29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 27 MART 2021 CUMARTESİ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Sonbaharda seçim olabilir’ dedi ‘Sandıktan korkuyorlar’ FoxTV’de Küçükkaya’nın sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, “Devlet böyle mi yönetilir? Bunlar Türkiye’yi artık yönetemezler. Sandık koymaktan korkuyorlar” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin 2023’ten önce seçime gitmesi gerektiğini belirterek “Seçim sonbaharda olabilir” dedi. Kılıçdaroğlu dün FoxTV’de gazeteci İsmail Küçükkaya’ya açıklamalarda bulundu. İktidarın artık ülkeyi yönetemediğini ve sonbaharda erken seçim olabileceğini belirten Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin 2023’ten önce seçime gitmesi gerekiyor. Seçim sonbaharda olabilir. Devlet böyle mi yönetilir? Bunlar Türkiye’yi artık yönetemezler. Sandık koymaktan korkuyorlar” diye konuştu. CHP’nin sağa kaydığına ilişkin eleştirilere de Kılıçdaroğlu, “Parti adı üstünde Cumhuriyet Halk Partisi, benim değil halkın partisi. Yok sağa kaydı, yok sola kaydı; bunların tamamı asparagas. Cumhuriyet Halk Partisi, geniş kitlelere açılıp bütün sosyal kimliklerle ilişki kurduğu anda rahatsızlıklarını dile getiriyorlar. 21. yüzyılın Türkiyesi 18. yüzyılın kavramlarıyla yönetilemez. Türkiye Cumhuriyeti’nde 21. yüzyılın sorunlarını çözmek için yeni kavramlar bulmak zorundayız. 21. yüzyılın temel kavramı demokrasidir, sağ sol kavramları yok burada. Biz demokrasiyi savunuyoruz, birileri de otoriter meseleleri” ifadelerini kullandı. 4 parti ittifakta HDP’ye açılan kapatma davası ve Millet İttifakı’nın dağıtılmak istenmesine ilişkin ise Kılıçdaroğlu, “Muhalefet muhalefetle niCHP lideri Kılıçdaroğlu, ilçede esnaf ziyaretinde bulunup sorunları dinledi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu daha sonra Nilüfer Belediyesi’nin Çamlıca Mahallesi’nde yaptığı İzzet Şadi Sayarel Huzurevi ve Kreşi’ni açtı. Kılıçdaroğlu, Nilüfer Belediyesi Lions ve Ercan Dikencik Alzheimer Hasta Konuk Evi’nin açılışını da telekonferansla gerçekleştirdi. Kılıçdaroğlu yeni bir siyaset anlayışı getirmek istediklerini belirterek “Halkına hesap veYENI SIYASET ANLAYIŞI ren bir siyaset anlayışıyı. Demokrasisi gelişmiş, ülkeyi inşa etmiş, kavgadan değil huzurdan yana, kentler yaşanabilir olacak. Biz bunu yaptığımız zaman Türkiye’ye örnek olan siyasi anlayışı yaşatmak ve büyütmek zorundayız. Biz Mustafa Kemal ve arkadaşlarının savaş meydanlarında kurdukları gelenekten, inançtan geliyoruz. Çünkü biz Kuvayi Milliyeciyiz. Ülkenin birlik ve bütünlüğünden sorumluyuz” diye konuştu. Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem ise, İzzet Şadi Sayarel Huzurevi ve Kreşi’nin örneği olmayan bir uygulamanın başlangıcı olduğunu ve örnek model oluşturacağını kaydetti. ye uğraşsın? HDP ayrı parti, biz ayrı partiyiz. Yanlışı olursa söyleriz. Onlar istiyorlar ki biz muhalefet olarak birbirimize girelim. HDP ittifakta yok. Biz dört parti olarak ittifak halindeyiz. Demokrat Parti, Saadet Partisi, İYİ Parti, Cumhuriyet Halk Partisi. Ama siyasi partilerin de kapatılmasını doğru bulmuyoruz. Zorla partiyi kapatmak istiyorlar. Niye zorla yapıyorsunuz bunu? Bahçeli’nin hoşuna gitsin diye yapıyorsunuz. Bahçeli teslim almış bunları” dedi. Kılıçdaroğlu, gençlerin nefes alamadığını ve seçimlerde ilk kez oy kullanacak 6 milyon 300 bin gencin Türkiye’nin ‘CEZALARI 2023’te kaderini belirleyeceğini söyledi. İPTAL EDECEĞİM’ Esnaf gezisi sırasında Kılıçdaroğlu’nu “İşe yaramaz insanlardan kendiAKP kongrelerine ilişkin eleştirilerde bulunan CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Pandemi döneminde bu kongreleri yaptılarsa, oraları ‘lebaleb’ doldurdularsa ve hiç kimseye ceza vermedilerniz arınmadığınız se vatandaşın ne günahı var? Pandemi döneminde sürece siz gönülvatandaşa kesilen cezaları iptal edeceğim. Yalnızlerin başkanı olaca son 3 ayda 247 bin kişi var. Pandeminin başınmayacaksınız” didan bu yana 1 milyondan fazla kişiye, işletmeye ye eleştiren bir kişi ceza kesildi; nerede hak, hukuk? Eğer bu cekorumalar tarafından uzaklaştırıldı. l İç Politika zayı ödeyen vatandaşlarımız varsa, onlar da merak etmesinler, ödedikleri ‘pandemi cezasını’ yasal faiziyle iade edeceğim!” dedi. BİLECİK BELEDİYE BAŞKANI ŞAHİN: Şiddete karşı olmak suç değil ERDEM SEVGİ İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “İstanbul Sözleşmesi kimlerden korur?” başlığı ile billboardlara reklam veren Bilecik Belediye Başkanı Semih Şahin hakkında soruşturma başlatıldığını açıkladı. Bakan Soylu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile reklamın “toplumun tüm kesimlerine hakaret içerdiğini, öğretmenleri ve polisi zan altında bıraktığını” savunarak, suç duyurusu sonucu billboard’lar güvenlik güçlerince kaldırıldığını belirtti. Bilecik Belediye Başkanı Şahin, konuyla ilgili Cumhuriyet’e konuştu. Afişlerdeki metnin tümü okunduğunda, herhangi bir meslek grubuna kasıt olmadığının görülebileceğini belirterek şunları söyledi: “Soruşturma henüz bana gelmedi. İçişleri Bakanlığı suç duyurusunda bulunmuş, buna istinaden billboard’ları polis gözetiminde kaldırmışlar. Afişlerde yer alan metnin tümü okunduğunda polis ya da öğretmenlere yönelik bir kasıt olmadığı görülecektir. ‘Şiddet nereden ve kimden gelirse gelsin, her türlü şiddete karşıyım’ diyen bir metin o. Nihayetinde normal bir metin. Orada bir suç unsuru olduğunu düşünmüyorum. Kadına şiddete karşıyız ve bu sözleşme Meclis’te oybirliği ile geçmiş bir sözleşme. Bu yüzden tüm Meclisimizin de onayladığı sözleşmenin arkasındayız. Bu evrensel bir konudur. Şiddete karşı olmanın suç olduğunu düşünmüyorum. Şiddet nereden geliyorsa gelsin karşıyız. ‘Öğretmen, polise yönelik kasıt’ diyorlar fakat ben kendim emekli öğretmenim, annem babam öğretmen. Öyle bir kasıt olamaz.” l ANKARA GEZICI ARAŞTIRMA MERKEZI BAŞKANI GEZİCİ: Z kuşağının yüzde 75’i AKP’ye oy vermeyecek Gezici Araştırma Merkezi Başkanı Murat Gezici, 2023 seçimlerinde oy kullanacak olan Z kuşağının yüzde 75’inin AKP’ye oy vermeyeceğini söyledi. Sözcü gazetesine konuşan Gezici, bugün seçim olsa Cumhur İttifakı’nın kazanamayacağını belirterek “Z kuşağında yer alan 15 ile 21 yaş arası gençlerin yüzde 23.6’sı Cumhur İttifakı’na oy verirken, yüzde 56.9’u Millet İttifakı’na oy veriyor. Y kuşağında ise 2227 yaş arasındaki gençlerin yüzde 26.9’u Cumhur, yüzde 55.1’i ise Millet İttifakı’na oy vereceğini söylüyor. 28 ile 42 yaş arasındaki 100 kişiden 30.6’sı Cumhur, 49.4’ü ise Millet İttifakı’na oy vereceğini söylüyor. 2023 seçimlerinde oy kullanacak olan Z kuşağının yüzde 75’inin AKP’ye oy vermeyecek. Geçmişi temiz olan, Y ve Z kuşağı başta olmak üzere tüm toplumun gelecek kaygısını ortadan kaldırabilecek bir aday ilk turda seçimi kazanır” dedi. AKP’den kopan kadınların oylarının ya CHP’ye gittiğini ya da kararsızlar statüsünde kaldığını anlatan Gezici, “‘Muhalefetin projelerini dinler misiniz’ diye sorduğumuzda bu kadınların yüzde 74.6’sı evet yanıtını veriyor. ‘Muhalefet ülkeyi daha iyi yönetebilir mi’ şeklindeki başka bir soruya evet yanıtını verenlerin oranı yüzde 48.7. Yüzde 32.2 ise ‘belki’ yanıtını veriyor. Bu kadınlar artık muhalefete geçmişte oldukları kadar önyargılı değiller. Çünkü CHP’nin 63 yıldır iktidarda olmadığının farkındalar. Şu an Türkiye’deki halkın yüzde 68’i CHP’li belediyelerde yaşıyor. Millet İttifakı belediyeleri başarılı görenlerin oranı yüzde 62 olduğu görülüyor. Eğer CHP, yerel yönetimlerde yardımların sürmesini sağlarsa, kadınların AKP’den kopmaları devam edecektir” diye konuştu. l İç Politika Reisbank hayırlı günler diler! Bu isimde bir banka olmadığını elbet biliyorum. Ancak adı öyle olmasa da Reis hazretlerinin böyle bir bankası var: Merkez Bankası... Ne yani olmasın mı? Yargısı var; ordusu var; polisi var; bekçisi var; üniversiteleri var. Sarayları var, güzel mi güzel; arabaları, uçakları var özel mi özel. Merkez Bankası niye tüzel olsun? Ne gerek var genel kurula, banka meclisine? Reis, “Kalk koltuktan” der başkan ve yönetim kurulu kalkar, “İn” der inerler. Zaten 2018’de çıkarılan KHK ile Merkez Bankası Başkanı ve yardımcılarının 5 yıl olarak tanımlanan görev süreleri belirsiz kılınmıştı. Onları atayan erk, ister 5 yıl görevde tutar isterse 5 saat... Bankanın adını da Reisbank olarak değiştirirse çok yerinde olur. HHH Hitler’in Merkez Bankası’nın adı Reichsbank’tı. Reis’in bankasının adı da Reisbank olmalı doğal olarak. Raichsbank’ın başkanı Hjalmar Schacht diye bir adamdı. Bankanın bütün parasını Hitler’in emrine vermişti. Hitler, sınırsız itaatte bulunan Başkan Schacht’ı sonradan İktisat Bakanı yapmıştı. Bakanlığı döneminde yabancı sermayeye el koyarak ekonomide canlılığı sağlayan Schacht, “sihirbaz maliyeci” olarak anılmaya başlandı. Geçen günlerde görevinden alınan Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın yeni kabinede Maliye Bakanı olacağı yönünde kulis haberlerini okuyunca, onun adına endişelendim. Zira Hitler, Merkez Bankası Başkanlığı görevinden ayrıldıktan sonra Iktisat Bakanı yaptığı Schacht’ı, enflasyon konusunda kendisiyle ters düşünce görevden almış ve arkasından da toplama kampına göndermişti. Neyse ki bizde toplama kampı yok. Ama hapis var. HHH Merkez bankası başkanları ile siyasal iktidarların bilek güreşi geçmişten beri bilinen bir gerçekliktir. Merkez bankalarının bağımsızlığı, bir ülkenin para politikasının hükümetlerin popülist kararlarından etkilenmemesi adına tesis edilmiştir. Siyasal iktidarlar göreve geldiklerinde ekonomiye canlılık kazandırdıklarını göstermek amacıyla bankadan para arzını artırmalarını ister ve popülist politikaların sonucu olarak artan kamu borçlarını da bankanın kaynaklarından karşılanması için baskı yaparlar. Para arzının fazlalaşması enflasyonu artırır. Enflasyonun artması beraberinde faiz artışlarını getirir. Faiz artışı kur artışını frenler. Ama bu kez ihracatçıların dış piyasada rekabet şansı azalır ve ihracat düşer. Kur düşük olduğu için ithalat patlar. Bu da yüksek cari açık demektir. O nedenle merkez bankalarının başkanları siyasal iktidarlarla bilek güreşine girerler. Ama bu her zaman başkanların dediği olur demek değil. Merkez bankası başkan ve yönetiminin siyasal iktidarlara direnmeleri görev süreleri ve atama şekillerinin güvencede olup olmadığı ile orantılıdır. O nedenle başta ABD olmak üzere birçok ülkede başkanlarının görev süresi bizdekine oranla çok uzundur. ABD Merkez Bankası başkanları, 14 yıl olarak belirlenmişti mesela. Bizde 5 yıl olan süre yukarıda da belirttiğimiz gibi ucu açık bırakıldı. Görev sürelerinin 5 yıl olduğu dönemde de Türkiye’de siyasi iktidarlar politikalarını dikte ettiremediği banka yönetimlerine karşı bayrak açmışlardır. Aslında genel kurulda Hazine’nin oyçokluğu nedeniyle banka yönetimini siyasal iktidarlar yine istedikleri gibi belirliyordu. Fakat devletin çıkarlarını kendi ikballerinden daha önemli gören bürokratların varlığı nedeniyle siyasi iktidarların her dediği yapılmıyordu. 1980’de AP azınlık hükümeti iktidarda iken Merkez Bankası’nı denetim altına almak için bankanın meclisini ve denetim kurulunu değiştirmek üzere yönetim kuruluna başvurmuş ama reddedilmişti. Hükümet sonuç alamayınca, Maliye Bakanlığı tarafından Ticaret Mahkemesi’ne dava açılarak banka meclisi ile denetim kurulu arasında uyumsuzluk olduğu, bu nedenle görev süreleri dolmamasına karşın olağan genel kurulda meclis üyelerinin tümünün yenilenmesi talebinde bulundu. Ticaret Mahkemesi bu talebi banka yararına aykırı olduğu gerekçesiyle reddetti. Ancak bu dönem o dönem değil. O zaman sadece Merkez Bankası değil, yargı da bağımsızdı. Eski Türkiye’de özerk yapısı nedeniyle Merkez Bankası Başkanlığı, bakanlardan bile önemli bir makamdı. ABD Merkez Bankası ilk kurulduğunda banka yönetimi, Eyaletlerarası Ticaret Komisyonu ve Kamu Hizmetleri Komisyonu’nun altında yer almasına tepki göstermiş. Başkan Wilson’un bu tepkiye yanıtı ise “Aslında itfaiye örgütünün altında olmaları gerekir” şeklinde olmuş. Üç ayda bir başkanı değişen bizim Merkez Bankası başkanlarının protokoldeki yeri ise kasabalardaki mal müdürlüğü seviyesine inmiş oldu. ‘Özür dilese ülke rahatlar’ DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumtan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek üzerinden ikhurbaşkanı Recep Tayyip tidarı da eleştiren Babacan, Erdoğan’ın özür dilemesi “Gazeteciler, siyasetçiler sohalinde ülkenin rahatlayakak ortasında şiddet görücağını söyledi. yor. Çeteyle, mafyayla iş tuPartisinin Seyhan ilçe kongresine katılan BabaBabacan tan bir çalışma içine girdiyseniz, bunu yapan ortaklacan, Erdoğan’a seslenerek “Ku rınız varsa tek bir kelime edemezrun ve faizlerin düşmesini istiyor siniz. Yanlış ortak seçtiniz. Ne dimu? Basit bir tavsiye. Çıksın de yor üçüncü ortak Perinçek? ‘Rotayı sin ki ‘Ben alanım ekonomi diyor ben çiziyorum’ diyor. Ne demişler? dum ama yanlış yaptım. Bu yüz Kılavuzu karga olanın, artık...” deden de ülke zarar etti. Artık Mer di. Babacan, Türkiye’nin İstanbul kez Bankası’na, TÜİK’e, yargıya ka Sözleşmesi’nden çekilmesini ilişrışmayacağım, ‘özür diliyorum’ de kin de toplu dava sürecini başlatasin. İnanın ülke rahatlar” dedi. Va cakları söyledi. l İç Politika Yıldırım Prof. Yıldırım yaşamını yitirdi HDP’nin eski Siirt milletvekili Prof. Dr. Kadri Yıldırım, yaşamını yitirdi. Akademisyen olan Yıldırım, 23 Mart’ta beyin kanaması geçirmesi nedeniyle hastaneye kaldırılmıştı. HDP eş genel başkanları Pervin Buldan ile Mithat Sancar, başsağlığı mesajı yayımladı. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle