle ilgili olduğunu düşünmüyorum. Bu özellikle okul kayıt dönemlerinde, çocuklarının istedikleri okula gitmesi için ailelerin yaptığı adres değişikliği. Haziran ve eylül aylarında müdürlüğümüzde yoğunluk yaşandı. Son dönem hangi bölgeye ne kadar kişinin geldiğini tespit etmek çok zor” dedi. Türkiye Muhtarlar Dernekleri Federasyonu Başkanı Hüseyin Özkan da Adrese Dayalı Kayıt Sistemi’nin kargaşa yarattığını, bu nedenle ilerleyen günlerde Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürü’yle toplantı yaparak sıkıntıları dile getireceklerini açıkladı. Şimdiki sistemde muhtarların devre dışı bırakıldığını vurgulayan Özkan, “Bu sistemin gelmesini biz istemiştik. Ancak her sistemin kendine özgü mahsurları var. Sıkıntıları genel müdürle tartışacağız. Kişiler muhtarlara bilgi vermediği zaman nerede oturduğunu bilme şansımız yok” diye konuştu. AKP’nin yıkmaya çalıştığı kale İzmir’de, seçmen hareketliliği dikkat çekiyor İdareden ‘AK bülten’ İzmir İl Özel İdare dergisinin son sayısında AKP’nin propagandasının yapıldığı belirtildi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)İzmir İl Özel İdaresi’nin 3 ayda bir yayımlanan “Özel İdare” dergisinin son sayısında AKP’nin propagandasının yapıldığı belirtildi. 32 sayfalık dergide AKP’li il genel meclisi üyelerinin fotoğraflarının 9 kez yayınlanmasına tepki gösteren CHP İl Genel Meclisi Üyesi Mehmet Şenel, AKP’li Meclis Başkanı İsmail Yılmaz’a konuyla ilgili şikayet dilekçesi verdi. Ayrıca dergide AKP’li belediyelerin yönettiği Tire ve Ödemiş’e 2'şer sayfa ayrılırken CHP’li belediyenin yönettiği Birgi’ye 1 sayfa ayrıldığını belirten Şenel, “Bizlerin de oylarıyla götürülen hizmetlere yer veren bu dergi, sanki AKP’nin yayın organı gibi. Bu kadar haksızlık olmaz” diyerek tepki gösterdi. CHP’li Ercan Tatı da, “Sanki bu dergi AKP'yi seçime hazırlar gibi” dedi. İzmir İl Özel İdaresi tarafından yayınlanan ve ikinci yılına giren derginin 5'inci sayısı ekim ayında ilçe özel idare müdürlükleri ve köy muhtarlarına dağıtıldı. Ancak 3 bin adet basılan dergi, CHP’li üyelerin tepkisine yol açtı. Konuyla ilgili derginin yayın kurulu başkanı da olan Yılmaz’a şikayet dilekçesi veren CHP’li Şenel, bir sonraki sayıda yanlışlığın düzeltilmesini istedi. Derginin sadece 1 sayfasında CHP’li 2 üyenin fotoğrafına yer verildiğini, AKP’li üyelerin fotoğraflarının ise 9 sayfada bulunduğunu belirten Şenel, şunları söyledi: “Derginin sadece 1 sayfasında 2 CHP’li üyenin fotoğrafı var. Bunun dışında Tire’den AKP’li il genel meclisi üyesinin fotoğrafı ve bürokratların fotoğrafları, Ödemiş’te de AKP’li il genel meclisi üyesi ile bürokratların fotoğrafları yer alıyor. Neden bu dergide CHP’li üyelerin fotoğrafları yok? Bunu anlamakta güçlük çekiyorum. Bu dergi adeta AKP’nin yayın organına döndü. Bu dergiyle İzmir İl Özel İdaresi, AKP propagandası yapıyor.” CHP’li üye Ercan Tatı da, derginin AKP’yi seçime hazırlayan yayın organı gibi hazırlandığını söyledi. Tatı, “Bu dergide AKP’liler ve onların göreve getirdiği bürokratlar ön planda. Özel idarenin yaptığı yolun çalışmasının anlatıldığı haberin fotoğrafında bile hiçbir katkısı olmayan AKP’li Kemalpaşa Belediye Başkanı yer alıyor. Böyle yayın olmaz” dedi. Derginin Yayın Kurulu Başkanı ve İl Genel Meclisi Başkanı İsmail Yılmaz ise, CHP'lilerin gereksiz alınganlık gösterdiğini söyledi. Yayın Kurulu’nda CHP Grup Başkan Vekili Hakkı Berksü ve CHP’li Meclis Başkan Vekili Gülşen Korkmaz Kahraman’ın da bulunduğunu belirten Yılmaz, “Kesinlikle Şenel’in savları doğru değil. Bu sayımızda Tire ve Ödemiş’i işlemek istedik. Kimin resmi kaç kere çıktı bunun hesabı yapılmaz. Dergimiz AKP'nin yayın organı değildir” diye konuştu. Serbest piyasacıların kurtuluş umudu devletleştirme. Amerika’da, İngiltere’de, Avrupa ülkelerinde devlet, serbest piyasayı bir yana bıraktı, bankaları kurtarıyor. Bizde ne oluyor? Nasıl bir ülkede yaşıyoruz? Küresel krizde iktidarın durumu içler acısı. Her kafadan ayrı bir ses. Başbakan, önce küresel krizin Türkiye’yi etkilemeyeceğini, hatta kâra geçileceğini söyledi. İki gün sonra belirli etkilerin görülebileceğini söyledi. Merkez Bankası Başkanı başka bir söylemde, ekonomiyi yöneten bakanlar başka. Devlet Bakanı Mehmet Şimşek hâlâ inatla, ısrarla özelleştirmeleri savunuyor. Bakar mısınız sözlerine: “Dışa bağımlılığı azaltacak, kendi iç imkanlarımızı kullanacak yatırımlar yaptık. Bu sene enerji özelleştirilmesinde de önemli adımlar attık.” Bir yanda özelleştirme, bir yanda dışa bağımlılığın azaltılması... Ucubeye bakar mısınız? AKP iktidarı, ülkenin varını yoğunu özelleştirmelerle satıyor. Seçim için sadaka toplumu yaratmanın başka yolu yok çünkü. Üretim sürekli geriliyor, kimin umurunda. Dünyanın en zengin ülkelerinden İzlanda, üretmediği için iflas bayrağını çekti. Kapitalizmde devletin iflas etmeyeceği söylemi de böylece boşa çıktı. Diğer yandan terör belası. Askerler, polisler, sıradan yurttaşlar teröre kurban gidiyor. 300’ü aşkın bir terörist grubu ağır silahlarla, toplarla sınırı aşıp karakola saldırıyor, ABD ile “anlık istihbarat” yok! ABD Büyükselcisi Wilson, Türkiye’yle anlık istihbarat sorunu olmadığını söylüyor, terörist grubun nasıl görülmediğine ilişkin bir soruyu “teknik konu” diye geçiştiriyor. Bu nasıl bir ülke ki TBMM’de bir grup, PKK’nin terör örgütü olduğunu söylemiyor, ona arka çıkıyor. Hangi ülkede demokrasi adına terör örgütü kollanıp, savunulabiliyor? Son tezkerede ret oyu veren ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, nasıl oluyor da küresel güçlerin oyuncağı etnik terör sorunu için ABD ve Batı devredeyken “ç özüm y olu Tü rkiy e’dir ” diyor. Emperyalizmin Ortadoğu’daki “Kürt kartı”ndan habersiz mi? Nasıl oluyor da bir kuvvet komutanı, 15 askerin şehit olduğu karakol baskınını sokaktaki yurttaştan sonra öğreniyor? Nasıl oluyor da terör örgütünü koruyup kollayan Barzani, hâlâ Türkiye’den besleniyor? Nasıl oluyor da Başbakan, “tampon bölge” konusunun değerlendirileceğini söylerken, Cumhurbaşkanı, tezkerenin “nokta operasyonlar” için kullanılacağını söylüyor?.. [email protected] M C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle