24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 1 MAYIS 2021 CUMARTESİ YORUM / HABER Sömürgecinin Kara Propagandası Yüzyıllarca birlikte barış ve kardeşlik içinde yaşayan Türklerle Kürtlerin, Ermenilerle 1. Dünya Savaşı sırasında boğazlaşmasının tek nedeni, sömürgeci güçlerin çıkarlarıdır. Dönemin Çarlık Rusyası, Rus belgelerinde de yer aldığı gibi, Kafkas Cephesi’nde Ermeni gönüllü alayları ile Taşnak, Hınçak ve Ramgavar komitelerinin Ermeni fedailerini Osmanlı’ya karşı kışkırtmıştır. Kimi kaynaklara göre, bu alay ve fedailerin savaş sırasında öldürdüğü Müslüman sayısı, savaşta Osmanlı ordusuna müttefiklerin verdirdikleri kaybın beş katıdır. Değerli araştırmacı Prof. Dr. Hikmet Özdemir’in çeşitli çalışmalarında aktardığı gibi, bu dönemde “Ermenilere yönelik bilinçli bir katliam” yaşandığı savlarının odak noktası, İngilizlerin, ABD’yi de müttefiklerin yanında 1. Dünya Savaşı’na sokabilmek için yürüttükleri propaganda faaliyetidir. Savaş patlar patlamaz İngiliz Genelkurmay Başkanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın oluşturduğu propaganda bürosu çeşitli masalar oluşturmuştur. Osmanlı masasının başındakiler, bugünkü “soykırım” savlarına dayanak gösterilen “Mavi Kitap” adlı, özellikle Amerikan seçkinlerini etkilemeyi hedefleyen çalışmayı hazırlamışlardır. Bu masada üretilen belgelerin çoğunluğunun tanıksız, taraflı ve sahte olduğu sonradan ortaya çıkmıştır. Özellikle Amerikan gazete ve dergilerinde yayımlanması için hazırlanan propaganda araçları da öyledir. Örneğin, savaş sırasında yayımlanan süngülenmiş çocuk fotoğraflarının, 1. Dünya Savaşı öncesi, 1905’te çekildiği ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak, sömürgeci devletlerin paylaşım çıkarları yüzünden Anadolu’da yaşanan ve halkların birbirini kırmasına neden olan insanlık acısı; eli kanlı, gönlü kara emperyalistler tarafından kara propaganda üzerinden siyasete malzeme yapılmıştır. O gün İngilizler nasıl Amerikalıları da savaşa katmak için siyasi bir oyun oynamışlarsa, bugün de ABD yönetimi benzer bir yöntem izlemektedir. Hedef, Türkiye’yi ekonomik iflasa ve demokrasi dışı bir rejime sürükleyen, Halkbank davası nedeniyle köşeye sıkıştırılmış Saray iktidarının ABD yanlısı tutumunun sürmesini sağlamaktır. Türkiye’ye yöneltilen soykırım suçlaması karşısında Saray’ın alttan alan açıklamasına bakılacak olursa, hedeflenen amaç büyük ölçüde yerine gelmiştir. Bayram İçişleri Bakanı ile fotoğraf çektiren 28 yaşındaki bir yeniyetme 2 milyar dolar ile kaçmış, her gün yüzlerce yurttaş salgından ölüyor. Saray, milyonlarca yurttaşın sağlık hizmetleri için aldıkları önlemlerin Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesine 7 milyar lira maliyet getirdiğini açıklıyor. 3 milyona yakın üniversite mezunu açıkta, atıl işgücü 10 milyonu aşmış durumda. Saray’ın günlük harcaması da 10 milyonu aşmış, almış başını gidiyor. Dr. Denizcan Kutlu’ya göre, salgından en çok emekçi sınıflar ve yoksul kesimler etkileniyor. Derinleşen eşitsizlikler, çalışan ve işsiz saflarda yoksulluğu artırıyor. Emekçilerin ve yoksulların korunması bir yana, yeni işsizler ve yoksullar üretiliyor. Saraycılar ise bu koşullarda ucuz halk ekmek büfelerini kaldırma peşinde! Emeğe bir gün bayram bile haram. Saraycılara her gün bayram... 1 MAYIS 2021 SAYI: 34902 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ekler) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Koordinatörü Esra Bozok l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: l İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 11A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. l Ankara : İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara Tel : 0312 353 29 61. l İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih mh. 1199 sok. no:1/7 SarnıçGaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. l Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25. l Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 711 40 20. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 04:48 06:20 13:09 16:51 19:49 21:14 Ankara 04:06 05:42 12:51 16:40 19:50 21:19 İzmir 04:35 06:08 13:14 17:01 20:10 21:36 Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, tırımların, ambargoların sona ermesi için çalışılmalı. Bu yönde girişimleCenevre’de düzenlenen gayre öncelik tanınmalı. ri resmi Kıbrıs görüşmelerinBir zamanlar Türkide, resmi müzakerelere geçye’deki iktidarın desteğimeye yeterli zemin oluşmadıni alan KKTC’nin önceki ğını, ancak BM’nin önümüzdeki aylarda yeniden girişimde bulunacağını söyledi. Şaşırdık mı? Hayır. Bundan sonra neler yapılması gerektiğini Kıbrıs’ta kim kazandı? Kim kaybetti? cumhurbaşkanları Mehmet Ali Talat ve Mustafa Akıncı’nın, ödün verme konusunda ne kadar istekli olduğunu, Yutartışalım biz. Cenevre’deki görüşmelerde, Kıbrıs’ta neyin olmayacağı bir kez daha görüldü. Müzakerelerde, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın sunduğu 6 maddelik çözüm önerisinde egemenlik ve eşitlik vurgusu yapması önemli, olumlu, onurluydu. Kıbrıs’ın tadiliyoruz.com” ekibi, KKTC’deki “yes be annem” çevresi, liberaller, sol liberaller, sözde sosyalistler, Türkiye ve KKTC’deki tarikat ve cemaatler de büyük destek vermişti. Sonuç ortada. Denktaş’ın ne kadar haklı olduğu görüldü.    nanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin tezlerine ne kadar sıcak baktıklarını biliyoruz. Bu çizginin iflas ettiği, KKTC’de ve Türkiye’de halen yeterince anlaşılmadı. ABD ve AB’nin de desteklediği bu çizgi, vaat edildiği gibi, Türkiye’nin AB üyeliğinin önünü açmadı. Açamazdı da. mamının, hemen, tek başına sahibi olmak isteyen Rumlar, her Bundan sonra Türkiye ve KKTC’ye çok zaman ve zemin kaybettirdi.    zaman olduğu gibi, bu önerileri yapılması gerekenler Kıbrıs meselesi sadece, Türkireddettiler. Adada eşit, adil, kaTürkiye ve KKTC dünyaya, ye ve Yunanistan arasında Atina lıcı, sağlıklı, sürdürülebilir bir dü adada iki farklı, iki ayrı, iki eşit, kaynaklı anlaşmazlıklar kapsazen istemediklerini bir kez daha iki egemen, iki bağımsız devlet mında değil, aynı zamanda Doortaya koydular.    olduğunu anlatmalı. Değil fede ğu Akdeniz’deki gelişmeler ve İktidarın Kıbrıs karnesi kırıkrasyon ve konfederasyonların, enerji rekabetiyle birlikte ele alınlarla dolu. Annan Planı’na büyük emperyalizmin saldırılarıyla ulus malı. Bu kapsamda Türkiye; böldestek vermişti. KKTC’nin ku devletlerin bile parçalandığı bir ge ülkelerinin, Türk dünyasının, rucu cumhurbaşkanı, milli kah dünyada ve dönemde, Kıbrıs’ta İslam âleminin, Avrasya güçleraman Rauf Denktaş’ı kamuo ki iki halkı aynı çatı altında birlik rinin desteğini almak için çaba yu önünde azarlamış, devre dışı te yaşamaya zorlamanın, anlam göstermeli. Ayrıca, diğer özelbırakmıştı. “Çözümün önündeki sız olduğu vurgulanmalı. Adalikleri yanında, adadaki üç gaadam”, “Gitsin kendi meclisinde da, iki bağımsız, egemen ve eşit rantör devletten biri de olan konuşsun”, “Söyleyin ona danış devlet olursa, ancak o zaman, iki İngiltere’de, Türkiye ve KKTC manlarını gözden geçirsin” söz devlet arasında sağlıklı bir ileti diplomasi ve kamu diplomasisi leriyle küçük düşürmek istemiş şim ve işbirliğinin mümkün ola atağı başlatmalı. ti. “Kıbrıs’ta herkesten bir adım bileceğinin altı çizilmeli. KıbSözün özü, Türkiye ve KKTC, önde olacağız” demişti. İktidara rıs Türklerine yıllardır uygulanan daha özgüvenli, milli ve başı dik “yetmez ama evet” takımı, “özür haksız, hukuksuz, adaletsiz yap bir tavır almalı. BOĞAZİÇİLİ AKADEMİSYENLER ÇEVRİMİÇİ NÖBETTE Bulu’ya karşı direniş sürüyor Cumhurbaşkanı kararıyla AKP’li Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne atanmasının ardından Boğaziçili akademisyenlerin ve öğrencilerin başlatmış olduğu direniş 117. günü geride bıraktı. Bu süre zarfından direnen öğrenciler başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üzere, iktidar tarafından hedef gösterildi. Düzenlenen protestolarda çok sayıda öğrenci polis şiddetine maruz kaldı, gözaltına alındı ve tutuklandı. Ancak engellemelere rağmen Boğaziçili akademisyenler ve öğrenciler taleplerinden vazgeçmeden direnmeye devam ediyor. AKP’li Bulu’nun rektör atanması üzerine protesto eylemi başlatan Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, kapanma kısıtlamaları nedeniyle protestolarına dün çevrimiçi olarak devam etti. Akademisyenler, Nöbetçi BoğaziçiTV üzerinden nöbet eylemini yayımladı. Bulu’nun atanmasının üzerinden 120 gün geçtiğini belirten akademisyenler, protestoların 117, kendilerinin rektörlüğe sırtlarını dönerek yaptıkları eylemlerin ise 85. günü olduğunu hatırlattı. BOĞAZIÇI’NE ‘ŞAHIN’ ISIM AKP’li Melih Bulu, Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasının ardından yükselen protestoları bastırmak için Koruma ve Güvenlik Şube Müdürlüğü görevine “sertlik yanlısı” olduğu belirtilen Alparslan Çepni’yi atadı. Çepni, MHP’ye, yakın Türk EğitimSen İstanbul 1 No’lu Şube Başkan Yardımcılığı yapıyordu. Cumhuriyet’e açıklama yapan öğrenciler, önceki müdür Ejder Karahan’ın öğrenciler ile karşı karşıya geldiğinde daha yapıcı bir üslup takındığını, bu yönteminin Melih Bulu tarafından onaylanmadığı için polislerin talimatıyla hareket eden Çepni’yi atadığını öne sürdü.l BİLAL ÇELİK BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Mardin ve Siirt yöresine özgü bir 1 234 5 678 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 halk oyunu. 2/ Doğal vücut sıcaklığı... Tahsin Yücel’in bir romanı. 3/ İslam inancına göre, cennetin kapısında bek1 MAGNE S İ A 2 ATA SALSA 3 L GURK İ S 1 2 leyen melek... Fas’ın plaka kodu. 4/ Birinin yerine iş görme yetkisi. 5/ “Hile, dümen” anlamında argo sözcük... “Eğil bir öpeyim / Ay karanlık görmezler” (Türkü). 6/ Anadolu’nun hemen her yöresinde oynanan bir halkoyunu... Telli bir bürümcük cinsi. 7/ İsrail’in plaka kodu... Yeterince aydınlık olma4 T A MAÇE T E 5 ASPARAGAS 6 TÖR GEN 7 T A N KÖME Ç 8 ÜN ROZ E İ 9 NAZAR NAR 3 4 5 6 7 yan... Şaşma belirten bir ünlem. 8/ Operatörün hastanın bir yerini kesme ve dikme yoluyla yaptığı sağaltım. 9/ Özenli, düzgün... Ciğer ya da başka etlerin ezmesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Perişan kılıklı, derbeder. 2/ Hararet... Asılsız söz. 3/ Razı olma, kabul etme... Anadolu halklarının en eski ana tanrıçası. 4/ Bakanlık. 5/ Türk halk müziÜlkemiz 8 sularında 9 yaşayan ve “biz” de denen mersinbalığı türü. 7/ Vilayet... Sac üstünde pişirilen bir tür uzun pide... “Sen kendini bilmezsin nice okumaktır” (Yunus Emre). 8/ İşler, etkinlikler. 9/ ğinde “makam” anlamında kullanılan sözcük... Senar Dürüst, iyi ahlaklı... Et, balık ya da sebzeden oluşan yosunu Yılmaz Güney’in yazdığı ve Şerif Gören’in ve hamura sarılarak fırında pişirilen yiyecekler için yönettiği bir film. 6/ “Yok” anlamında argo sözcük... kullanılan sözcük. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Tek adam rejimi ve CEO’lar kabinesi Tek adam rejimi, anımsayın, hukuksuzluk üzerinden inşa oldu. Öyle ki Erdoğan’ın ortağı Bahçeli, “fiili duruma hukuk kazandıralım” demiş ve arkasından “Türk tipi başkanlık” sisteminin yolu açılmıştı. Yani hukuksuz şekilde uygulanmakta olan tek adam rejimine, anayasal kılıf ve hukuk örtüsü sağlanmıştı. Kuşkusuz bu durum bile meşruiyet sağlamadı, zira tek adam rejimi pek çok uygulamasıyla hâlâ hukuksuz! Son örneği de yasaya aykırı alkol yasağıdır. Tek adam rejimi, beğenmediği kararı nedeniyle Anayasa Mahkemesi’nin kararını bile tanımayan, hatta o kararı verdi diye “Anayasa Mahkemesi de kapatılsın” diyebilen bir rejimdir. Öyle ki alt mahkemeler, Saray’ın güvencesiyle Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını bile uygulamaz durumdadırlar. Özetle rejimin pek çok uygulaması tam bir hukuksuzluk örneğidir. Pekcan vakası Tek adam rejiminin doğurduğu sonuçlardan biri de Ruhsar Pekcan vakasıdır. Günlerdir başta Serpil Yılmaz ve İsmail Saymaz olmak üzere gazeteciler Pekcan vakasını bütün vahametiyle kamuoyuna anlatıyorlar. Özetlersek: 3 Kasım 2016 gecesi Saray’a bir ihbar gidiyor. Ruhsar Pekcan isimli bir iş insanının “Emine Erdoğan’ın yakınıyım” diyerek vergi ödemeksizin eşya ithali girişiminde bulunacağı belirtiliyor. Bu ihbar üzerine Emine Erdoğan’ın özel kalem müdürü Sema Silkin Ün, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfekçi’nin özel kalem müdürünü bilgilendiriyor. Olayın ciddiyeti nedeniyle Gümrükler Genel Müdürlüğü Özel Bürosu, hemen ertesi sabah bölge müdürlerine bu konuda bir uyarı gönderiyor ve müdürlüklerden dikkatli olmasını istiyor. 20 ay sonra 8 Temmuz 2018 günü Ruhsar Pekcan, kendisi hakkında dikkatli olunmasının istenildiği Ticaret Bakanlığı’na bakan yapılıyor! Sonrası daha da vahim: Pekcan, eşi ve iki ortağıyla kurduğu şirketine 2019 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan 1.4 milyon TL teşvik alıp “dezenfektan” üretiyor. Sonra o dezenfektanı Ticaret Bakanlığı’na, yani kendi bakanlığına satıyor. Litresini 3 TL’ye mal ettikleri dezenfektanı THY’nin bir şirketine 14.35 TL’ye satıyor ama satan kendi alan kendi olunca iş kolaylaşıyor ve aynı ürünü Ticaret Bakanlığı’na 35 TL’den satıyor! Pekcan vakasının sorumlusu Erdoğan Konu ortaya çıkınca Erdoğan, sessiz sedasız mini kabine değişikliği yaparak Pekcan’ı görevden aldı. Ancak normalde hükümet düşürecek bu Yüce Divan’lık vakayla ilgili soruşturma bile açılmadı. Neden? Çünkü Ruhsar Pekcan vakasının asıl sorumlusu Tayyip Erdoğan’dır. Neden? Çünkü Erdoğan, eski rejimi yıkıp yeni bir rejim inşa ederken, kendisine normal bir kabine değil, CEO’lar kabinesi kurmuştu. Neden? Üç yıl önce bu köşede yazdık: “15 Mart 2015’te ‘Ben bu ülkenin şirket gibi yönetilmesini istiyorum’ diyen ve ‘başkanlık sistemi’ adı altında Türkiye’ye CEO olan Erdoğan’ın yönetim maliyeti, gün geçtikçe daha da ağırlaşıyor...” Türkiye’yi şirket gören Erdoğan, “baş CEO” oldu ve kabinesini de CEO’lardan oluşturdu: Özel hastane sahibi Sağlık Bakanı, özel okul sahibi Eğitim Bakanı, otel sahibi Turizm Bakanı, patates şirketi danışmanı Tarım Bakanı, iş insanı Ticaret Bakanı yapıldı. Ve Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan örneğinde görüldüğü gibi CEO, kamuyu, kendi şirketinin çıkarı için kullanmış oldu. En hayati konu Konu vahimdir ve bir rejimin röntgenini çırılçıplak gözümüzün önüne getirmiştir... Dolayısıyla, en az “128 milyar dolar” konusu kadar önemlidir. Muhalefetin bu konunun üzerine önemle gitmesi ve Ruhsar Pekcan üzerinden “CEO’lar kabinesini” bir bütün olarak sorgulaması Türkiye için en öncelikli ihtiyaçlardan biridir. “Tek adam rejimi ve CEO’lar kabinesi” konusu, hükümet etme özelliğinden hareketle diğer tüm konulara etkisi nedeniyle, ulusal çıkarlar bakımından en hayati konumuzdur. ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com Asker arkadaşını vurdu ardından intihar etti Kilis’te Suriye sınırında 1 Hudut Alayı 3’üncü Hudut Tabur Komutanlığı’na bağlı Şehit Musa Özalkan Piyade Hudut Karakolu’nda dün sabah, karakolda görevli Piyade Astsubay Çavuş H.K., koğuşta uyuyan Piyade Uzman Onbaşı M.C.K’yi başından ateş ederek öldürdü. Ardından H.K., kendine de bir el ateş ederek intihar etti. Olayla ilgili soruşturma başlatıldığı belirtildi. l İHA FETÖ’den 159 tutuklama FETÖ’nün TSK yapılanmasına yönelik İzmir ve İstanbul’da yürütülen soruşturmada, 62 il ile KKTC’de düzenlenen operasyonların İstanbul etabında yakalanan 205 kişiden 32’si tutuklandı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen ve 62 farklı şehir ile KKTC’deki 274 şüpheli hakkında gözaltı kararı verilen soruşturmada da şu ana kadar 127 şüphelinin tutuklandığı öğrenildi. Soruşturmalarda toplam 159 kişi tutuklanmış oldu. l AA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle