07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMI DOLAR [email protected] AVRO STERLIN FAİZ BORSA 11 1 MAYIS 2021 CUMARTESİ ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 8.2820 4.6 kuruş 10.0030 2 kuruş 11.5190 1 kuruş 18.08 Sabit 1.398 3.7 puan 3170.17 25.04 lira 470.19 Sabit Karşılıksız çekten aldıkları hapis cezası ertelenenler de yeni düzenleme bekliyor ‘Çekte erteleme yetmez’ Tahliye şartlarını yerine getirmediği için temmuzda yeniden cezaevine girecek olan karşılıksız çek mahkumları, ödeme yapabilmek için bir kerelik af talep ediyor. Mayıs ayı boyunca çeklerin bankalara ibraz edilemeyeceğine ilişkin yasal düzenleme tartışılırken karşılıksız çek kullandıkları için hapis cezası alan ancak bu mahkumiyetleri ertelenenlerin durumu da bir kez daha gündeme geldi. Hatırlanacağı gibi, Mart 2020’de Çek Kanunu’na eklenen geçici maddeyle 24 Mart 2020’ye kadar bu suçtan mahkum olanların inESRA ALUS fazı durdurulmuş; bu kişilere en geç 1 yıl içinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının onda birini ödemesi şartıyla taksit kolaylığı sağlanmıştı. Bu şartı yerine getirmeyenler ise 31 Temmuz’da yeniden hapse girecek. Çek Yasası Mağdurları Temsilcisi Haydar Zirek, 1.2 milyon karşılıksız çek nedeniyle 250 bin insanın mağdur olduğunu, pandemi nedeniyle bunlara yenilerinin eklendiğini söyledi. 1 ay öteleme gibi düzenlemelerin çek kullanımındaki sorunlara çözümü olmayacağını belirten Zirek, şöyle devam etti: “Bu süreçten kurtulmanın yolu ‘özgürlük’. Çekini ödeyemeyenlerin yüze 95’i iflas etmiş durumda. Yasaya göre sermaye ortağı olamazlar, şirket açamazlar. Bayramdan sonra iktidardan yeni düzenleme talep edeceğiz. Bunlar arasında çekte hapis cezasının kalkması, bu olmuyorsa 31 Aralık 2020’ye kadar kesilmiş çekler için bir defalığına af uygulanması, 23 yıl ödemesiz süre verilmesi, bu süreçte icra işlemleri durdurulması var.” ‘Evim icrada satıldı’ Teleskopik inşaat direği üreten ve 20 ülkeye ihraç eden Fatma Açıkbaş, pandeminin ilanından sonra alacaklarını tahsil edemediği için işi bozulan ve karşılıksız çek nedeniyle davası süren iş insanlarından. Açıkbaş, yaşadıklarını şöyle anlattı: “İş yaptığım 10 kamu müteahhidinden 8’i konkordato ilan etti. Tahsilat 2021’in ilk 3 ayında bankalara 3 milyon 517 bin 210 adet çek ibraz edildi. Bunların 33 bin 276 adedi için karşılıksız işlemi yapıldı. yapamadığım için çeklerimi ödeyemedim. Yüzde 12 ile kullandığım kredinin faizi yüzde 60’a yükseldi. İflas erteleme istedim ancak hâkim iflasımı verdi. Evlerim ve arabam icra nedeniyle değerinin çok altında satıldı. Ödenmemiş 500 bin TL’lik bir çekim daha kaldı. İş ve geçim sıkıntısı ile bir de hapis cezası sıkıntısı var. Borcum nedeniyle çocuğumun ayakkabı ve elbiselerini bile satmak zorunda kaldım.” Temmuzda yeniden cezaevine girmeyi bekleyen Mustafa Kanca, nasıl bu hale düştüğüne ilişkin şu bilgiyi verdi: “Tekstil işi yapıyordum. 30 milyon liralık sipariş veren firmanın temsilcileri 15 Temmuz’da kaçtı. Bilgiyi alan banka verdikleri çeki kabul etmedi. 10 milyonluk mülkümü 5 milyona satıp bankaya ödeme yaptım ama işi sürdürme kabiliyetim kalmadı.” İŞ DÜNYASI ISYAN ETTI, KARAR DEĞIŞTI Resmi Gazete’de yayımlanan “torba yasa”nın mayıs ayı boyunca çeklerin bankalara ibraz edilemeyeceğine ilişkin hükmü, dün gün boyu bankacılık sistemini tıkadı. Kanun maddesi, çek ibrazını kesin olarak yasakladığı için karşılığı olan çekler bile bankaya ibraz edilemediğinden tahsilatı yapılamadı. Bankalar, çekle ilgili takas işlemlerini de kabul etmedi. Bu durum iş dünyasının tam anlamıyla isyanına neden oldu. Bu isyan, “Çekte takas gerçekleşmediği durumda çalışanlara maaş ödemeleri bile riske girer”, “Ticari hayatın akışının asla durdurulmaması gerekir” gibi açıklamalarla büyüyünce Ticaret Bakanlığı, yeni bir düzenleme yapmak zorunda kaldı. Açıklamada, “İbraz süresinin son günü 30 Nisan31 Mayıs 2021 tarihleri arasına isabet eden çeklerin belirtilen tarihler arasında bankaya ibrazı halinde, çek hesabı sahibinin hesabında çekin karşılığının bulunması kaydıyla ödenmesi, aksi takdirde 1 Haziran 2021 tarihinden önce ‘karşılıksızdır’ işlemi yapılmaması gerekmektedir” denildi. 8.33 LİRAYI TEST ETTİ Küresel hareket doları destekledi Küresel mali piyasalarda kısa dolar pozisyonlarındaki kâr realizasyonları, doların özellikle gelişen ülke para birimleri karşısında değerlenmesine yol açtı. Bu kapsamda Türk Lirası da yüzde 1’i aşan oranda değer kaybetti. Güne 8.20 lira seviyelerinde başlayan dolar, akşam saatlerinde 8.33 lira seviyesini de aştı ve nisan ayını 8.3 lira seviyesinde kapattı. Öte yandan Morgan Stanley, fiyat baskılarından dolayı Merkez Bankası’nın faiz oranlarını bu yılın dördüncü çeyreğine kadar sabit tutmasını beklediğini açıkladı. l Ekonomi Servisi TÜCCARLAR KULÜBÜ 17 günün zararı 2025 milyar TL İstanbul Tüccarlar Kulübü Derneği Başkanı İlker Önel, 17 günlük yeni kapanma sürecinin reel sektörde KOBİ’leri negatif etkileyeceğini ve bunun maliyetinin ortalama 2025 milyar TL’yi bulacağını söyledi. “Önümüzü görmekte zorlanıyoruz” diyen, sürecin dezavantajlarını azaltmak için öneriler yapan Önel, yapılandırmayla ilgili sicil affının gelmesini, kira stopajının birkaç ay sıfırlanmasını, SGK priminin yıl sonuna kadar ötelenmesini, KGF indirim desteğinin sürmesini istedi. l Ekonoİlker Önel mi Servisi KISA... KISA... l İşten çıkarma yasağı 30 Haziran’a, esnaf ve sanatkârlara 3 ay süreyle verilen hibe desteğinin süresi de 1 ay uzatıldı. Kira desteğinin süresi de 1 ay uzatıldı. l Salgından olumsuz etkilenen yiyecek içecek sektörüne yönelik geri ödemesiz ciro kaybı desteğinde başvuru sürelerinin 31 Mayıs saat 23.59’a kadar uzatıldığı açıklandı. l OECD’nin 2020 ile ilgili ücretler üzerindeki “vergi takozu” raporuna göre Türkiye, iki çocuklu ve tek çalışanlı bir hanede çalışan ücretindeki yüzde 38.2’lik takozla birinci oldu. Bu oran, OECD genelinde yüzde 24.4. AB için referandum yapılsa 1824 yaş grubunun yüzde 68.8’i ‘evet’ diyecek Gençlerin gözü ‘tam üyelik’te Türkiye, Avrupa ve Global Konular Programı kapsamında düzenlenen “Avrupa Birliği ve TürkiyeAB ilişkileri” araştırması, Türkiye’nin AB’ye üyeliği konusunda yurttaşın desteğinin sürdüğünü ortaya koydu. GMF (Almanya Marshall Fonu) tarafından TOBB desteğiyle yürütülen program kapsamında yapılan araştırmaya göre “Bu pazar Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği için referandum yapılacak olsa” yurttaşın yüzde 60.1’i “evet”, yüzde 29.7’si “hayır” diyecek. 1824 yaş arası gençlerde ise evet diyenlerin oranı yüzde 68.8, hayır diyenlerin oranı yüzde 21.3. Yine araştırmaya göre yurttaşın yüzde 55.9’u için Türkiye’nin AB üyeliği “iyi bir şey”, yüzde 24.9 için “kötü bir şey”. 1824 yaşta ise bu oranlar sırasıyla yüzde 66.2 ve yüzde 16.2. Ayrıca yurttaşın yüzde 56.7’sine göre Türkiye’nin AB’ye üye olması “kişisel fayda sağlayacak”, “kişisel fayda sağlamayacak” diyenlerin oranı ise yüzde 36.8. 1824 yaşta ise bu oranlar yine sırasıyla yüzde 67.2 ve yüzde 26.4 oldu. l Ekonomi Servisi Gelirler üç ayda yüzde 40 azaldı, 2.4 milyar dolar oldu Turizmde kan kaybı sürüyor Türkiye İstatistik Kurumu’nun yılın ilk çeyreğine ait turizm istatistikleri raporuna göre turizm geliri, birinci çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 40.2 azalarak 2 milyar 452 milyon dolar oldu. Turizm gelirinin cep telefonu dolaşım ve marina hizmet harcamaları hariç yüzde 68.8’i yabancı ziyaretçilerden, yüzde 31.2’si ise yurtdışında ikamet eden vatandaşlardan elde edildi. Bu çeyrekte geceleme yapan yabancıların ortalama gecelik harcaması 64 dolar, yurtdışında ikamet eden vatandaşların ortalama gecelik harcaması ise 44 dolar oldu. Türkiye’den çıkış yapan ziyaretçi sayısı yüzde 53.9 azalarak 2.6 milyon kişi oldu. Yurtdışına çıkan vatandaş sayısı da aynı dönemde yüzde 83.9 azalarak 281 bin 322 kişi oldu. l Ekonomi Servisi ALTIN IHRACATI HIZLANDI TÜİK’in “Dış Ticaret İstatistikleri, Mart 2021” raporuna göre martta geçen yılın aynı ayına kıyasla ihracat yüzde 42.2 artarak 19 milyar dolar, ithalat yüzde 25.6 artarak 23.6 milyar dolar ve açık yüzde 14.9 azalarak 4.6 milyar milyon dolar oldu. Bu kapsamda geçen yıl 25.2 milyar dolarla ithalat patlaması yaşanan altında, bu yıl ihracat hızlandı. Martta altın ihracatı yüzde 81.4 artarak 436.2 milyon dolar, ilk 3 ayda yüzde 108.7 artarak 1.1 milyar dolar oldu. İthalat ise martta yüzde 59.2 düşerek 705.1 milyon dolar, ilk 3 ayda yüzde 35.2 düşerek 3.1 milyar dolara indi. l Ekonomi Servisi Hakan Binbaşgil Akbank’tan ekonomiye 359 milyar TL kredi Akbank’ın 2021 birinci çeyrek finansal sonuçlarını değerlendiren genel müdür Hakan Binbaşgil, ekonomiye finansman sağlamayı istikrarlı bir şekilde sürdürdüklerini açıkladı. Hem dünyanın hem de Türkiye’nin salgın nedeniyle hassas bir dönemden geçmekte olduğunu belirten Binbaşgil, şu bilgileri verdi: “Ekonomimize sağladığımız kredi desteğini 299 milyarı nakdi olmak üzere toplam 359 milyar TL seviyesine çıkardık. Toplam mevduatımız 310 milyar TL’ye, aktiflerimiz ise 517 milyar TL’ye ulaştı. Bankamız 2 milyar 28 milyon TL konsolide net kâr elde etti. Sendikasyonumuza 792 milyon dolar tutarında rekor bir talep geldi. Yenileme oranımız yüzde 107 olarak gerçekleşti.” l Ekonomi Servisi 1 Mayıs’lar, yasakları kutlamalarıyla da demokrasinin aynası Ülkemizde ilk 1 Mayıs kutlamaları Osmanlı’nın son yıllarına uzansa da aslında İstanbul’da bile üretimde işçisi kısmen bizden, işvereni yabancı şirketler olunca çok da övünülebilecek bir boyutu yok. 1961 Anayasası, 1973 yasaları ile gelen sendikal haklardan sonra örgütlenmede yaşanan patlamada önce tek başına Türkİş sonra, sola siyasal açılabilmenin paralelinde DİSK sahnenin içinde yer alsalar da 1 Mayıs’ların kutlanabilmesinde çok gecikme yaşandı. Gerçeğini ararsak Türkİş içinde sosyal demokrat sendikacılık, DİSK içinde daha bir sol çizgide gelişen sendikacılık örgütlenme sorunlarında özel sektörün duvarlarına çarpmışlardı.. İşveren örgütleri kamuda sendikacılığa itirazsız, ilke olarak AB’ye yetişmek uğruna sendikal hakları kabullenmiş olsalar da kendi işyerlerinde örgütlenmeye sırt çevirmişlerdi. Direne direne özel sektörde sendikalaşma öylesine ağır yükler, çatışmacılıklar üretmişti ki 12 Mart’a gelmeden DİSK’i kapattırma gündemli gece yarısı yasasının yarattığı 1516 Haziran olayları yaşanmıştı. Aslında 1516 Haziran büyük işçi patlamasında sayısal olarak Türkİş üyesi sendikaların işçileri, DİSK üyesi sendikaların işçilerinden çok daha büyük kalabalıkları, katılımları oluşturmuşlardı.. Madalyonun gerçek yüzünde DİSK’e bağlı az işçili sendikaların zorlu direnişleri sayesinde kazanılan işçi haklarının, sözleşme hükümleri ile otomatik Türkİş üyesi sendikaların işçilerine de hazırdan verilmesi vardı.. Sözün özü ilk toparlanma 1 Mayıs’ı işçi sınıfının bayramı olarak Taksim’de kutlama tarihi 1966 yılına sarkmıştı. DİSK’in çatısı altında kuşkusuz sol toplumsal örgütlenmelerin, siyasal ve meslek örgütleri hepsi bir arada artı Türkİş’in sol sendikalarından da katılımlar vardı. Şimdiki Gezi Parkı merdivenlerinin dibinde yapılmış tribünde, DİSK’in tüm yönetici kadroları yanında DİSK Başkanı Kemal Türkler, İstanbul Belediye Başkanı Ahmet İsvan eşleriyle birlikte yan yanaydılar. O görkemli katılımlı ilk bayram kutlaması evrensel, yerel 12 Eylül’e yürünen yolda provokasyon taşlarının örülmesinde görev üstlenmişler sayesinde, çok özel hazırlıklarına karşın kanlı 1 Mayıs 1977 yaşandı. Birinci elden tanıklıklarla bir kez daha çok net olarak söyleyebilirim ki gerekçe yapılan, içinden sol tartışmalar gerçeği ile uzaktan yakından ilişkisi yoktu. Ölümler, silahlı panik yaratma ateşleri, sonuç olarak en çoğunluk, otelin yanındaki yokuştan kaçarken ezilenlerden ölümler olmak üzere, panzerin ezdiği kadın da dahil hepsinin belgeleri sumen altı edildi. 1978’de bu kez DİSK’e geçiş yapmış olan Abdullah Baştürk başkanlığında, kürsü yan otelin çatı katına taşıtılmış olarak anormal güvenlik önlemleriyle buruk yapılabildi. Arkası yıllarda yasaklar gelecekti.. 12 Eylül’de sıra zaten, 12 Mart’ta işi bitirilemeyen, yasaklanamayan sendikal hakların operasyonuna gelmişti. Acılı, yasaklı, maceralı birçok yıl geçti. İşin ilginç yanı 1 Mayıs’ları doğrudan üstlenme noktasına gelemese de Türkİş, 12 Eylül yasakları ile sendikal haklarda ödenen bedellerden çok fazlası ile dersler çıkarmıştı. 1 Mayıs’ları doğrudan üstlenmese de 1982’den başlayarak anayasa, yasalarda gelen yasaklara karşı, önce Bursa’da yaptığı ilk anlamlı çıkışın ardından, il il Eskişehir, Adana, İzmir mitingleri ile muhalefet çıkışlarına geçiş yaptı. Geç kalınmıştı, Amerika en önde, AB ülkelerinde de sendikal haklarda kayıplar süreçleri başlamıştı. Uluslararası büyük konfederasyonlar, federasyonlar kaybettikleri üyeleri ile yıkılmamak üzere, birleşmelere, sendikal dille evliliklere geçiş yapmışlardı. Yıllar geçtikçe, tabular kalkıp koşullar zorlandıkça yine DİSK’in organizasyonunda İstanbul’da Türkİş katılımı, bazı illerde farklı ittifaklar, öncülükler çerçevesinde 1 Mayıs kutlamaları gündeme girdi. Gerçi eski tatları tuzları yoktu. Bir arada aynı coşku oluşturulamıyor, 12 Eylül’le gelen sendikal örgütlülük yıkımı giderek daha baskın dikkat çekiyordu. Örgütlü işçi katılımı düştükçe, varoşların örgütlenmeleri, gençlik hareketleri özel kimlikleri ile görsel çıkışlar yapabiliyorlardı. Aralarda çatışma, ölümlü sahneler, çiçeklerin sopalanması gibi eylemler de yaşanıyordu. En yoğun işçi grupları yeni özelleştirme kurbanlarından oluşuyordu. Yeniden yasakların gelişi, yaşanan travmaları sıralamanın anlamı yok.. Şimdilerde çalışanların sendikasız, dahası kayıt dışı üretime kaydırıldıkları, işsizliğin patlatıldığı 2002 sonrasının travmalarını yaşamaya devam ediyoruz. Dibe vurmada sona gelinmiş gibi de değil.. BEKO 300 TR MF AT 0000093529 seri No’lu ÖKC cihazının ruhsatnamesini kaybettim. Hükümsüzdür. MEHMET ALI SEZER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle