27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 8 MAYIS 2021 CUMARTESİ HABER/YORUM Dönüşün Bahar Yelleri AKP’lilerin kaldırmak istediği Halk Ekmek büfesinin önündeki bir başı bağlı kadının çığlığına tanıklık ettik hepimiz: “İnsanları canından bezdirdiniz. Evinden, yurdundan ettiniz. Bizi darmadağın ettiniz. Yuvalarımızı dağıttınız. Yeter artık, çekin elinizi yakamızdan...” Dipten gelen içten bir isyan edişin sesidir bu. AKP kadrolarının içlerinden çıktıklarını savundukları toplumsal kesimlerden uzaklaşının simgesidir. AKP’nin gelip vardığı nokta, ele geçirdikleri devletin olanakları ile semiren bir tür alaturka Saray aristokrasisidir. İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş’un birkaç kamusal kurum üzerinden verdiği örnekler, durumu çok çarpıcı biçimde özetlemektedir: “5 milyar lira zarar eden THY’nin genel müdürü tam 14 başkanlık yapıyor, 14 yerden maaş alıyor. THY’nin genel müdür yardımcısı 7 yerden maaş alıyor. THY’de bir genel müdür görevlisi 41 yerden ücret alıyor. Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy, gelirleri ek ödemelerle beraber 161 bin lira. Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Fahrettin Poyraz, maaşı ek ücretleriyle beraber 150 bin lira. Saray’da daire başkanı olan Metin Kıratlı’nın toplam geliri 85 bin lira. Hepimiz biliyoruz ki 1750 üst düzey bürokrat çift maaş alır, onların vergileri de verilmez ikinci maaşlarından.” Doymazlık, caka satış, görmemişlik, gösteriş, debdebe, cafcaf, böbürlenme, kibir, çalım derken... Burun üstü çakılış ivmesi yükseldikçe zora, zorbaca yasaklara, kaba güce daha çok yaslanıyorlar. Bağlı kaldıklarını ileri sürdükleri, onun biricik temsilcisi olduklarını savladıkları ve sandıkları “millet iradesi” ayaklarının altından kayıyor. Yolsuzluk, kayırma diz boyu. İşsizlik, gençliğin geleceğini karartıyor. Eğitimsizlik, çocukları bilisiz kılıyor. Yoksulluk ve salgın, toplumu içten içe eritiyor. Her gün yüzlerce insanımız ölümle pençeleşiyor, mezarlıklar lebaleb... Deniz bitti. Artık götüremiyor, yürütemiyor, yönetemiyorlar. Halk; kabullenmiyor, boyun eğmiyor, es geçmiyor. İhvancılığın, rabiacılığın, siyasi dinciliğin çıkış değil, çöküş olduğunu yaşayarak, görerek, acısını çekerek yakıcı bir biçimde öğrendi. Sultanlık sona geldi, yeniden Cumhuriyete dönüşün bahar yelleri esiyor... Adını Değiştirsinler Adı üstünde... “Cumhuriyet” savcısı. Ne yapacak? Cumhuriyeti koruyacak... Ekrem İmamoğlu, Fatih’in türbesi önünde ellerini arkasına koyarak yürümüş... Savcı, soruşturma açıyor. Çorum Valisi, Çorum Belediye Başkanı, üniversite rektörü vb. AKP’lilerle toplaşıp Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı işbirlikçinin mezarına, anmaya gidiyorlar. Öğretmen örgütleri soruşturma istiyor. Savcı, soruşturma açmıyor! Bari adını değiştirsinler... Saray kadısı filan desinler... Yeni Adana Destek Bekliyor Yeni Adana gazetesi, Kurtuluş Savaşı’nın bölgede en önemli destekçilerinden biriydi. 103 yıldır çizgisinden sapmadan yayın yaşamını sürdüren Yeni Adana gazetesi, ağırlaşan ekonomik sıkıntılar nedeniyle tüm Cumhuriyet devrimcilerine destek çağrısı yapıyor. Yaşamak için sürdürümcü olunmasını, ilan, duyuru katkısı yapılmasını istiyor. Destek için iletişim bilgileri: Telefon Faks: (0.322) 359 99 84 359 36 55 eposta: yeniadana@yeniadana.net, yeniadanagazetesi18@gmail.com 8 MAYIS 2021 SAYI: 34909 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ekler) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Koordinatörü Esra Bozok l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: l İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 11A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. l Ankara : İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara Tel : 0312 353 29 61. l İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih mh. 1199 sok. no:1/7 SarnıçGaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. l Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25. l Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 711 40 20. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 04:04 05:47 13:06 16:59 20:15 21:50 Ankara 03:54 05:34 12:50 16:42 19:57 21:29 İzmir 04:24 06:00 13:13 17:02 20:16 21:45 Aşı diplomasisi, aşı emperyalizmi ve aşı turizmini biliyoruz. Literatüre, günlük kullanıma girdiler. Yurttaşların aşılanmasında yoğunluğu önlemek, öncelikleri saptamak için de yaş ve meslek grupları saptandı. Lakin Dışişleri Bakanı’nın, önceki gün Berlin’de, Alman mevkidaşıyla basın toplantısında söylediği şu sözler, hem aşılamada yeni ölçüt getirdi hem ulusal gururumuzu incitti: “Turistin görebileceği herkesi mayıs sonuna kadar aşılayacağız. Tüm dostlarımız güvenli bir şekilde tatil yapabilir.” Bakanın sözleri; Batı’ya karşı ezik, özgüven yoksunu bakış açısını; turist çekmek için milli haysiyetimizi hiçe sayan yaklaşımı içeriyor. Aşılamada getirdiği, “turistin görebileceği herkes” ayrımı da garip, sağlıksız. Çünkü ülkemizin mali gücü, nüfusu, aşı gereksinimi, aşı tedarikçileri belli. Şimdiye dek yapılan açıklamalarda hiçbir yetkili, aşılanacak nüfusa ilişkin kesin bir takvim vermedi. Verenler de yanıldı. Fakat belli ki Dışişleri Bakanı, bu işi sağlık bakanından daha iyi biliyor, tarih veriyor. Dahası var. Yabancı turistin öncelikle tercih ettiği illerimiz, ilçelerimiz belli; öncelikle Antalya, Muğla, Aydın, İzmir gibi illerimiz; Bodrum, Marmaris, Fethiye, Çeşme gibi ilçelerimiz geliyor akla. Ülkemize gelen yabancı turistin öncelikle göreceği, tanışacağı meslek grupları da belli; havahele de seçim, referandum dönemlerinde, Avrupa aleyhinde atıp tutanların, kapalı kapılar ardında Avrupalılara hangi sözleri, hangi vaatleri, hangi ödünleri verdiğini de gösteriyor bir yandan. Onurumuzu zedeliyor. Daha Aşı beklerken fazla turist gelsin diye, basın toplantısında, Alman gazetecileaşağılanmak rin önünde söylenen söz, ülkemizi aciz, güçsüz, bağımlı gösteriyor. Özgüvenimizi sarsıyor. Yalimanında çalışan, taksi, dolmuş, otobüs kullanan emekçiler, otellerin resepsiyon görevlileri, garsonlar, komiler, temizlik hizmetlileri, cankurtaranlar, plajda yiyecek içecek satanlar vb... Bu yaklaşıma göre; yabancı turistin pek gitmediği Yozgat’ta, Tokat’ta, Kastamonu’da, Ağrı’da yaşayan yurttaşlarımızın veya yabancı turistin görme ihtimali pek olmayan çiftçilerin, köylülerin, devlet memurlarının, aşı için hayli beklemesi gerekecek. zık, çok yazık... Bakanın sözleri; Cumhuriyetin dış politikasını beğenmeyen, Lozan’ı ve Montrö’yü içine sindiremeyen, ülkemizin başarılı Hariciye geleneğini, kariyer diplomatlarını “monşerler” diye azarlayan, aşağılayan bir zihniyetin, maalesef görmeye alıştığımız örneklerinden sadece biri. Aynı tavır, ABD’yle, NATO’yla, Rusya’yla ilişkilerde görülmüyor mu sanki? Suriye’yle ilişkilerde mezhepçiliğin (Sünnici); Irak’ın kuzeyinde Barzani’yle ilişkilerde etnikçiliğin Zihniyet sıkıntılı, (Kürtçü); Mısır’la ilişkilerde İhvancılığın başımıza ne belalar açtığını sorun derin Bakanın sözleri; sanayileşmeden kopan, üretim ekonomisini unutan, dış kaynak bağımlılığı yapısal, yüksek faiz, yüksek enflasyon, yüksek döviz kuru yanında, yüksek dış borç ve yüksek işsizlik sarmalındaki Türk ekonomisinin, turizme ne kadar bel bağladığını ortaya koyuyor bir yönüyle de. Umudumuzu kırıyor. Türkiye’de, bilmiyor muyuz?    Sorun şu: İktidarda ve muhalefette güçlü olan etnikçilik, mezhepçilik, feodalizm ve liberalizm; Şeyh Sait, Seyit Rıza, Saidi Nursi etkisi; eziklik yaratıyor. Ulusal birliği ve yurttaşlığı değil; ayrışmayı ve parçalanmayı besliyor. O nedenle Ankara’da yüksek perdeden konuşanlar, Berlin’de ödün üzerine ödün veriyorlar. Organize suç örgütü lideri, YouTube’dan suçlamalarını sürdürüyor Peker’den ‘Yeşil’ hatırlatmalı yanıt Yayımladığı bir videoda Yeldana Kaharman’ın ölümünden Mehmet Ağar’ın oğlu AKP Elazığ Milletvekili Zülfü Tolga Ağar’ı sorumlu tutan organize suç örgütü lideri Sedat Peker, konuyla ilgili açıklama yapan Jandarma Genel Komutanlığı’na yanıt verdi. Peker, “Ben öldürülen kız kardeşimizin helikopterle alındığını iddia etmedim. Derin devletimizin başı Mehmet Ağar’ın oğlunu helikopterle aldığını söyledim” dedi. Peker ayrıca ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım’ı da hatırlatarak “Ayrıca Yeşil’in jandarma karakolundan altı sivili alıp yok ettiği gerçeği ve bunun gibi birçok olay ortadayken öldürülmüş bir kızın bir gün önce verdiği şikâyet dilekçesinin yırtılarak yok edilemeyeceğine inanmak safdillik olur, hele ki Mehmet Ağar gerçeği orAğar Peker tadayken” ifadelerini kullandı. Peker, “Mehmet Ağar’ın oğlunu tecavüzden şikâyet eden kadın ertesi gün ölü bulundu” demişti. Peker’in iddiasına yanıt veren Jandarma Genel Komutanlığı açıklamasında “Yeldana Kaharman isimli kadının jandarmaya herhangi bir müracaatı kesinlikle söz konusu olmadığı gibi helikopterle aldırılması iddiası da tamamen gerçekdışıdır” denilmişti. Tolga Ağar: İlgim yok Tolga Ağar, Sedat Peker’in kendisine yönelik ileri sürdüğü iddialara yanıt verdi. Yeldana Kaharman’ın ölümüne dair iddiaları reddettiğini söyleyen Ağar, Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Konu adli makamlarca soruşturulmuş ve hukuki süreç tamamlanmıştır. Konunun şahsımla uzaktan yakından ilgisi bulunmamaktadır. Daha düne kadar kendisine hakaret ederek itibarsız şahıs muamelesi yapanların, amaç siyasete malzeme olarak kullanma olunca, konu ile ilgili hiçbir araştırma soruşturma lüzumu görmeksizin, hevesle üzerine atlamalarını derin bir üzüntü ile karşılıyorum. Kendi siyasi hesaplarına suç örgütü mensubunun beyanlarını dayanak yapmaya çalışanları kamuoyu vicdanına havale ediyorum.” l Haber Merkezi BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Üzerine köpürtülmüş şerbet dökülerek fırında pişirilen bir tür tel kadayıf. 2/ Tahtadan yapılan üflemeli bir çalgı... Malezya halkına özgü bir tür öldürücü delilik. 3/ Kimse, kişi... Suyu, işleme ve dağıtım tesislerine iletme. 4/ Tümör... Biçem, üslup. 5/ Bezden biçilmiş elbise... Hindistan kökenli evcil bir sığır türü. 6/ Cemaate namaz kıldıran kimse... Duman lekesi. 7/ Esnafların kendilerine yeni müşteri getiren kimselere ödedikleri komisyon... Bir etkinliğin geçici olarak durdurulduğu süre. 8/ Kiraya verilerek gelir getiren mülk... Lokmanruhu. 9/ Beyaz peynirle yapılan bir çeşit tatlı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Türk halk müziğinde kullanılan, dokuz telli bir saz... Osmanlı toprak düzeninde, yıllık geliri 1 234 5 678 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 F ERFOR J E 1 2 3 4 AKORT ADA SEZA ALAN ANAKURU A 2 3 5 RE S AZ İ L 4 6 İ KL İM İ N İ 5 7 8 9 T OYAN UZ O T ONOM İ AYAN TATU 6 7 8 yüz bin akçeden fazla olan dir 9 lik. 2/ Bir anlatımı oluşturan sözcüklerin tümü... Otomobillerin elektriğini sağlayan aygıt. 3/ Aruz ölçüsünde kısa okunması geOrtadoğu’da bir göl... Mızrak ya da reken bir heceyi kalıba uydurmak süngünün sivri ucu. 4/ Bir nota... için uzatma... Gelecek. 8/ “ boyu “Zümrüdüanka” da denilen efsa üç servi / Demek ki Levni geçmiş nevi kuş. 5/ Köpek... Satrançta bir buralardan” (İlhan Berk)... Fert. 9/ taş. 6/ Irkçılık... Rütbesiz asker. 7/ Tecrübeli, usta... Özsu. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com Ortadoğu’da iki zıt normalleşme Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın başlattığı “normalleşme” özetle şöyleydi: Körfez ülkeleri İsrail’le normalleşecek. Bölgede İran’a karşı İsrailMısırSuudi Arabistan ekseni oluşturulacak. Bu siyasi ittifakın “Ortadoğu NATO’su” olacak. Bu konularda oldukça önemli ilerlemeler kat edildi. İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn, Sudan ve Fas’la normalleşti. Suudi Arabistan’la gayri resmi olarak zaten normalleşmişti, adım adım resmiyete taşımaya başladı. Oluşturulan yeni ekseni Doğu Akdeniz’e taşıdılar. Hatta Türkiye’nin müttefiki Katar’ı da KörfezKatar barışıyla sürece dahil ettiler. Bir tek “Ortadoğu NATO’sunu” oluşturamadılar. İkili normalleşme hamleleri ABD’nin “İsrail’in güvenliği” ana hedefli bu normalleşme sürecini, şimdilerde zıt yönde bir başka normalleşme süreci izliyor. Özetlersek: Suudi Arabistan İran normalleşme girişimi: Suudi Arabistan ve İran istihbarat şefleri iki kez Bağdat’ta görüştü. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Bin Selman, İran’la iyi ilişkiler kurmak istediklerini söyledi. Suudi Arabistan Suriye normalleşme girişimi: Suudi İstihbarat Şefi Hamid Humeydan Şam’da Devlet Başkanı Beşşar Esad ve Ulusal Güvenlik Büro Başkanı Ali Memlük ile görüştü. BAE Suriye normalleşme girişimi: BAE, Şam’daki büyükelçiliğini yeniden açtı. BAE’nin Dışişleri ve Uluslararası İşbirliğinden Sorumlu Bakanı Abdullah bin Zayed el Nahyan, Suriye’nin Arap Ligi’ne dönmesinin “kaçınılmaz” olduğunu söyledi. Türkiye Suudi Arabistan normalleşme girişimi: Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ramazan Bayramı dolayısıyla tebriklerini iletmek üzere” Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz el Suud ile görüştü. Türkiye Mısır normalleşme girişimi: Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Ramazan ayını tebrik amacıyla” Mısır Dışişleri Bakanı Semih Şükrü’yü aradı. Ardından iki ülke dışişleri heyetleri 56 Mayıs’ta Kahire’de bir araya geldi. Çavuşoğlu, “ilişkileri normalleştirmek için atılabilecek adımlar konusunda görüşmelerin devam edeceğini” açıkladı. Türkiye BAE normalleşme girişimi: BAE’nin Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Gargaş, Türkiye ile karşılıklı olarak egemenliğe saygı çerçevesinde normalleşmek istediklerini söyledi. Türkiye Mısır normalleşmesi Kuşkusuz masadaki tüm sorunların çözümü mümkün değil. Dahası, normalleşme sürecinde, ilk duruma dönme olanağı da artık yok. Ancak her durumda bölgenin istikrarı adına bu ülkelerin belli çıkarlarda ortaklaşarak normalleşmesi, oldukça yararlıdır. Bu normalleşme girişimleri içinde, sonuca etkisi bakımından bizim için en önemlisi Türkiye Mısır normalleşme girişimidir. Mısır medyasına göre Kahire’nin masaya koyduğu üç dosya var: Türkiye’nin Müslüman Kardeşler (İhvan) dosyasını tamamen kapatması. (Türkiye bu konuda geçen haftalarda bazı adımlar attı ve İhvan’ın yayınlarına kısıtlama getirdi.) AKP iktidarının Mısır ve Arap ülkelerinin içişlerine karışmaması. Türkiye’nin Libya, Suriye ve Irak’taki askerlerini çekmesi. En önemli dosyanın üçüncüsü olduğu görülüyor. Ancak müzakereler başlarken masaya pek çok ülkedeki askeri varlığın sorun olarak konulması, “yüksek elle müzakereye başlama” isteğinden öte bir anlam ifade etmiyor. Zamanla sadece Libya’daki askeri varlık konusu müzakere edilecektir. Kahire’yle eşzamanlı Batı da bu konuda baskı yapmaktadır. Son olarak Almanya Başbakanı Angela Merkel, Erdoğan’a “Libya’da bulunan yabancı kuvvetlerin ülkeden çekilmesi” çağrısı yaptı. Ankara’nın bu konuda Mısır’la normalleşme sürecinde esas alacağı ana çıkarı, Libya’yla yapılan MEB anlaşmasını korumak olmalıdır. ABD’nin boşluğu fırsat dönemi açtı Kuşkusuz bu normalleşme, tek tek ülkelerin kendi çıkarlarının gereğidir. Ancak bunun hangi zeminde olabildiği de önemlidir. O zemin, ABD’nin Ortadoğu’daki ağırlığını azaltmak zorunda kaldığı zemindir. 2.5 savaş konseptinden 1.5 cephede savaş konseptine gerileyen ABD, ağırlığını Çin ve Rusya cephelerine vermeye çalışıyor. İşte bunun gereği olarak Suudi Arabistan’ın Yemen savaşına silah satışını durdurdu, İran’la nükleer müzakere döndü vb. ABD’nin boşluğunu askeri olarak Rusya’nın, ekonomik olarak Çin’in doldurmaya başladığı yeni bir Ortadoğu şekilleniyor özetle... Bu, Ankara için de bir fırsat dönemidir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle