23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 18 OCAK 2021 PAZARTESİ HABER Mimarisi ödüllü olan Gaziantep Hükümet Konağı’nın, millet bahçesi için yıkılacağı iddiası 3 yıl önce 5 milyon lira harcanmıştı Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Gaziantep Valisi Davut Gül ve AKP’li Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Başkanı Fatma Şahin ile birlikte şehirde devam eden kentsel dönüşüm çalışmalarını ve çevre projelerinin son durumunu değerlendirdi. Bakan Kurum, “Türkiye’nin Her Yerinde Kentsel Dönüşüm” hedefi kapsamında Gaziantep’te sağlıksız ve riskli yapıların bulunduğu mahallelerde yaşayan yurttaşları güvenli konutlara kavuşturmak amacıyla TOKİ başkanlığında, büyükşehir belediyesi ile 2 bin rezerv konut üreteceklerini duyurdu. Kurum, Gaziantep Millet Bahçesi’ni de valilik binasının bulunduğu alana yeşil yollarla bağlayarak yaklaşık 120 bin metrekare büyüklüğünde bir yeşil alanı Gaziantep’e kazandıracaklarını ifade etti. ‘Yeter, dokunmayın!’ Proje kapsamında valilik binasının millet bahçesine bağlanıp yıkılacağını savunan Gaziantep Şahinbey Belediyesi Meclisi CHP Grup Başkan Vekili Hasan Şencan, valilik binasına yaklaşık üç yıl önce 5 milyon TL’lik bir tadilat harcaması yapıldığını ifade ederek “1984 yılında açılarak proje yarışmasıyla mimarisi belirlenen, ödüllü bina olan Gaziantep Hükümet Konağı yıkılıyor. Bu şehrin insanlarına, STK’lerine sorulmadan tek adam zihniyeti ile alınan bu karar kabul edilemez. Bu şehrin tarihine, dokusuna, yapısına, simgesine dokunmayın, yeter artık. Aldığınız kararlar bu şehrin insanını ilgilendiriyor, siz bu binaya çirkin diyorsunuz ama yaptığınız ucube binalar ortada. Dünyanın en eski şehri olan Gaziantep yaşayan bir şehir olmalı” dedi. l Haber Merkezi Mimarlar Odası’ndan, AOÇ’nin açtığı metrekaresi 5 liraya gelen depo ihalesine tepki: AOÇ’yi iç ettiler! SEFA UYAR Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü (AOÇ), Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın hemen yanındaki 1412 metrekarelik taşınmazı depo olarak 5 yıllığına kiraya vermek üzere ihale açtı. İhaleye tepki gösteren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, söz konusu alanın tek bir parselin bir parçası olduğuna işaret ederek “AOÇ parselleri, parça parça kiralanıyor. AOÇ Müdürlüğü ve iktidar, AOÇ’yi iç ediyor” dedi. Alanın kirasının metrekare başına 5 lira civarında belirlendiğine işaret eden Candan, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne (ABB) alanı kiralama ve tarım yapma çaprısında bulundu. AOÇ Müdürlüğü’nün ihale ilanı Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, Etimesgut ilçesi Bahçekapı Mahallesi’nde bulunan 800 metrekaresi açık, 612 metrekaresi kapalı toplam 1412 metrekarelik taşınmaz depo olarak kiralanacak. İhale, 28 Ocak’ta, saat 14.00’te, açık artırma usulüyle yapılacak. İhalede tahmini bedel aylık 7 bin 500 lira artı KDV, geçici teminat tutarı 13 bin 500 lira, kati teminat tutarı da ihalede oluşacak kira bedelinin 5 yıllık tutarının yüzde 6’sı olarak belirlendi. ‘Bağışa uygun değil’ Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Candan, ihaleye tepki gösterdi. Söz konusu bölgenin plan değişiklikleri ve ihaleler ile çok hareketli olduğuna işaret eden Candan, bölgedeki bazı düzenlemelere itiraz ettiklerini ve yargıya taşıdıklarını aktardı. AOÇ arazilerinin amacına uygun kullanılmadığını vurgulayan Candan, “Alanlara, alelade bir alan gibi davranılıyor. AOÇ’nin genel olarak bütün topraklarının iyi yönetilemediği ortada. AOÇ, Atatürk’ün vasiyeti ve şartlı bağışına uygun yönetilmiyor. O yüzden bir yer bitiyor, diğer yer kiralanıyor” dedi. Söz konusu alanın Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın hemen yanında, Gazi Orduevi ile de dip dibe olduğuna işaret eden Candan, alanın büyük bir tek parselin bir parçası olduğunu da belirterek “AOÇ parselleri, parça parça kiralanıyor. AOÇ Müdürlüğü ve iktidar, AOÇ’yi iç ediyor” diye konuştu. Candan, alanın ne deposu yapılacağının ihale sonucunda belli olacağını söylerken, söz konusu alanın metrekaresinin aylık kirasının 5 lira civarında belirlendiğini aktardı. ABB’ye de seslenen Candan, alanın ABB tarafından kiralanması ve tarım yapılması çağrısında bulundu. l ANKARA Muratpaşa Belediye Başkanı Uysal, ‘Gelecek için üretim’ diyor Belediyenin kurduğu atölyeler sayesinde verilen hizmetin yüzde 80’i öz kaynaklardan karşılanıyor. Hem üretim hem teşvik İLAYDA KAYA Antalya’nın Muratpaşa Belediyesi, kurduğu atölyeler, bitki üretim tesisleri, aşevi gibi üretime yönelik çalışmalarıyla sunduğu hizmetlerin yüzde 80’ini öz kaynaklarıyla üretiyor. Pandemiye ve gıda güvenliğinin önemine dikkat çeken Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, “Ekilebilir alanlarda bir karış boşluk bırakmamamız, tarımdan başlayarak hayatın her aşamasına üretimi yaymamız lazım. Türkiyemizin geleceği ve çocuklarımız için, her zaman üretim üretim üretim diyorum” dedi. Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Uysal şunları söyledi: n Muratpaşa’nın Yamansaz bölgesinde atıl arazileri tarlaya çevirerek tarımsal üretim çalışmaları yapıyorsunuz. Tarımsal üretime ilişkin neler söylemek istersiniz? Biz aşağı yukarı tüm malzemelerimizi kendisi üreten bir belediyeyiz. Sadece Yamansaz bölgesinde değil boş arazilerimizi tarım faaliyetleri açısından değerlendirdik. Nisan ayında mısır ekerek başladık. Mısır hasadı yapıp komşularımızla paylaştıktan sonra şimdi buğday ektik. Amacımız üretime teşvik etmek. Dünyanın, insanlığın yaşadığı bu büyük sıkıntılar karşısında gıda üretimi ve diğer alanlardaki üretimin çok büyük ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Tarımdan başlayarak hayatın her aşamasında üretimi yaymamız lazım. n Bu tarım arazileriyle neler amaçlanıyor? Bugüne kadar kaç ihtiyaç sahibine ulaşıldı? Birincisi aşevimiz var. Orada ihtiyacı olan komşularımıza yemek pişiriyoruz. İkincisi, yoksul mahallelerde dağıtıyoruz. Üçüncüsü; insanlara, ‘üretelim’ mesajı veriyoruz. Biz mısır ektikten sonra çok sayıda yerel yönetim ve kişi ekim yaptı. Bir kısmı da bizi arayarak bizden ilham aldıklarını belirttiler. Pandemi sürecinde bizimki ilkti. Gereken amaca ulaştı. O üretim seferberliği duygusunu vermeyi başardığımızı düşünüyorum. Aşevlerimiz pandemi döneminde 3 bin kişiye kadar çıkan günlük yemek kapasitesine sahip. n Mısır ve buğday dışında bir ekim çalışmanız var mı? Şu an çocukların toprak ve üretim duygusunu geliştirmek için balkonda saksılarda tarım üzerine çalışıyoruz. 2 bin 500 büyük saksı dağıttık. 2 bin 500 tane daha dağıtacağız. Kış bitkileri var şu an. Mevsim bitince yaz bitkileri ekilecek. Çocukların da üretim duygusunu yakalayabilmesi için, pedagojik yönü olacak şekilde tarım yapmasını teşvik etmeye çalışıyoruz. Biz tamamen şehirleşmiş bir ilçeyiz. Buna rağmen boş parsellerimizi tarımsal üretime ayırarak insanlarda da bu duygunun yeşermesini istiyoruz. n Belediyenin hayata geçirdiği “Çevreci komşu kart” Türkiye’nin tek ödüllü geri dönüşüm projesi. Bu projeden bahseder misiniz? Bu çok önemli bir inovasyon. Tüm sokaklarımıza haftada 2 kere elektrikli araç gönderiyoruz. Komşularımız kâğıt metal plastik tüm nitelikli atıkları biriktiriyorlar ve tartarak bize teslim ediyorlar. Ellerinde bir kart var. Gramajına göre o kartlara puan yükleniyor. O puanı direkt paraya çevirebiliyorlar ya da istedikleri yerde harcayabiliyorlar. Kartımız sadece Muratpaşa’da değil, Türkiye’nin her yerinde geçiyor. İsterlerse ihtiyaç sahibi öğrencilere burs olarak da verebiliyorlar. Sürekli kartını kullanan komşu sayımız 10 bin civarında. Toplam akredite olan insan sayısı 35 bin. n Kadınlara yönelik çalışmalarınız neler? Kadın kooperatiflerimizi üretim konusunda yüreklendiriyoruz. Onların ürettiklerini pazarlaması konusunda destekliyoruz. Bir kısmını da belediyeye alıyoruz. Öte yandan “Alyazmalım” ve “Mor Makas” projelerimiz de var. Alyazmalım projemiz, şiddete uğramış kadınlara 5 kişilik bir ekiple hemen müdahale ediyoruz. Mor Makas projemiz ise yaşı küçük gelinlerin saç yapımı sırasında bize ihbarı... İhbara göre, genel kamu yönetimi kurumlarıyla beraber konuya müdahale ediyoruz. ADIGÜZEL, MECLIS’E TAŞIDI EğitimSen’liler de habersiz üye yapılmış CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Ordu’da EğitimSen Şube Başkanı ve bir EğitimSen ilçe temsilcisinin bilgisi ve haberi olmadan AKP üyesi yapıldığını belirterek, konuyu Meclis gündemine taşıdı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren CHP milletvekili Adıgüzel, sahte parti üyeliklerinin ciddi bir suç olduğunu belirterek, “Türkiye’de en çok üye sayısına sahip siyasi parti olmakla övünen AKP’ye yapılan pek çok üyeliğin sahte olduğu ortaya çıkmıştır” dedi ve şu soruları yöneltti: “Bakanlığınıza bu konuda bugüne kadar kaç adet şikâyet gelmiştir? Yapılan şikâyetlerin siyasi partilere göre dağılımı nedir? Parti üyelik sahtekârlıklarını yapan kişilerin ortaya çıkarılması ve yargıya iletilmesi için bugüne kadar bir talimatınız olmuş mudur?” Gazeteci Fergün Atalay, önceki gün, haberi olmadan AKP’ye üye yapıldığını öğrendiğini açıklayarak, “Bu sahtekârlığı kim yaptı?” ifadelerini kullanmıştı. l ANKARA ÖLÜMÜNÜN BİRİNCİ YILI RAHŞAN ECEVIT ANILDI DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, partinin kurucu genel başkanı ve eski Başbakan Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit’i, ölümünün birinci yılında Devlet Mezarlığı’ndaki gömütü başında andı. Anma töreni Covid19 salgını nedeniyle kısıtlı katılım ile yapıldı. Aksakal, salgından sonra Ecevit’in tüm sevenlerinin mezarı başında olmak isteyeceklerini belirtirken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çok sayıda CHP’li milletvekili, il ve ilçe başkanı ile aralarında Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş, Zeydan Karalar, Muhittin Böcek’in de bulunduğu CHP’li belediye başkanları sosyal medya hesaplarından Rahşan Ecevit’i anma mesajları yayımladı. l ANKARA/Cumhuriyet ENCÜ İÇİN GEREKÇELİ KARAR ‘Sosyal medyadan örgüt eylemlerini destekledi’ Eski HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü’ye, “terör örgütü propagandası yapmak” ve “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçlarından verilen 6 yıl 9 ay 7 gün hapis cezasının gerekçeli kararı açıklandı. Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararında, şu ifadelere yer verildi: “Paylaşımlarıyla örgüt mensuplarının ve örgütlerini temsil eden simgelerin yer aldığı fotoğraflara yer verildiği, örgüt mensuplarının gerçekleştirdiği eylemleri direniş, güvenlik güçlerinin bunlara karşı gerçekleştirdiği operasyonları ise barbarlık olarak vasıflandırdığı, terör örgütlerinin öncelikli eylemlerini görmezden gelerek, Türk ordusunu, barbar ve işgalci olarak gördüğü, bu şekilde PKK/KCK/YPG silahlı terör örgütlerinin cebir, şiddet ve tehdit içeren eylemlerini benimseyip övdüğü, bahse konu paylaşımları internet ortamında herkese açık sosyal medya hesapları üzerinden yaparak bu örgütlerin eylemlerini teşvik ettiği anlaşılmıştır.” l ANKARA / Cumhuriyet Lümpen politika... Trump’ın yürüttüğü politikaya bakıyorum. Amerika’nın kurucu değerlerinden kopmuş, ilkesiz, kuralsız, eksensiz bir oportünist (fırsatçı) politika. Günübirlik kurnazlıklara dayanan, güvenilmez, sadece kendi çıkarı amaçlı, ne yapacağı bilinmeyen hamleler politikası. Ama Trump bu politikada yalnız değil. Ortadoğu bu politikalara yabancı değil. Türkiye, özellikle AKP iktidarında benzer bir yolda yürüyor. Ülke, Atatürk Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerini inkâra yönelik din görünümlü, her türlü zikzaklara açık, emperyal güdümlü, kuraldışı bir iç otokrasinin çelişkisini yaşıyor. Bu “lümpen politika”, kullandığı dilden uygulamalardaki uygar kuralların toptan reddine kadar, sadece kendi iktidarını sürdürmeye yönelik bir baskıyı yürütüyor. Trump, kaybetmeyi hazmedemiyor, kabul edemiyor, yandaşlarına Kongre binasını işgal ettirmeye kadar varıyor. Ama Amerika, temel kurumlarını koruyan bir ülke. Bu vandalizme izin vermiyor. Trump, istemese de hıncını koruyarak geri çekiliyor. Amerika yara almıştır, acısı da sürecektir. Madrabazın dramı Madrabaz, ticaret zincirinde üreticiden alıp perakendeciye satan toptancının adı. Ama “madrabaz”, hileli iş yapan ticaret adamına takılan bir sıfata dönüşmüş. Hangi alanda olursa olsun, hileli iş yapanlar dürüst çalışanın da itibarını zedelemiş. Ticaretin “al kârını koy sat” zinciri, her türlü gizli kapaklı işlere açık bir alan. Şu anda bile “taklit ürünler”, “çakma mallar”, ünlü markaların taklitleri, merdiven altı üretilen mallar bu hileli işlerin piyasaya sokulan sahtelikleri değil midir? Politikayı “kirli iş” diye tanıtanlar da politikanın madrabazları değil mi? Hileciler, tuzakçılar, pusucular, zorbalar, ellerine geçirdiği gücü kötüye kullananlar politikayı da kirletenler değil mi? Madrabazın iktidarı vardır ama itibarı yoktur. Ölçek farklı olsa da yöntemler ortaktır. Kurallardan kaçınma, tezgâh altı pazarlıklar, manevra alanını elinde tutma, pazarlık etme, sırasında alttan alma, güçlü olunca üste çıkma, kendi çıkarını hiç gözden kaçırmama hep işe yarar yöntemlerdir. Lümpen politikacı adım adım yürür. Bastığı yeri sağlamlaştırdıkça yeni adımını atar. Engelle karşılaşırsa durur ama geri adım atmaz. Kazandığını elinde tutar. Kazanmak için ne gerekiyorsa yapar. Yaptığı her şey için gerekçesi vardır. Hiç duraksamadan yalan söyler. Yaptığı hiçbir şeyden pişmanlık duymaz. Kimseye güvenmez. Tek amacı kendi iktidarını sürdürmektir. Elbette buna “kabul edilebilir kılıf” bulacaktır. Kendi çıkarını ailesi için sağlamaktan, iktidarda olmayı ülkesi için zorunlu kılmaya kadar her kılıf ortaya atılacaktır. Avantaj dezavantaj İlkesiz olmak, kuralsız olmak “lümpenpolitikacı”ya avantaj sağlar. Kendi dışındaki güç kaynaklarını (Meclishukuk denetim) devre dışı bırakarak istediğini yapabilme gücü ona avantaj sağlar. Ama aynı koşullar onun için de büyük bir handikap olur. Çünkü başına buyruk hareketin kaçınılmaz yanlışları da onun hesabına yazılacaktır. Bir süre zikzakların arkasına saklanma olanağı vardır ama bu sürüp gitmez. Yanlışlar, hatalar saklanamayacak, taşınamayacak duruma gelir. Artık bunları yıkacak başkalarını bulmak da inandırıcı olmayacaktır. Lümpen politikacının dayandığı lümpen kitle de giderek desteğini gevşetmekte, bir süre sonra bu destek güvenilmez olmaktadır. İşte o zaman ya yenilgiyi kabul etmek ya da işi zora bindirmek kalır. Yenilgiyi kabul etmek birçok bakımdan zordur. Ama işi zora bindirmek de sonunda ışığın görülmediği bir tünele girmektir. Çünkü yaratılacak kaos, o kargaşayı yaratanlar için de güvenilmez bir ortam oluşturur. Ünlü savaş stratejisti Carl von Clausewitz, “Savaşı başlatanlar çoğu kez savaşı bitirenler değildir” demiştir. Kaybetmeyi kazanmanın kardeşi bilmek demokrasinin erdemidir. Kaostan çıkış mı? Elbette her zaman söylediğimiz gibi: Kurtuluş, Atatürk Cumhuriyeti’nin evrensel kuruluş değerleri ile demokratik uygarlık bilincindedir. Doğru iktidar, ilkeli politika “evrensel değerler+uygarlık bilinci” ile sağlanacaktır. Bu ülkenin Cumhuriyetçi gücü bunu sağlayacaktır. Barış içinde kardeşçe yaşamanın sırrı burada... İl başkanı eşini darp ettiği iddiasıyla tutuklandı Gelecek Partisi Ardahan İl Başkanı C.T, eşini darp ettiği iddiasıyla tutuklandı. Z.T, eşi C.T’nin kendisini döverek burnunu kırdığı gerekçesiyle Ardahan Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Savcılık tarafından başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan C.T. “kasten yaralama” suçundan tutuklandı. l AA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle