23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 18 OCAK 2021 PAZARTESİ gorus@cumhuriyet.com.tr OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Üç Y’nin mutasyonu GANİ AŞIK ESKİ CHP KAYSERİ MV. / MÜFTÜ AKP’nin 2002’de halka vaat ettiği yasaklar, yoksulluk ve yolsuzluk ile mücadele (Üç Y) mutasyona uğrayarak uygulamaya ‘Yalan’, ‘Yağma ‘ ve ‘Yıkma ‘ olarak yansıdı. Yalanla özdeş olanlar; Osmanlı subayları, Kurtuluş Savaşı kahramanları ve cumhuriyetin kurucuları olarak hayatlarının hiçbir döneminde ve hiçbir koşulda halkına yalan söylemeyen Atatürk ve İnönü hakkında iğrenç yalanlar uydurdular. Bu nankörlük, o büyük kahramanları daha bir gönülden seven Türk halkının vefalı bağrında parçalandı (milyonların Anıtkabir’e akışı bu nedenledir). Yalan furyası elbette bununla sınırlı değil. İktidar oldukları günden bu yana halka da yalan söylediler, hem sosyal ve ekonomik anlamda mahvettiler hem de parlak gelecek masalları uydurdular. Popülizme, mübarek Kuran’ı ve kutsal dinimizi de alet ettiler. Söylemleri ile eylemleri arasındaki tutarsızlığı fark eden özellikle genç nesil, “Bunlar Müslüman ise ben değilim” noktasına geldi, Kuran İslamı, tarikat ve İhvan İslamı ile yer değiştirerek büyük zarar gördü. Bunun ağır vebali, iktidarın günahkâr omuzlarında Everest gibidir. Milli felaket Yağmalamanın boyutları, yeraltı ve yerüstü varlıklarımızı, Hazine ve Merkez Bankası kaynaklarını kapsayan milli felaket halini aldı. İhale yasasının 180 kez değiştirilmesi, 5’li çetenin Hazine’yi soyması bile çok şey anlatır. İstanbul ve Ankara başta, birçok il ve büyükşehir belediyesinin kaybedilmesine duyulan hıncın altında, uğranılan ağır siyasi prestij kaybı yanında, arsa ve imar rantları ile vakıflarına akıtılan ulufenin kesilmiş olması yatar. Hem Sayın İmamoğlu hem de Sayın Yavaş, önlerine çekilen duvarlardan pencereler açarak, tekeden süt çıkarıyorlar. Hazin tepkisizlik AKP, hem İhvancı hem de Vahdettinci olduğundan, Cumhuriyet’i yıkmak ve Atatürk’ün devrimlerini yok etmek için, ilk dönemlerinde gizlice, son 10 yıldır açıkça laik, sosyal, hukuk devletini temelinden sarsıyor. Turgut Özal’ın “Anayasa’yı bir kere delmekle bir şey olmaz” sözü, Erdoğan döneminde “Anayasa’yı kevgire çeİstanbul ve Ankara başta, birçok il ve büyükşehir belediyesinin kaybedilmesine duyulan hıncın altında, uğranılan ağır siyasi prestij kaybı yanında, arsa ve imar rantları ile vakıflarına akıtılan ulufenin kesilmiş olması yatıyor. virmekle bir şey olmaz”a evrildi. Kendisini “layüs’el “ (sorulamaz, sorgulanamaz) olarak görüyor. Bu hüviyet, Allah’a mahsustur. Yoksa Sayın Erdoğan, rafine dalkavukluğun şaheser örneği olan, AKP Düzce Milletvekili Fevai Arslan’ın “bugün Türkiye’de Allahu Teâlâ’nın tüm vasıflarını üzerinde toplayan bir lider var” zırvasına inanıyor mu? Allah’a eş koşmak şirktir ve dinden çıkarır, sorumlusu vekil ama Tayyip Bey’in bu vahim ötesi itikat suçuna tepkisiz kalması hazin değil mi? Ulusumuzun talihsizliği Cumhurbaşkanı, herkesten mutlak itaat istiyor. Muhalif gördüğü gazetelere – gazetecilere, Tv’lere mali ve cezai yaptırımlar uygulatıyor ama amacına da ulaşamıyor. Resmi ilan kıskacına alınan Cumhuriyet, bir ağ gibi gelişen aydın dayanışması temelinde Atatürk devrimlerini sahiplenmeyi kararlılıkla sürdürüyor. Cumhurbaşkanlığı makamının, ulusal birliği, sevgi ve şefkati temsil ettiğini, zulme uğradığını düşünen yurttaşların son sığınağı olduğunu göz ardı eden, önüne geleni azarlayan, dayanaksız suç isnat edip teröristlikle suçlayan Erdoğan’ın, önceki hiçbir cumhurbaşkanımıza benzememesi, milletimin talihsizliğidir. Başka bir talihsizlik de devleti, babasından miras kalmış çiftliği gibi görmesi; üstelik de Allah’ın huzurunda hesap vereceğini bile bile... İçeriye aslan, dışarıya kuzu CHP lideri Sayın Kılıçdaroğlu, 12 Ocak’ta, genel başkanlık döneminin en etkin konuşmalarından birisini yaparak, Sayın Erdoğan’ı zorda bırakacak argümanlar ortaya koydu. “Malvarlığını araştırırız” tehdidine, ABD Başkanı Trump ve Rus lider Putin’in istiskaline niçin tepkisiz kaldığını, içeride baskınken dışarıya neden uysal olduğunu somut olgularla sorgularken bana, köyümde 1940’larda yaşanan bir anekdotu hatırlattı: Herkesin çekindiği Sarı Mehmet, komşusu bir garibanı sıkça döverdi. Bu “gariban” kişi de eşine “ben erkeğim, ne istersem yapacaksın” safsatası ile keyfi dayak atardı. Yine bir gün “Ben erkeğim” diyerek çullanınca, zavallı kadıncağız “herifim, bu erkekliğini, bir gün de Sarı Mehmet’e göstersen” diye sızlanmış... ‘Atatürkçü dediğin, uşak olmaz uşak!..’ Önümde bir video duruyor... Gazetecilik denince akla gelen ilk isim, Cumhuriyet’in simgesi Uğur Mumcu’nun sesi yankılanıyor... “Kendisine Atatürkçüyüm diyen insan... Madde bir, emperyalizme ve kapitalizme karşı koyar. Madde iki, uşak olmaz uşak!.. Ne Amerika’ya, ne Sovyetler’e, ne Çin’e, ne Avrupa’ya... uşak olmaz, uşak! Madde üç, Kuvayi Milliye ruhuna sahip olur, emperyalizme ve kapitalizme karşı halkı örgütler.” HHH Mumcu ailesi, Cumhuriyet ailesi, tüm ülke için kahredici olan o güne, yine bir 24 Ocak’a yaklaşıyoruz... 28 yıl önce Ankara’da evinin önünde bombalı saldırıyla katledilen, ailesinden, gazetesinden, okuyucularından, ülkesinden koparılan Uğur Mumcu’yu bu yıl yazılarından oluşan kitaplarıyla selamlıyoruz!.. Uğur Ağabey’in kızı, Cumhuriyet Pazar Dergi’deki köşe yazılarıyla okurlarımızla buluşan Özge Mumcu Aybars, sosyal medya hesabından Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nın um:ag Yayınevi’nin duyurusunu şöyle paylaşmış... “Uzun zamandır baskıya hazır hale getirdiğimiz halde maddi sıkıntılar nedeniyle basamadığımız Uğur Mumcu’nun köşe yazılarından oluşan ‘Bütün Yazıları’ dizimizi Cumhuriyet Kitapları işbirliği ile basmaya başladık...” İşte Uğur Mumcu’nun anısına 40 kitaptan oluşacak “Bütün Yazıları” dizisinin ilk beş kitabı... 1 Laiklik Ruhuna Fatiha... 2 Sevr mi? Lozan mı? 3 Haram Düzeni... 4 Hukuk Devlet Aşiret... 5 Ata’m İzindeyiz... Sahi!.. Uğur Mumcu’nun o keskin kalemi tam 3040 yıl öncesinden 2021 yılındaki Türkiye’nin fotoğrafını çekmemiş mi!.. Haram düzeni kurulmadı mı? Laiklik lime lime edilmedi mi? Sevr sevdalıları karşımıza dikilmedi mi? Hukuk var mı? Devlet cemaatlere, aşiretlere teslim edilmedi mi? Atatürkçüyüz diyenler taviz üstüne taviz vermedi mi, izne çıkmadı mı? HHH Evet... Önümde Mumcu’nun videosu duruyor, odamda sesi yankılanıyor... Uğur Mumcu, tüyleri diken diken eden o ses tonuyla devam ediyor: “Kendisine Atatürkçüyüm diyen insan. ... Ve başı dimdik olur. Tam bağımsızlık ilkesinden bahseder. Atatürk ilkeleri için inkılap demez, devrim der devrim...” Katledilişinin 28. yılında Uğur Mumcu’yu büyük bir özlemle anarken tarihe bir kez daha not düşelim: Demokrasi, hukuk ve insan hakları savunucusu kalpaksız Kuvayi Milliyeci Uğur Mumcu’nun izinde “laikliği lime lime edenlerin, harama el uzatanların, Lozan değil Sevr diyenlerin, devleti ele geçirmeye çalışan cemaatlerin, tarikatların” korkulu rüyası olacağız... Gerçekleri yazmayı sürdüreceğiz... Devrimler, tam bağımsızlık Mustafa Kemal Atatürk’ten bize armağan!.. Başımız dik!.. Yunus Nadi Ödülleri 76. yılına girdi. 1946 yılından itibaren yapılan Yunus Nadi Ödülleri Yarışması, gazetemizin kurucusu Yunus Nadi’ye olan saygı ve sevgiden kaynaklanıyor. Yalnız Cumhuriyet gazetesinin değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda da büyük emeği bulunan Yunus Nadi’nin anısını her yıl tazelemek bizim için bir görev. Cumhuriyet’in Ulusal Bağımsızlık Savaşımızla ve Türkiye Cumhuriyeti ile eşzamanlı ve eşanlamlı bir kuruluş tarihçesi var. Yunus Nadi, gazetemizin temel taşlarını ve misyonunu bu doğrultuda oluşturdu. Yunus Nadi’nin ölüm yıldönümünü geçmişe dönük bir acı olarak değil, geleceğe yönelik bir kültür olayına 76. YIL YUNUS NADİ ÖDÜLLERİ 2021 dönüştürmek amacıyla bu yarışma düzenlendi. Yarışmanın ilk düzenlendiği yıllarda Türkiye’de sanat alanında hiçbir özel ödül yoktu; tek parti dönemiydi ve yalnızca CHP’nin düzenlediği bir şiir ödülü vardı. Aynı dönemde bütün dünyada sanat, bilim ve edebiyat ödülleri ün yapmışlardı. İsveç’te Nobel, ABD’de Pulitzer, Sovyetler’de Lenin, Fransa’da Goncourt ödüllerinin sonuçları ülkemizde de ilgiyle izleniyordu. Türkiye’de de bu alanda öncülüğü Cumhuriyet gazetesi üstlendi. Bundan 76 yıl önce düzenlenen Yunus Nadi Armağan Yarışması’yla kültür ve sanat alanında bir yarışma heyecanı oluşturuldu. Daha sonraki yıllarda ülkemizde de kültür ve sanat alanında yarışma ve ödüllerin sayısı çoğaldı. Yunus Nadi Ödülleri 76 yıl boyunca düzenli olarak gerçekleştirildi ve kültürsanat alanında amaçlanan katkıları yaptı ve etkilerini duyurdu. Daha önce bir dalda yapılan ödüllendirmenin kapsamı 1990 yılından itibaren genişletildi ve Yunus Nadi Ödülleri adıyla sürmeye başladı. Cumhuriyet gazetesi, çağdaş uygarlığa giden yolun, kültür, sanat, fikir ve bilim yolu olduğunu kuruluşundan beri savunan bir gazete. Bu yoldaki çabaları desteklemek ve özendirmekte Yunus Nadi Ödülleri’nin işlevi sürecek. 2021 Yunus Nadi Ödülleri Edebiyat Ana Dalı’nda öykü, roman, şiir; Görsel Sanatlar Dalı’nda karikatür, fotoğraf; Bilimsel Araştırma Dalı’nda sosyal bilimler araştırması olarak sürüyor. Adaylara başarılar diliyoruz. ÖYKÜ Ödüle 1 Şubat 2020 ile 1 Şubat 2021 tarihleri arasında yayımlanmış bir kitap ya da yayına hazırlanmış bir “kitap dosyası” ile aday olunabilir. Yayımlanmamış yapıtların beyaz dosya kâğıdına makine yazısıyla çift aralıklı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıtlarını altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici kurul, ödülü, kitap veya kitap dosyası arasında paylaştırabilir. Seçici Kurul: Hikmet Altınkaynak, Sezer Ateş Ayvaz, Seval Şahin, M. Zaman Saçlıoğlu, Murat Yalçın. ROMAN Ödüle 1 Şubat 2020 ile 1 Şubat 2021 tarihleri arasında yayımlanmış bir kitap ya da yayına hazırlanmış bir “kitap dosyası” ile aday olunabilir. Yayımlanmamış yapıtların, beyaz dosya kâğıdına makine yazısıyla çift aralıklı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıtlarını altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici kurul ödülü, kitap veya kitap dosyası arasında paylaştırabilir. Seçici Kurul: Adnan Binyazar, İrfan Yalçın, Konur Ertop, Asuman Kafaoğlu Büke, Zeynep Aliye. ŞİİR Ödüle 1 Şubat 2020 ile 1 Şubat 2021 tarihleri arasında yayımlanmış bir kitap ya da “kitap dosyası” ile aday olunabilir. Yayımlanmamış yapıtların beyaz dosya kâğıdına makine yazısıyla çift aralıklı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıtlarını altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici kurul, ödülü, kitap veya kitap dosyası arasında paylaştırabilir. Seçici Kurul: Ataol Behramoğlu, Hüseyin Yurttaş, Doğan Hızlan, Turgay Fişekçi, Eray Canberk. SOSYAL BİLİMLER ARAŞTIRMASI Ödüle 1 Şubat 2020 ile 1 Şubat 2021 tarihleri arasında yayımlanmış bilimsel araştırmalarla, yayına hazırlanmış en az 25 sayfa olarak beyaz dosya kâğıdına makine yazısıyla çift aralıklı yazılmış bilimsel araştırmalar katılabilir. Adaylar yapıtlarını sekiz adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici kurul ödülü kitap veya kitap dosyası arasında paylaştırabilir. Seçici Kurul: Prof. Dr. Rona Aybay, Dr. Alev Coşkun, Prof. Dr. Emre Kongar, Prof. Dr. Ahmet Mumcu, Prof. Dr. Örsan Kunter Öymen, Prof. Dr. Barış Doster, Dr. Deniz Yıldırım. KARİKATÜR Karikatürlerin boyutu 30x40 cm’yi geçmemelidir. Her türlü teknik serbesttir. Yarışmaya en fazla beş karikatürle katılabilinir. Seçici Kurul: Metin Peker, Kamil Masaracı, Muhittin Köroğlu, Zafer Temoçin, Akdağ Saydut, Murat Sayın. FOTOĞRAF Ödüle en çok dört adet siyah beyaz fotoğraf ile aday olunabilir. Gönderilecek fotoğrafların en az 18x24 cm. boyutlarında ve daha önce başka bir yarışmada ödül almamış olması gerekmektedir. Seçici Kurul: İsa Çelik, Coşkun Aral, Garbis Özatay, İbrahim Yıldız, Dr. Ersin Turan. HER DAL İÇİN GEÇERLİ GENEL KOŞULLAR Ödüller her dalda amatörprofesyonel herkese açıktır. Cumhuriyet mensupları hiçbir dalda ödüle aday olamazlar. Adaylar gerçek ad ve adresleri ile telefon numaralarını belirtmek zorundadırlar. Ancak adaylar ad ve adreslerinin saklı tutulmasını isteyebilirler. Ödül koşullarına uymayan yapıtlar, yarışma dışında tutulacaktır. Adayların, yapıtlarıyla birlikte adlarını ve soyadlarını arkasına yazacakları iki adet fotoğraflarını, açık adreslerinin de yer aldığı katılım belgesini ve yaşamöykülerini 14 Şubat 2021 Cuma günü saat 17.00’ye kadar, “Cumhuriyet Gazetesi Yunus Nadi Ödülleri” Prof. Dr. Nurettin Mazhar Öktel Sokak. No: 2 34381 Şişli / İSTANBUL adresine iadeli taahhütlü olarak postayla ulaştırmaları ya da elden teslim etmeleri gerekmektedir. Yayımlanmış yapıtların daha önce herhangi bir ödül almamış olması koşulu geçerlidir. Zarfın ya da paketin üzerine hangi dal ile ilgili olduğunun yazılması zorunludur. Ödül dallarında konu sınırlaması yoktur. Yapıtlar hiçbir şekilde iade edilmez. Ödül alan ya da herhangi bir şekilde ön elemeden geçirilen yapıtlar, genel yayın ilkelerimiz doğrultusunda gazetemizde yayımlanabilir. Ödül sonuçları gazetemizin kuruluş yıldönümü olan 7 Mayıs 2021 Perşembe günü açıklanacaktır. KATILIM BELGESİ ADISOYADI: ADRESİ: TELEFON NUMARASI: EPOSTA ADRESİ:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle