09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 7 EYLÜL 2020 PAZARTESİ HABER AKP’li Yıldız, NATO’ya ‘Körfez ülkelerindeki ihlallere sessiz kalmayın’ çağrısı yaptı AKP, hakları hatırladı Türkiye, insan hakları karnesi konusunda uluslararası kurumlardan sık sık eleştirilere ma cinayeti konusunda müttefik ülkelerin çoğunluğunun güçlü bir tepki vermemesi dünya genelinde eleşti ruz kalırken, AKP Denizli Milletveki ri konusu olmuştur. Bu tür hunhar li Ahmet Yıldız, Körfez ülkelerinde HÜSEYIN ca eylemler karşısında müttefik ülki ağır insan hakkı ihlallerine dikkat HAYATSEVER keler tepki göstermelidir. BAE’nin çekti ve NATO ülkelerine bu ihlalle zayıf durumda olan insan hakları re sessiz kalmama çağrısı yaptı. karnesi de görmezden gelinmemelidir” NATO ile kurumsal bir bağı olmayan ifadelerini kullandı. ancak ittifak üyesi ülkelerin milletve Sunum konuşmasında Körfez bölge killerinin oluşturduğu NATOPA’nın sindeki istikrarsızlığın diğer bölgeleri geçen hafta telekonferans yöntemiy de etkileyebileceğini ve bu nedenle NA le yapılan Siyasi Komite toplantısın TO müttefiklerinin burada yaşanan si da, NATOPA Türk Grubu üyesi ve AKP yasi ve ekonomik gelişmelere kayıtsız Denizli Milletvekili Ahmet Yıldız tara kalmaması gerektiğini söyleyen Yıldız, fından hazırlanan “Körfez Bölgesi’nde bölgede Çin’in artan etkisine dikkat çe Güvenlik ve Siyasi Dinamikler” baş kerek, “Koronavirüs salgını maalesef lıklı rapor ele alındı. Yıldız, raporun Çin’in ekonomik nüfuz ve yumuşak güç da, İran, Suudi Arabistan, Birleşik Arap yoluyla bölgedeki etkisini artırmasına Emirlikleri (BAE), Katar, Bahreyn, Ku yol açacak fırsatlar doğurmuştur” dedi. veyt, Umman ve Irak’ta yaşanan ge Yıldız, Rusya’nın bölgedeki etkisiyle il lişmeler ile bu bölgedeki gelişmelere gili de “Ortadoğu’daki istikrarsızlık, ma ABD, AB, Rusya ve Çin’in yaklaşımları alesef Rusya’nın bölgedeki varlığını ar na yer verdi. tırmasına yol açmıştır. Rusya, bölgedeki Yıldız, raporunda, Körfez bölgesin varlığını Suriye’de Esad rejimine askeri de özellikle Suudi Arabistan ve BAE’de desteğini güçlendirerek, artırmıştır. Kör ki insan hakkı ihlallerine dikkat çeker fez bölgesinde askeri varlığı bulunma ken, toplantıda yaptığı sunum konuşma masına karşın Rusya, İran’la Suriye’deki sında, “NATO ve müttefik ülkeler, gerek bağlarını artırmaya ve ABD’nin küresel tiğinde Körfez ülkelerinin yöneticilerini nüfuzuna karşı çıkmaya çalışmaktadır” bu ülkelerdeki insan hakları ihlallerin ifadelerini kullandı. den sorumlu tutmalıdır. Cemal Kaşıkçı l ANKARA BAŞAK DEMİRTAŞ’TAN SPONA’YA DAVET ‘Bir de bizden dinleyin’ Edirne F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Başkanı Robert Spona’nın Mardin’de AKP İl Başkanı’nı ve kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı’nı ziyaret etmesine ilişkin açıklama yaparak, Spona’yı Diyarbakır’a davet etti. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Demirtaş, “AİHM Başkanı Sayın Robert Spano, mahkemenizin verdiği kararları uygulatmayan Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkilileriyle görüştünüz. Son olarak Mardin Bü yükşehir Be lediyesi kay yımı ve AKP İl Başkanı’yla da bir araya gel diğinizi görü yorum. Şayet Diyarbakır’da misafirimiz olursanız baş ta eşim Se lahattin De mirtaş olmak Başak Demirtaş üzere HDP’li siyasetçilerin AİHM’deki da valarını size anlatmak isterim. Eminim ki, ziyaretiniz sırasın da görüştüğünüz yetkililerden hükümetin pozisyonunu fazla sıyla öğrenme fırsatınız oldu. Durumu bir de bizden dinle mek için, bana sadece bir sa at ayırmanız yeterli olacaktır. Sizi Diyarbakır misafirperverli ğiyle ağırlamak isterim” dedi. l İç Politika CHP’li Kayışoğlu, Karacabey Belediyesi’nin arazi satışlarını Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli’ye sordu Arsa satışına yorum yok SEFA UYAR Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli; Cumhuriyet’in gündeme getirdiği AKP’li Karacabey Belediyesi’nin, çoğunluğunu eski vasfı mera olan alanların oluşturduğu 300’ü aşkın arsa ve araziyi satış kararını görmezden geldi. Pakdemirli, satışa yönelik soru önergesine verdiği yanıtta, konuya ilişkin yorumda bulunmazken, mera alanlarının satılamayacağını belirtmekle yetindi. Bursa’nın AKP’li Karacabey Belediyesi, mayıs ve temmuzda gerçekleştirilen belediye meclisi toplantılarında, 8 farklı mahalle ve köydeki toplam 316 arsa ve tarla için satış kararı almış; satış kararı alınan arsa ve tarlaların çoğunluğunun bulunduğu Aşağıfevzipaşa köylüleri, satışa karşı belediyenin önüne yürümüş ve belediye önünde protesto eylemi yapmıştı. Ayrıca, köylüler, söz konusu alanların daha önce mera olduğunu belirterek, alanların mera vasfının tespiti ve satışın iptali için Bursa 4. İdare Mahkemesi’ne dava açmıştı. Satışın ise belediyenin uzun süredir bütçesini dengeleyemediği ve açığın kapatılması için yapıldığı iddia edilmişti. CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, 23 Temmuz’da Bakan Pakdemirli’nin yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, satışı ve bakanlığın konuya ilişkin neler yaptığını sordu. Kayışoğlu’nun önergesini 20 Ağustos’ta yanıtlayan Pakdemirli, Mera Yasası’nda yer alan “mera, yaylak ve kışlakların özel mülkiyete geçirilemeyeceği, amacı dışında kullanılamayacağı, zamanaşımı uygulanamayacağı, sınırlarının daraltılamayacağı ancak kullanım hakkının kiralanabileceği” hükmünü anımsattı. Yasaya tabi alanların satışının yapılmasının mümkün olmadığını kaydeden Pakdemirli, yasaya tabi alanların, tahsisi yapılan köylülerin kullanımında olduğunu belirtmekle yetindi. Pakdemirli, eski vasfı mera olan alanların satışa çıkarılmasına ilişkin ise yorumda bulunmadı. l ANKARA BELEDİYE HAREKETE GEÇTİ Tuzla’dan Giresun’a iki TIR dolusu yardım Tarihin en büyük felaketini yaşayan Giresun’a Tuzla Belediyesi yardım TIR’larını ulaştırdı. Yaşanan afetten hemen sonra harekete geçen Tuzla Belediyesi, Tuzla Kaymakamlığı ve Tuzla Kızılay Şubesi işbirliği ile Giresun’da ihtiyaç sahibi ailelere dağıtılmak üzere, Tuzla Gençlik Merkezi (TUZGEM) gönüllüleri tarafından hazırlanan 2 TIR dolusu malzeme Giresun’a uğurlandı. Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı, “Tuzla Belediyesi olarak Türkiye’nin birçok noktasına yardımlarımız oluyordu ama Giresunumuz bugünlerde özellikle yardım konusunda hassasiyetimizi artırdı. Bir daha böyle bir afetle karşılaşmamayı diliyorum. İnşallah Giresun’a da yakın zamanda gideceğiz. Giresun’da çok bulundum. Kümbet’in dört yıl ağalığını yaptım. Sel olan derelerde de bulundum. Yardım etmekle beraber bundan sonra uzun vadede diğer hizmetlerle bu yarayı hep birlikte saracağız” diye konuştu. ALTIN GÜVERCIN’I ELEŞTIRENLERE BAŞKAN GÜNEL’DEN TEPKI: Ömer Günel BIZE KÜLTÜRSANAT ÜRETME DIYEMEZSINIZ Aydın Büyükşehir Belediyesi, Kuşadası Belediyesi ve Kuşadası Altın Güvercin Kültür, Sanat ve Tanıtım Vakfı (KUSAV) iş birliğinde düzenlenen 23. Altın Güvercin Beste Yarışması kapsamında Altın Güvercin Amfi Tiyatro’da sahne alan Berkay, sevilen şarkılarını Kuşadalılar için seslendirdi. Konser öncesi konuşan Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, yarışmanın düzenlenmesi ile ilgili olarak sosyal medya üzerinden eleştiri yapan kişi ve kurumlara sert tepki gösterdi. Kuşadası’nın tarım ya da sanayi değil, bir turizm kenti olduğunu vurgulayan Başkan Ömer Günel “Sanayi kentinde ürettiğin ürünü pazarlarsın. Tarım kentinde toprağı eker, biçer, elde ettiğin mahsulü pazarlarsın. Bir turizm kentinde ise kültürsanat pazarlarsın, güneş pazarlarsın, tatil pazarlasın. Kuşadası’nın ekonomisinin yüzde 99’u turizme dayanıyor. Siz tarım yapan bir kente toprağını ekme, biçme ama yaşa diyebiliyorsanız, bir sanayi kentine üretme ama yine de yaşa diyebiliyorsanız, bir turizm kentine de sanat üretme, kültür üretme, turizm yapma ama yine de yaşa diyebilirsiniz. Peki, mümkün mü böyle bir şey? O zaman bunu bize söyleyen arkadaşlar kapatacaklar turizm kentlerinin kapılarını ve bize bakacaklar. Asgari yaşam şartlarımızı sağlayacaklar” dedi. Günel “Bizler pandeminin tüm kurallarını yerine getiriyoruz. Mitinglere 300 bin kişi toplayanlar, İstanbul konserlerini iptal et meyenler bize hiçbir şey söyleyemez. Lütfen bir turizm kenti olarak Kuşadası’nın hak ettiği asgari saygıyı herkes göstersin. Bunu herkes göstermeye mecburdur. Çünkü bir turizm kenti olarak ayakta kalmak zorundayız. Başka kentler ayakta kalabilirken ekonomisi yüzde 99 turizme dayalı olan Kuşadası’nın esnafı önümüzdeki günleri nasıl atlatacağını kara kara düşünmektedir. Konser yapma, etkinlik yapma, buraya misafir getirme! O zaman nasıl geçinecek benim esnafım? Buradan bizlere bu eleştirileri yöneltenlere sitem ediyorum. Bu kadar zor koşullara rağmen ayakta kalmaya çalışan turizm kentlerine bu haksızlığı reva görmesinler” diye konuştu. l İZMİR / Cumhuriyet Buldan lokma dağıtımına katıldı HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, dün İstanbul Küçükçekmece’deki Garip Dede Dergâhı’nda Muharrem Lokması dağıtımına katıldı. Buldan, “Size cezaevindeki sevgili Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın selamlarını getirdim. Ben Alevi değilim ancak burada olmaktan onur duyduğumu ifade etmek isterim. Alevi yoldaşlarımız bu topraklarda büyük zulümler gördü. Tıpkı Kürtler, Ermeniler ve Süryaniler gibi. Ancak her dönemin zalimine karşı direnenler hep olmuştur. Bugün de bu zalimler vardır ama bu zalimlere karşı direnenler de vardır. Her zaman için direnenlerin kazanacağı dönemlerin yakın olduğunu bilmeniz lazım” dedi. l İç Politika Tarık İşmen İDO Başkanı seçildi Türkiye’nin en büyük diş hekimleri odalarından İstanbul Dişhekimleri Odası’nın (İDO) seçimi dün yapıldı. Seçimlerde Birlik Grubu’nun adayı olan Tarık İşmen 722 oyla seçimleri kazandı. Nişantaşı Nuri Akın Anadolu Lisesi’ndeki seçimlerde yönetimde olan Birlik Grubu ile İdealist Dişhekimleri Grubu ve Önce Dişhekimi Grubu adı altında üç farklı grup yarıştı. Önce Dişhekimleri adayı Ender Kazazoğlu 636 ve İdealist Grubu adayı Muzaffer Erdoğral ise 274 oy aldı. l Haber Merkezi Yumurta atanların cezası bozuldu Ankara’nın eski Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e İzmir Caddesi’nde yumurta atan Neslihan Uyanık ve Nebiye Merttürk hakkında yerel mahkemenin verdiği ceza Yargıtay tarafından bozuldu. 2 Haziran 2012’de kadınlar, Dikmen Vadisi’ndeki evlerin yıkımına ve Gökçek’in kürtaj hakkındaki açıklamalarına tepki göstermişti. Kadınlara hakaret suçundan 11 ay, 20 gün, tehditten 1 yıl 8 ay hapis cezası ve mala zarar vermeden 500 lira ceza verilmişti. Mala zarar verme suçundan verilen ceza onanırken bozulan ‘hakaret ve tehdit suçlarından’ verilen cezaya karşın aynı suçlardan ikilinin 20 Ocak 2021’de yeniden yargılanacağı belirtildi. l Haber Merkezi Cinsel istismar olgusunun ardında ne var?.. Uşşaki tarikatı şeyhi Fatih Nurullah 12 yaşlarındaki kız çocuğuna cinsel istismar suçundan tutuklandı. Bu olay ilk değil. Anımsarsınız, Ensar Vakfı’nda da daha çok sayıda erkek çocuğa cinsel istismar olayları ortaya çıkmıştı. Daha ortaya çıkmayan, suskunlukla örtülen, tehditle gizlenen nice olay vardır. Nedir bu olaylar? Neden bu dinci kesim cinsellikle bu denli uğraşıyor? Küçük yaştaki kızlı erkekli çocuklar, her yaşta kadın neden hep bu kesimin cinsel hedefleri oluyor? Bu konu “kişilerin cinsel bozuklukları” mıdır? Yoksa bir “psikolojik hastalık” mıdır? Ya da “toplumsal ahlak çöküşü” mü yaşanıyor? Belki hepsinin payı mı var? Yasaklanan cinsellik... Sigmund Freud’a psikanalizin kapısını açan gözlemi “cinselliğin yasaklanması” olmuştu. 19. yüzyıl Viyanası’nın tutucu ahlak anlayışı cinsellik dürtüsünü sıkı kurallar altına almıştı. Cinselliğini yaşayamayan genç kızların tanı konamayan hastalıkları “histeri” adıyla biliniyordu. Genç kızın bedeni kasılıyor, hiçbir uyarıya yanıt vermiyor, çevresini korkutan kasılmalar geçinceye kadar bilinci kapanıyordu. Freud, daha sonra “psikanaliz” adını verdiği yöntemiyle serbest çağrışım yoluyla bilinçaltına itilen dürtülerin açığa çıktığında hastalığın düzeldiğini gördü. Psikanaliz böylece bir terapi yöntemi oldu. Yasaklanan cinsellik bu dürtünün bilinçaltına itilmesine yol açar. Orada daha da yoğunlaşan, daha da şiddetlenen cinsel dürtü kendine bir çıkış yolu arar. Cinsel dürtünün bu çıkışında toplumsal kurallar ya yan yollarla aşılır ya da düpedüz çiğnenir. Cinselliğin yasaklanması her zaman toplumlarda yaşanan erkek ya da kadın cinselliğinin kuralları çiğnemesiyle sonuçlanır. Erkeklerin “oğlancılığı” ya da kadınların “seviciliği” bu yasakların sonucudur. Karşı cinsle eşit birlikteliğin yasaklandığı her ortam bu sonuçlara açık duruma gelir. Osmanlı’nın cinsel kültürü dürüstlükle incelendiği zaman bu gerçekler ortaya çıkmaktadır. Toplumlar uygarlaştıkça kadın erkek arasındaki engeller kaldırılmış, iki cinsiyet arasında uygar ve eşit ilişkiler kurulmuştur. Böylece kadın ve erkek birbiri için “cinsel obje” olmaktan kurtulmuş, “insan insan” ilişkisi kurulmuştur. Atatürk Cumhuriyeti’nin laik eğitiminde karma okullarda kız erkek arkadaşlığı hepimizin yaşadığı doğal iletişimi sağlamıştır. Sonraki yılların erkek ortaokul ve liseleri gene ayrımlar yaratmış, buluşma üniversiteye kalmıştır. Köy Enstitülerinin kızlı erkekli eğitimleri hiçbir zaman cinsel sapmalara yol açmamıştır. Bu iftiraları atan çevreler, bugün kendi öğrenci yurtlarında yaşanan cinsel istismar olaylarını nasıl örteceklerini bilemiyorlar. Uygarlığın öğretisi, iki cinsi ayırmak değil, tam tersine iki cinsi birbirine tanıtmak ve cinsel konularda eğitmek gerektiğidir. Ancak o zaman cinsel yaşamı da dürtülere uygun kurallar koyarak yaşatabilirsiniz. Karşı koymak günahtır... Cinsel istismar olaylarının önemli bir nedeni de “biat itaat” kültürüdür. “Biat itaat” kültürü bireyden teslimiyet ister. Dini kendilerine göre yorumlayan tarikatlar cemaatler bu kültürü de kendi emellerine uyarlarlar. “Sana ne denirse sorgusuz sualsiz kabul edeceksin.” “Efendinin dediği dinin emirleridir. Böyle bileceksin.” “Karşı çıkmak haramdır. Büyük günaha girersin.” “İtaat et, iyi kul ol, cehenneme girme.” “Biat itaat” kültürü, şeyhlerin, emirlerin, mürşitlerin, hocaların “her söylediğinin kabul edilmesini her yaptığına itaat edilmesini” emrettiğinden, cinsel istismara maruz kalan çocukların neden suskun kaldığı da anlaşılır. Bu çocukların ailelerinin de aynı tarikata mensup olmaları, olayı daha da kapalı duruma sokar. Olayı açıklayanlar, yapılanlara karşı çıkanlar her türlü şiddeti göze alarak yapabilirler. Uşşaki tarikatı olayında da olaya karşı çıkan baba (ki o da bu tarikatın içindedir) diğer müritler tarafından dövülmüş, kolu kırılmıştır. Kadına biçilen sosyal rol... Laik toplumlar kadına sosyal hayatta erkeğe eşit yer verirler. Bu toplumlarda kadın her mesleği yapabilir, her konuma ulaşabilir, yönetici olabilir, cumhurbaşkanı olabilir. Tektanrılı din toplumlarında ise başroller hep erkeklerindir. İmam erkektir, hükümdar erkektir, papa erkektir, rahip erkektir, haham erkektir. İslamda da Hıristiyanlıkta da Musevilikte de böyledir. Tektanrılı din toplumlarında kadın erkeğe eşit değildir. Kadın meslekleri de ayrıdır, kadının konumu da ayrıdır. Kadın örtülüdür, erkekte örtü yoktur. Kadının başı kapalıdır, erkeğin başı açıktır. Kadının yeri evidir, işi de ev işleri ve çocuklardır. Bu da “kadının cinsiyetçi rolünü” belirler, onun “cinsel obje” olarak görülmesine yol açar. Onun için de “Kız çocuklarıyla kaç yaşında evlenilir” sorusu tartışılır durur. Çocukların cinsel istismarı da bütün bu nedenlerle toplumsal bir olgudur. Çözümü de ancak bu yolla bulunacaktır...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle