06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 1 MAYIS 2021 CUMARTESİ İNCELEME 1 Mayıs’ların kutlanma, kutlanamama, yasaklanma koşullarının, ülkemiz, dünya ülkelerinin insan hakları, demokrasi, emek hakları gidişinde turnusol kâğıdı işlevi ortada. Bu yılın gelişmelerine ilişkin, sendikalardan gelen istatistiklere dayalı veriler, dünyayı kasıp kavuran günümüzdeki dibe çekilişin aynası. Evrensel nitelik kazanan yeni sosyal sözleşme çağrısı ise sadece işçi sınıfı için değil, insanlık, doğa, tüm canlılar, dünya adına tek çıkış yolu uyarısı.. Ülkemizden sendikaları ILO, ICFTU ölçeklerinde temsil etme yanında, uluslararası sendikalar adına da doğrudan görev üstlenmiş Şanar Tayşi’ye bir kulak verelim mi? Önder Aker Mustafa Başoğlu Şanar Tayşi Şükran Soner Türkiye sendikal yasaklar yüzünden 12 Eylül sonrası ILO gündeminde kara listeye bile girdi. Ülkemize dönük aydınlanmacı, 68 kuşağı öğrenci önderliğinden mühendisliğe, sendikacılığa uzanan soluksuz yaşam savaşımında, inadına inadına hep en baştan örgütlenmenin, işçinin içinde, hem de köylü kökenli en zorlu üretim koşullarında çalışan yeraltı maden işçilerini kucaklamış Çetin Uygur’un yaşamından kesitler paylaşmak isterim. İçinde bulunduğumuz zorlu koşullarda, genç kuşaklara tünelin ucunda her zaman, her koşulda ışık olduğunun ipuçlarını verebilir. “Yaşamları, görüşleri, savaşım güçleri, özellikle de kalplerinin büyüklükleriyle söylediklerine ayağa kalkılıp düğme iliklenenlerden..” tanımı bir yaşamöyküsünden alıntı. 1 Mayıs üzerinden, ülkemiz, dünyaya dönük çığlık sesleri yükselirken... ŞÜKRAN SONER Çetin Uygur, aydın, devrimci kişiliği ile iz bırakan sendikacılardan. 68 kuşağı kimliği ile farklı bir yeri olan, madencilerin “Çetin Abisi” devrimci öğrencilik, siyaset, sendikacılık yıllarında hem siyasal hem de sendikal örgütlülükler bağlantılı çok fazla bedel, cezaevi yılları, işkence, baskılar, yaralanmalar var. Kimi yıllar mühendis şapkası, kimi yıllar sendika başkanlığı şapkası ile hep en önde, hep eylemlerin, direnişlerin, hak arayışların içinde.. İTÜ Maden Fakültesi öğrencilik yıllarında ülke sorunlarıyla ilgilenen aydın, devrimci, savaşımcı kişiliği ile öne çıkmış. Eğitim sorunları, sömürü düzenine karşı savaşımın içinde, İTÜ Öğrenci Birliği Başkanı Harun Karadeniz’le birlikte özel yüksekokullara karşı eylemler içinde, etkin sol siyasal eylemlerin en önemlilerinde. İki anlamlı görsel belge ile hızlı geçiş yapmak gerek.. Harun Karadeniz ile birlikte sayısız ortak işçisol gençlik eylemleri direnişlerinden birinde. Ortak pazar ilişkilerine karşı çıkılan yürüyüşten olmalı. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a ortak imzalı gönderdikleri 6. Filo protestosu eylemleri bağlantılı göreve çağırma metninin fotokopisini paylaşmak gerek. Amerikan 6. Filo askerlerinin Dolmabahçe’den denize dökülmeleri ile yaşanan süreçler toplumsal tarihimize kazılı. 12 Mart’ın, Deniz’lerin idamlarına uzanan yollarda yaşanan kanlı süreçlerin koşullarının çıplak çarpıcı bir belgesi olarak okunabilir. 12 Mart’ta Çetin Uygur’un payına, gözaltı ve tutukluluk düşer. Çetin Uygur, üniversiteyi bitirdikten sonra 197374 yılları arasında kısa süreliğine Maden Mühendisleri Odası ile TMMOB çatısı altında genel sekreterlik görevi yapacaktır. Bu arada TTK Zonguldak İşletmesi Kozlu ocağında mühendis olarak çalışacaktır. Ancak madende çalışan işçilere yönelik tutuma karşı çıktığı için istifa ederek askere gidecektir. Askerlik sonrası Bigadiç Bor İşletmeleri’nde taşeron tarafından kışkırtılan işçilerin bir mühendis arkadaşını öldürmeleri olayının soruşturmasına karışır. O günlere kadar yaşadıklarının birikimiyle işçilerden gelen istek üzerine 1975 yılında Yeraltı Madenİş Sendikası’nın kurulmasına öncülük yapar. Mühendislikten sendika başkanlığına Yeni Çeltek, Aşkale, Beypazarı, Hekimhan.. direnişleri maden işkolu zorlu örgütlenmeleri direnişlerinde simge isim olacaktır. Çetin Uygur, işyeri komite ve konseyleri eliyle “sınıf temelli” sendi “Sınıf temelli örgütlenme kal örgütlenme şart. İlk adım komite ve nin, mühendiskonseyler olmalı.” likten sendika başkanlığına geçmiş öncüsü olacaktır. 1978 yılında DİSK’e katılmasına öncülük yaptığı Yeraltı Madenİş’te 1979 yılında başkan seçilir. 197580 yılları arasında, işçinin köylerinde kurulan komitelerin de çalışmalarıyla, özyönetim deneyimlerinin geliştirilmesiyle maden işçilerinin insanca yaşama koşullarına dönük direnişleri, eylemleri gündemdedir. 1979 yılında Ankara’da ev baskınında solcu kimliği nedeni ile dönemin söylemiyle fa “Adresini sorma her sosyaşistlerin silist için geçerli insan.” lahlı baskınına hedef olacaktır. Çetin Uygur, Yalçın Çilingir, Tayfun Özuslu silahla ağır yaralanacaklardır. 12 Eylül’de sendika kapatılır. Yeni Çeltek DevrimciYol davası, köylü kökenli yeraltı maden işçilerinin yüzlercesiyle yargılandıkları tek dava olur. Çetin Uygur, hem DevrimciYol hem de DİSK davasından yıllarla yargılanarak tutuklu kalır. Cezaevleri, işkenceler süreçleri elbette içinde var olacaktır. Çetin Uygur 1985’te tahliye olana kadar da içeriden, işçilerin dışarıdaki örgütlenmelerine katkıda bulunmaktan vazgeçmeyecektir. 1988’e kadar bağımsız sendikalarda gönüllü danışmanlık yapacaktır. 1989’da İşçinin Sesi gazetesini çıkaracaktır. 1991 yılında DİSK’in faaliyetine izin verilmesi üzerine 1992 yılında örgütlenme çalışmalarına başlar. Arada, yıllardan önemli gözlem ve tanıklıklarımı da paylaşmalıyım. Sivas Divriği’de maden işçilerinin bir söyleşisine konuşmacı olarak katılmak üzere gece karanlığında aracı ile yola çıkmış, öğleden sonra işçilerle 12 Eylül yasakları üzerinden söyleşiye katılıp yine gece yolculuğu ile İstanbul’a dönmüştük. Zonguldak’ta Türkİş’e bağlı Genel Madenİş Sendikası’nın büyük direnişinde, Çetin Uygur rakip sendikacılık kültürüne bakmaksızın, maden mühendisi şapkasını takarak Zonguldak Maden Mühendisleri Odası içindeki dayanışma çalışmalarının başına oturmuş, büyük direniş, Ankara yürüyüşü süreçlerinde yüz binlerle işçinin yürüyüşüne dönük yardım kampanyalarının sorumluluğunu üstlenmişti. 1992 tarihi ile Zonguldak merkezli maden işçilerinin örgütlenmesi çalışmalarına katılmasına tanıklık ediyoruz. 1996 yılında Zonguldak’ta 80 sonrasının ilk 1 Mayıs mitingini yine Yeraltı Madenİş Sendikası yapacaktır. 1996 2000 yılları arasında DİSK Yönetim Kurulu üyeliği yapar. 