Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HABER 5 10 NİSAN 2021 CUMARTESİ ‘DANIŞTAY 2. DAİRE’NİN AİHM YORUMU TERCÜME HATASI’ Laiklik, ‘kanaat’ oldu Danıştay 2. Daire’nin jandarmada türbana vize veren kararının, her dini anlayışın kendi sembolünü kamuya taşımasının önünü açacağına dikkat çekildi. IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN Felsefeci ilahiyatçı Prof. Dr. Şahin Filiz, Danıştay’ın janilgilidir. Bireyin leh ya da aleyhteki ‘kanaat’i, devletin de laikliği ‘kanaat’ olarak darmadaki “türban” serkabul etmesini gerektirbestisi kararındaki “laiklik taraftarlığının bir ‘kaSEFA mez. Cemaat, tarikat, aşiret UYAR yapılarının hâlâ çok güçnaat’ olduğu” değerlenlü olduğu toplumumuzda, dirmesine ilişkin “laikliğin bi AİHM’nin ‘kanaat’ tanımını gereysel bir kanaat değil, kamusal çerli saymak, iyimser bir temenbir tarafsızlık” olduğunu vurgu niden öte geçemez” dedi. ladı. Hukukçu Ömer Lütfü Av“Kamu hizmetinin, tarafsızlık şar ise “kanaat” değerlendirme esasına göre icra edildiğini” vursinde “tercüme hatası” olduğu gulayan Filiz, “Ülkemizde laiknu belirterek “Din de laiklik de lik kanaatle yorumlanırsa, her kanaat değildir. Bütün inançlara cemaat, tarikat ve dini grup keneşit mesafede olduğunu anlaya di dini anlayışı ve vicdanına göbilmek için devletin, bütün alan re farklı kanaatler oluşturarak, lardaki fikir, kanaat, din, mez aynı din içinde birbirine zıt dihep sembollerinden eşit mesafe ni sembolleri kamusal alana taşıde uzak olması lazım” dedi. ma yarışına girecektir. Buna göDanıştay 2. Daire, Jandarma re her biri, ‘kendi kanaatine göre Genel Komutanlığı ve Sahil Gü bir kamusal alan’ yaratacaktır” venlik Komutanlığı’nın kadın dedi. Türbanın; namaz, hac, oruç personelinin “türban” takması ve benzeri bir ibadet olmadığını, nın önünü açan yönetmelik de bu nedenle kadının bedeniyle ilğişikliğinin iptal edilmesi baş gili tercihinin, evrensel bir dini vurusunu reddetti. AİHM’nin, ibadet olarak görülemeyeceğini “laiklik taraftarı olmanın bir kaydeden Filiz, Türkiye’de fark‘kanaat’ olduğunu” belirttiğilı grupların başörtüsünü farkne işaret edilen kararda, kamu lı bağladığını belirtti. Filiz, “Hiçda başörtüsü takmak “Bir kana bir kamusal alan ve Cumhuriat ya da inanç korunurken di yet kurumu, tarikat veya cemağer bir taraftan bir kanaat ya da atlere özgü simgelerle ‘bireysel inancın korunmaması temel hak kanaat’lerin, öznel din ve vicve özgürlüklere aykırılık teşkil dan özgürlüğünden yararlanmaeder” ifadeleri ile savunuldu. nın egemenlik alanı haline gel‘Evrensel değil’ memelidir” ifadelerini kullandı. Filiz, “Laiklik, tanım ve içeKararı Cumhuriyet’e değerrik olarak zaten özgürlük, delendiren Prof. Dr. Şahin Filiz, mokrasi ve çoğulculuk ilkeleri“AİHM’ye göre laikliğin kanaat ne dayanır. Bu ilkeleri laikliğe olarak tanımlanması, doğrudan sonradan eklenmiş gibi yorumbirey ve bireyin özel yaşamı ile lamak, mantık bilimine göre totolojidir, kör döngüdür” ifadelerini kullandı. Hukukçu Ömer Lütfü Avşar ise “laiklik taraftarlığının bir kanaat olduğu” yönündeki yorumun “kavramlardan bihaber olmak” anlamına geldiğini söyledi. AİHM kararına ilişkin “tercüme hatası” olduğunu vurgulayan Avşar, “Tercüme, kelimelerin bire bir karşılığı olarak yapılamaz. Belirtilen şey, bir sistemin savunuculuğudur. Din bir sistem değil, inanç biçimidir. Laiklik sosyal yapıdır. Din de laiklik de kanaat değildir” dedi. Din ile laikliğin, birbiriyle çatışan değerler olarak sunulduğunu aktaran Avşar, “Herhangi bir bireyin ya da mezhebin dine ilişkin tavrını egemen hale getirirseniz, din ve vicdan özgürlüğünü ve bir dinin veya mezhebin yaşamını bertaraf edersiniz” dedi. l ANKARA Kılıçdaroğlu, ‘Erdoğan’ı yenebilir misiniz’ sorusuna ‘en ufak şüphem yok’ yanıtını verdi ‘Ortak görüş olursa adayım’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 31 Mart 2019’daki yerel seçimler öncesinde “Belediyeleri kazanacağız” sözlerine gülerek tepki veren Buket Aydın’ın Haber Global’deki programına dün akşam katıldı. “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile yarışsanız kazanabileceğinizi düşünüyor musunuz” sorusunu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, “En ufak bir şüphem yok, dolayısıyla gülebilirsiniz” dedi. Kılıçdaroğlu, ittifakta ortak görüş olursa Cumhurbaşkanı adayı olabileceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, programa “Başlamadan önce sizden güzel bir kahkaha bekliyorum. Gülmeniz bize şans getiriyor” sözleriyle başladı. Erken seçime ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, “Bana göre sonbahara kadar seçime gidemezler” dedi. Ülkede artan vakaları yorumlayan Kılıçdaroğlu, “Kurultaylar yaptılar, ölen her kişinin sorumlusu Saray’da oturan zattır. Bilim Kurulu’na saygı duyuyorum ama pandemi konusundaki görüşleri ne, bilmiyoruz. Önlemleri Bilim Kurulu belirler, siyaset uygular” diye konuştu. “Cumhurbaşkanı adayı olacak mısınız” sorusunu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, “Cumhur İttifakı otoriter bir yönetimi, Millet İttifakı demokratik bir rejimi temsil eder. Sayın Bahçeli kendi kongresinde biat etti, ‘Adayımız Sayın Erdoğan’ dedi. Bizde demokratik kurallar var. Biz ittifakın liderleri olarak oturup konuşacağız. Cumhurbaşkanı adayını nasıl belirleyeceğiz diyeceğiz” dedi. Kılıçdaroğlu, “Millet İttifakı karar alırsa Cumhurbaşkanı adayı olur musunuz” sorusuna, “İttifak öyle bir karar verirse ondan zaten kaçamazsınız” dedi. ‘O kişiyi bulsunlar’ Kılıçdaroğlu, emekli amirallerin bildirisinin sorulması üzerine de şunları kaydetti: “Daha önce elçiler açıklama yaptı. Kıyamet koptu mu? Hayır. İçlerinden biri ya da birileri bu bildiriyi alıyor, bazı kelimeler ekleniyor ve bir internet sitesinde gece yarısı yayımlıyor. Onu gece yarısı internete veren kişi sağlıklı biri değil, bir yerlerden talimat alan biri. O kişiyi bulsunlar. Bu tezgâhlar hep kurulur. İktidar sahiplerine hizmet etmek için. Gündemi değiştirmek istiyorlar. Bir merkezden yine talimat verildi. Yargıtay’a talimat veriyorlar, açıklama yapılıyor. Bu dosya yarın Yargıtay’a giderse ne olacak? Emekli subaylar derneğine de inceleme yapıldı. Otoriter rejim budur, diktatörlük budur.” Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine ilişkin de konuşan Kılıçdaroğlu, “Bu kadını öldürebilirsin, şiddet uygulayabilirsin demek. Öldürülen, tacize uğrayan her kadının sorumlusu Erdoğan’dır” dedi. l ANKARA/ Cumhuriyet Soylu, emekli amiralleri hedef aldı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, emekli amirallerin bildirisine göndermede bulunarak “Bizim bildirimiz namus bildirisidir, birilerininki gibi gece yarısı namussuzluk bildirisi hiçbir zaman olmamıştır, olmayacaktır” dedi. Soylu, Polis Müzesi’nin açılış törenine katıldı. Adnan Menderes Müzesi açılacağını aktaran Soylu, “Eğer biz 1960 darbesinden 510 yıl sonra bu müzeleri açabilseydik belki 12 Eylül’ü, 28 Şubat’ı, 15 Temmuz’u yaşamayabilirdik. Hâlâ birilerinin utanmadan, yaşına başına bakmadan gece yarısı bildirileri yayımlama cesaretinin önüne geçebilirdik. Hâlâ birilerinin o bildirileri topluma pazarlamaya çalışmasını görmek zorunda kalmayabilirdik. Tarihe ait utanırlardı, belki yüzlerini önlerine düşürürlerdi” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet CHP’Lİ DENİZ YAVUZYILMAZ AÇIKLADI: Makam aracı 474 bin 950 Avro CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, dün Twitter hesabından Cumhurbaşkanlığı makam araçlarının fiyatını açıkladı. CHP Milletvekili Yavuzyılmaz, Cumhurbaşkanlığı makam aracının faturasını paylaşarak “Cumhurbaşkanlığı’nda bu makam araçlarından acaba kaç tane var? Marka: Mercedes Benz S600 Guard. Fiyatı: 474 bin 950 Avro. Fatura adresi: Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Belgesi: Fatura, İrsaliye” dedi. l İç Politika Emekli amirallerin mahkum edilmemesini istedi Akşener: Darbe yapacak halleri yok İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Montrö’nün tartışılbildiri yanlıştır, saati yanlıştır, tavrı yanlıştır, iktidara parmak sallıması ve tarikat evine giden “cüpyormuş durumu yanlıştır” dedi. peli amirale” karşı, emekli 104 Emekli amirallerin darbe yapamiralin yayımladığı bildiri üzerimasının mümkün olmadığını yine söylediği “zevzeklik” kelimeneyen Akşener, “Sayın Erdoğan’a sini “gevezelik” anlamında kulsesleniyorum: Bu insanları küçük landığını açıkladı. Akşener, “Ben ortağınızın gazına gelip mahkum bu konuyu çok da ciddiye almamamız gerektiğini ifade ederek Akşemer ettirmeye kalkışmayın. Yargı sizin elinizde gibi bir görüntü verdi. Dobu bildiri için zevzeklik dedim. Zevzek layısıyla bu insanların ortaya koydukları lik, gevezelik demektir. Emekli amiralle darbe ile alakası olmadığını söylediklerin darbe yapacak hali yok” dedi. ri bu konuların neticesinde bu insanları Akşener, dün gazeteci İsmagündem değiştireceğim diye uzun uzun il Küçükkaya’nın sunduğu “Çalar Saat” mahkemelerde sonra başka bir eyleme programına katılarak gündeme ilişkin geçmeniz çok yanlış olur. Başkalarının açıklamalarda bulundu. Amirallere yö gazına gelmeyin” diye konuştu. nelik “zevzek” sözlerine açıklama getiren Akşener, “Sabah uyandık, gece yarıKanal İstanbul eleştirisi sı bir bildiri yayımlanmış, bazı cümleleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın parlamenni çıkardığımız zaman aslında problemi toyu ayak bağı olarak gördüğünü belirbulunmayan bir metin. Elbette herkesin ten Akşener şunları kaydetti: “Saray pafikrini söyleme hak ve hukuku var fakat ralel bir evren yaratır ve sokakla ilgisi bu kişiler bir araya gelmiş, 104 emek olmayan bir yönetim anlayışıdır. Kanal li amiral böyle bir bildiri yayımladı. Al İstanbul konusunda böyle konuşabilmek gısı bu. Ne demişler? Dikkatle okudum, için Cumhurbaşkanlığı sistemini isteMontrö var, sarıklı hoca var. Herkes bu di Sayın Erdoğan. Bundan nasıl bir milnun karşısında bir kamuoyu oluşturdu. li menfaatımız var. Anlam vermek mümBöyle bir bildiri çıktı, can suyu oldu. Bu kün değil.” l İç Politika Nemrut Mustafa rolünü kim üstlenecek! Antikçağın en önemli düşünürlerinden Herakleitos “Aynı nehirde iki kere yıkanılmaz” diyerek sözüm ona zamanın sabit değil, devingen olduğuna dikkat çekmek istemiş. Valla biz yıkanıyoruz Heraklietos Emmi. Bizim ellerde nehirler tersine aktığından mıdır yoksa selanik örgü misali iki ters bir yüz aktığından mı nedir, aynı suda pek çok kez yıkandığımız oluyor. Anlayacağın senin bu kuramın lafı güzaf. Antikçağdan günümüze kadar süzülüp gelen o söz, yaşadıklarından ders çıkaran toplumlar için geçerli. Unutma ki biz ders alan değil, âleme ders veren bir toplumuz. Eğer senin dediğin gibi olsaydı Nemrut Mustafa’yı ve başkanı olduğu Divanı Harbi Örfi Mahkemesi’nin kararlarını aradan 101 yıl geçmesine karşın anımsar mıydık? Bize bir asır önceki olayı anımsatan da emekli amirallerin duyurusundan sonra siyaset ve yargı cephesinin içler acısı tutumu. Emekli amirallerin duyurusundan sonra yaşananlara bir bakın hele. Ortada suç unsuru bir eylem olmadığı ve daha ifadeleri bile alınmadığı halde haklarında ferman çoktan verildi. Yargıya talimat veren verene. Bir hukuk devletinde iktidar mensubu bir bakanın “Eminiz bağımsız yargı gereğini yerine getirecektir” denmesi bile suçtur. Ama biz de bu talimata uymayan yargı mensupları suç işlemiş sayılır. Haklarında hemen HSK soruşturma açar, mahkeme üyeleri değişir. Yargıtay Başkanlığı’nın alelacele hemen bir bildiri yayımlayarak gereğini yapacaklarını açıklaması bundandır. İktidar blokunun cücük ortağı MHP liderini yargının “Emredersiniz, gereğini elbette yapacağız” mealindeki açıklaması bile kesmedi. Bahçeli, “Bunların rütbeleri de sökülmeli, emeklilik hakları elinden alınmalı ve maaşları kesilmeli” diyerek her zamanki gibi elinde benzin bidonuyla koşarak ateşi harladı. Seçilmişlerden önce atılıp ilgili ilgisiz her konuda ahkâm kesen, parmak sallayan, herkese diskur çeken devletimizin en kudretli memuru Fahrettin Altun, Bahçeli’den geri kalır mı? İletişim Başkanı Fahrettin Altun, 104 emekli amiralin imzasıyla yayımlanan bildiriye ilişkin olarak “Sadece imzacılar değil, onları cesaretlendiren de hukuk önünde hesap verecek” açıklamasını yaptı. Aha! Nemrut Mustafa mahkemesi kararıyla örtüşen bir benzerlik daha... Durun daha bitmedi. Amirallerin avukatı Şule Nazlı Erol, “Sanıkların avukatlığından çekil. Senin için iyi olmaz” diye tehditler almaya başlamış. Nemrut Mustafa mahkemesinde sanıkların avukat tutması, lehlerine tanık dinletmeleri yasaktı. Eh aradan geçen yüz yılda hiç olmazsa suçu ne olursa olsun sanıkların tanık gösterme hakkı yasalarla güvence altına alınmış. Ama sanıkları avukatsız bırakmanın türlü yolları var değil mi? Atatürk’ün rütbelerini söktüler de ne oldu? Şimdi gelelim emekli amiraller için istenen cezalar ve yargının takındığı tavırla, başkanlığını Nemrut Mustafa Paşa’nın yaptığı Divanı Harbi Örfi Mahkemesi’nin neden benzeştiklerini anlatmaya... İngilizlerin kuklası Damat Ferit Paşa hükümeti 5 Nisan 1920 tarihinde tekrar hükümeti kurmakla görevlendirilince, Divanı Harbi Örfi Mahkemesi’nin yetkilerini artırmış, kadrosunu yenilemişti. Bu çerçevede 1919 yılı içinde üye olarak görev yapan Nemrut Mustafa Paşa’yı mahkemenin başkanlığına getirdi. Mahkeme bu dönemde hükümetin çıkardığı bir kararnameyle Ermeni tehciri davalarına ilaveten ülkenin “iç ve dış güvenliğini bozmakla” itham edilen Kuvayı Milliyecileri de yargılamaya yetkili kılındı. Önce Mustafa Kemal Paşa, Kara Vasıf Bey, Ali Fuad Paşa, Alfred Rüstem, Halide Edib ve eşi Dr. Adnan Bey gıyaplarında idama mahkum edildi. Bu idamlıklara daha sonra aralarında İsmet Paşa, Bekir Sami Paşa, Fahrettin Paşa, Fevzi Paşa ve imam müftü Rıfat Börekçi de eklendi. Bu kadarla kalsa iyi... Mahkemede sadece Kuvayı Milliyeciler değil, onları destekleyen gazeteleri de cezalandırıldı. Bu konudaki en küçük bir haber bile suç unsuru olarak değerlendirildi. Nitekim o dönemde İkdam ve Vakit gibi Kuvayı Milliye hakkında olumlu yazı yazan gazete ve sahipleri Nemrut Mustafa Paşa’nın zulmünden nasibini aldı. Yakup Kadri bunlardan biriydi. Gerekçe olarak, Ikdam gazetesinde Ali Fuad Paşa’nın Eski şehir’de kazandığı bir askeri ba şarıya yer vermesi ve Mustafa Kemal’den “Paşa” diye bahsetmesiydi. Bursa Valiliği ve Dahiliye Nazırlığı yapmış olan, Oktay Akbal’ın dedesi Ebubekir Hazim Tepeyran da Kuvayı Milliye’nin teşvikçilerinden biri olduğu gerekçesiyle idama mahkum edilmi şti. Sonra ne oldu? Kuvayı Milliyeyi şgalcilere diz çöktürünce, onu ve özel mahkemesini olağanüstü yetkilerle donatan Padişah Vahdettin ve Sadrazam Damat Ferit Paşa Ingilizlerin himayesine sığınarak yurtdışına kaçtı. Nemrut Mustafa yargılandı ve o da Süleymaniye’de soluğu aldı. Haklarında idam kararı verilen ve rütbeleri sökülen paşalara bu millet daha yüksek rütbeler vererek onurlandırdı. Değerli amirallerin, ne maaşlarının kesilmesini ne lojman tahsislerinin kaldırılmasını ne de rütbelerinin sökülmesini sorun etmeyeceği malum. Bahçeli’nin rütbelerinin de seçim sandığı konduğunda millet tarafından söküleceğinden kuşkum yok. Bakalım amirallerin yargılanmasında Nemrut Mustafa rolünü kim üstlenecek? TBB BAŞKANI: PLASTİK DEĞİL, GERÇEK BİR İNSAN Feyzioğlu, Erdoğan’ı övdü! Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, bir YouTube kanalına röportaj verdi. “Erdoğan sizce nasıl birisi” sorusunu yanıtlayan Feyzioğlu, “Tayyip Bey gerçek bir insan, plastik değil. Şimdi bir siyasetçi tipi vardır plastik, öfkesi de sevgisi de duygulanması da hep rol icabıdır. Tayyip Bey gerçekten öfkeleniyor, gerçekten gözleri doluyor, gerçekten gülümsüyor. Gerçek. Bence bu çok önemli bir özellik bir siyasetçi için. Daha doğrusu hangi makamda olursanız olun gerçek olmak güzel bir şey, doğru bir şey” dedi. Emekli amirallerin bildirisinin sorulması üzerine de Feyzioğlu, “Meseleyi düşünce özgürlüğü kapsamında ele alabilirsiniz ama ya bu bildiri muvazzaflarla bağlantılı ise? İşte bu yok sayılamayacak bir soru işaretidir” diye konuştu. l ANKARA Soyer: Mağdurun yanındayız İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Kahveciler Esnaf Odası Başkanı İsmail Hakkı Kırdı’yı makamında ağırladı. Soyer, “Devlet babaysa, belediye anadır. Biz ana gibi kucaklamaya çalışıyoruz; tüm İzmirlimizi, esnafımızı, özellikle en çok canı yanan ve mağdur olan kardeşlerimizi. Tabii ki tarafımız evladımızdan yana, sahip çıkacağız asli görevimiz bu. Gönül çok daha fazlasını istiyor ama bizim de gerçekten canımız yanıyor. Belediye olarak biz de zor dönemlerden geçiyoruz. Bir tür dayanışmayı gösterebilmek, hiç olmazsa bir nebze olsun can suyu olabilmek” dedi. Esnafa nakdi yardım Pandemi sürecinde işyerleri kapalı kalan kahvehane, kafe, oyun salonlarını işleten 699 esnafa 250 TL nakdi yardım, kahveci esnafı için 873 bin 750 TL nakdi destek sağlandı. Bu arada İzmir Büyükşehir Belediyesi, ramazan ayı boyunca 400 bin kişilik iftar yemeği dağıtacağını duyurdu. l İZMİR