1999 yılında DİSK’in içinde Devrimci Madenİş ile Yeraltı Madenİş’in birleşmesi zorunluluğu hem tüzük ilkeleri hem de işkolu yetki sorunları nedeniyle gündeme gelir. 2012 yılına kadar DevMadenSen Başkanlığı’nı yapan Çetin Uygur, aday olmayarak emekli olur. Emeklilik sonrasında da gönüllü sendikal danışmanlıklarından hiç vazgeçmeyecek, sağlık sorunları el verdiği ölçeklerde 1 Mayıs’lar içinde işçi etkinliklerinde boy gösterecektir. Ancak sıkı virüs koşullarında telefonla görüşmelerimize karşın, en son önceki gün telefon sohbetinde de inatlaştığı üzere, kendine dönük tek sözcük açıklama yapmamakta diretecektir.. Elbette örgütlülük çatıları altında sayısız yayında yer Emeklilik sonrası siyanürlü altını işçilere anlattığı söyleşide. almış kitap, dergi, broşürler içinde, söyleşilerde sayısız görüş açıklamaları, katkıları söz konusu. Yine hoş bir anı olarak Yeraltı Madenİş çatısı altında keşfettiği, günümüzün dünya çapında ünlü çizeri Selçuk Demirel’i ilk olarak 12 Eylül öncesi yapılmasını üstlendiğim Eğitim Sayfası’na çizer olarak göndermiş olmasını unutmuş değilim. Sosyal sözleşme çağrısı Şanar Tayşi ile ILO, ICFTU, diğer uluslararası konfederasyonlar, sendikalar üzerinden, 1980’lerden günümüze, ülkemizdeki sendikal haklar gaspları içinde, günümüze uzanan işçi hakları kayıpları, ülkemiz, dünya ölçeğinde dibe vuruşun gerçekleri... Her yılın 1 Mayısı’na dönük işçi sınıfının en ağırlıklı sorunlarının masaya yatırılması geleneğinden yola çıkılarak, bu yılın 1 Mayısı’nın işçi sınıfı, sendikal haklar gaspında dibe vuruşla yüzleşmiş olma gerçeği içinde, yine tüm sorumlu evrensel hak örgütlenmeleri adına, “yeni sosyal sözleşme” ile sil baştan sadece dünya işçi sınıfı hak ve örgütlenmeleri için değil, insanlık, tüm canlılar, çevre, doğa adına verilecek savaşımın çerçevesinin çizilmesi.. Cumhuriyet okurları da dünyanın gelişmiş ülkelerini de kapsayan aydınlanmacıları gibi kimi evrensel örgütlenmelerin işlevlerine yabancı olmasalar da dünya emek hakları, işçi hakları örgütlülüğünde, özellikle 1970’lerden başlayan, acımasız kapitalizm, emperyalizmin dürtülerinde yaşanan çok hızlı geriye çekilişin sonuçlarıyla yüz yüzeyiz.. Günümüzde otoriterleşme düzenlerinin de yaygınlaşması, emperyal ülkelerin “üzerinden savaş” yöntemleri, virüs salgını kapanmasının çaresizliği.. Şanar Tayşi’den günümüzde geldiğimiz dibe vurma noktası üzerinden arayışlarda yardım istemeyi seçme nedenimden söze girmem gerek. Türkİş çatısı altında uzun geçmişte sayısız sendikada uluslararası ilişkiler danışmanlığı yıllarını atlarsak, 198389 Türkİş Dış İlişkiler Müdürü. Aynı dönem ILO ICFTU Örgütlenme Dairesi Başkan Yardımcısı ILO’nun 1980 sonrası yasaklar nedeniyle Türkiye’yi tartıştığı ILO genel kurul etkinliklerinde. ICFTU Asya ETUC Genel Genel Sekreteri Sekreteri Muzaffer Saraç ICFTU Örgütlenme ICFTU Genel Daire Başkanı Sekreteri Ağaç Federasyonu Genel Setreteri 16 Aralık 1982 Dünya Sendikaları liderleri, 12 Eylül yasaklarına gerekçe yapılan DİSK davası yargılamalarında dayanışmayı hiç eksik etmedi. konferanslarında görevli. 19891994 tüne gelen salgınla birlikte yaşanıUluslararası Tarım ve Plantasyon İş lan bu ağır ortamda sorunların üsteçileri Federasyonu (IFPAAW) Ortado sinden gelinebilmesinde “Yeni Sosyal ğu temsilcisi. 1999 ILO Kırsal Kalkın Sözleşme” önerisinin anlamı üzerinde ma Konferansı’nda işçi grubu sekrete değerlendirmelere geçiyor. ri. Aynı yıl IFPAAW’nun, yokluğunda Var olan eşitsizliklerin katlanarak genel sekreterine vekâlet ediyor. derinleşmesi gerçeğinin, yeni yaklaŞanar Tayşi, uluslararası sendikal şımları zorunlu kıldığının altını çiçevrelerin, tüm dünyayı etkisi altına ziyor. almış salgın sürecini, 1980’li yıllarILO’nun anatüzüğünde yer alan dan bu yana uygulanan küreselleşme “Tam istihdam” ilkesinin tüm hükümve özelleştirme yıkımının adeta tu lerinin önceliğini anımsatıyor. Libezu biberi olarak niteleme eğiliminde ral dünya, gelişmiş ülkeler için de kaolduğunun altını çiziyor. 1929 dün mu yatırımlarını artırmak, nitelikli işya ekonomik krizinden bu yana küre ler yaratmak, eğitim ve öğretim yatırısel işsizlikte böylesi bir felaketin ya mı yapmak, kayıt dışı işleri kayıt içişanmadığını belirtiyor. İşsiz milyonla ne almak.. önceliklerini sıralıyor. Gerın ücret ve gelir desteğinden de yok lişmekte olan ülkelere dönük olarak sun bırakılınca açlık ve sefaletle kar ise sorunlar katlandığından haklar, şı karşıya kaldığını anlatıyor. Salgın özellikle de örgütlenme ve toplu panedeniyle on binlerce insanın yaşamı zarlık hakkı, sosyal koruma, küresel nı yitirdiğini, yaşamları kurtulanların sosyal koruma, kadınlar ve ayırımcıise gelecekte yokluklar içinde sağlık lığa hedef olanlara dönük eşitlik, katısorunlarıyla boğuşmak zorunda kala lım, sürdürülebilir kalkınma hedeflecaklarını söylüyor. ri sıralanıyor. Şanar Tayşi, Dünya İşçi Sendikaları Federasyonu (WFTU) bağlamında, yaşamda karşı karşıya kaldıkları farklı sorunlar üzerinde kimi saptamaların da altını çizdikten sonra, ortak paydada varılan sonuçları vurguProf. Toker Dereli ILO Türkiye Direktörü Prof. Rüçhan Işık luyor. Dünya nüfusunun önemli bir bölümüne henüz aşının ulaşamadığı ger19 Temmuz 1982 ILO uzmanlık komiteleri üyeleri raporlarını hazırlamak üzere DİSK davasını izlerken. çeğinin altını çiziyor. Uluslararası arenada geliştirilmiş ulusEn zorlu, olumsuz koşullarda aç lararası işbirliği dayanışma ilkesinde kalmamak uğruna en düşük ücretinsanlığın ne kadar da gerilere düştülerle çalışmak zorunda bırakılan iş ğü gerçeğinin altını çiziyor. Sorunlarçilerin yüz yüze kaldıkları kuralsız da gelinen ortak paydada kamu yatılıklar zincirini sıralıyor. Ayrıca her rımlarında gereğini yapmayan hüküülkede işçilerin aşı, ilaç ve tedavimetlerin öncelikle kendi halklarına ye erişmek için karşı karşıya kaldık ihanet içinde sayılacaklarının gerçeları çarpıcı zorluklardan örnekler ve ğinden yola çıkılarak dünya sendikariyor. Uluslararası İşçi Sendikaları cılık hareketi ile birlikte ülkemiz senKonfederasyonu’nun (ITUC), küresel dikalarına da baskı gücü görevlerini leşme ve özelleştirme yıkımının üs anımsatıyor. 14 Ocak 1982 Avrupa Konseyi heyeti, DİSK davasıyla dayanışma için duruşma izlerken. Ayrıca cezaevinde de tutuklu sanıkları ziyaret ediyorlardı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle